Selamün Aleyküm.
-3-
NİSAN
2012
SALI
-
-
NİSAN
2012
SALI







Hicrî Kamerî : 12 CEMÂZİL-EVVEL 1433
![]() |
|

SALI |
Şanlıurfa Tüneli'nin temeli atıldı (1977) - Renkli fotoğrafın ilk basımı (1906) - Bereketli yağmurlar |

[Gündüzün uzaması 4 dak. - Ezânî sâat 2 dakika geri alınır.]

Gençlerin en hayırlısı, kendisini yaşlılara benzeten; ihtiyarların en fenâsı da kendisini gençlere benzetendir.
Hadîs-i şerîf
Allahü teâlânın merhameti vardır diyerek, isyana kalkışma! İbni Vefâ Rahmetullahi Aleyh

AYET
Âl-i İmrân Sûresi

Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. İmrân, Hz.Mûsâ ile Hz.Hârûn’un babasıdır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.

- سَنُلْقِي فِي قُلُوبِ الَّذِينَ كَفَرُواْ الرُّعْبَ بِمَا أَشْرَكُواْ بِاللّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا وَمَأْوَاهُمُ النَّارُ وَبِئْسَ مَثْوَى الظَّالِمِينَ
- وَلَقَدْ صَدَقَكُمُ اللّهُ وَعْدَهُ إِذْ تَحُسُّونَهُم بِإِذْنِهِ حَتَّى إِذَا فَشِلْتُمْ وَتَنَازَعْتُمْ فِي الأَمْرِ وَعَصَيْتُم مِّن بَعْدِ مَا أَرَاكُم مَّا تُحِبُّونَ مِنكُم مَّن يُرِيدُ الدُّنْيَا وَمِنكُم مَّن يُرِيدُ الآخِرَةَ ثُمَّ صَرَفَكُمْ عَنْهُمْ لِيَبْتَلِيَكُمْ وَلَقَدْ عَفَا عَنكُمْ وَاللّهُ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ
- إِذْ تُصْعِدُونَ وَلاَ تَلْوُونَ عَلَى أحَدٍ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ فِي أُخْرَاكُمْ فَأَثَابَكُمْ غُمَّاً بِغَمٍّ لِّكَيْلاَ تَحْزَنُواْ عَلَى مَا فَاتَكُمْ وَلاَ مَا أَصَابَكُمْ وَاللّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
- ثُمَّ أَنزَلَ عَلَيْكُم مِّن بَعْدِ الْغَمِّ أَمَنَةً نُّعَاسًا يَغْشَى طَآئِفَةً مِّنكُمْ وَطَآئِفَةٌ قَدْ أَهَمَّتْهُمْ أَنفُسُهُمْ يَظُنُّونَ بِاللّهِ غَيْرَ الْحَقِّ ظَنَّ الْجَاهِلِيَّةِ يَقُولُونَ هَل لَّنَا مِنَ الأَمْرِ مِن شَيْءٍ قُلْ إِنَّ الأَمْرَ كُلَّهُ لِلَّهِ يُخْفُونَ فِي أَنفُسِهِم مَّا لاَ يُبْدُونَ لَكَ يَقُولُونَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ الأَمْرِ شَيْءٌ مَّا قُتِلْنَا هَاهُنَا قُل لَّوْ كُنتُمْ فِي بُيُوتِكُمْ لَبَرَزَ الَّذِينَ كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقَتْلُ إِلَى مَضَاجِعِهِمْ وَلِيَبْتَلِيَ اللّهُ مَا فِي صُدُورِكُمْ وَلِيُمَحَّصَ مَا فِي قُلُوبِكُمْ وَاللّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
- إِنَّ الَّذِينَ تَوَلَّوْاْ مِنكُمْ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعَانِ إِنَّمَا اسْتَزَلَّهُمُ الشَّيْطَانُ بِبَعْضِ مَا كَسَبُواْ وَلَقَدْ عَفَا اللّهُ عَنْهُمْ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ حَلِيمٌ
151- Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmalarından dolayı, inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Onların yurtları ateştir. Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür!
152- Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir. Allah size sevdiğiniz (galibiyeti) gösterdikten sonra zaafa düştünüz. (Peygamber'in verdiği) emir hakkında tartışmaya kalkıştınız ve isyan ettiniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi, denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.
153- Peygamber sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz boyuna uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size gam üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
154- Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize öyle bir eminlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah'a karşı, cahiliyet zannı gibi, hakka aykırı bir zan besliyorlar ve "Bu işten bize ne?" diyorlardı. De ki: "Bütün iş Allah'ındır". Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar (ve) diyorlar ki: "Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik". Onlara şöyle söyle: "Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine muhakkak yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gidecekti. Allah (bunu) göğüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah göğüslerin içinde olanı bilir.
155- İki toplumun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip gidenler var ya, şeytan onların kazandıkları bazı şeylerden dolayı ayaklarını kaydırmak istedi. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, halim(çok yumuşak)dir.

GÜNÜN HADİSİ
~~~

Üzerime Salavat getirenlere kıyamet günü sefaatçi olurum. Salavat getirmeyenden ise uzağım. (Hadis-i Şerif)

Allahumme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammed ve ala âlihi ve ashâbihi ve sellim

Günün Duası |
Ey Rabbim Resûlünün senden istediğini istiyorum, Resûlünün sana sığındığı şeyden ben de sana sığınıyorum. Allah'ım benim için kaza ettiğin şeyin âkibetini doğru yola ulaştır.”"Ey Rabbim! Ben zayıfım, rızân yolunda benim zaafımı kuvvetlendir. Beni nâsiyemden tutup hayra sevk et. İslâm'ı rızâmın en son noktası kıl. Ey Rabbim, ben zayıfım, beni kuvvetlendir. Ben zelîlim beni azîz kıl. Ben sana muhtacım, beni rızıklandır. Âmîn... Âmîn... Âmîn... |

Günün Sözü |
Doğru söz kalbe rahatlık verir. Doğru sözler, gönül tuzağının taneleridir. Hz. Mevlâna Muhammed Celaleddin-i Rûmî (k.s.) |

BİR NASİHAT
Seni ölüme götürse de doğruluktan ayrılma.

ÇOCUĞUNUZA İSİMLER
Erkek : ENES - Kız : MUKADDER

Yemek
:Mercimek Çorbası, Biber dolması, Aşure

TARİH - İSTANBUL SEMTLERİNİN ADLARI |
Aksaray: İshak Paşa, Iç Anadolu’daki Aksaray'ı ele geçirince, orada yaşayanları yerleştirdiği için Aksaray semti denir. Ahırkapı: Padişah atlarının bulunduğu ahırın yanında yer aldığı için Ahırkapı ismi verilir. Âşiyan: Tevfik Fikret'in burada bulunan, Farsça’da kuş yuvası anlamına gelen 'Âşiyan' isimli evinden alır. Bağlarbaşı: En ünlü bağ ve bahçeler burada olduğundan. Beşiktaş: Barbaros Hayrettin Paşanın gemilerini bağladığı, 5 taştan dolayı bu ismi alır. Beyazıt: Sultan II. Beyazıd Hânın buraya bir külliye yaptırmasından sonra Beyazıt denir. Beyoğlu: 'Bey Oğlu' diye anılan Venedik Prensinin burada oturmasından bu ismi alır. Bostancı: Meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan alır. Çemberlitaş: Buradaki sütunlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını verir. Eminönü: Eskiden burada bulunan 'Gümrük Eminliği'nden alır. Feriköy: Buradaki topraklar Madam Feri'nin eşine bağışlanmıştı. Eşi ölünce semt onun ismini aldı. Galata: İtalyanca 'denize inen yol' anlamına gelen 'galata' kelimesinden alır. Horhor: Fatih, yürürken yerin altından su sesleri duyar ve “Buraya bir çeşme yapın, baksanıza 'hor hor' su sesleri geliyor.” der ve çeşme yapılır. Okmeydanı: Fetih ordusu kuşatmanın bir kısmını, burada kurulan karargâhta geçirir ve semt bu ismi alır. Şişli: Şiş yapan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin konağı olduğu için Şişli olarak kalır. Şaşkınbakkal: Yaz günleri bölgeye gelenler bir bakkal dükkânı açıldığını görürler, iş yapılmayacağını düşünerek “şaşkın bakkal” yakıştırması yaparlar. Tahtakale: Sözlük anlamı 'kale altı' olan Tahtelkale'nin bozulmasıyla Tahtakale'ye dönüşür. Taksim: Eskiden sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılır. Teşvikiye: Sultan Abdülmecid bir mahalle kurulması için teşvikte bulunduğu için bu isimle anılır. Unkapanı: Satış yerlerinde Arapça'da 'Kabban' adını taşıyan büyük teraziler bulunduğundan, buralara Kapan denirdi. Sahiline buğday ve arpa yüklü gemiler demirlediğinden, bu adı aldı. Üsküdar: Bizans devrinde, Skutari denilen asker kışlaları, burada olduğu için semt Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdar'a dönüştü. Veliefendi: Hipodrom Şeyhülislam Veli Efendi'nin topraklarında kurulduğundan semtin adı verildi. |

BİR KISSA
YAVUZ SULTAN SELİM

Yavuz Sultan Selim bir sefer icin ordusu ile yola ciktiginda bir bagdan gecmis, bagdan ciktiktan sonra ordusundaki tüm askerlerin erzak cantalarini tek tek kontrol ettirmis ve gectikleri bagda yetisen meyvelerden tek bir tane bile meyve bulamamis askerlerinin cantalarinda. Ellerini semaya kaldirip ALLAHIM SANA SÜKÜRLER OLSUNKI HARAM YEMEYEN BIR ORDUNUN BASINDAYIM demis.

MÜSLÜMANIN VASIFLARI
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
"İnsanlara merhamet etmeyene, Allahü teâlâ merhamet etmez."
"Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Onun yardımına koşar. Onu küçük ve kendinden aşağı görmez. Onun kanına, malına, ırzına, nâmusuna zarar vermesi harâmdır."
"Allaha yemîn ederim ki, bir kimse kendisi için sevdiğini, din kardeşi için de sevmedikçe îmânı tamam olmaz."
"İhtiyârlara saygı gösteren ve yardım eden, ihtiyârlayınca, Allahü teâlâ ona da yardımcılar nasîb eder."
"Bir kimse, sevmediği birisine belâ, sıkıntı geldiği için sevinirse, Allahü teâlâ, bu kimseye de bu belâyı verir."
"Kalbinde merhameti olmayanın îmânı yoktur?" [Yani îmânı kâmil değildir.]
"Allaha yemîn ederim ki, kötülüğünden komşusu emîn olmayanın îmânı yoktur." [Yani, hakîkî mümin değildir.]
"Küçüklerimize acımayan ve büyüklerimize saygılı olmayan, bizden değildir."
"Allahü teâlâ, dünyalığı, dostlarına da düşmanlarına da vermiştir. Güzel ahlâkı ise, yalnız sevdiklerine vermiştir."
"Bir kimsenin ırzına, malına saldıranın sevapları, kıyâmet günü o kimseye verilir. İbâdetleri, iyilikleri yoksa, o kimsenin günâhları buna verilir."
"Allahü teâlâ indinde günâhların en büyüğü, kötü huylu olmaktır."