Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ะ İpek Böceği Gibi Olmamalı İnsan ะ (1 Kullanıcı)

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
51
Ve aleyküm selam gül gönüllü, Değerli Gülnisa hocam.. Rabbimiz c.c sizden de ebeden ve daimen razı ve hoşnut olsun, gül gönlünüzce, hayırlısıyla olsun herşey inşallah..Güzel yorumunuz ve içtenliğinizle bu hayallerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim hocam..Gönlünüze sağlık..Kimsesiz çocuklar konusundaki hassasiyetinizi biliyorum değerli hocam:(.. Çok ulvi bir amaç sizinkisi Maşallah. Rahman c.c muvaffak ve müyesser eylesin sizi inşallah.. Her adımınıza sevap yazsın..Bizim ipeğimiz, ''Allah rızası için'' kendimizi feda etmek olsun her daim inşallah.. İpekböceği, yaptığı ürünün faydasını kendi göremiyor ve o an'lık için, dünya için bir şeyler elde etmek, başarmak istiyor.. Oysa insan, sadece bu dünyaya ait değil, burası onun geçici yurdu..Ebed ve gerçek olan yurt, ahirette.. Bu sebeple, bizim ipeğimiz (yani hedefimiz) Allah c.c rızası oldukça, o yolda kendimizi feda etsek bile, bundan daha hayırlı bir ölüm veya bir yaşam nasip olmaz.. Burada ipek olarak seçeceğimiz şey çok önemli..Dünyevi bir meta uğruna mı, yoksa rıza için mi bir şeyleri istiyoruz? Tercihimiz ikincisi ise, ölümümüz bir ipek böceği gibi bile olsa, yani çalışmalarımız bir başkasına dahi yarasa, bunun sevabı öldükten sonra bile bizlere yazılacaktır biiznillah:)..Rahman c.c, bu dünyada bizlere, dünyanın boş eğlenceleriyle vakit kaybettirmesin, rızasından bir an olsun ayırmasın bizleri inşallah..O güzel ve hayırlı dileğiniz için size çok dua ediyorum değerli hocam..Dualarım sizinle inşallah..Selam ve baki dualarım ile, En Yüce'ye emanetimsiniz..B)

selamunaleykum guzel yureklı kardeşım
ne guzel yazmışsın her zaman yazdığın gıbı
allah razı olsun
kelımeler secılmış bırer ıncı mısalı dokulmuşler parmaklarınızdan
amın amın amın
guzel dualerınız ıcın
allah hak yolda yurumeyı sevap kazanıp faydalı olmayı nasıp etsın ınşaallah
allah goremedığımız hayırları gorup şükretmeyı nasıp etsın ınşaallah
allah o guzel gonlunuze gore versın
allaha emanet olun
daım mutluluklar ıcersınde bır gul mısalı
selam ve dua ıle:H
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
51
Ve aleyküm selam gül gönüllü, Değerli Gülnisa hocam.:)

O sizin gönlünüzün güzelliğidir. Rahman c.c sizden de ebeden razı ve memnun olsun inşallah..Hedeflediğiniz şey gerçekten çok güzel ve yüce bir amaç..Rahman c.c sizi muvaffak eylesin inşallah..Hayata geçirebilmeniz için dua edeceğim.. Selam ve baki muhabbetle En En Emin'e emanetimsiniz inşallah..Her şeyin Gül gönlünüzce olması dileğiyle.B)

SELAMUNALEYKUM GUZEL YUREKLI KARDEŞIM
BUGUN EĞER YAPABILIRSEK SAYFAMIZA TURNUVA SONUÇLARIN RESIMLERINI ATACAĞIZ BAKARSAN SEVINIRIM
COCUKLARIMIZ VE BENDE OLACAĞIM
ALLAHA EMANET OL
AMIN AMIN AMIN:H
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalama', bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir 'çoğalma-tutkusu'dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah'tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanışolan bir metadan başka bir şey değildir.

(Hadid Suresi, 20)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuh canım kardeşim​



Kıymetli paylaşımlarınız için Rahman razı olsun.Rabbim ecrinizi versin inşaallah.
Dünyamızı güzel yaşayacakmışız diye ahiretimizi heba etmemeliyiz.Dünya yurdu bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir.Dünya yurduna kendilerini kaptıranlar ancak hüsrana uğramışlardır Evlatları, malları, şanları onlara hiç bir fayda vermiyecektir.Hesaba çekildikleri gün aynı muameleyde davranılacaktır.Bunları bilerek yaşantımızı güzelleştirirsek ölümü Yarada bir kavuşma anı olarak görürüz inşaallah.Korkmadan utanmadan huzuruna varırız.Rabbim bizleri dünya hayatında oyalananlardan eylemesin.


Baki muhabbetle selam ve dua ile...B)B)


Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü ebeden ve daimen inşallah canım kardeşim..Güzel gönlünüze ve yazan ellerinize sağlık olsun inşallah.. Yorumunuz çok güzeldi.. Çok teşekkür ederim canım kardeşim..Rabbimiz c.c sizin de kıymetli çalışmalarınızı tesirli ve amacına uygun kılsın, sevabınızı iki cihanda da en güzeli ve en hayırlısı ile size lütfeylesin inşallah..Amin..

Hiçbir zenginlik ölçüsüyle ölçülemeyecek bir nimete sahibiz..Ömür nimeti.. Hesabımızda ''zaman'' gibi sınırlı ve bir o kadar da değerli bir hazine var.. Bu zaman diliminin yerinde harcanması, ahirette bizlerin akıbetini hayır yönde kılacaktır..Bu şuurla yaşayanlardan oluruz inşallah..Dualarımda daimsiniz inşallah canım kardeşim. Rabbimiz c.c güzel gönlünüze göre versin her daim..Selam, baki dua ve daimi muhabbetle En Emin'e emanetsiniz..B)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
"Ebu Hureyre radıyallahu anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:" Cennette, yay kadar bir yer, güneşin üzerine doğduğu veya battığı şeyden (dünyadan) daha hayırlıdır.

(Buhari, Bed'ü'l-Halk 8, Tefsir, Vakı'a 1; Müslim, Cennet 6, (2826); Tirmizi, Cennet 1, (2525).)

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Ey insanlar, siz Allah'a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız; Allah ise, Ganiy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır, Hamid (övülmeye layık)tır. Dileyecek olsa, sizi giderir (yok eder) ve yepyeni bir halk getirir. Bu, Allah'a göre güç değildir.

(Fatır Suresi, 15-17)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamüm Aleyküm kardeşim insanı düşünüp ibret nazarıyla tefekküre salan bir paylaşım emeğine güzel yüreğine sağlık RABBİM razı olsun gayretini ilmini artırsın

Öüm güzel şey; budur perde ardından haber.....
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü Peygamber ?...

SELAM ve DUA ile kalın ALLAHA EMANET OLUN


Ve aleyküm selam güzel kardeşim. Allah c.c sizden de razı olsun inşallah.. Güzel dualarınıza kalbi aminler..Çok manalı ve yerinde bir beyit aktarmışsınız, çok teşekkür ederim..Rabbimize emanetsiniz inşallah..Selam ve baki dua ile.B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selam Aleyküm kardeşim Allah razı olsun çok anlamlı güzel ders alıcı bir paylaşımdı emeğinize sağlık Rabbim hayırlı yşalar hayırlı ömürler hayırlı ölümler nasipetsin Rabbim hiç bir zaman allah korktuğumuza uğratmasın bu dünyada ve ahirette Allah'ın sevdiği raz olduğu kullar olmak nasip etsin Rabbim.
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun selam ve dua ile Allah'a emanet olun.


Ve aleyküm selam güzel kardeşim..

Allah c.c razı olsun sizden de inşallah.. Güzel yorumunuz ve güzel dualarınız için çok teşekkür ederim..Ecmain olsun inşallah güzel kardeşim.. Selam ve baki dua ile En Emin'e emanetsiniz..B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmaktadır:
"Lezzetleri kesip yıkan ölümden çokça bahsedin!"
Hadisin mânâsı: "Onu anmakla lezzetleri bulandırın ki lezzetlere olan meyliniz kesilsin. Dolayısıyla ALLAH'a yönelmiş olasınız!"
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Eğer hayvanlar, ölüm hakkında ademoğlunun bildiğini bilseydiler insanlar onlardan semiz bir et yiyemezlerdi." (Beyhâkî)
Hz. Âişe (r.a.) şöyle sordu: "Ey ALLAH'ın Rasûlü! Şehidlerle beraber haşrolunacak bir kimse var mı?" Hz. Peygamber cevap olarak şöyle dedi.
"Evet! yirmi dört saatte yirmi defa ölümü anan bir kimse!"
Bütün bu faziletlerin sebebi ölümün anılmasındandır. Ölümün anılması da aldanış evinden uzaklaşmayı ve ahiret için hazırlıklı bulunmayı gerektirir. Ölümden gaflet ise; insanı, dünyâ şehvetlerine dalmaya davet eder.
Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Mü'minin hediyesi ölümdür" Bunu şu hikmete binaen söylemiştir. "Dünya mü'minin hapishanesidir. Çünkü mü'min, dünyada nefsinin şiddetinden, şehvetlerinin riyazetinden, şeytanın müdafaasından ötürü sıkıntıdadır. Bu bakımdan ölüm onun için bu azaptan kurtulmaktır. Kurtuluş ise, onun hakkında hediyedir; zira Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Ölüm her müslüman için kefarettir." Enes'in rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur.
"Ölümün zikrini çokça yapın! Çünkü ölümü anmak günahtan siler. Dünyayı gözünüzde küçülterek kıymetsiz kılar. Ayırt edici olarak ölüm kafidir. Vaiz olarak ölüm yeter."
ALINTI

Selamünaleyküm...kalbi güzel kardeşim ALLAH c.c. razı olsun...
emeğinize sağlık çok güzel bir paylaşım okuduklarımızdan ibret alanlardan oluruz...İNŞALLAH...gaflet uykusunda olanlar o kadar çok RABBİM ıslah etsin...
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile...selametle İNŞALLAH...




Ve aleyküm selam Değerli Nihal AblamB)
Beğendiğinize sevindim.Rahman c.c sizden de ebeden ve daimen razı ve memnun olsun inşallah.. İstifadelenerek okudum değerli katkınızı..Çok teşekkür ederim. Rabbimiz c.c sevabınızı yazsın inşallah.. Dualarda buluşmak duası ile Rabbimize emanet olunuz..Selam ve baki dua ile inşallah..B)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Sonunu düşünmeyip dünyaya aldanan insan, ipek böceği gibidir. İpek böceği kendine yuva örer ve sonunu bilmez. Sonra oradan çıkmak ister, çıkacak yer bulamaz, ördüğü yuvasında ölür ve çalışması başkalarına yarar.)
[ Münire]
çok güzel bir paylaşım olmuş emeğinize sağlık....


Allah c.c razı olsun.. Teşekkür ediyorum.
Rabbimize emanet olun. Selam ve dua ile inşallah.
 

MAZLUMkul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2008
Mesajlar
940
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Paylaşımınız için Allah razı olsun, konuya aşağıdaki cümleler ile katılmak isterim izninizle;

Kâinatın özü insan da zamanı gelince elbet ölecektir. Hayat kadar gerçek olan ölümü kabullenmemek mümkün mü? Ölüm bu hayatın sonu olmakla birlikte insan için bir son değil, fani âlemden ebediyet yurduna geçiştir.

Yunus:“Ölümden ne korkarsın, Korkma ebedî varsın,” derken,
bunu anlatmış, merhum Necip Fazıl da :
“Ebedî gençlik ölüm desem kimse inanmaz. Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.”dizeleriyle bunu ifade etmiştir.


Ölüm, yerin üstünde görüp geçirdiğimiz rüya gibi hayatın yerin altında gerçeğe dönüşerek devam etmesidir denilebilir. Kur’ân, ölüm ve sonrasındaki gerçeklerden şöyle bahseder:“Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile.” “Her canlı ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz ve siz ancak bize döndürüleceksiniz.” Ve “Kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size mutlaka tastamam verilecektir.”

Ölümü hatırlamak; yani ilahî huzurda hesap verme düşüncesi, geçici zevklere aldanmayı önler. Allah’a isyana engel olur, gönlümüzü yumuşatır. Şımarıklığı giderir, haksızlıkları, hasedi, kin ve nefreti silip dünya sıkıntılarını hafifletir ve ömrü değerlendirir. Unutmayalım ki, değerlendirilmeyen ömür boşa harcanmış bir servettir.

Bir imtihanda olduğumuzu, iki melek tarafından, kameraya alınır gibi tüm davranışlarımızın tespit edildiğini, bunların bir gün önümüze konulacağını biliyoruz. O halde, doğru ve yanlışın ortaya çıktığı gün, utanıp pişman olacağımız işlerden kaçınalım. Sevgili Peygamberimiz (sav)’in:“Her kul öldüğü hal üzere diriltilir”[3] sözünü unutmayalım.


önemli olan Azrail a.s. gelipde omuzuna 'hadi gidelim diye vurduğu zaman arkana bakmadan 'evet gidelim' diyebilmektir.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamun aleykum güzel kardeşim,
paylaşmınızdan dolayı Mevla razı olsun.
ölüm bir ömrü olduğunu hatırlatır insana bu dünyada, ömür bitecek olandır, hayat veren ve tekrar O'na döneceğimiz Rabbimizin nimetlerini düşünmeye vesile olan ise ölümdür.
Ölmeden önce ölelim inşaAllah.
Efendimiz s.a.s. buyuruyor:
“Dünyevî zevkleri kıran ve tul-i emeli unutturan ölümü çokca hatırlayınız.” (Tirmizi,Zühd/4)
Zeki mü’minin kim olduğu sorulunca da: “Ölümü çokca hatırlayan ve ölümden sonrasına iyi hazırlanandır.” buyurmuştur (İbn-i Mace, Zühd/31)
selam ve baki dua ile...
Allah'a emanet olun


Ve aleyküm selam güzel kardeşim. Allah c.c razı olsun inşallah, yazmış olduğunuz hadis-i şerifler için ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim güzel kardeşim.. Sizin de gönlünüze sağlık olsun inşallah..Efendimiz (s.a.v)'in de buyurduğu üzere, alışverişlerin en kazançlısı, dünyayı satıp karşılığında ahireti almaktır.. Ve akıllı mümin de ahiretini her zaman dünyaya tercih edendir.. Rahman c.c, ipeğimizi, kendi rızası kılsın, bizi rızası yolunda çalışanlardan eylesin inşallah..Amin..

Cumanız mübarek olsun güzel kardeşim..Rahman c.c makbul kılsın dualarımızı, münacaat ve arzuhalimizi inşallah...En Emin'e emanet olun..Selam ve baki dua ile..Hayırlı, nurlu ve bereketli geceler ve Cumalar..B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Ölüm hayatın ikiz kardeşi… Doğarken bizimle beraber… Doğar doğmaz ölüme, yani Allah’ın bizim için takdir ettiği dünya hayatının sonuna doğru an be an yaklaşıyoruz. Ne zaman öleceğimizi bilmiyoruz, bu bilgi meçhul de olsa er- geç bizi yakalayacağını unutmadan her an hazırlıklı olmamız imanımız gereğidir.
Ölüm bu kadar bariz(açık) iken ve etrafımızda, en yakınlarımızdan ölenlere şahit oluyorken, taziyelerine katılıyorken, kendi ölümümüzün gerçeğinden uzak, hiç gelip bizi bulmayacakmış gibi yaşamaya devam etmemiz “gaflet uykusu” değil de nedir?
İşte bizi uyaran bir ayet: “Her canlı ölümü tadacaktır. Böylece kıyamet günü yapıp ettiklerinizin karşılığı size tam olarak ödenecektir. Orada ateşten uzaklaştırılıp Cennete sokulacak olanlar, gerçek kurtuluşa ermişlerdir. Zira bu dünya hayatına düşkünlük, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir!” Al-i İmran suresi- 185
Rabbimiz dünyanın aldatıcılığına, geçiciliğine karşı bizi uyarıyor. Fakat biz iman ettiğini söyleyenler, yaşantımızla bu ilahi uyarıları kulak ardı ettiğimizi gösteriyoruz.
Mesela ne mi yapıyoruz? Bir türlü ibadetlere başlayamıyoruz. Başlasak bile devam ettirmede sabırlı olmuyoruz. Salih amel işlemeye hiç istekli değiliz! Her şeyi nefsimizin hoşuna gideceği şekilde ayarlamaya çalışıyor böylece kendimizi meşgul ediyoruz. Mutluluğun bu dünyada güllük gülistanlık, dertsiz tasasız, keyf-ü eğlence ile geçirilmesinde olduğunu sanıyoruz. Ve büyük bir aldanış içinde kendimizi atlatıyoruz.
“Ölüm en büyük nasihatçidir!” hadisine binaen, her gün birkaç ölen kişi için sela okunduğunu duyuyoruz. Fakat bir gün selaların bizim için de okunacağını idrak etmiyoruz. Zannediyoruz ki bunu düşünmezsek, ölüm bizden uzaklaşacak! Ne gaflet! “Hiç kimse yarın ne kazanacağını sevgi mi, nefret mi, günah mı, sevap mı, kâr mı, zarar mı kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse hangi toprak parçasında ve nasıl öleceğini de asla bilemez!” Lokman suresi- 34
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan meşgul edip alıkoymasın! Kim böyle yaparsa( dünya ve şeytan) kimi Allah’a ibadet ve itaatten alıkoyarsa ziyana uğrayanlar onlardır! Birinize ölüm gelip de “Rabbim ne olur beni yakın bir süreye kadar erteleseydin de sadaka verip iyilerden olsaydım!” demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan hemen şimdi, O’nun yolunda harcayın! Ama ölüm vakti geldiği zaman hiçbir kimseye mühlet tanınmaz. Allah tüm yaptıklarınızı bilir!” Münafikun suresi- 9–11
“Ölümden sonraki hayata(ahiret) inanmamakta diretip, kendi kendilerini aldatanlardan her hangi birisine, ölüm gelip çatınca; “Ey Rabbim beni hayata geri döndür ki, terk ettiğim dünyada belki yararlı bir iş yaparım!” Hayır! Bu onun söylediği boş ve anlamsız bir sözden ibarettir. Çünkü dünyayı terk etmiş olanların ardında, yeniden diriltilecekleri güne kadar aşılması imkânsız bir engel vardır. Ve kıyamet günü sura üfürüldüğü zaman, ne aralarındaki kan bağları işe yarayacaktır, ne de birbirlerine olup bitenler hakkında soru sorabileceklerdir! Ve o gün iyi eylem ve davranışları tartıda ağır gelen kimseler, işte kurtuluşa erişecekler olanlar bunlardır. Ve kimin de iyilikleri hafif gelirse, işte Cehennemde ebedi kalmak üzere, kendi kendilerine yazık edenler de bunlardır. Ateş onların yüzlerini yalayarak yakar da ateşin içinde yüz etleri sıyrılmış olarak sırıtan dişleriyle kalıverirler ve Allah onlara;”siz değil miydiniz, size ayetlerim okunurken onları yalanlayanlar!” Müminun suresi–99–105
İşte ahirete iman etmemenin iç yüzü budur! Haydi diyelim ki kâfir olan inat etti de iman etmedi ve bu sonucu kazandı… Ya Müslümanlara ne oluyor ki, ölüm gerçeği bu kadar açık ortada duruyorken ve iman ettiğini söylediği Allah(c.c), öte hayatta ne olacağını haber veriyorken, dünyasını imanının gereklerine göre düzenlemiyor?
İnsanımızın en belirgin özelliği “ertelemeci” olmasıdır. Hiçbir işimizi gününde yapmıyor, yarınlara bıraktığımız gibi, dünya hayatımızdaki süreyi de har vurup, harman savuruyor, yapmamız gerekenleri, sorumluluklarımızı hep erteliyoruz. Çok zamanımız varmış gibi… Ölüm çatınca da mühlet istiyoruz! İbadet etmeliyiz, kırkından sonra başlarım, kitap okumalıyız, ee bir gün okurum, ahlaki sorumluluklarımız, toplumsal sorumluluklarımız, çocuklarımızın eğitimi… Yaparız, yaparız bir gün yaparız! Ne zaman? Ölüm gelip çattıktan sonra mühlet isteyerek mi?
“İnananlar için hala vakit gelmedi mi ki, Allah’ın zikrine ve inen Kur’an’a karşı saygı duyup yumuşasın ve bundan önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalpleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar!” Hadid suresi- 16.
Resulullah(s.a.s), “dünyada bir garip gibi hatta bir yolcu gibi yaşa!” buyuruyor, biz ise krallığımızı, sultanlığımızı burada kuracakmışız gibi dünyaya kazık çakıyoruz. Hiç bırakıp gitmeyecekmişiz gibi… İbn-i Ömer, “akşama ulaştığında sabahı bekleme, sabaha çıktığında da akşamı bekleme. Sağlıklı günlerinde hastalanacağı vakit için, hayatın boyunca da öleceğin zaman için tedbir al!” demiştir. Öğüt alan var mı?
Yine Resulullah(s.a.s), “vasiyet etmeye değer bir malı bulunan kimsenin vasiyetini yanında yazılı olmadan iki gece(üç) geçirmesi doğru değildir.” Buyuruyor.
“Zevkleri ve ağız tadını bozan ölümü çok hatırlayınız.!” Hadisini tefekkür eden ne az! Geleceğe ait yaşamında nice planlar kuranlar, fakat bunları yapamadan gidenler çoktur. Ölüm gelip çattığında ne yazık ki, birçok yarım işi, ya da hiç başlamadığımız işleri arkamızda bırakacağız. Hepsinin hesabını vermek üzere Rabbimizin huzuruna gideceğiz. Yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan, yapmamamız gerekirken yaptıklarımızdan dolayı varıp, hesaba çekileceğimiz son menzil Allah’ımızın huzurudur! Bu yüzden ölümü hatırlayıp, ölüm sonrası için hazırlık yapan akıllı insanlardan olmalıyız.
Mümin ferasetlidir. Günü birlik yaşamaz, düşünmez. Ahiretini kapsayacak genişlikte düşünceleri geniştir. Dünyanın geçici süsü, püsü ile vakit kaybetmez. Gaflete düşmez. Sıhhatini aklını, iradesini, nimetleri ve tüm imkânlarını Cenneti kazanacak işlerde harcar. Bir rüya kadar çabuk gelip gidecek bu dünya hayatını, Allah’ın razı olacağı işlerle, amellerle, ilimle, sorumluluklarını yerine getirmekle geçirir.
Resulullah (s.a.s), buyuruyor; “yedi şey gelip çatmadan hayırlı ameller yapmaya bakın. Yoksa siz iyi amelleri işlemek için, her şeyi unutturan fakirliği mi, azdıran zenginliği mi, insanın aklını ve bedenini bozan hastalığı mı, bunaklaştıran ihtiyarlığı mı, ansızın ve süratli gelen ölümü mü, yoksa beklenen şeylerin en kötüsü Deccal’i mi, yoksa bunların hepsinden çok daha zor ve acı olan kıyameti mi bekliyorsunuz da, hala hayırlı ameller yapmıyorsunuz?” Tirmizi- zühd–3
Ölümü devamlı hatırlamak suretiyle nefsimizin kötü arzularını dizginleyebilir, yarım kalan işleri tamamlayabilir, sorumluluklarımızın gereğini idrak etmiş oluruz. Bize verilen her anı, Rabbimizin rızalığı doğrultusunda amellerle doldurabiliriz. Çünkü hayat boşluk kabul etmez. İmanın boş bıraktığı yerleri, nefis ve şeytan malayani işler ve seyyiatle(kötülükle) doldurur, unutmayalım.
Bir düşünün, şu satırların sonuna kadar okudunuz. Bundan sonrası meçhuldür! Ya ölüm şimdi şurada sizi yakalarsa? Neleri planlıyordunuz, neleri yarım bıraktınız, bir daha size fırsat verilecek mi?
Tefekkür edin! Bir saatlik tefekkür, seksen yıllık nafile ibadete eş değerdir biliyor musunuz? Şimdiye kadar yapmamız gerekirken ertelediklerimiz, hakkını yediğimiz kullar, tövbesi yapılmamış günahlar, bir türlü tadil-i erkânı ile kılınmayan namazlar, ibadetler, zikir ve istiğfar dilemeler… Şimdi ölüm geliverse bunları bir an için sıkıştırabilir miyiz? Hayır, ama gaflet içindeki nefis, sıkıştırabileceğini sanıyor! Bu yanılgılar ancak hüsranı getirir!
Sonuç olarak, her nefis ölümü tadacak. Dünya hayatı geçici ölüm ise hayatın devamıdır, bir yok oluş değil. Ecel geldi mi, ne çabuklaştırılır ne de ertelenir, tam zamanında gelir. Mallar, çocuklar, nimetler Allah yolunda alıkoymasın bizleri… Hepsi imtihan sebebidir. Allah’ın verdiği rızıktan harcamalı, Allah’ı hatırlayarak kalbimiz yumuşamalıdır. Daima hayırlı niyetlerle hayırlı ameller peşinde olmalı, ölüm gelmeden verilen fırsatları son fırsat bilip elimizden kaçırmayalım.
Ha ölüm mü geldi? Mümin bir nefsin ölüm karşısındaki tavrı da şudur; “Biz Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz” derler. İşte onlara Rablerinden rahmet ve işte onlar hidayete erenlerdir!” Bakara suresi, 156. “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşredilirsiniz” hadis-i şerifini de yeterince idrak ettiğimizden emin olalım.
Madem ölüm tek bir defa gelecek, o da neden Allah için olmasın?

Şükran TAŞDELEN
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Paylaşımınız için Allah razı olsun, konuya aşağıdaki cümleler ile katılmak isterim izninizle;

Kâinatın özü insan da zamanı gelince elbet ölecektir. Hayat kadar gerçek olan ölümü kabullenmemek mümkün mü? Ölüm bu hayatın sonu olmakla birlikte insan için bir son değil, fani âlemden ebediyet yurduna geçiştir.

Yunus:“Ölümden ne korkarsın, Korkma ebedî varsın,” derken,
bunu anlatmış, merhum Necip Fazıl da :
“Ebedî gençlik ölüm desem kimse inanmaz. Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.”dizeleriyle bunu ifade etmiştir.


Ölüm, yerin üstünde görüp geçirdiğimiz rüya gibi hayatın yerin altında gerçeğe dönüşerek devam etmesidir denilebilir. Kur’ân, ölüm ve sonrasındaki gerçeklerden şöyle bahseder:“Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile.” “Her canlı ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz ve siz ancak bize döndürüleceksiniz.” Ve “Kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size mutlaka tastamam verilecektir.”

Ölümü hatırlamak; yani ilahî huzurda hesap verme düşüncesi, geçici zevklere aldanmayı önler. Allah’a isyana engel olur, gönlümüzü yumuşatır. Şımarıklığı giderir, haksızlıkları, hasedi, kin ve nefreti silip dünya sıkıntılarını hafifletir ve ömrü değerlendirir. Unutmayalım ki, değerlendirilmeyen ömür boşa harcanmış bir servettir.

Bir imtihanda olduğumuzu, iki melek tarafından, kameraya alınır gibi tüm davranışlarımızın tespit edildiğini, bunların bir gün önümüze konulacağını biliyoruz. O halde, doğru ve yanlışın ortaya çıktığı gün, utanıp pişman olacağımız işlerden kaçınalım. Sevgili Peygamberimiz (sav)’in:“Her kul öldüğü hal üzere diriltilir”[3] sözünü unutmayalım.


önemli olan Azrail a.s. gelipde omuzuna 'hadi gidelim diye vurduğu zaman arkana bakmadan 'evet gidelim' diyebilmektir.


Allah c.c cümlemizden razı olsun inşallah kardeşim.
İstifadeli katkınız için çok teşekkür ederim. Sizin de emeğinize sağlık olsun, Rabbimiz c.c sevabınızı yazsın inşallah..Rabbimize emanet olun.Selam ve baki dua ile.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt