Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

_..._Bir söz söyle ibret olsun hepimize_..._ (1 Kullanıcı)

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Yalnızım diye üzülmüyorum. Çünkü biliyorum yalnız insanın ihanet edeni de olmaz ...

Necip Fazıl Kısakürek
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
II. Abdülhamid han, İslamiyet'in emirlerini yapmakta ve yasaklarından kaçınmakta son derece hassasiyet gösterirdi. Abdestsiz yere basmazdı. İslam'a aykırı yurt içinde ve dışında zararlı yayınların yapılmaması Müslüman evladlarımn dinlerini ziyana uğratmamaları için mümkün olan her hizmet ve faaliyeti yürütmüştür.

Kızı Şadiye Sultan Anlatıyor:

"Sıhhatli bir erkekti, sağlam bir bünyesi ve idmanlı bir vücudu vardı. Küçüklüğümde, onun bir defa hastalandığını hatırlarım. Çok az uyurdu. Şafaktan önce kalkardı. Beş vakit namazını kılar, daima Kur'an-ı Kerim ve Buhari-i şerifi okurdu. Dindar, Allahu tealaya bağlı, büyük bir Müslüman idi. Abdestsiz yere basmazdı. Çok çalışkandı."

"Bu milletin hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım."

Sultan Abdülhamid han, acil iş zuhur edince, gecenin herhangi bir vaktinde uyandınlmasını ister, ertesi güne bırakılmasına rıza göstermezdi. Ve abdestli olmaya çok dikkat eder, her ne vakit olursa olsun hemen abdestini alırdı.

Bu hususta mabeyn (Saray) başkatibi Esad Bey'i dinleyelim.

"Bir gece yarısı, çok mühim bir haberin imzası için Sultan'ın kapısını çaldım. Fakat açılmadı. Bir müddet bekledikten sonra tekrar çaldım, yine açılmadı. Acaba Sultan'a bir emr-i Hak mı vaki oldu diye endişelendim. Biraz sonra tekrar çaldım, açıldı. Sultan, elinde havlu ile yüzünü kuruluyordu. Tebessüm ederek 'Evlad, bu vakitte çok mühim bir iş için geldiğinizi anladım. Daha ilk kapıyı vuruşunuzda uyandım. Abdest aldım. Onun için geciktim. Kusura bakma. Ben bu kadar zamandır bu milletin hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım. Getir imzalıyayım.' dedi. Besmele çekerek imzaladı."



* Mehmet Aydın - II. Abdülhamid'in Liderlik Sırları
 

makbergulu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2007
Mesajlar
467
Tepki puanı
0
Puanları
0
rabbim onlardan ve böylesi bir güzelliği bizlere tekrar hatırlatarak ecdadımızı yad ettirdiğiniz için sizden de razı olsun inş.
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
İnsanın nasıl güldüğünden edebini , neye güldüğünden aklını anlarım"

Hz.Mevlâna [ks]
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Dinde Zorlama Yoktur, İnsan Hürdür Elbette..
İster Dünyada Pişer, İster Ahirette..!! ,)


 
Y

YAGMURBEY

“Güzel niyet, sahibini cennete sokar.”


Allah yanında insanın niyeti çok önemlidir. İnsanın amel ve eylem alanı çok sınırlı ve engellerle çevrili olabilir. Ama kalbindeki ve zihnindeki niyete, hedef ve ideale kayıt koymak, sınır çizmek mümkün değildir. İnsan, yapamasa bile iyi ve güzel niyetli olmalı, yüksek hedefleri bulunmalıdır. Nitekim mü’mine ebedî cenneti kazandıran da, bu güzel niyetler, ulvî hedefler, yüksek ideallerdir.

ALLAH ın izniyle cennette buluşmak dileğiyle...
 

MARMARA38

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
24 Ara 2009
Mesajlar
333
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Kestim Yüreğimin Dilini !


İçimdeki çok seslilik yoruyordu kaç zamandır ruhumu. Olur olmaz zamanlarda ben bunu hak etmedim naralarıyla çığlık çığlığa uyanmaları adet edinmiş yüreğimden sıkılmıştım. Sabredince geçer sanıyordum bu kabuslarb en bana rest çekmişken şu zavallı yüreğim geçmeyi başaramadı aşkın sırat köprüsünden. Bulutları mesken eylediyse gözlerim hor görmesin kimse; kendimce haklı sebeplerim var güldüğüme ne bakıyorsun ey gönül gülücüklerimde saklı sobelenmemiş acılarım var.

Efkar basmıştı ayazın hakim olduğu gecelerimi. Yalnızdım korkuyordum savunmasızdım gecenin çıplak koynunda. Üstelik aklımda bin bir türlü düşünce hele bir tanesi var ki kes yüreğinin dilini diyor canice. Yürek aşk savaşında zaten mağlup gururu serde değil yerde elinde kalan bir acı ağıt varsın ben sıkılayım da yüreğim çığlık çığlığa söylesin şarkısını.

Dudağımda yarım kalan söylenmemiş son sözümdür
Baki olsa da ayrılık aşk her daim ölümsüzdür

Bir başıma kaldığımdaavunmak için eski hatıralara aşererdim.Avunmanın en güzel yolunu bulmuştum kendimce. Mutluluğa sana yani beni yıkan yakan gülümseten ne kadar anı varsa hepsini aynı anda yaşamak arzusu dolardı içime. Yalnızlığa tahammül edemeyen bir ruhum vardıgüçsüz biçare görürdüm kendimi böyle zamanlarda. Eskimiş zamanların yıkık dökük hikayelerinin barındırdığı küflüdevrik bir cümleden farkım olmadığını hissederdim. Nasıl da korkardım bana müsaade gitme vaktidir artık dediğin anlarda. Ah bu ürkek çocuksuluğum kimliğini yüreğinde yitirmiş halsiz hallerim?

Ayrılıklar da sevdaya dahil diyen şair ayrılığı gerçekten yaşamış mıdıracısının ne olduğunu biliyor mudur? Bu kadar kolay kabullenilen bir duygu ise ayrılık neden hala yüreğim damla damla kanıyor. Ya ben sevdanın tanımını yanlış biliyorum ya da bu şair ayrılığın ne olduğunu bilmiyor.

Geriye dönüp bakmakeskileri anmakgözyaşları içinde kabuslardan uyanmakvarlığına şükretmek yerine lanet okumak. İşte böyle her sahnesinde ayrı bir dram yaşar yaşatır hikayemyalnızlığın şarkısına her gece yüreğim vokal yapar. Dili olmadan şarkı söyleyebilmek kaç yüreğin harcıdırböylesine büyük sevmek bilseniz ne dayanılmaz bir acıdır.

Ben bir hata ettimyüreğimin dilini kesince acılarım haykıramaz sandım.
Acınıngözyaşının sesini duyurmak için dile ihtiyacı yokmuş geç de olsa anladım..
Her gece usanmadan sıkılmadan bıkmadan hep aynı şarkıda ağladım.

Varsın eller gönül yarası kapanır sansın
Kabuğun altında sevgili sen kanayansın

Sardunyalarım solmuş bahçeme hüzün mü esti ben rüyalarda gezerken
Gönül yarası derdine ne çok şeyi es geçmişim hayat benden geçip giderken
Mutluluğa insanın kendi gölgesiymiş en büyük karanlık
Ebediyete kadardır bendeki bu nihavent makamındaki yalnızlık...

Alıntı...
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34



Çin Bambu ağacının yetişmesi, olumlu ısrar için güzel bir örnektir.

Çinliler bu ağacı şöyle yetiştirir:
Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir.
Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz.
Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez.
Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir.
Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez.
Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler.
Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar
ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.

Akla gelen ilk soru şudur :
Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mı Yoksa beş yılda mı ulaşmıştır?
Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır.
Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik ?...

Bir başarının şartları her zaman çok basittir.
Bir süre için çalışın,
Bir süre tahammül edin.
Her zaman inanın
Ve hiçbir zaman geri dönmeyin.
 
Y

YAGMURBEY

BASİT YAŞAMAK


Basit yaşayacaksın...

Meselâ; susayınca su içecek kadar basit.
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.

Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.

Basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük.
Ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.

Kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.

El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kâğıdın;
hep yanında taşıdığın, atmaya kıyamadığın.

İki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak, sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.

Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.

Beklentilerin de basit olacak.
Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.

Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.

Bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.

Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.

Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün.

“Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.

Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.

Saatin, sadece saati gösterecek;
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.

Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit...
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34


Acele etme. Acele eden, ya hata yapar ya da hatalı duruma yakın olur. Ağır ve temkinli hareket eden, o işte ya isabet kaydeder ya da isabet etmeye yaklaşır. Acele şeytandandır. Ağır ve temkinli hareket etmek, Allahü Teâlâdandır.
Umumiyetle aceleye sebep, dünyalık toplama hırsıdır.
Kanaat sahibi ol. Kanaat bitmeyen bir hazinedir.
ABDÜLKADİR GEYLANİ
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34



Bu dünya bir kuyu , havasız çömlek;
Daralıyorum !
Kelime manayı boğan bir gömlek !
Paralıyorum !
Allah ismi varken lûgat ne demek !
Karalıyorum !
Kapımı , buyursun diye o Melek;
Aralıyorum ! (Necip Fazıl Kısakürek)
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34






"Bil ki ey sevgili
Ben seni aklımdan hiç çıkarmadım; ben sadece aklımı çıkardım
Ve böyle bilsin bütün dünya,ben aklımı senin rağmına değil,senin uğruna senden çıkardım"(Cenab-ı Aşk'a Dair)
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Nedâmet ateşiyle dolu bir gönülle, nemli gözlerle tevbe et!
Zirâ çiçekler güneşli ve ıslak yerlerde açarlar.

[Mevlânâ]











Eskiden dünyada görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı.
Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık.(Sadi)
 
Y

YAGMURBEY

SENİ SEVİYORUM ÇÜNKÜ...

Adını duyduğumda titriyorum.
İçimdeki sevda telleri titriyor
Eriyorum su olup akacağım sanki
Su olsam da sana akmak için yol bulurum ben
Ayaklarının dibine göl olurum
Sen bu aşk suyu ile yıkanırsın
Seni düşünmediğim tek bir an yok bile
Senin hasretine tutsak oluyorum
Hasret dedim de,seni özlemenin
bu kadar zor olacağını bilmezdim.
Bir sarmaşığa dönüşüyor hasretin,
bedenimi sarıyor.
Hasretten şikayet etsem de aldırma sen
Kavuştuğumuzda yaşadığım bahtiyarlık
kötü olan ne varsa hepsini silip atıyor.

Seni Seviyorum Çünkü
Yanındayken dört mevsim bahar oluyorum
Seni o baharın en nadide çiçeği yapıyorum
Buram buram çiçek açıyorsun yüreğimde.
Kokunla başımı döndürüyorsun
Bir bahardan diğerine uzanırken zaman
sensizliği aklıma bile getirmek istemiyorum.
Çiçek dedim ya, Bir çiçek adı verseydim sana
papatya olurdun Tomurcuklarıyla dünyaya, insanlara
baharın geldiğini müjdeleyen papatya
iddiasız ama güzel,güzel ama kibirsiz

Seni Seviyorum Çünkü
Sana baktıkça kendimi hiç keşfedilmemiş
bir kıtanın topraklarında buluyorum
Adım adım dolaşıyorum seni
Sana ait ne varsa öğrenmek istiyorum
Keşfetmeye aç bir kaşifim ben
Ancak senin topraklarında doyuyorum hayata
Sana her gün yeniden aşık oluyorum
Bu aşka ben bile şaşıyorum
Ama şaşkınlığım beni mutlu ediyor

Seni Seviyorum Çünkü
Her sabah kalktığımda bir günü daha
seninle geçirecek olmanın mutluluğunu
yaşatıyorsun bana Ben güne seninle başlıyorum
ve her gün hayatı yeniden keşfediyorum
Gök kuşağının her tonunu gölgede bırakan
en parlak renksin sen Her şey senin rengini taşıyor
benim için ancak o zaman anlamlı oluyorsun

Seni Seviyorum Çünkü
Soğuk günlerde içimi ısıtan ceketimsin
Sıcak günlerde ise ferahlık veren kuzey rüzgarı
İliklerime işleyerek esiyorsun
Her şeyde sen varsın.Nasıl olmayacaksın ki
sanki sen doğduğumdan beri içimdeydin
Yüreğimin en derin köşesinde idin
Sanki ortaya çıkmak için beni bekliyordun
Ve ben orada olduğunu fark edince
hak ettiğin yere çıkardım seni

Seni Seviyorum Çünkü
Hep benimlesin.Seni görmem için yüzüne
bakmam gerekmiyor.Gözümü kapatsam oradasın
Gördüğüm her sima aslında sensin.
Gözlerinin içindeki binlerce yıldız
gecenin karanlığını delip geçiyor
Sen bana bakarken ben kendimi
yıldızlara bakıyor gibi hissediyorum
O yıldızların parlaklığında kaybediyorum
kendimi.Gözlerim kamaşıyor ama şikayetçi değilim
aydınlığından.Güneş doğmasa,yıldızlar kaybolmasa diyorum
Ama biliyorum ki güneşimde sen olacaksın gecenin sonunda.
Bu kez daha parlak ve aydınlık çıkacaksın karşıma

Seni Seviyorum Çünkü
Saçların ellerimin arasında kayıp giderken
dünyadaki cenneti bulmuş gibi hissediyorum kendimi
Her gülümseyişin içime yeniden yaşama sevinci dolduruyor.
Her gülümseyişin karamsarlığı yıkıyor,mutsuzluğu parçalıyor
Seni seviyorum çünkü,seni sevmeyi,sana dokunmayı,
seni dinlemeyi,sana bakmayı, seni koklamayı.
seninle paylaşmayı seviyorum.
Seni sen olduğun için seviyorum

Seni Seviyorum Çünkü
Seni sevdiğimi anlatmaya çalışırken
ne kadar çaresiz olduğumu da görüyorum
Her sözcükten sonra durup tekrar düşünüyorum
Seni yeterince anlatabildim mi diye
Biliyorum ki yetmeyecek.Bu kadar sözcükten
sonra bile sana sevgimi anlatamamış olacağım
SÖZCÜKLERİN BİTTİĞİ YERDE GÖZLERİME BAK
ONLAR BU SEVGİYİ ÇOK DAHA İYİ ANLATACAKTIR SANA!....
 
Y

YAGMURBEY

Yüreğimin Ağırlığını Bırakıyorum Sana


yüreğimin ağırlığını bırakıyorum sana
bırakacak başka neyim var?
harp malûlu bakışlarım
arabesk bir şiirin demode mısrasıdır
onu da süreyya kılıp çocukluğuma
kışın, bir sobanın yanında çay, tütün
efkâr ettim gecelere, buğuladım.
bakışlarım kıyametten bir numûne
bakışlarım fecr-i kâzip
yüreğimin ağırlığını bırakıyorum sana
bırakacak başka neyim var?
ellerim, göstermekten utandığım ellerim
mekan nedir bilmediğim uzaklara
kara trenlerle yolcu ettiğim, el salladığım
mazlumların ahında kaldı
yirminci asrın modernliğinde ellerim
paltomun ceplerinde bir başka gökyüzü
ne kadar susulacaksa o kadar sustu.
yüreğimin ağırlığını bırakıyorum sana
bırakacak başka neyim var?
antik çağ savaşlarında yoktum
babil'de zerre günahım olmadı benim
yaşasaydım beyda'nın tutardım yularından
yüzümü kordum ayağın altına nebî'nin
Fuzûlî'nin kasidesinde redif olur
naatına amin derdim nâbî'nin.
yüreğimin ağırlığını bırakıyorum sana
bırakacak başka neyim var?
bana aşkı öğretmediler okulda.
 

İsraAsr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2010
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
K'' kalbin tiktakları doğumla başlamış ölüm bestesinin mırıltılarıdır.''F.Gülen
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt