HER İNSANDA ALLAH’IN BİR İSMİ BASKIN
Bununla beraber her insan, hayatında Allah’ın farklı bir ismini daha baskın şekilde gösterebiliyordu. Bediüzzaman’ın da “İnsan bütün esmâya mazhardır; fakat... tenevvü-ü esmâ (isimlerin çeşitliliği), insanların dahi bir derece tenevvüüne (çeşitliliğine) sebep olmuştur” diyerek ifade ettiği bu gerçeği, Dr. Saraç şöyle dillendiriyor:
“Her insanda Allah’ın 99 isminin belirli açılımları bulunuyor. Ancak bunların bazıları baskın, bazıları dengede, bazıları uyur durumda. Örneğin sürekli her konuda geri kalıyorsanız, El Müzill isminin etkisi kuvvetli demek. El Mukaddim ise tersine, öne geçirici bir etki yapıyor, insan onun etkisini kullanmayı bilirse atak yapabiliyor.”
Peki insan, kendisinde Allah’ın hangi isminin daha baskın olarak tecellî ettiğini, ya da hangi isimleri daha çok üzerinde göstermesi gerektiğini nasıl anlayacaktı? Çünkü Saraç’a göre, insan hangi alanda sıkıntı yaşıyorsa, Allah’ın o alanla ilgili ismini daha ziyade zikretmeliydi.
Saraç’a göre, kişinin bunu tespit etmesinin yollarından biri, kendi içine dönerek, sakin bir şekilde hayatın hangi alanında sıkıntılarının olduğunu tespit etmekten geçiyor.
türlü ihtiyaçların giderilmesine yönelik bazı zikir teknikleri şöyle ifade edilmiş:
* Sürekli darlık ve sıkıntı çekiyorsanız Ya Muğni, En Nafi
* İçiniz sıkılıyor ve göğsünüz daralıyorsa El Basit
* Bir türlü olayların içinden çıkamıyor ve ne yapacağınızı bilemiyorsanız El Vekil
* Sürekli başınıza felâketler geliyorsa El Mani, Es Selam
* Bilginizi arttırmak için gerekli beyin devrelerinin açılmasına yardım için El Alim
* Kendinizi biraz katı ve merhametsiz hissediyorsanız Er Rahim, Er Rahman
* Sürekli halsizseniz ve enerjiniz düşükse El Hayy
* Çok pasif ve korkaksanız El Kahhar
* Kötü bir yöneticiyseniz veya olayları yönetemiyorsanız El Vali
* Bir türlü organize olamıyorsanız El Kayyum
*Yaşamda elinizden tutacak kimse yoksa El Veli
* Bir iş kurarken El Hakim
Evet, Allah’ın her bir ismi, insanın bir ihtiyacı için şifa kaynağı. Bu hususu Bediüzzaman da vurgulamış ve şöyle demişti: “İnsanın mahiyeti ulviye (yüce), fıtratı (yaratılışı) câmia (geniş) olduğundan, binler envâ-ı hâcât (ihtiyaç türleri) ile bin bir esmâ-i İlâhiyeye (Allah’ın isimlerine), herbir ismin çok mertebelerine fıtraten (yaratılışça) muhtaçtır.” (Sözler, s. 586)