Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

๑ ÖLÜM, Bizlere Nasıl Seslenir ? ๑ (1 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
276224qpcdfbk3hr.jpg


Öteler Limanının Üzgünler Misafirhanesi’nden,
Fıtratına Ayrılıklar Nefhalaştırılmış İnsan’adır, bu sesleniş....


Kapını çalıyorum, öyle ansızın çıkıp gelen davetsiz bir misafir gibi. Belki de ümitle koşuyorsun kapıya, uzun zamandır gelmeyen dostunun kapı çalışına benzetmişsindir, bu sesli ve sessizlik arasındaki dokunuşu. Ürkek ürkek aralarken kapını, eşikte beliren aydınlıktan irkilmen de neden?!… Gelen dost, siması hatırda kalmayacak kadar mı unutuldu, ya da gelenin hiç gelmeyeceği mi dimağlara nakış nakış dokundu?

Şimdi anlıyorum, yüzündeki bu şaşkınlığı, ellerinin titreyişini, çehrenden süzülen çiğ tanelerini. Anlaşılan sen kapında hep dost görmeyi düşlemişsin, iyi de ben de senin bir dostun sayılmaz mıyım bir yerde? Hem de ben, senden öyle her şeyin ilkini istemem, benim senden tek isteğimdir, seni davet etmeye geldiğim yere benimle gelmen. Benim dostluğum öyle baki değil, dostluğumun diyetidir:
''Baki'nin kapısına dostu getirmek.''


Tedirginliğini, yükünü hissediyorum gözlerine bakarken.. Soğukluğum ürpertse de bedenini, şimdi mahçupluğa salmadan, beni tut ellerimden.. Senden istediğim; faniliğin deryasında dolaştırdığın ilklerinin, sonlarını avuçlarıma bırakmandır. İlk sevdanın, son busesini, ilk kahkahanın, son tebessümünü, ilk ağlayışının, son damlasını, sende son kalan her ne varsa, son nefesini, son duanı, son bakışını, son umudunu ve sonlara sakladığın en son sevdanı bırak şimdi seni sana getirecek rüzgarıma…

Beni hep kendinden uzaklara savurmanın nedeni ne ki? Oysa bilmez misin sana yakınlığımı, son adımın olabileceğim aklına gelmez mi? Sıcacık yatağında uyurken, yastığının altını yoklamaz mısın ellerinle? Gözlerini açamadığın derin uykularını, mana yüklü rüyalarını bana yormaz mısın? Hep aramıza dağları koyman, yüceliklerini aşamayacağım zannını mı uyandırır sende? Oysa tefekkür etmez misin, seni o mesafelerin kuytularına saklayanın, beklenen gün geldiğinde aşikarlıkla baş başa bırakacağını…
Başkalarına yakıştırdın hep çatkapı gelişlerimi, sana gelmeden haber vereceğimi zannettin, vermedim değil. Ama baharın kollarına öylesine sarmışsın ki kendini, güzün yaklaştığını, gelen kırkikindi yağmurlarının seni alıp götüreceğine hiç ihtimal vermedin. Her ismimi duyunca susturuverdin etrafında yankılanan sesleri.. Bulunduğum her kareden kesip aldın resmini, akıp giden sulara yazdın gidip de gelmeyeceğini sandığın cismimi, oysa ben her tan ağarışında üzerine doğan, her seher kızıllığında koynuna girip uykuya dalandım.

Zaman dilimi bilmem ben, kuytu köşelerin birinden çıkıp gelirim,’’ istenilen istendiğinde’’.. Öyle suretim yoktur benim, kimi zaman en sevdiğinin elinden, kimi zaman hayal bile etmediğin bir iklimde sunarım sana vuslat şerbetini… Gözlerinin kaybolduğu ufukta değilim ben, göz kapaklarının kapandığı yerde ara beni.

Ah fani, yanıbaşında gezinirim de ’’Bana uğramaz.’’ dersin. En sevdiklerini bırakırsın da kollarıma, kendi benliğini neden vermek istemezsin? Beni sonlara değil de, başlangıca vesile eylemezsin; faniliğin elemini dilersin de, Rahmet deryasından çekinirsin. Bütün vebali bana yüklersin de,
O seni, senin sevdiğinden çok sevenin emri geri çevrilmez bilmez misin, bilmez misin?

İlknur Doğanay

276224qpcdfbk3hr.jpg

 

nevin_70

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
885
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
55
Emegine yuregine saglik, Allah razi olsun senden,Amin.
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
58
Konum
Niğde
276224qpcdfbk3hr.jpg


Öteler Limanının Üzgünler Misafirhanesi’nden,
Fıtratına Ayrılıklar Nefhalaştırılmış İnsan’adır, bu sesleniş....


Kapını çalıyorum, öyle ansızın çıkıp gelen davetsiz bir misafir gibi. Belki de ümitle koşuyorsun kapıya, uzun zamandır gelmeyen dostunun kapı çalışına benzetmişsindir, bu sesli ve sessizlik arasındaki dokunuşu. Ürkek ürkek aralarken kapını, eşikte beliren aydınlıktan irkilmen de neden?!… Gelen dost, siması hatırda kalmayacak kadar mı unutuldu, ya da gelenin hiç gelmeyeceği mi dimağlara nakış nakış dokundu?

Şimdi anlıyorum, yüzündeki bu şaşkınlığı, ellerinin titreyişini, çehrenden süzülen çiğ tanelerini. Anlaşılan sen kapında hep dost görmeyi düşlemişsin, iyi de ben de senin bir dostun sayılmaz mıyım bir yerde? Hem de ben, senden öyle her şeyin ilkini istemem, benim senden tek isteğimdir, seni davet etmeye geldiğim yere benimle gelmen. Benim dostluğum öyle baki değil, dostluğumun diyetidir:
''Baki'nin kapısına dostu getirmek.''


Tedirginliğini, yükünü hissediyorum gözlerine bakarken.. Soğukluğum ürpertse de bedenini, şimdi mahçupluğa salmadan, beni tut ellerimden.. Senden istediğim; faniliğin deryasında dolaştırdığın ilklerinin, sonlarını avuçlarıma bırakmandır. İlk sevdanın, son busesini, ilk kahkahanın, son tebessümünü, ilk ağlayışının, son damlasını, sende son kalan her ne varsa, son nefesini, son duanı, son bakışını, son umudunu ve sonlara sakladığın en son sevdanı bırak şimdi seni sana getirecek rüzgarıma…

Beni hep kendinden uzaklara savurmanın nedeni ne ki? Oysa bilmez misin sana yakınlığımı, son adımın olabileceğim aklına gelmez mi? Sıcacık yatağında uyurken, yastığının altını yoklamaz mısın ellerinle? Gözlerini açamadığın derin uykularını, mana yüklü rüyalarını bana yormaz mısın? Hep aramıza dağları koyman, yüceliklerini aşamayacağım zannını mı uyandırır sende? Oysa tefekkür etmez misin, seni o mesafelerin kuytularına saklayanın, beklenen gün geldiğinde aşikarlıkla baş başa bırakacağını…
Başkalarına yakıştırdın hep çatkapı gelişlerimi, sana gelmeden haber vereceğimi zannettin, vermedim değil. Ama baharın kollarına öylesine sarmışsın ki kendini, güzün yaklaştığını, gelen kırkikindi yağmurlarının seni alıp götüreceğine hiç ihtimal vermedin. Her ismimi duyunca susturuverdin etrafında yankılanan sesleri.. Bulunduğum her kareden kesip aldın resmini, akıp giden sulara yazdın gidip de gelmeyeceğini sandığın cismimi, oysa ben her tan ağarışında üzerine doğan, her seher kızıllığında koynuna girip uykuya dalandım.

Zaman dilimi bilmem ben, kuytu köşelerin birinden çıkıp gelirim,’’ istenilen istendiğinde’’.. Öyle suretim yoktur benim, kimi zaman en sevdiğinin elinden, kimi zaman hayal bile etmediğin bir iklimde sunarım sana vuslat şerbetini… Gözlerinin kaybolduğu ufukta değilim ben, göz kapaklarının kapandığı yerde ara beni.

Ah fani, yanıbaşında gezinirim de ’’Bana uğramaz.’’ dersin. En sevdiklerini bırakırsın da kollarıma, kendi benliğini neden vermek istemezsin? Beni sonlara değil de, başlangıca vesile eylemezsin; faniliğin elemini dilersin de, Rahmet deryasından çekinirsin. Bütün vebali bana yüklersin de,
O seni, senin sevdiğinden çok sevenin emri geri çevrilmez bilmez misin, bilmez misin?

İlknur Doğanay

276224qpcdfbk3hr.jpg


selamun aleyküm ... paylaşımınız için allah celle celaluhu sizden razı olsun ...

allaha emanet olunuz ...
 

Bi_iznillah

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Kas 2008
Mesajlar
299
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
ALLAHIM RAZI OLSUN...

selam ve dua ile....
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Her canlı ölümü tadacaktır

"Her canlı ölümü tadacaktır. " (Âl-i İmrân, 185);
Her nefis canlı ölümü tadacaktır. Yani herkes ölecektir. Bundan bazı kimseler ruhun ebedî olduğu mânâsını anlamışlardır. Çünkü tatmak, bir hayat eseridir. Ve zevk anında tadıcının ebedî olduğunu anlatır, yoksa zevk tasavvur olunamaz.
olum1.jpg

O halde mânâ: "Her nefis bedeninin ölümünü tadacaktır" demek olur. Bu da nefsin, bedenden başka olduğunu ve bedenin ölümüyle onun ölmeyeceğini anlatır. Evet her nefis ölümü tadacak; dünyanın ne üzüntüsü, ne sevinci hiç biri kalmayacaktır.
"Onlar için bir ecel tayin ettik ki onda hiç şüphe yoktur" (İsrâ, 99);
"Biz senden önce de hiçbir beşere dünyada ebedîlik vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar baki mi kalacaklardır?" (Enbiyâ, 34);
"Yer yüzünde bulunan her canlı fanidir" (Rahmân,26).
 

AFRA_NUR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ocak 2007
Mesajlar
2,128
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
55
ESSELAMU ALEYKÜM GÜL ALİYEM
HİCRİ YILBAŞIMIZ MÜBAREK OLSUN İNŞALLAH...
EMEKLERİNE SAĞLIK RABBİM RAZI OLSUN BİZİMLE PAYLAŞTIĞIN İÇİN GÜL ALİYEM.RABBİM HEPİMİZE ÖLÜMÜNDE HAYIRLISINI GÜZELİNİ NASİP ETSİN İNŞALLAH.HAZIR OLMADAN YAKALANMAYIZ İNŞALLAH.SENİ RÜYAMDA GÖRDÜM HAYIR OLUR İNŞALLAH:a07:DUALARIMDASIN ALİYEM EN EMİN'E EMANETSİN CANIMB)
 

NUR__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2008
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Hiç şüphesiz, göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, diriltir de, öldürür de. Size O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı. (TEVBE/116)
 

NUR__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2008
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez. (VAKİ'A/60)
 

NUR__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2008
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
De ki: Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir. (EN'AM/162)
 

NUR__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2008
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir. Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık. (HADİD/17)
 

NUR__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2008
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Şimdi bak Allah'ın rahmetinin eserlerine! yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her şeye kâdirdir. (RUM/50)
 

NUR__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2008
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir. (CUM'A/8)
 

NUR__

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2008
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
De ki: "Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermez. Vereceğini var saydığınız takdirde de ancak pek az faydalandırılırsınız." (AHZAB/16)
 

ş-e-v-v-a-l

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ara 2008
Mesajlar
167
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Allah razı olsun kardeşim,
Emeğinize sağlık
Selam ve baki dua ile kalın.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
ESSELAMU ALEYKÜM GÜL ALİYEM
HİCRİ YILBAŞIMIZ MÜBAREK OLSUN İNŞALLAH...
EMEKLERİNE SAĞLIK RABBİM RAZI OLSUN BİZİMLE PAYLAŞTIĞIN İÇİN GÜL ALİYEM.RABBİM HEPİMİZE ÖLÜMÜNDE HAYIRLISINI GÜZELİNİ NASİP ETSİN İNŞALLAH.HAZIR OLMADAN YAKALANMAYIZ İNŞALLAH.SENİ RÜYAMDA GÖRDÜM HAYIR OLUR İNŞALLAH:a07:DUALARIMDASIN ALİYEM EN EMİN'E EMANETSİN CANIMB)


Ve aleyküm Selam B) Ablam..
Çok teşekkür ederim, Allah c.c sizden de ebeden razı olur inşallah.. Amin..
Sizin de Hicri yeni yılınız mübarek olsun; hakkınızda hayırlı olan güzelliklere erişebilmenizin vesilesi olsun inşallah.. Rabbimiz c.c ölümün de hayırlısını versin inşallah ablacım.. Ne güzel dua etmişsiniz.. Yüreğinize sağlık.. Ölümü, Hakk'a vuslat olan kullardan oluruz inşallah.. Bu arada rüyanız hayır olsun inşallah ablacım.. Çok etkilendim ve şaşırdım siz böyle yazınca.
Güzel yorumunuz için tekrar tekrar teşekkür ederim değerli ablam.. Ecmain; güzel dualarınız, hepimiz adına makbul olunsun inşallah.. Selam ve baki Dualar ile, En Güzel'e emanetsiniz.. Hayırlı ve bereketli akşamlar..

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
HERKES SUSAR, KONUŞUR Ölüm...

HERKES SUSAR, KONUŞUR Ölüm...

Ölümü hatırlamak ve güzelce hatırlatmak hayırlara vesiledir. Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor: “Ağzınızın tadını bozan ölümü sıkça hatırlayınız”.Dünya hayatına kapılan, bir aldanışı yaşar: Oyun ve oyalanma…Gaflete düşmemek için ölümü hatırlamak şart oluyor.

“Biliyorum yaklaşıyoruz her ân
Biliyorum oruçlu doğar insan
Ölümün iftar sofrasına”

Ölüm düşüncesi hakkında işte berceste niteliğinde mısralar:

“Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”

Allah’a teslim olmuş, inanmış bir şahsiyetin halet-i ruhiyesi okunur bu mısralarda.

-Karanlıklara karşı Erdem Bayazıt şiirlerinde ölüm konusunu sıkça işler. Fani olmanın şuuruyla dünyayı, insanı yorumlar:

“Bir otel odası kadar bana aitsin
Bir mağara gibi hiç kimseye
Herkese bir deniz gibi
Biliyorum sadece bir emanetsin

Bir şarkı gibisin dünya
Çoğu zaman hüzün makamında
Coşkulu bazan da
Kimi zaman bir öğle vakti gibi
Sıkıntılı ve sabit”

Gelimli gidimli dünya…Hayat bir anlam üzerine yaşanıldığında güzelleşiyor.Yoksa kaos, kargaşa hüküm sürer.Şairin “Ölüm Risalesi” isimli şiirinden:

“Damla damla oluşuyor hayat
Ölüm kımıl kımıl
Duymak kolay
Anlatmak değil
Her ân
Farkındayım
Az az öldüğümün
Bilincindeyim doğan ayın
Eriyen karın, akan suyun
Ve usul usul tükenen zamanın
Tekrarlayıp duruyor saat
Vakit de mahlûktur
Vakit de mahlûktur”

Şair, ölümü tarif etmiş:

“Mahlûkta devinen
Gürül gürül bir ırmaktır ölüm”

Uyarıcı, uyandırıcı, ders verici bir etkisi vardır ölümün.Bu yönüyle ölüm, en iyi muallimdir.

“Sonra bir mezarlıkta
Bir çukurun başında
Bir kapının ağzında
Herkes susar
Konuşur ölüm”

Şaşmaz gerçeği dile getirir.

“Ölümden bir işaret var her şeyde”

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt