Kesinlikle abi.. İnsan bazen düşünüyor, neden o eski tadları alamıyoruz diye.. Ya o eski tadlar gerçekten günümüzde yok, ya da biz çocukken herşey şu anda geldiğinden katbekat daha tatlı geliyordu.. Sanırım ikincisi
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
80 li ve 90 lı yılların genç ve çocukları hadi bakalım.. artık hayatamızda neler yok. (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan buket_zeynep
- Başlangıç tarihi
Kesinlikle abi.. İnsan bazen düşünüyor, neden o eski tadları alamıyoruz diye.. Ya o eski tadlar gerçekten günümüzde yok, ya da biz çocukken herşey şu anda geldiğinden katbekat daha tatlı geliyordu.. Sanırım ikincisi
Kesinlikle abi.. İnsan bazen düşünüyor, neden o eski tadları alamıyoruz diye.. Ya o eski tadlar gerçekten günümüzde yok, ya da biz çocukken herşey şu anda geldiğinden katbekat daha tatlı geliyordu.. Sanırım ikincisi
Bence de ikincisi
Bol SIFIRLI paralarımız vardı )))
)))
Unutamayacağım bir kesit...
Hayvanları çok sevdiğimden.... duygularım farklı olurdu...
Tüm çocuklar kızdırmaya çalışırdı...sahibide uzun bir sopayla habire vururdu...
yaniii o zamanın "eğlencesi" idi.
80'lerde Çocuk Olmak Ne Demek?
Gün güneşli, insanlar neşeli, sen de gel oyna, Susam Sokağı'nda şarkısını söylemek demek...
Sırf kokusu için alınan arı maya silgileri demek...
Yemeklerden sonra evi gırgırla temizlemek demek...
Müziksiz yapamayanlarin walkman'le özgürce müzik dinlemesi demek...
Yere, duvara sürtünce kıvılcım çıkartan çatapat demek...
Sayısızca taklidi çıkmış, şarkılarının sadece bir kelimeleri değiştirilerek çalınmış Grup Vitamin dinlemek demek...
Başı beladan kurtulmayan ama asla ve asla belanın bulaşamadığı neşeli, dertsiz, tasasız, şanslı ve sevgi dolu, Pembe Panter'i izlemek demek...
Alf filmini bayılarak izlemek demek...
Voltran Voltran Voltran demek...
Uykudan önce masal programını Adile Naşit'ten dinlemek demek...
Okula siyah önlükle gitmek demek...
Televizyonun sesini açmak ve kanalları değiştirmek için bin kere kalmak ve üstündeki düğmelere, basmak demek...
Şehirdışı yolculuklarda otobüsün 302s olması için dua etmek demek...
TRT'nin yayın akışı bitişinde istiklal marşını dinlemek... Hatta tiz "biiiiiiip" sesi çıkana kadar TV'yi kapatmamak demek...
"Breykk breykk, arkadaş arıyorum" demek...
Barış Manço'nun 'Adam Olacak Çocuk' programını kaçırmamak demek...
Apartman çatısına 5 metrelik anten takan babanızın sizi televizyonun karşısına oturtması ve çatıdan "oldumu" diye bağırıp anteni ayarlamaya çalışması demek...
Parliament Pazar Gecesi sinema müziğini hala duyduğunda içinin garip olması demek...
Elm Sokağı'ndaki kabus yüzünden yaşanılan korkular demek...
Kasete kayıt yapılabilmesi için kasetin alt tarafında bulunan karelerin bantla kapatılması demek...
Hafta sonları erken kalkıp çizgi film izlemeyi hevesle beklemek demek...
'Bir Başka Gece' en sevilen ve tek bilinen eğlence programı demek...
Tetris oyununu daha hızlı oynamaya çalışmak demek...
Beta ya da VHS kasetlerdeki filmleri tekrar tekrar izlemek demek...
Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Nejat Uygur komedi filmlerindeki sözleri ezbere bilmek demek...
Telefon görüşmelerinde jeton kullanmak demek...
İstop oyunun adının nerden geldiğini bilmeden oynamak demek...
Bilye oynarken "dağ mı? deniz mi?" deyip baştakini vurmaya çalışıp bütün gülleleri almaya çalışmak demek...
Çikolata ya da sakız kağıdından çıkan kırışmış folyo kağıdını tırnağınla ya da parayla düzleştirmek demek...
Yalan Rüzgarı seyretmek ama anlayamamak demek...
Sessiz sinema ve kulaktan kulağa oynarken herzaman eğlenerek oynamak demek...
"On yüz bin milyon baloncuk yuttum..." demek...
"Vıjjtt vıjjt" konuşan araba kara şimşek demek
Gün güneşli, insanlar neşeli, sen de gel oyna, Susam Sokağı'nda şarkısını söylemek demek...
Sırf kokusu için alınan arı maya silgileri demek...
Yemeklerden sonra evi gırgırla temizlemek demek...
Müziksiz yapamayanlarin walkman'le özgürce müzik dinlemesi demek...
Yere, duvara sürtünce kıvılcım çıkartan çatapat demek...
Sayısızca taklidi çıkmış, şarkılarının sadece bir kelimeleri değiştirilerek çalınmış Grup Vitamin dinlemek demek...
Başı beladan kurtulmayan ama asla ve asla belanın bulaşamadığı neşeli, dertsiz, tasasız, şanslı ve sevgi dolu, Pembe Panter'i izlemek demek...
Alf filmini bayılarak izlemek demek...
Voltran Voltran Voltran demek...
Uykudan önce masal programını Adile Naşit'ten dinlemek demek...
Okula siyah önlükle gitmek demek...
Televizyonun sesini açmak ve kanalları değiştirmek için bin kere kalmak ve üstündeki düğmelere, basmak demek...
Şehirdışı yolculuklarda otobüsün 302s olması için dua etmek demek...
TRT'nin yayın akışı bitişinde istiklal marşını dinlemek... Hatta tiz "biiiiiiip" sesi çıkana kadar TV'yi kapatmamak demek...
"Breykk breykk, arkadaş arıyorum" demek...
Barış Manço'nun 'Adam Olacak Çocuk' programını kaçırmamak demek...
Apartman çatısına 5 metrelik anten takan babanızın sizi televizyonun karşısına oturtması ve çatıdan "oldumu" diye bağırıp anteni ayarlamaya çalışması demek...
Parliament Pazar Gecesi sinema müziğini hala duyduğunda içinin garip olması demek...
Elm Sokağı'ndaki kabus yüzünden yaşanılan korkular demek...
Kasete kayıt yapılabilmesi için kasetin alt tarafında bulunan karelerin bantla kapatılması demek...
Hafta sonları erken kalkıp çizgi film izlemeyi hevesle beklemek demek...
'Bir Başka Gece' en sevilen ve tek bilinen eğlence programı demek...
Tetris oyununu daha hızlı oynamaya çalışmak demek...
Beta ya da VHS kasetlerdeki filmleri tekrar tekrar izlemek demek...
Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Nejat Uygur komedi filmlerindeki sözleri ezbere bilmek demek...
Telefon görüşmelerinde jeton kullanmak demek...
İstop oyunun adının nerden geldiğini bilmeden oynamak demek...
Bilye oynarken "dağ mı? deniz mi?" deyip baştakini vurmaya çalışıp bütün gülleleri almaya çalışmak demek...
Çikolata ya da sakız kağıdından çıkan kırışmış folyo kağıdını tırnağınla ya da parayla düzleştirmek demek...
Yalan Rüzgarı seyretmek ama anlayamamak demek...
Sessiz sinema ve kulaktan kulağa oynarken herzaman eğlenerek oynamak demek...
"On yüz bin milyon baloncuk yuttum..." demek...
"Vıjjtt vıjjt" konuşan araba kara şimşek demek
