Selamün Aleyküm.
[FONT=Courier New, Courier, mono]171- Onlar, Allah'ın nimetini, keremini ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelerler.[/FONT]
172- Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberi'nin davetine uydular. Hele onlardan iyilik edenlere ve gereğince Allah'tan korkanlara büyük bir mükafat vardır.
173- İnsanlar onlara: "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun." dediklerinde, bu, onların imanını artırdı ve şöyle dediler: "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir".
174- Bunun üzerine kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan Allah'ın nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir.
175- (Size o haberi getiren) ancak şeytandır, (sadece) kendi dostlarını korkutabilir. Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz benden korkun.
NASİHAT
Kötülüklerini öğrenmek düşüncesiyle de olsa fâcirlerle arkadaş olma.
ÇOCUĞUNUZA İSİMLER
Erkek : MEDENİ - Kız : MAKPEYKER
BİR KISSA
MUM HESABI
Halife olan Hz.ömer bir gece makamında iken, ashabtan biri ziyaretine gelir.Selam verir.Selamı alınmamıştır.Oturur.ömer işiyle işiyle meşgul.Sahabe bekler.Hz.ömer çalışır.Selam alınmamış, yüzüne bile bakılmamıştır.
iş biter.Hz.ömer mumu söndürür.Bir başka mumu yakar.O anda selamı alır.Konuşmaya başlar.Sahabe sorar;
Ya ömer, niçin hemen selamı almadın ve niçin bir mumu söndürüp diğer mumu yaktın ve ondan sonra benle konuşmaya başladın?
Hz.ömer;
Evvelki mum devletin hazinesinden alınmışdı.O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah indinde mes'ul olurdum.Seninle devlet işi konuşmayacağımız için kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra meşgul olmaya başladım.
Sahabenin gözleri yaşarır, ellerini kaldırarak şöyle dua eder;
Ya Rabbi! Hattab oğlu ömer'i bizim başımızdan eksik etme!
Bediüzzaman'dan VECİZE SÖZLER.
Nar ağacı sâfi bir şarabı, hazine-i rahmetten alıp meyvesine yedirir; kendisi çamurlu ve bulanık bir suya kanaat eder. Lem: 124
Hakikat Damlaları
***
Yazdıklarını, okuduklarını ve konuştuklarını nefse mal edenler, yaptıklarının hiçbir tesiri olmayacağını baştan kabullenmelidirler.
***
-7-
NİSAN
2012
CUMARTESİ
Hicrî Kamerî :16 CEMÂZİL-EVVEL 1433
Hicrî Şemsî : 1390 | Rûmî : 25 Mart 1428 | Kasım : 152 |
Cumartesi |
Ahmet Dâvudoğlu Hocanın vefâtı (1983) - Dünya Sağlık Günü - Kalp ve Sağlık Haftası
|
[Gündüzün uzaması 3 dak. - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.]
Kim aç bir Müslümanı doyurursa, Allahü teâlâ da onu Cennet meyveleri ile doyurur. Hadîs-i şerîf
Ölümden sonra neler göreceğinizi, başınıza gelecekleri bilseydiniz, isteyerek ne yemek yiyebilir, ne de su içebilirdiniz!
Hadîs-i şerîf
AYET
Âl-i İmrân Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. İmrân, Hz.Mûsâ ile Hz.Hârûn’un babasıdır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir. - يَسْتَبْشِرُونَ بِنِعْمَةٍ مِّنَ اللّهِ وَفَضْلٍ وَأَنَّ اللّهَ لاَ يُضِيعُ أَجْرَ الْمُؤْمِنِينَ
- الَّذِينَ اسْتَجَابُواْ لِلّهِ وَالرَّسُولِ مِن بَعْدِ مَآ أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ لِلَّذِينَ أَحْسَنُواْ مِنْهُمْ وَاتَّقَواْ أَجْرٌ عَظِيمٌ
- الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُواْ لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ
- فَانقَلَبُواْ بِنِعْمَةٍ مِّنَ اللّهِ وَفَضْلٍ لَّمْ يَمْسَسْهُمْ سُوءٌ وَاتَّبَعُواْ رِضْوَانَ اللّهِ وَاللّهُ ذُو فَضْلٍ عَظِيمٍ
- إِنَّمَا ذَلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ أَوْلِيَاءهُ فَلاَ تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
[FONT=Courier New, Courier, mono]171- Onlar, Allah'ın nimetini, keremini ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelerler.[/FONT]
172- Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberi'nin davetine uydular. Hele onlardan iyilik edenlere ve gereğince Allah'tan korkanlara büyük bir mükafat vardır.
173- İnsanlar onlara: "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun." dediklerinde, bu, onların imanını artırdı ve şöyle dediler: "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir".
174- Bunun üzerine kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan Allah'ın nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir.
175- (Size o haberi getiren) ancak şeytandır, (sadece) kendi dostlarını korkutabilir. Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz benden korkun.
BİR HADİS
Hz.Peygamber ( s.a.v.) : '' Ölülere kötü söz söylemeyiniz.Çünkü onlar önceden gönderdikleri amellerine kavuşmuşlardır.'' buyurmuştur.
[FONT=Georgia, Times New Roman, Times, serif]DUA[/FONT]
[FONT=Georgia, Times New Roman, Times, serif]Hz.Peygamber ( s.a.v.) : '' Ölülere kötü söz söylemeyiniz.Çünkü onlar önceden gönderdikleri amellerine kavuşmuşlardır.'' buyurmuştur.
[FONT=Georgia, Times New Roman, Times, serif]DUA[/FONT]
SIKINTI SIRASINDA OKUNACAK DUA
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) sıkıntı ve meşakkat olduğunda şu zikri yapardı:
"Halim, Kerim olan Allah'tan başka ilah yoktur. Ben azametli Arş'ın Rabbı olan Allah'ı tesbih(noksanlıklardan tenzih) ederim. Ben yedi göğü Rabbı ve güzel Arş'ın Rabbı olan Allah'ı tesbih ederim."
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai, İbni Mace, hd: 3883)
[/FONT]Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) sıkıntı ve meşakkat olduğunda şu zikri yapardı:
"Halim, Kerim olan Allah'tan başka ilah yoktur. Ben azametli Arş'ın Rabbı olan Allah'ı tesbih(noksanlıklardan tenzih) ederim. Ben yedi göğü Rabbı ve güzel Arş'ın Rabbı olan Allah'ı tesbih ederim."
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai, İbni Mace, hd: 3883)
[FONT=Georgia, Times New Roman, Times, serif][/FONT]
BİR SÖZ
Veliler her gördüklerini Cenab-ı Hakk'ın kendilerine ikram ettiği feraset nuru ile görürler. Öyle ki bu nur ile baktıklarında uzak ile yakının bir farkı olmaz."
Şah-ı Nakşibend (k.s)
BİR SÖZ
Veliler her gördüklerini Cenab-ı Hakk'ın kendilerine ikram ettiği feraset nuru ile görürler. Öyle ki bu nur ile baktıklarında uzak ile yakının bir farkı olmaz."
Şah-ı Nakşibend (k.s)
"Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terketmektir."
Hz. Ebû Bekir (r.a)
Hz. Ebû Bekir (r.a)
Kötülüklerini öğrenmek düşüncesiyle de olsa fâcirlerle arkadaş olma.
ÇOCUĞUNUZA İSİMLER
Erkek : MEDENİ - Kız : MAKPEYKER
BİR KISSA
MUM HESABI
Halife olan Hz.ömer bir gece makamında iken, ashabtan biri ziyaretine gelir.Selam verir.Selamı alınmamıştır.Oturur.ömer işiyle işiyle meşgul.Sahabe bekler.Hz.ömer çalışır.Selam alınmamış, yüzüne bile bakılmamıştır.
iş biter.Hz.ömer mumu söndürür.Bir başka mumu yakar.O anda selamı alır.Konuşmaya başlar.Sahabe sorar;
Ya ömer, niçin hemen selamı almadın ve niçin bir mumu söndürüp diğer mumu yaktın ve ondan sonra benle konuşmaya başladın?
Hz.ömer;
Evvelki mum devletin hazinesinden alınmışdı.O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah indinde mes'ul olurdum.Seninle devlet işi konuşmayacağımız için kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra meşgul olmaya başladım.
Sahabenin gözleri yaşarır, ellerini kaldırarak şöyle dua eder;
Ya Rabbi! Hattab oğlu ömer'i bizim başımızdan eksik etme!
Bediüzzaman'dan VECİZE SÖZLER.
Nar ağacı sâfi bir şarabı, hazine-i rahmetten alıp meyvesine yedirir; kendisi çamurlu ve bulanık bir suya kanaat eder. Lem: 124
Hakikat Damlaları
***
Yazdıklarını, okuduklarını ve konuştuklarını nefse mal edenler, yaptıklarının hiçbir tesiri olmayacağını baştan kabullenmelidirler.
***
[FONT=Courier New, Courier, mono]TARİH - ELMADAĞI'NDAN GETİRİLEN SU[/FONT] |
Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri anlatır: Sultan II. Abdülhamîd zamanında Ankara valisi olan Âbidin Paşa, Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin Mesnevîsi ki, çok ağır bir kitaptır, fârisî. Onu şerh etmiş. Âbidin Paşa’nın kabri, Fâtih Câmiî’nin bahçesindedir. O zamanın vâlileri ilim adamıymış.Ankara vâlisi halîfeye şöyle bir mektup yazarak arz ediyor:“Efendim, mâlumâliniz Ankara’nın içme suyu kireçli. Lezzeti de iyi değil. Ankara’dan 50-60 km uzakta Elmadağ var. Elmadağ’da mis gibi su çıkıyor, hiç kireci yok, gayet lezzetli. Ankara’daki evlâtlarınız para topladık, bu Elmadağ’ın suyunu müsaade buyurulursa Ankara’ya getireceğiz,”O zamanlar, böyle büyük işleri yapmak için Halîfe’den izin almak lâzımmış. Sultan Hamîd de cevap yazıyor:“Evlâdım, bizim dinimizde su getirmek en büyük ibâdettir. Oradaki evlatlarımız müsaade etsinler de, bu ibâdetin sevabını ben alayım. Onun için kaç bin altın topladınsa, onu sahiplerine iâde et! Bu suyun bütün masrafını ben temin edeceğim...”Sarayda para var ama, vergiler padişahın malı değil. İslâmiyette vergi ancak dinin emrettiği yerlerde, mesela cihâd için kullanılır, fakir fukaraya yardım için kullanılır. Hâlifenin bile emriyle başka yere kullanılamaz. Onun için Sultan Hamîd babasından miras kalan malları var. Taa Fâtih zamanından, Kanunî zamanından mülkü olan malları, bilhassa haraçlık toprakları var Sultan Abdülhamîd’in. Velhâsıl babalarından kalmış olan o paralardan veriyor ve Ankara’ya geliyor o su.Ankara’da çok yere çeşmeler yapılıyor. Kurtuluş istasyonunun yanında meydan var, çukurda. O çukurdaki meydanda Sultan Hamîd’in yaptırdığı çeşme var işte. Ben oradan su içtim. Haziran ayında, buz gibiydi. Dağdan geliyor çünkü, kar suyu. Ankara’nın her yerinde var. Sultan Hamîd’in kendi kesesinden yaptırdığı çeşmeler bunlar. |