Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

๐ ''Sâliha Hanım Olmak'' Demek ๐ (1 Kullanıcı)

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
43
Banner-BlueStarsTwinkling.gif




Güzel kızım, unutma!..
Sâliha bir hanım olmak; incelik ister, fedâkarlık ister.
Gönlündeki deryâyı coşturup inciler devşirmek gerek. Sevmek gerek hanımlığı, anneliği..
Merhametli olmaya baş koymak, gönül tasınla bütün âleme serin, berrak bir yağmur olup kupkuru toprakları münbit hâle getirmek kolay değildir, elbet..

Dilinden geçen zikri yüreğinde hissedeceksin ki, ardından insanlığa numûne olacak bir "sadaka-i câriye" bırakabilesin.
Sonra Hazret-i Hacer olup teslimiyet bağrından zemzem akıtmak Yanacaksın, koşacaksın, ağlayıp O'na dayanacaksın ki, zemzemler fışkırsın, kurak yüreklerden..


İki gözümün ışığı!
İçinde, kıpırdanan yavrunu ilk hissettiğin andan itibaren bir merhamet kaplar hücrelerini... İşte o zaman Allâh'a şükredeceksin, Peygamberlerin en fârik vasfı olan "merhamet"ten sana da bir pay verildiği için!
Yavrucuğum, insanın en büyük ihtiyacı "rûh gıdası"dır. Onun ilk kıpırdanmalarına salevât-ı şerîfelerle karşılık vereceksin. Sen fark etmesen de o seni duyar ve hisseder. Öyleyse ilk duyduğu, Allâh'ın kelâmı, Peygamber Efendimiz'e sunmuş olduğun duân olsun.
Geceleri yatamadığın zaman kıyâma dur ki, Rabbinin huzurunda durmayı öğrensin..
Gözyaşı dök ki, merhameti öğrensin, ümmet-i Muhammed'e duâ ve infâk et ki cömertliği öğrensin..
Ağzından haram lokma girmesin, yavrum! Helâl lokmayı tanısın ki, harama uzanmasın.
Tatlı dilli ol ki, kötü konuşmasın.
Secdelerini çoğalt ki, Rabbinin karşısında hiçlik ve tevâzuya bürünsün.
Mahlûkata gönlünü aç ki, sevgiyi ve muhabbeti öğrensin..
Sancılar sana kıyâmetin dehşetini hatırlatır, belki. İşte o zaman anacığını anlayacaksın. İşte o zaman "cennetin anaların ayakları altında olduğunu" öğreneceksin. Dişlerin birbirine kenetlenince, ölümün varlığını tadacaksın.
Dünyanın "gurbet" olduğunu ve konuşmanın zevkini tatmak için bu dünyada bedel ödemek gerektiğini öğreneceksin.
Ona sütünü, Yâsin-i şerif'lerle verirken; dünyadaki en güzel şeyin, insanlara "Allâh için kendinden koparıp vermek" olduğunu hissedeceksin.
Geceleri herkes uyurken, onun seni ağlayarak çağırmasına zevkle koşup gideceksin. İşte o ân, Rabbini de gerçek mânâda sevdiğinde, teheccüde kalkmanın senin için bir yük olmadığını anlayacaksın.
Onu hasta ve ateşler içinde görünce "hiçliğini" ve "çaresizliğini" görüp Allâh'a îmânın kat be kat artacak..
Ona sünnet-i seniyye ile yaşamayı öğret ki, Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e hayran olup, onu taklid etsin. Öğretmezsen ilerde kim olduğu belirsiz kimseleri taklide başlar, onlara hayran kalır, sen de mes'ul olursun.
Onunla mübarek gün ve geceleri zevk ve heyecan içinde yaşa ki, Gayr-i Müslimlere ve onların eğlencelerine hayran kalmasın. Bayramını bilip, gerçek bayramı olan kıyâmet sabahı için hazırlansın.
Ona Kur'ân-ı Kerim'i çok iyi anlatmalısın. Her bir sûre, onun gönlüne iniyormuş gibi hissetsin ki, yaşantısıyla "canlı bir Kur'ân" olsun.
Hâfızlığı sevdir, ona âşık olsun ki, dilinde şarkı-türkü olmasın. Boş satırların hamalı olmasın..
Kur'ân-ı Kerîm kültürüyle aydınlanırsa iki dünyası da pürnûr olur.
İşte o zaman, tıpkı şimdi benim olduğu gibi seni de kabirde nûrdan taçlarla taçlandırıp cennet elbiseleriyle nûrlandırırlar..
Hedefini unutma kızım, hedefin sâliha bir hanım, sâliha bir ana olmaktır.
Alıntı


Banner-BlueStarsTwinkling.gif



selamün aleyküm başından sonuna kadar tek kesintisizi okudum..
çok çok güzeldi hatta çıktı da aldım hakkını helal et..
Allah razı olsun bazen söylemek istediklerimiz özetlenmiş
inşallah nasiplenip uygulayanlardan uygulatanlardan oluruz..

selam ve dua ile.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com



selamün aleyküm başından sonuna kadar tek kesintisizi okudum..
çok çok güzeldi hatta çıktı da aldım hakkını helal et..
Allah razı olsun bazen söylemek istediklerimiz özetlenmiş
inşallah nasiplenip uygulayanlardan uygulatanlardan oluruz..

selam ve dua ile.


Ve Aleyküm Selam kardeşim..
Hakkımız yoktur, var ise de helal hoş olsun.. Teşekkür ederim, yorumunuz için.. Amin dualarınıza inşallah.. Rahman c.c uygulamada muvaffak kılsın, paylaşımı hayırlara vesile eylesin..
Rabbimize emanet olunuz..Selam ve Dua ile.

 

)))ŞEYDA(((

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
selamün aleyküm aliye kardeş.rabbim razı olsun senden.çok güzeldi.
 

özelim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Kas 2008
Mesajlar
53
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
aliye hanım böyle güzel bir yazıyı bizimle paylaştığınız için allah sizden razı olsun dua edelimde inş böyle saliha bayanlar olalım
 

uzgun_42

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Mar 2008
Mesajlar
1,218
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Konum
KONYA
selamün aleyküm aliye kardeşim...
yazınızı begenerk ve duygulanarak okudum..
okudukça adeta insanın içine işliyor her bi satırı. çok güzeldi...
rabbim salih hanım olmayı nasip etsin. inşallah..
allah razı olsun aliye kardeşim..
selam ve dua ile...
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
aliye hanım böyle güzel bir yazıyı bizimle paylaştığınız için allah sizden razı olsun dua edelimde inş böyle saliha bayanlar olalım


Allah c.c cümlemizden razı olsun inşallah..
Amin kardeşim.. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Selam ve Dua ile inşallah..B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamün aleyküm aliye kardeşim...
yazınızı begenerk ve duygulanarak okudum..
okudukça adeta insanın içine işliyor her bi satırı. çok güzeldi...
rabbim salih hanım olmayı nasip etsin. inşallah..
allah razı olsun aliye kardeşim..
selam ve dua ile...


Ve Aleyküm Selam Ablam.
Allah c.c, sizden de razı olsun.. Teşekkür ederim.. Amin güzel duanıza inşallah.. Hücrelerimize bir nakış olması duası ile..
Rabbimize emanet olunuz.. Selam ve Dua ile.
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Sâliha Bir Annenin Kızına Nasihatleri

Sâliha Bir Annenin Kızına Nasihatleri



Sâliha Bir Annenin Kızına Nasihatleri



Evlâtlar, anne-babaların kendilerinden sonra devam eden parçalarıdır. Bu yüzden anne-babalar, onların hayatları boyunca mutlu ve huzurlu olmalarını arzu ederler. Yine onların rahatı ve huzuru için gecesini gündüzüne katar; kendi yemez, evlâdına yedirir; kendi giymez, evlâdını en güzel şekilde giydirmeye çalışırlar. Yavruları hastalandığında başında bekler, şefkat ve merhamet kanatlarıyla onun etrafında âdeta pervâne olurlar.
İşte bu evlâtlar, büyüyüp evlenecek yaşa geldikleri zaman anne-babalar, onların saâdetinin ömür boyu sürmesi ümidiyle, yaşadıkları tecrübelerden de hareketle birtakım nasihatlerde bulunurlar. Aldıkları terbiye ve sahip oldukları edep, görgü ve ahlâkî seviyeye göre kendilerince en güzel yolu göstermeye çalışırlar.
Fakat ne yazık ki günümüzde mânevî hassâsiyetleri zayıflayan birçok anne-baba, evlenecek evlâtlarına evvelâ sevgi, saygı, sabır-sebat ve fedâkârlık fazîletlerini tavsiye etmek yerine; “Aman kendini ezdirme, sana bir şey söylerlerse sakın ha altta kalma, sen de iki mislini söyle, düğününün en lüks yerde olmasını ısrarla diret, sana bu yakışır!..” gibi telkinlerde bulunarak onların istikbaldeki mutlu günlerine zehir saçabilmektedirler.
Daha yolun başında gönülleri menfî şartlanmalarla dolduran bu nevî telkinler, âile müessesesinin hayat bulması yerine, bilâkis târumâr olmasına sebebiyet verebilmektedir. Günümüzde artan geçimsizlik, hırçınlık, rûhî bunalımlar ve boşanmaların bir sebebini de, bu ve benzeri telkinlerin şuuraltında bıraktığı izlerde aramak gerekir.
Hâlbuki İslâmî örfümüzde bu nasihatlerin özü, hayat ve saâdet bahşedicidir. Önce kendini değil, hayat arkadaşını düşündüren; hodgâmlığı değil, diğergâmlığı tavsiye eden ve gönülleri muhabbetle kaynaştıran bir muhtevâdadır. Meselâ; sâlih babalar ve sâliha anneler gelin olacak kızlarına:
“–Kızım, evimizden beyaz gelinlikle çıktığın gibi kocanın evinden de beyaz kefenle çıkasın…” şeklinde sadâkat ve fedâkârlık telkin edip gideceği âileye karşı gönlünü ısındırırlar. Ayrıca hayatın acı sürprizleriyle karşılaştığında da sabretmesini tavsiye ederek:
“–Kızım ağzından kan gelse, kızılcık şurubu içtim, diyesin…” gibi telkinlerde bulunurlar.
Nasıl ki yavru kuşlar palazlanıp irileşince doğdukları yuva onlara dar gelmeye başlar, mecbûren temiz ve elverişli bir dal bulup ayrıldıkları yuvanın bir benzerini yaparak hâl ve yaşayışlarını aynı karakteriyle orada devâm ettirirler. Bunun gibi fazîletli anne-babalardan gelen çiftler de, ayrıldıkları âile ocağının sıcaklığını yeni yuvalarında devâm ettirirler.
Doğup büyüdüğü âile ocağından ayrılıp yeni bir yuva kuracak olan gençlere yapılacak nasihatler, o yuvanın huzur içinde devâmını temin eden temel taşları olacaktır. Bizler de ecdâdımızdan bugüne kadar intikal eden, bu İslâmî saâdet örfünü gelecek nesillere güzelce aktarmak mecbûriyetindeyiz.
Gelin hep birlikte tarihin derinliklerine seyahat edelim ve ömür boyu teşekküre lâyık, eli öpülesi, sâliha bir annenin kızına verdiği nasihatleri can kulağıyla dinleyelim:
Ümâme bint-i Hâris, kızı Ünâs’ı evlendirirken ona şöyle nasihat etmiştir:
“Bak yavrum! Bir kimseye nasihat ve tavsiye, eğer o kimsenin edebine, terbiyesine, asâletine ve haysiyetine bakılarak terk edilecek olsaydı, benim de şimdi sana bu tavsiyelerde bulunmama ihtiyaç olmazdı. Lâkin tavsiye, bilene hatırlatma, bilmeyene anlatıp öğretme demektir. Bundan dolayı da herkes için faydalıdır.
Kızım! Eğer bir kız, ana-babasının servet ve zenginliğinden dolayı kocaya muhtaç olmasaydı, senin herkesten ziyâde müstağnî olman lâzım gelirdi. Fakat öyle olmayıp erkekler bizim için yaratıldığı gibi biz de onlar için yaratılmışızdır.
Kızım! Sen ana-babanın evinden, büyüyüp yürüdüğün yuvadan çıkıp, bilmediğin ve şimdiye kadar alışmadığın bir kişinin evine gidiyorsun.
O hâlde o kimsenin rızâsını gözetip hizmetçisi gibi kendisine itaat eyle ki, o da sana kul-köle olsun, seni sevsin ve hoşnud olman için elinden gelen her şeyi yapsın.
Sana şimdi on şey söyleyeceğim. Bunları ezberle ve gereğince hareket et ki, kocanla güzel geçinmeye muvaffak olasın:
1. Sana yiyecek ve giyecek her ne getirirse onu cân u gönülden kabul etmelisin.
2. Emrettiği şeyleri yapmalı, yasaklayıp yapma dediği şeyleri de yapmamalısın. Sözünü dinleyip kendisine itaat etmelisin.
3. Üstünü-başını ve evini temiz tutmaya dikkat etmelisin.
4. Görüldüğünde veya kokusu alındığında hoşlanılmayan şeylerden kaçınmalısın ki, kendinden iğrendirip kocanın gözünden düşmeyesin.
5. Kocanın uyuyacağı, yemek yiyeceği vakitleri iyi tâkip etmelisin. Yani bunları hangi vakitte yapmayı alışkanlık hâline getirmişse, o vakitleri gözetip yemeğini ve yatağını hazır etmelisin. Zîrâ açlık insanı ateşlendirir, uykusuzluk da öfkelendirir.
6. Kocanın malını muhâfaza edip israf ve teleften korumalısın.
7. Kocanın îtibârını gözetip onun akrabâ-yı taallukâtına hürmet etmelisin.
8. Hiçbir şeyde ona isyan ve muhâlefet etmemelisin.
9. Âile sırrını kimseye ifşâ etmemelisin. Eğer emrine isyan edersen kendine kin bağlatırsın, sırrını ifşâ edersen gadr u cefâsından emin olamazsın.
10. Kızım, sakın ola ki kocan kederli iken yanında ferah ve neşeli durmayasın, onun ferah ve neşeli vaktinde de keder göstermeyesin!”[1]
Bu kıymetli nasihatleri biraz îzah edecek olursak şunları söyleyebiliriz:
Cenâb-ı Hakk’ın varlıklar arasına koymuş olduğu denge îcâbı, hanımlar da, erkekler de birbirlerine muhtaçtır. Birbirlerinin tamamlayan boyutlarıdır. İnsan neslinin ve dolayısıyla hayatının devamı, kadın ve erkek arasındaki bu birlikteliğe, yani âile müessesesine muhtaçtır. En alt kademeden en üst tabakaya kadar her çift, âile yuvasının saâdetine muhtaçtır. Allah Teâlâ, erkekleri kadınlar, kadınları da erkekler için bir huzur ve sükûn kaynağı olarak yaratmış ve toplumun devam ve saâdetini buna bağlamıştır.
Öyleyse bu iki cins arasında kurulacak yuva, hangi esas ve kâidelere riâyet edilerek kurulmalıdır ki, arzu edilen huzur ve saâdete ulaşılabilsin?
Bu hususta en çok riâyet edilmesi gereken esas, Cenâb-ı Hakk’ın koymuş olduğu emir ve nehiylerine riâyet etmektir. Zîrâ saâdeti ihsân edecek olan, Cenâb-ı Hak’tır. Yuvalar, ne kadar Allah Teâlâ’nın koyduğu kâideler dâhilinde şekillenirse, o kadar mesud ve huzurlu olur. Dolayısıyla her iki cinsin de hayatları boyunca Allah Teâlâ’ya karşı “kulluk”vazifelerini unutmamaları îcâb eder. Hatta evlilik, bu kulluk vazife ve şuurunun bir parçası olarak görülmeli ve bu minval üzere devâm ettirilmelidir.
Âilede riâyet edilecek en mühim hususlardan bir diğeri de, erkek ve kadının kendi mesûliyet ve vazifelerinin şuurunda olmalarıdır. Herkes kendi hak ve mesûliyetlerini bildiği nisbette âilede âhenk ve nizam devam edecektir. Eğer taraflardan biri, kendi vazifelerini terk ve ihmâl eder, yahut hudutlarını aşarak diğerine zulmetmeye başlarsa, bu yuvada huzursuzluklar baş gösterir. Âile yuvasının en büyük düşmanı, fedakârlığın hep tek taraftan beklenmesidir. Herkes gücü nisbetinde ve gerektiği kadar fedâkârlıkta bulunmuş olsa, bu büyük ve ulvî yapı, sadece âile fertlerine değil, çevresine de mutluluk menbaı hâline gelecektir.
Âile yuvasının en büyük gâyelerinden biri de, İslâm fıtratı ile doğmuş yavruları hayırla donatarak sâlih ve sâliha nesiller olarak yetiştirmektir. Bir anne ve babayı en çok düşündürmesi gereken husus, evlâtlarının mânevî istikbâlidir. Evlâtlar, bilhassa çocukluk ve ergenlik devrelerinde anne-babanın mânevî terbiyesine muhtaçtırlar. Bu terbiyeyi güzelce vererek ardında sâlih ve sâliha evlâtlar bırakabilen anne-babalar için şu hadîs-i şerîf ne güzel bir müjdedir:
“Allah Teâlâ, cennetteki sâlih kulunun derecesini yükseltir de, hayrete düşen kul:
«–Yâ Rabbî, bu terfî bana hangi sebeple verildi?» diye sorar.
Allah Teâlâ da:
«–Çocuğunun sana yaptığı istiğfar ve duâ sebebiyle…» buyurur.”(Ahmed, II, 509; İbn-i Mâce, Edeb, 1)
Fakat bunun zıddına evlâtların mâneviyatları ihmâl edilmiş ve bu sebeple onlar da yanlış mecrâlara akmışlarsa, kıyâmet günü o evlâtlar anne-babadan dâvâcı olacaklardır.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Ey îmân edenler! Kendinizi ve âilenizi ateşten koruyunuz...” (et-Tahrîm, 6)
Bu âyet-i kerîmeyi îzah sadedinde, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuşlardır:
“Onları, Allâh’ın sizi nehyettiği şeylerden uzaklaştırır ve emrettiği şeylere teşvik edersiniz. İşte bu, onları cehennemden muhâfaza etmektir.”(Âlûsî, XXVIII, 156)
Günümüzde bilhassa televizyonların menfî programları ve internetin yanlış adresleri, gençleri kıskacına almakta ve bunun neticesinde yaşanan ahlâkî erozyon ile toplum sanki bir kurtlar vâdîsini andırmaktadır. Bu bâdireli hayat şartları da, bilhassa kız evlâtlarının mânevî terbiyesi ve geleceğe hazırlanması üzerinde daha büyük bir ihtimam göstermeyi gerekli kılmaktadır. Zîrâ zamanın menfî şartlandırmaları ve anne-babaların mânevî ve ahlâkî noktadaki noksanlıkları, evlâtların eğitim ve terbiyesinin yanlış adreslerde aranmasını beraberinde getirmektedir. Dünyevî diploma ve apolet kaygılarıyla sadece zâhir planında olgunlaşmaya ve gelişmeye öncelik verilmekte ve böylece saâdet, çıkmaz sokaklarda aranmaktadır.
Hâlbuki mü’minin en mühim eğitim kitabı, Kur’ân-ı Kerîm’dir. Gönüllerin öncelikle Kur’ân-ı Kerîm ve onun fiilî olarak îzah ve şerhi demek olan Sünnet’in feyz ve rûhâniyetiyle olgunlaşması şarttır.
Cenâb-ı Hak, âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimiz’i biz mü’minlere “üsve-i hasene” yâni “en güzel ve emsalsiz örnek şahsiyet” kılmıştır. Dolayısıyla kız çocuklarımızın eğitiminde de örnek alacağımız en büyük rehberimiz, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’dir. Bu meyanda Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-’ın, Fâtıma vâlidemizi ne şekilde yetiştirdiğini iyi anlamamız îcâb eder. Âile fertleri içinde kızı Fâtıma’ya apayrı bir muhabbet duymasına ve onu azîz tutmasına rağmen, onu dünyâ nîmetlerini asgarî seviyede ve bir riyâzat hâli içinde kullanmaya yönlendirmesi, dâimâ takvâ hayatına sevk ederek uhrevî saâdetini düşünmesi gibi hususlar, bizler için çok mühim ölçülerdir. Bu nebevî eğitimin bereketiyledir ki, cennet seyyidesi Fâtıma vâlidemiz, Ehl-i Beyt’in ve Altın Silsile’nin annesi olmuştur.
Yine Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, kızların eğitim ve terbiyesi husûsunda şöyle buyurmuşlardır:
“Her kim üç kız çocuğunu veya kız kardeşlerini himâye edip büyütür, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara lutuf ve iyiliklerini devam ettirirse, o kimse cennetliktir.”(Ebû Dâvûd, Edeb, 120-121/5147; Tirmizî, Birr, 13/1912)
“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyâmet günü o kimseyle ben yan yana bulunacağız.”(Müslim, Birr, 149)
“Her kim kız çocuklarını yetiştirme yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onları cehennem ateşinden koruyan bir siper olur.” (Buhârî, Zekât 10, Edeb 18; Müslim, Birr 147)
Bu hadîs-i şeriflerde açıkça “kız evlâdı”nın zikredilmiş olması, hem o devrin câhiliye örf ve âdetlerinde kızlara karşı takınılan çirkin tavrı ortadan kaldırmak içindir, hem de kız evlâdının yetiştirilmesinin toplumun kemâli için çok ehemmiyetli olmasındandır.
Zîrâ kız evlâdı, tek bir fert değildir. O, yeni neslin yuvası, mektebi ve muallimidir. Gelecek nesiller, olgun ve yetişmiş sâliha kızların şefkat ve merhamet dolu yüreklerinde filizlenirler. Şayet anne-babalar, kızlarının mânevî kâbiliyet ve hassâsiyetlerini inkişâf ettirmez ve onları sokakların insafına bırakarak hoyratça heder ederlerse, onlarla birlikte kendi istikbâllerini de mahvetmiş olurlar.
Yâ Rabbi! Bizleri, Kur’ân ve Sünnet’in feyz ve rûhâniyeti içinde bir ömür sürmeye muvaffak eyle! Nesillerimizi de İslâmî güzelliklerle tezyîn eyle! Onları ana-babalarına göz aydınlığı, yüz aklığı ve gönül sürûru eyle!


[1] Mehmed Zihnî Efendi, Meşhur Kadınlar, I, 52-53.


Osman Nuri Topbaş
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com


Sâliha Bir Annenin Kızına Nasihatleri



Evlâtlar, anne-babaların kendilerinden sonra devam eden parçalarıdır. Bu yüzden anne-babalar, onların hayatları boyunca mutlu ve huzurlu olmalarını arzu ederler. Yine onların rahatı ve huzuru için gecesini gündüzüne katar; kendi yemez, evlâdına yedirir; kendi giymez, evlâdını en güzel şekilde giydirmeye çalışırlar. Yavruları hastalandığında başında bekler, şefkat ve merhamet kanatlarıyla onun etrafında âdeta pervâne olurlar.
İşte bu evlâtlar, büyüyüp evlenecek yaşa geldikleri zaman anne-babalar, onların saâdetinin ömür boyu sürmesi ümidiyle, yaşadıkları tecrübelerden de hareketle birtakım nasihatlerde bulunurlar. Aldıkları terbiye ve sahip oldukları edep, görgü ve ahlâkî seviyeye göre kendilerince en güzel yolu göstermeye çalışırlar.
Fakat ne yazık ki günümüzde mânevî hassâsiyetleri zayıflayan birçok anne-baba, evlenecek evlâtlarına evvelâ sevgi, saygı, sabır-sebat ve fedâkârlık fazîletlerini tavsiye etmek yerine; “Aman kendini ezdirme, sana bir şey söylerlerse sakın ha altta kalma, sen de iki mislini söyle, düğününün en lüks yerde olmasını ısrarla diret, sana bu yakışır!..” gibi telkinlerde bulunarak onların istikbaldeki mutlu günlerine zehir saçabilmektedirler.
Daha yolun başında gönülleri menfî şartlanmalarla dolduran bu nevî telkinler, âile müessesesinin hayat bulması yerine, bilâkis târumâr olmasına sebebiyet verebilmektedir. Günümüzde artan geçimsizlik, hırçınlık, rûhî bunalımlar ve boşanmaların bir sebebini de, bu ve benzeri telkinlerin şuuraltında bıraktığı izlerde aramak gerekir.
Hâlbuki İslâmî örfümüzde bu nasihatlerin özü, hayat ve saâdet bahşedicidir. Önce kendini değil, hayat arkadaşını düşündüren; hodgâmlığı değil, diğergâmlığı tavsiye eden ve gönülleri muhabbetle kaynaştıran bir muhtevâdadır. Meselâ; sâlih babalar ve sâliha anneler gelin olacak kızlarına:
“–Kızım, evimizden beyaz gelinlikle çıktığın gibi kocanın evinden de beyaz kefenle çıkasın…” şeklinde sadâkat ve fedâkârlık telkin edip gideceği âileye karşı gönlünü ısındırırlar. Ayrıca hayatın acı sürprizleriyle karşılaştığında da sabretmesini tavsiye ederek:
“–Kızım ağzından kan gelse, kızılcık şurubu içtim, diyesin…” gibi telkinlerde bulunurlar.
Nasıl ki yavru kuşlar palazlanıp irileşince doğdukları yuva onlara dar gelmeye başlar, mecbûren temiz ve elverişli bir dal bulup ayrıldıkları yuvanın bir benzerini yaparak hâl ve yaşayışlarını aynı karakteriyle orada devâm ettirirler. Bunun gibi fazîletli anne-babalardan gelen çiftler de, ayrıldıkları âile ocağının sıcaklığını yeni yuvalarında devâm ettirirler.
Doğup büyüdüğü âile ocağından ayrılıp yeni bir yuva kuracak olan gençlere yapılacak nasihatler, o yuvanın huzur içinde devâmını temin eden temel taşları olacaktır. Bizler de ecdâdımızdan bugüne kadar intikal eden, bu İslâmî saâdet örfünü gelecek nesillere güzelce aktarmak mecbûriyetindeyiz.
Gelin hep birlikte tarihin derinliklerine seyahat edelim ve ömür boyu teşekküre lâyık, eli öpülesi, sâliha bir annenin kızına verdiği nasihatleri can kulağıyla dinleyelim:
Ümâme bint-i Hâris, kızı Ünâs’ı evlendirirken ona şöyle nasihat etmiştir:
“Bak yavrum! Bir kimseye nasihat ve tavsiye, eğer o kimsenin edebine, terbiyesine, asâletine ve haysiyetine bakılarak terk edilecek olsaydı, benim de şimdi sana bu tavsiyelerde bulunmama ihtiyaç olmazdı. Lâkin tavsiye, bilene hatırlatma, bilmeyene anlatıp öğretme demektir. Bundan dolayı da herkes için faydalıdır.
Kızım! Eğer bir kız, ana-babasının servet ve zenginliğinden dolayı kocaya muhtaç olmasaydı, senin herkesten ziyâde müstağnî olman lâzım gelirdi. Fakat öyle olmayıp erkekler bizim için yaratıldığı gibi biz de onlar için yaratılmışızdır.
Kızım! Sen ana-babanın evinden, büyüyüp yürüdüğün yuvadan çıkıp, bilmediğin ve şimdiye kadar alışmadığın bir kişinin evine gidiyorsun.
O hâlde o kimsenin rızâsını gözetip hizmetçisi gibi kendisine itaat eyle ki, o da sana kul-köle olsun, seni sevsin ve hoşnud olman için elinden gelen her şeyi yapsın.
Sana şimdi on şey söyleyeceğim. Bunları ezberle ve gereğince hareket et ki, kocanla güzel geçinmeye muvaffak olasın:
1. Sana yiyecek ve giyecek her ne getirirse onu cân u gönülden kabul etmelisin.
2. Emrettiği şeyleri yapmalı, yasaklayıp yapma dediği şeyleri de yapmamalısın. Sözünü dinleyip kendisine itaat etmelisin.
3. Üstünü-başını ve evini temiz tutmaya dikkat etmelisin.
4. Görüldüğünde veya kokusu alındığında hoşlanılmayan şeylerden kaçınmalısın ki, kendinden iğrendirip kocanın gözünden düşmeyesin.
5. Kocanın uyuyacağı, yemek yiyeceği vakitleri iyi tâkip etmelisin. Yani bunları hangi vakitte yapmayı alışkanlık hâline getirmişse, o vakitleri gözetip yemeğini ve yatağını hazır etmelisin. Zîrâ açlık insanı ateşlendirir, uykusuzluk da öfkelendirir.
6. Kocanın malını muhâfaza edip israf ve teleften korumalısın.
7. Kocanın îtibârını gözetip onun akrabâ-yı taallukâtına hürmet etmelisin.
8. Hiçbir şeyde ona isyan ve muhâlefet etmemelisin.
9. Âile sırrını kimseye ifşâ etmemelisin. Eğer emrine isyan edersen kendine kin bağlatırsın, sırrını ifşâ edersen gadr u cefâsından emin olamazsın.
10. Kızım, sakın ola ki kocan kederli iken yanında ferah ve neşeli durmayasın, onun ferah ve neşeli vaktinde de keder göstermeyesin!”[1]
Bu kıymetli nasihatleri biraz îzah edecek olursak şunları söyleyebiliriz:
Cenâb-ı Hakk’ın varlıklar arasına koymuş olduğu denge îcâbı, hanımlar da, erkekler de birbirlerine muhtaçtır. Birbirlerinin tamamlayan boyutlarıdır. İnsan neslinin ve dolayısıyla hayatının devamı, kadın ve erkek arasındaki bu birlikteliğe, yani âile müessesesine muhtaçtır. En alt kademeden en üst tabakaya kadar her çift, âile yuvasının saâdetine muhtaçtır. Allah Teâlâ, erkekleri kadınlar, kadınları da erkekler için bir huzur ve sükûn kaynağı olarak yaratmış ve toplumun devam ve saâdetini buna bağlamıştır.
Öyleyse bu iki cins arasında kurulacak yuva, hangi esas ve kâidelere riâyet edilerek kurulmalıdır ki, arzu edilen huzur ve saâdete ulaşılabilsin?
Bu hususta en çok riâyet edilmesi gereken esas, Cenâb-ı Hakk’ın koymuş olduğu emir ve nehiylerine riâyet etmektir. Zîrâ saâdeti ihsân edecek olan, Cenâb-ı Hak’tır. Yuvalar, ne kadar Allah Teâlâ’nın koyduğu kâideler dâhilinde şekillenirse, o kadar mesud ve huzurlu olur. Dolayısıyla her iki cinsin de hayatları boyunca Allah Teâlâ’ya karşı “kulluk”vazifelerini unutmamaları îcâb eder. Hatta evlilik, bu kulluk vazife ve şuurunun bir parçası olarak görülmeli ve bu minval üzere devâm ettirilmelidir.
Âilede riâyet edilecek en mühim hususlardan bir diğeri de, erkek ve kadının kendi mesûliyet ve vazifelerinin şuurunda olmalarıdır. Herkes kendi hak ve mesûliyetlerini bildiği nisbette âilede âhenk ve nizam devam edecektir. Eğer taraflardan biri, kendi vazifelerini terk ve ihmâl eder, yahut hudutlarını aşarak diğerine zulmetmeye başlarsa, bu yuvada huzursuzluklar baş gösterir. Âile yuvasının en büyük düşmanı, fedakârlığın hep tek taraftan beklenmesidir. Herkes gücü nisbetinde ve gerektiği kadar fedâkârlıkta bulunmuş olsa, bu büyük ve ulvî yapı, sadece âile fertlerine değil, çevresine de mutluluk menbaı hâline gelecektir.
Âile yuvasının en büyük gâyelerinden biri de, İslâm fıtratı ile doğmuş yavruları hayırla donatarak sâlih ve sâliha nesiller olarak yetiştirmektir. Bir anne ve babayı en çok düşündürmesi gereken husus, evlâtlarının mânevî istikbâlidir. Evlâtlar, bilhassa çocukluk ve ergenlik devrelerinde anne-babanın mânevî terbiyesine muhtaçtırlar. Bu terbiyeyi güzelce vererek ardında sâlih ve sâliha evlâtlar bırakabilen anne-babalar için şu hadîs-i şerîf ne güzel bir müjdedir:
“Allah Teâlâ, cennetteki sâlih kulunun derecesini yükseltir de, hayrete düşen kul:
«–Yâ Rabbî, bu terfî bana hangi sebeple verildi?» diye sorar.
Allah Teâlâ da:
«–Çocuğunun sana yaptığı istiğfar ve duâ sebebiyle…» buyurur.”(Ahmed, II, 509; İbn-i Mâce, Edeb, 1)
Fakat bunun zıddına evlâtların mâneviyatları ihmâl edilmiş ve bu sebeple onlar da yanlış mecrâlara akmışlarsa, kıyâmet günü o evlâtlar anne-babadan dâvâcı olacaklardır.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Ey îmân edenler! Kendinizi ve âilenizi ateşten koruyunuz...” (et-Tahrîm, 6)
Bu âyet-i kerîmeyi îzah sadedinde, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuşlardır:
“Onları, Allâh’ın sizi nehyettiği şeylerden uzaklaştırır ve emrettiği şeylere teşvik edersiniz. İşte bu, onları cehennemden muhâfaza etmektir.”(Âlûsî, XXVIII, 156)
Günümüzde bilhassa televizyonların menfî programları ve internetin yanlış adresleri, gençleri kıskacına almakta ve bunun neticesinde yaşanan ahlâkî erozyon ile toplum sanki bir kurtlar vâdîsini andırmaktadır. Bu bâdireli hayat şartları da, bilhassa kız evlâtlarının mânevî terbiyesi ve geleceğe hazırlanması üzerinde daha büyük bir ihtimam göstermeyi gerekli kılmaktadır. Zîrâ zamanın menfî şartlandırmaları ve anne-babaların mânevî ve ahlâkî noktadaki noksanlıkları, evlâtların eğitim ve terbiyesinin yanlış adreslerde aranmasını beraberinde getirmektedir. Dünyevî diploma ve apolet kaygılarıyla sadece zâhir planında olgunlaşmaya ve gelişmeye öncelik verilmekte ve böylece saâdet, çıkmaz sokaklarda aranmaktadır.
Hâlbuki mü’minin en mühim eğitim kitabı, Kur’ân-ı Kerîm’dir. Gönüllerin öncelikle Kur’ân-ı Kerîm ve onun fiilî olarak îzah ve şerhi demek olan Sünnet’in feyz ve rûhâniyetiyle olgunlaşması şarttır.
Cenâb-ı Hak, âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimiz’i biz mü’minlere “üsve-i hasene” yâni “en güzel ve emsalsiz örnek şahsiyet” kılmıştır. Dolayısıyla kız çocuklarımızın eğitiminde de örnek alacağımız en büyük rehberimiz, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’dir. Bu meyanda Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-’ın, Fâtıma vâlidemizi ne şekilde yetiştirdiğini iyi anlamamız îcâb eder. Âile fertleri içinde kızı Fâtıma’ya apayrı bir muhabbet duymasına ve onu azîz tutmasına rağmen, onu dünyâ nîmetlerini asgarî seviyede ve bir riyâzat hâli içinde kullanmaya yönlendirmesi, dâimâ takvâ hayatına sevk ederek uhrevî saâdetini düşünmesi gibi hususlar, bizler için çok mühim ölçülerdir. Bu nebevî eğitimin bereketiyledir ki, cennet seyyidesi Fâtıma vâlidemiz, Ehl-i Beyt’in ve Altın Silsile’nin annesi olmuştur.
Yine Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, kızların eğitim ve terbiyesi husûsunda şöyle buyurmuşlardır:
“Her kim üç kız çocuğunu veya kız kardeşlerini himâye edip büyütür, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara lutuf ve iyiliklerini devam ettirirse, o kimse cennetliktir.”(Ebû Dâvûd, Edeb, 120-121/5147; Tirmizî, Birr, 13/1912)
“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyâmet günü o kimseyle ben yan yana bulunacağız.”(Müslim, Birr, 149)
“Her kim kız çocuklarını yetiştirme yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onları cehennem ateşinden koruyan bir siper olur.” (Buhârî, Zekât 10, Edeb 18; Müslim, Birr 147)
Bu hadîs-i şeriflerde açıkça “kız evlâdı”nın zikredilmiş olması, hem o devrin câhiliye örf ve âdetlerinde kızlara karşı takınılan çirkin tavrı ortadan kaldırmak içindir, hem de kız evlâdının yetiştirilmesinin toplumun kemâli için çok ehemmiyetli olmasındandır.
Zîrâ kız evlâdı, tek bir fert değildir. O, yeni neslin yuvası, mektebi ve muallimidir. Gelecek nesiller, olgun ve yetişmiş sâliha kızların şefkat ve merhamet dolu yüreklerinde filizlenirler. Şayet anne-babalar, kızlarının mânevî kâbiliyet ve hassâsiyetlerini inkişâf ettirmez ve onları sokakların insafına bırakarak hoyratça heder ederlerse, onlarla birlikte kendi istikbâllerini de mahvetmiş olurlar.
Yâ Rabbi! Bizleri, Kur’ân ve Sünnet’in feyz ve rûhâniyeti içinde bir ömür sürmeye muvaffak eyle! Nesillerimizi de İslâmî güzelliklerle tezyîn eyle! Onları ana-babalarına göz aydınlığı, yüz aklığı ve gönül sürûru eyle!


[1] Mehmed Zihnî Efendi, Meşhur Kadınlar, I, 52-53.


Osman Nuri Topbaş


Rabbimiz razı olsun inşallah Can..
Emeğine, güzel gönlüne sağlık.. Çok teşekkür ederim, değerli katkın için..
Cuma'mız mübarek; dualar yolumuz olsun inşallah..
Baki Dua ve muhabbetle..B)B)
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
''Kızım! Sen ana-babanın evinden, büyüyüp yürüdüğün yuvadan çıkıp, bilmediğin ve şimdiye kadar alışmadığın bir kişinin evine gidiyorsun.
O hâlde o kimsenin rızâsını gözetip hizmetçisi gibi kendisine itaat eyle ki, o da sana kul-köle olsun, seni sevsin ve hoşnud olman için elinden gelen her şeyi yapsın.
Sana şimdi on şey söyleyeceğim. Bunları ezberle ve gereğince hareket et ki, kocanla güzel geçinmeye muvaffak olasın:
1. Sana yiyecek ve giyecek her ne getirirse onu cân u gönülden kabul etmelisin.
2. Emrettiği şeyleri yapmalı, yasaklayıp yapma dediği şeyleri de yapmamalısın. Sözünü dinleyip kendisine itaat etmelisin.
3. Üstünü-başını ve evini temiz tutmaya dikkat etmelisin.
4. Görüldüğünde veya kokusu alındığında hoşlanılmayan şeylerden kaçınmalısın ki, kendinden iğrendirip kocanın gözünden düşmeyesin.
5. Kocanın uyuyacağı, yemek yiyeceği vakitleri iyi tâkip etmelisin. Yani bunları hangi vakitte yapmayı alışkanlık hâline getirmişse, o vakitleri gözetip yemeğini ve yatağını hazır etmelisin. Zîrâ açlık insanı ateşlendirir, uykusuzluk da öfkelendirir.
6. Kocanın malını muhâfaza edip israf ve teleften korumalısın.
7. Kocanın îtibârını gözetip onun akrabâ-yı taallukâtına hürmet etmelisin.
8. Hiçbir şeyde ona isyan ve muhâlefet etmemelisin.
9. Âile sırrını kimseye ifşâ etmemelisin. Eğer emrine isyan edersen kendine kin bağlatırsın, sırrını ifşâ edersen gadr u cefâsından emin olamazsın.
10. Kızım, sakın ola ki kocan kederli iken yanında ferah ve neşeli olma.

***********
Yarabbi , senin rızanı tavsiye eden bu kardeşlerimizden razı ve hoşnut olarak en güzel hal ile hallendirmeni diliyoruz.
Bizleri yanılgıların karanlığından,sapkınlıkların uçurumlarından kurtaracak olan senin bildirdiklerindir.
Bizlere senin bildirdiklerini anlama gayreti ve uygulama kudreti ver.Ayaklarımızı Sana gelen yollara yönelt ki Sana gelebilelim.

Çocuklarımızın da elinden tutarak....
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,035
Puanları
163
Yaş
48
Konum
Gönlün olduğu yerde
Kızım! Sen ana-babanın evinden, büyüyüp yürüdüğün yuvadan çıkıp, bilmediğin ve şimdiye kadar alışmadığın bir kişinin evine gidiyorsun.
O hâlde o kimsenin rızâsını gözetip hizmetçisi gibi kendisine itaat eyle ki, o da sana kul-köle olsun, seni sevsin ve hoşnud olman için elinden gelen her şeyi yapsın.
Sana şimdi on şey söyleyeceğim. Bunları ezberle ve gereğince hareket et ki, kocanla güzel geçinmeye muvaffak olasın:
1. Sana yiyecek ve giyecek her ne getirirse onu cân u gönülden kabul etmelisin.
2. Emrettiği şeyleri yapmalı, yasaklayıp yapma dediği şeyleri de yapmamalısın. Sözünü dinleyip kendisine itaat etmelisin.
3. Üstünü-başını ve evini temiz tutmaya dikkat etmelisin.
4. Görüldüğünde veya kokusu alındığında hoşlanılmayan şeylerden kaçınmalısın ki, kendinden iğrendirip kocanın gözünden düşmeyesin.
5. Kocanın uyuyacağı, yemek yiyeceği vakitleri iyi tâkip etmelisin. Yani bunları hangi vakitte yapmayı alışkanlık hâline getirmişse, o vakitleri gözetip yemeğini ve yatağını hazır etmelisin. Zîrâ açlık insanı ateşlendirir, uykusuzluk da öfkelendirir.
6. Kocanın malını muhâfaza edip israf ve teleften korumalısın.
7. Kocanın îtibârını gözetip onun akrabâ-yı taallukâtına hürmet etmelisin.
8. Hiçbir şeyde ona isyan ve muhâlefet etmemelisin.
9. Âile sırrını kimseye ifşâ etmemelisin. Eğer emrine isyan edersen kendine kin bağlatırsın, sırrını ifşâ edersen gadr u cefâsından emin olamazsın.
10. Kızım, sakın ola ki kocan kederli iken yanında ferah ve neşeli olma.


Yarabbi , senin rızanı tavsiye eden bu kardeşlerimizden razı ve hoşnut olarak en güzel hal ile hallendirmeni diliyoruz.
Bizleri yanılgıların karanlığından,sapkınlıkların uçurumlarından kurtaracak olan senin bildirdiklerindir.
Bizlere senin bildirdiklerini anlama gayreti ve uygulama kudreti ver.Ayaklarımızı Sana gelen yollara yönelt ki Sana gelebilelim.

Çocuklarımızın da elinden tutarak....

Allah celle celaluhu razı olsun ne güzel bir dua..ne güzel bir yazı...ne güzel öğütler..



Aliye-Aliye kardeşim

Nasılsınız İnşallah iyisinizdir.Hatırınızı sormak ve duanızı almak istedim hacı kardeşim

EN Güzel'e emanet olunuz
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
''Kızım! Sen ana-babanın evinden, büyüyüp yürüdüğün yuvadan çıkıp, bilmediğin ve şimdiye kadar alışmadığın bir kişinin evine gidiyorsun.
O hâlde o kimsenin rızâsını gözetip hizmetçisi gibi kendisine itaat eyle ki, o da sana kul-köle olsun, seni sevsin ve hoşnud olman için elinden gelen her şeyi yapsın.
Sana şimdi on şey söyleyeceğim. Bunları ezberle ve gereğince hareket et ki, kocanla güzel geçinmeye muvaffak olasın:
1. Sana yiyecek ve giyecek her ne getirirse onu cân u gönülden kabul etmelisin.
2. Emrettiği şeyleri yapmalı, yasaklayıp yapma dediği şeyleri de yapmamalısın. Sözünü dinleyip kendisine itaat etmelisin.
3. Üstünü-başını ve evini temiz tutmaya dikkat etmelisin.
4. Görüldüğünde veya kokusu alındığında hoşlanılmayan şeylerden kaçınmalısın ki, kendinden iğrendirip kocanın gözünden düşmeyesin.
5. Kocanın uyuyacağı, yemek yiyeceği vakitleri iyi tâkip etmelisin. Yani bunları hangi vakitte yapmayı alışkanlık hâline getirmişse, o vakitleri gözetip yemeğini ve yatağını hazır etmelisin. Zîrâ açlık insanı ateşlendirir, uykusuzluk da öfkelendirir.
6. Kocanın malını muhâfaza edip israf ve teleften korumalısın.
7. Kocanın îtibârını gözetip onun akrabâ-yı taallukâtına hürmet etmelisin.
8. Hiçbir şeyde ona isyan ve muhâlefet etmemelisin.
9. Âile sırrını kimseye ifşâ etmemelisin. Eğer emrine isyan edersen kendine kin bağlatırsın, sırrını ifşâ edersen gadr u cefâsından emin olamazsın.
10. Kızım, sakın ola ki kocan kederli iken yanında ferah ve neşeli olma.
***********
Yarabbi , senin rızanı tavsiye eden bu kardeşlerimizden razı ve hoşnut olarak en güzel hal ile hallendirmeni diliyoruz.
Bizleri yanılgıların karanlığından,sapkınlıkların uçurumlarından kurtaracak olan senin bildirdiklerindir.
Bizlere senin bildirdiklerini anlama gayreti ve uygulama kudreti ver.Ayaklarımızı Sana gelen yollara yönelt ki Sana gelebilelim.

Çocuklarımızın da elinden tutarak....


Selamün Aleyküm kiymetli Erdal Abimiz.
Rahman c.c, makbul eylesin bu güzel duanizi.. Sizden de, fenadan bekaya kadar razi olsun; razi olduklariyla birlikte kilsin.. Cok tesekkür ederim..
Dualariniza misafir olmam duasi ile.. Rahman'a emanet olunuz..
Hayirli ve bereketli günler dilerim.
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Banner-BlueStarsTwinkling.gif




Güzel kızım, unutma!..
Sâliha bir hanım olmak; incelik ister, fedâkarlık ister.
Gönlündeki deryâyı coşturup inciler devşirmek gerek. Sevmek gerek hanımlığı, anneliği..
Merhametli olmaya baş koymak, gönül tasınla bütün âleme serin, berrak bir yağmur olup kupkuru toprakları münbit hâle getirmek kolay değildir, elbet..

Dilinden geçen zikri yüreğinde hissedeceksin ki, ardından insanlığa numûne olacak bir "sadaka-i câriye" bırakabilesin.
Sonra Hazret-i Hacer olup teslimiyet bağrından zemzem akıtmak Yanacaksın, koşacaksın, ağlayıp O'na dayanacaksın ki, zemzemler fışkırsın, kurak yüreklerden..


İki gözümün ışığı!
İçinde, kıpırdanan yavrunu ilk hissettiğin andan itibaren bir merhamet kaplar hücrelerini... İşte o zaman Allâh'a şükredeceksin, Peygamberlerin en fârik vasfı olan "merhamet"ten sana da bir pay verildiği için!
Yavrucuğum, insanın en büyük ihtiyacı "rûh gıdası"dır. Onun ilk kıpırdanmalarına salevât-ı şerîfelerle karşılık vereceksin. Sen fark etmesen de o seni duyar ve hisseder. Öyleyse ilk duyduğu, Allâh'ın kelâmı, Peygamber Efendimiz'e sunmuş olduğun duân olsun.
Geceleri yatamadığın zaman kıyâma dur ki, Rabbinin huzurunda durmayı öğrensin..
Gözyaşı dök ki, merhameti öğrensin, ümmet-i Muhammed'e duâ ve infâk et ki cömertliği öğrensin..
Ağzından haram lokma girmesin, yavrum! Helâl lokmayı tanısın ki, harama uzanmasın.
Tatlı dilli ol ki, kötü konuşmasın.
Secdelerini çoğalt ki, Rabbinin karşısında hiçlik ve tevâzuya bürünsün.
Mahlûkata gönlünü aç ki, sevgiyi ve muhabbeti öğrensin..
Sancılar sana kıyâmetin dehşetini hatırlatır, belki. İşte o zaman anacığını anlayacaksın. İşte o zaman "cennetin anaların ayakları altında olduğunu" öğreneceksin. Dişlerin birbirine kenetlenince, ölümün varlığını tadacaksın.
Dünyanın "gurbet" olduğunu ve konuşmanın zevkini tatmak için bu dünyada bedel ödemek gerektiğini öğreneceksin.
Ona sütünü, Yâsin-i şerif'lerle verirken; dünyadaki en güzel şeyin, insanlara "Allâh için kendinden koparıp vermek" olduğunu hissedeceksin.
Geceleri herkes uyurken, onun seni ağlayarak çağırmasına zevkle koşup gideceksin. İşte o ân, Rabbini de gerçek mânâda sevdiğinde, teheccüde kalkmanın senin için bir yük olmadığını anlayacaksın.
Onu hasta ve ateşler içinde görünce "hiçliğini" ve "çaresizliğini" görüp Allâh'a îmânın kat be kat artacak..
Ona sünnet-i seniyye ile yaşamayı öğret ki, Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e hayran olup, onu taklid etsin. Öğretmezsen ilerde kim olduğu belirsiz kimseleri taklide başlar, onlara hayran kalır, sen de mes'ul olursun.
Onunla mübarek gün ve geceleri zevk ve heyecan içinde yaşa ki, Gayr-i Müslimlere ve onların eğlencelerine hayran kalmasın. Bayramını bilip, gerçek bayramı olan kıyâmet sabahı için hazırlansın.
Ona Kur'ân-ı Kerim'i çok iyi anlatmalısın. Her bir sûre, onun gönlüne iniyormuş gibi hissetsin ki, yaşantısıyla "canlı bir Kur'ân" olsun.
Hâfızlığı sevdir, ona âşık olsun ki, dilinde şarkı-türkü olmasın. Boş satırların hamalı olmasın..
Kur'ân-ı Kerîm kültürüyle aydınlanırsa iki dünyası da pürnûr olur.
İşte o zaman, tıpkı şimdi benim olduğu gibi seni de kabirde nûrdan taçlarla taçlandırıp cennet elbiseleriyle nûrlandırırlar..
Hedefini unutma kızım, hedefin sâliha bir hanım, sâliha bir ana olmaktır.
Alıntı


Banner-BlueStarsTwinkling.gif

Allah Razı olsun. Çok güzeldi
 

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Esselam..
Ne guzeldir, sanki annemle konustum :)
Bu sozler uzerine bir sey diyemiyorum gercekten. ALLAH bizi saliha hanimlardan eylesin..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt