Yasin Suresi seksen üç âyettir. Mekke´de nazil olmuştur.
Allah teala bu sure.-i celileye, Hz. Muhammed (s.a.v.)in Peygamberliğinin hak olduğuna yemin ederek başlıyor ve onun dosdoğru bir yol üzerinde bulunduğunu beyan ediyor.
Kâfirlerin başlarının yukarı kalkık olduğu bu yüzden bu anormal durumları ve davranışları sebebiyle gerçeği bulamadıkları ayrıca onların önlerine ve arkalarına perdeler çekildiği bu sebeple de hakkı göremedikleri ifade ediliyor.
Allah tealanın, insanları hak yola çağıran elçilerinin durumlarına bir misal veriliyor ve şöyle ediliyor: Bir kasabaya onları uyaran elçiler gönderiliyor. Önce iki elçi gönderiliyor, insanlar onlara inanmıyor ve onları yalanlıyorlar. Bunun üzerine bir üçüncü elçi onlara yardımcı gönderiliyor ve bunlar, kendilerinin Allah tarafından elçiler olduklarını ve insanları hak yola davet etmek için görevli bulunduklarını söylüyorlar. Fakat insanlar onlara inanmıyor hatta onlar sebebiyle uğursuzluğa duçar olduklarım söylüyorlar. Elçiler ise uğursuzluğun onların kendilerinde olduğunu söylüyorlar. Bu ara şehrin uzak yerinden bir adam koşarak geliyor ve halka, elçilere uymalarını tavsiye ediyor ve nasihatlar-da bulunuyor. O kişi bu yaptığı ile cennete giriyor ve kavminin de bu durumu bilmesini arzu ediyor. îman etmeyen kavmin Üzerine ise şiddetli bir çığlık geliyor ve hepsi helak oluyorlar.
Sure-i celilede bundan sonra ölü hale gelmiş olan yerin sularla diriltildiği, orada çok çeşitli bitki ve meyveler var edildiği, gecenin, gündüzün, güneşin ve ayın yaratıldığı ve bütün bunların, yüce Allanın takdiriyle hareketlerine devam ettikleri beyan ediliyor.
Gemilerin suda yürümesi, insanların suda boğulmadan onun üzerinde taşınmaları ve bütün bunların Allanın birer nimeti oldukları beyan ediliyor. Sur´a ikinci defa üfürülünce insanların kabirlerinden kalkacakları ve hesap vermek üzere Ailahm huzurunda toplanacakları ve o gün hiç kimseye haksızlık yapılmayacağı haber veriliyor.
Ameli, salih olup cennete girenlerin zevk içinde, gölgelikler altında, her türlü nimetlerin içinde rablerinin "Selam" sözüyle yaşayacakları cehennem ehlinin ise hak ettikleri azaba sürüklenecekleri beyan ediliyor.
Bir damlacık sudan yaratılan insanın, kendisini yaratan Aİlahı unutarak ona hasım kesildiği ve "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diye sorduğu beyan ediliyor. İnsanların bu sorularına ise peygamberimizin şöyle cevap vermesi emrediliyor: "De ki: Onları ilk defa yaratan diriltecektir. Zira herhangi bir şeyi var etmenin Allah için çok kolay olduğu, olmasını istediği şeye "Ol" demesinin kâfi geldiği, böylece o şeyin hemen oluvereceği ve sonunda hep birlikte Allaha döndürüleceğimiz beyan ediliyor[1]
Surenin Fazileti
Bu Sure-i Celile hakkında bir kısım hadis-i şerifler zikredilmiştir. Peygamber efendimiz bu hadis-i şeriflerinin birinde buyuruyor ki:
"Herşeyin bir kalbi vardır. Kur´anın kalbi de Yasin´dir. Kim Yasin suresini okursa Allah o kişinin Yasini okumasından dolayı ona Kur´anı on kere okumuş kadar sevap yazar.[2]
Peygamber efendimiz diğer bir hadis-i şerifinde de şöyle buyuruyor:
"Yasini ölülerinizin başında okuyun[3]Yani, can çekişmekte olan hastalarınızın yanında okuyun. Umulur ki Allanın rahmeti onun üzerine iner de rahatça can verir. Veya ölmüş olan kişilerin üzerine okuyun umulur ki Allah onların taksiratlarını affeder.
Peygamber efendimiz diğer bir hadis-i şerifinde de şöyle buyurmuştur:
"Bakara suresi Kur´anın hörgücü ve zirvesidir. Onun her âyetiyle birlikte seksen melek yere inmiştir. Âyete´l-Kürsi Arş´ın altından çıkarılıp Bakara suresine eklenmiştir. Yasin ise Kur´anın kalbidir. Kim, Allah tealamn rızasını ve âhiret yurdunu dileyerek Yasini okuyacak olursa onun günahı bağışlanır. Siz onu, ölülerinizin üzerine okuyun. [4]
Allah teala bu sure.-i celileye, Hz. Muhammed (s.a.v.)in Peygamberliğinin hak olduğuna yemin ederek başlıyor ve onun dosdoğru bir yol üzerinde bulunduğunu beyan ediyor.
Kâfirlerin başlarının yukarı kalkık olduğu bu yüzden bu anormal durumları ve davranışları sebebiyle gerçeği bulamadıkları ayrıca onların önlerine ve arkalarına perdeler çekildiği bu sebeple de hakkı göremedikleri ifade ediliyor.
Allah tealanın, insanları hak yola çağıran elçilerinin durumlarına bir misal veriliyor ve şöyle ediliyor: Bir kasabaya onları uyaran elçiler gönderiliyor. Önce iki elçi gönderiliyor, insanlar onlara inanmıyor ve onları yalanlıyorlar. Bunun üzerine bir üçüncü elçi onlara yardımcı gönderiliyor ve bunlar, kendilerinin Allah tarafından elçiler olduklarını ve insanları hak yola davet etmek için görevli bulunduklarını söylüyorlar. Fakat insanlar onlara inanmıyor hatta onlar sebebiyle uğursuzluğa duçar olduklarım söylüyorlar. Elçiler ise uğursuzluğun onların kendilerinde olduğunu söylüyorlar. Bu ara şehrin uzak yerinden bir adam koşarak geliyor ve halka, elçilere uymalarını tavsiye ediyor ve nasihatlar-da bulunuyor. O kişi bu yaptığı ile cennete giriyor ve kavminin de bu durumu bilmesini arzu ediyor. îman etmeyen kavmin Üzerine ise şiddetli bir çığlık geliyor ve hepsi helak oluyorlar.
Sure-i celilede bundan sonra ölü hale gelmiş olan yerin sularla diriltildiği, orada çok çeşitli bitki ve meyveler var edildiği, gecenin, gündüzün, güneşin ve ayın yaratıldığı ve bütün bunların, yüce Allanın takdiriyle hareketlerine devam ettikleri beyan ediliyor.
Gemilerin suda yürümesi, insanların suda boğulmadan onun üzerinde taşınmaları ve bütün bunların Allanın birer nimeti oldukları beyan ediliyor. Sur´a ikinci defa üfürülünce insanların kabirlerinden kalkacakları ve hesap vermek üzere Ailahm huzurunda toplanacakları ve o gün hiç kimseye haksızlık yapılmayacağı haber veriliyor.
Ameli, salih olup cennete girenlerin zevk içinde, gölgelikler altında, her türlü nimetlerin içinde rablerinin "Selam" sözüyle yaşayacakları cehennem ehlinin ise hak ettikleri azaba sürüklenecekleri beyan ediliyor.
Bir damlacık sudan yaratılan insanın, kendisini yaratan Aİlahı unutarak ona hasım kesildiği ve "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diye sorduğu beyan ediliyor. İnsanların bu sorularına ise peygamberimizin şöyle cevap vermesi emrediliyor: "De ki: Onları ilk defa yaratan diriltecektir. Zira herhangi bir şeyi var etmenin Allah için çok kolay olduğu, olmasını istediği şeye "Ol" demesinin kâfi geldiği, böylece o şeyin hemen oluvereceği ve sonunda hep birlikte Allaha döndürüleceğimiz beyan ediliyor[1]
Surenin Fazileti
Bu Sure-i Celile hakkında bir kısım hadis-i şerifler zikredilmiştir. Peygamber efendimiz bu hadis-i şeriflerinin birinde buyuruyor ki:
"Herşeyin bir kalbi vardır. Kur´anın kalbi de Yasin´dir. Kim Yasin suresini okursa Allah o kişinin Yasini okumasından dolayı ona Kur´anı on kere okumuş kadar sevap yazar.[2]
Peygamber efendimiz diğer bir hadis-i şerifinde de şöyle buyuruyor:
"Yasini ölülerinizin başında okuyun[3]Yani, can çekişmekte olan hastalarınızın yanında okuyun. Umulur ki Allanın rahmeti onun üzerine iner de rahatça can verir. Veya ölmüş olan kişilerin üzerine okuyun umulur ki Allah onların taksiratlarını affeder.
Peygamber efendimiz diğer bir hadis-i şerifinde de şöyle buyurmuştur:
"Bakara suresi Kur´anın hörgücü ve zirvesidir. Onun her âyetiyle birlikte seksen melek yere inmiştir. Âyete´l-Kürsi Arş´ın altından çıkarılıp Bakara suresine eklenmiştir. Yasin ise Kur´anın kalbidir. Kim, Allah tealamn rızasını ve âhiret yurdunu dileyerek Yasini okuyacak olursa onun günahı bağışlanır. Siz onu, ölülerinizin üzerine okuyun. [4]