Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ukkaşe gibi olmak... (1 Kullanıcı)

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
Efendimiz son hutbesine çıkmıştı artık son olduğunu biliyordu...
ve hasta idi yanında Bilal-i Habeşi vardı ona destek oluyordu;
ayakata durmakta güçlük çekmekte idi sonra Ashabına dönerek;
-Ey Ashabım...!!! bende hakkı olan varsa söylesin; buyurmuştu.
Kimseden ses çıkmamıştı...

Ikinci kez yine seslendi
-Bende hakkı olan varsa istesin...!!!
Ve yine ses çıkmadı...

ve yine üçüncü kez seslendi;
En arkalardan sahabelerden ve sahabelerin çok sevdiği bir kimse
Hz. Ukkaşe ayağa kalktı ve;
-Ya Rasulullah hudeybiye vakasında siz devenize binmek istemiştiniz bende size elimi uzatmıştım siz devenize bindiniz ve devenize kırbaçla vurmak istediniz tam o sırada kırbaç benim sırtıma değdi
bu hakmıdır?

diye sordu
Allah Rasulu;
-Evet Ya Ukkaşe O kul hakkıdır.
dedi Rasulullah..

Ve birden Hz Ömer ayağa kalktı
-Ey Ukaşe bak bu mescidin birde dışarısı var diye tehdit etti Ukşeyi
Allah rasulü;
-Sen karışma Ey Ömer O benim hesabım.
dedi.
Sonra Hz. Ebubekir ayağa kalktı ve;
-Ey Ukaşe ne kadar mal mülk istersen veriyim.
dedi
Allah Rasülü yine:
-Ey Ebu bekir bu benim hesabım.
diyerek geri çevirdi

Ashab-ı kiram birden Hz. Ukaşe’ye kızgın ve öfkeyle bakmaya başlamıştı.
Allah Rasülü Bilal-i Habeşiye dönerek;
-Ey bilal o kırbaç kızım Fatıma’dadır. Onu ona hediyye eylemiştim git ve getir.
dedi
Bila-i Habeşi Efendimize baktı.
Efendimiz, Bilale;
-Ey Bilal sendemi Allah rasülünün sözünü tutmaz oldun? dedi
Bilal-i habeşi çok etkilenmişti ve hemen mescidden çıktı ve Hz. Fatımanın evine vardı

-Ey fatıma Allah rasülü sana bir kırbaç hediye eylemiş onu almaya geldim
dedi
Hz. Fatıma ne oldu diye sordu
Bilal-i Habeşi herşeyi anlattı
hz. Fatıma:
- Ey bilal babam hastadır onun yerine siz neden çıkmadınız
dedi
Bilal de Allah rasülü izin vermedi dedi.
bunun üzerine Hz.Fatıma hemen Hasan ile Hüseyin i çağırdı ve onları götürmelerini söyledi
Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin daha 6 yaşında idiler
Bilal ve Efendimzin göz bebekleri Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin mescide girdiler
ve Ey hz.Ukkaşe Allah rasülü dedeme vurma gel bize vur dedi
hakkını bizden iste dedi ve efendimiz ve ashab-ı kiram çok duygulandı
Efendimiz ben size kıyamam bu benim hesabım dedi ve onlarıda geri çevirdi
kırbaç gelmişti
ama ashab-ı kiramda öfke dahada artmıştı
Efendimiz kırbacı ukkaşeye verilmesini istedi

hz. Ukkaşe tekrar: Ey Allahın rasülü bir şey daha var dedi
Siz kırbacı vururken benim sırtım çıplaktı bundanda hak geçermi diye söyledi
ve birden sahabe ayaklandı
efendimiz ortalığı yatıştırdı hemen
ve Evet ukkaşe geçer dedi
Efendimiz mimberden aşağı indi ve gömleğini açtı
Ashab-ı kiram gözlerini kapatmıştı ve dışarıda hz.ukkaşe’ye yapacaklarını planlıyorlardı kendi kafalarınca..

Efendimiz gömleğini açmış ve hz.ukkaşe’nin kırbacı vurmasını bekliyor ve sendeliyordu çok hasta idi

hz.ukkaşe kırbacı havaya kaldırdı
ve efendimzin iki kürek kemiğinin ortasındaki mührü öptü
ve hakkım sana helal olsun ya rasülüllah anam babam sana feda olsun dedi
Efendimiz ve sahabe-i kiram çok duygulanmıştı.
Sahabenin hepsi hz. Ukkaşeyi daha da çok sevdi...
 

ahnef

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2008
Mesajlar
191
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
s.a çok güzel bir kıssa bunu her okuduumda yada duyduumda tüylerim diken diken oluyor .ilk duyduumdada çok ağlamıştım:(:(:(:
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Selamünaleyküm Kardeşim ALLAH razı olsun evet çok güzel bir paylaşımdı.

Onların şefaatlerine nail eylesin...

ALLAHa emanet olunuz...
selam ve dua ile...
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
Selamünaleyküm Kardeşim ALLAH razı olsun evet çok güzel bir paylaşımdı.

Onların şefaatlerine nail eylesin...

ALLAHa emanet olunuz...
selam ve dua ile...

ve aleyküm selam kardeşim.şefaat duana koskoca bir AMİİİİİİN demek istedim.YARADANA EMANET OL.SELAM VE DUA İLE...
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
selamun aleykum.
Allah razı olsun
tekrar okumama vesile oldunuz. çok duygulandım. Rabbim Resulunü gerçekten seven müminlerinden kılsın cümlemizi.
selam ve dua ile...
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Peygamberlik Mührü’nü öpen tek Sahabe

Hz. Ukkaşe (ra) bir peygamber aşığı, bir peygamber sevdalısı bir insan. O sevgiden dolayı Peygamberimizin kürek kemikleri arasında bulunan peygamberlik nişanesi, peygamberlik mührünü öpmeyi başlarmış bir sahabe.

Fetih Suresi nazil olunca, Peygamberimiz (sav) Cebrail'e:
- Ey Cebrail öleceğimi anladım, buyurunca Cebrail, Peygamberimize:
- Senin için ahiret dünyadan daha hayırlıdır, Rabbin sana (istediğini) verecek sen de razı olacaksın, dedi (Duha:4-5).

Bunun üzerine Peygamberimiz müezzini Bilal-ı Habeşi'ye, insanları cemaatle namaz kılmak üzere toplanmaları için çağırmasını emretti. Bütün Muhacir (Mekke'den Medine'ye hicret eden Müslümanlar ) ve Ensar (Medine'li Müslümanlar) Mescid-i Nebi'de toplandı. Peygamberimiz onlara namaz kıldırıp sonra minbere çıktı ve insanlara hitap etti. Peygamberimizin bu konuşması sırasında kalpler ürperdi, gözler ağladı. İnsanlara şöyle dedi:

- Ey insanlar sizin için nasıl bir peygamber idim? Onu dinleyenler:
- Allah mükafatını versin, çok iyi bir Peygambersin. Sen bizim için merhametli bir baba, şefkatli ve öğüt veren bir kardeş gibiydin. Allah'ın sana verdiği Peygamberlik görevini yerine getirdin, O'nun (Allah'ın) vahyettiğini bize ilettin, bizleri Allah'ın yoluna hikmetli ve güzel sözlerle davet ettin. Allah, ümmetlerine yaptıkları görev nedeni ile peygamberlere vereceği mükafatın en güzelini sana versin, dediler.

Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu:

- Ey Müslüman topluluğu! Sizin üzerinizde bulunan hakkım ve Allah adına, sizden kime bir haksızlık yapmış isem, kıyamette hesaplaşıp hakkını almadan önce, şimdi onun ayağa kalkıp hakkını benden almasını istiyorum.

Hiç kimse kalkmayınca, Peygamberimiz bunu üç defe tekrarladı. Üçüncü defa söyledikten sonra, Sahabe-i Kiram arasında bulunan ve kendisine Ukkaşe denilen yaşlı bir sahabe ayağa kalktı. Müslümanları yararak ilerledi ve Peygamberimizin önünde durdu ve şöyle dedi:
- Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın elçisi, eğer ısrar etmeseydin senin karşına çıkıp bir şey istemeyecektim. Bir savaştan sonra gazilerin arasındaydım. Ayrılmak üzereyken develerimiz yan yana geldi. Devemden indim, ayağını öpmek için sana yaklaştığımda, değneğini kaldırdın ve sırtıma vurdun. Kasten bana mı vurdun yoksa, devene mi vurmak istemiştin bilmiyorum, deyince, Peygamber efendimiz:

- Ey Ukkaşe, sana kasten vurmaktan Allah a sığınırım. Ey Bilal git (kızım) Fatıma'ya uzun bir değnek getir, dedi. Bilal-ı Habeşi (şaşkınlıktan) ellerini başının üzerine koyarak:
- O, Allah'ın Peygamberi ve kendisine kısas yapılmasını istiyor, diyerek Hz.Fatıma'nın yanına geldi kapıyı çaldı ve:
- Ey Peygamber'in kızı! Bana uzun bir değnek ver, deyince, Peygamberimizin kızı Hz. Fatıma:
- Bugün ne hac günü, ne de O'nun savaştığı bir gün değil, babam uzun değneği ne yapacak? Dedi. Bilal-i Habeşi:
- Babanın yaptıklarından haberin yok. Allah'ın elçisi borçlarını ödüyor, dünyayı terk ediyor ve kendisine kısas yapılmasını (kendisinde hakkı olanların hakların almasını) istiyor, dedi. Bunun üzerine Hz. Fatıma:
- Ey Bilal, Allah'ın elçisine kısas yapmayı kendisine layık gören kimdir? (Peygamberin torunları) Hasan ile Hüseyin'e haber ver. O adamın yanına gitsinler de, almak istediği (hakkını) onlardan alsın. Peygamberden almasına izin vermesinler, dedi.




“Cennetteki arkadaşım”

Bilal-i Habeşi mescide girip değneği Peygamberimize verince, O da Hz. Ukkaşe'ye verdi. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer (r.anhum) bunu görünce ayağa kalktılar ve:
- Ey Ukkaşe! İşte önündeyiz Hakkını bizden al. Peygamberden alma, deyince, Peygamber Efendimiz:
-Bırak ey Ebubekir, sen de bırak ey Ömer, Allah sizin değerinizi ve makamınızı biliyor, dedi.

Bunun üzerine Ali b. Ebu Talip (Hz. Ali) ayağa kalktı ve:
- Benim hayatım Allah'ın elçisinin hayatının önündedir. İşte sırtım, hakkını kendi elinle benden al ve bana (O'nun yerine) yüz sopa vur. Allah'ın elçisinden alma, deyince Peygamberimiz:
- Otur ey Ali. Allah senin değerini ve niyetini biliyor, buyurdu. Sonra Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin kalktılar ve:
- Ey Ukkaşe! Sen bilmiyor musun biz Allah'ın elçisinin torunuyuz. Hakkını bizden alman Peygamberden alman gibidir, deyince Peygamber Efendimiz:
- Gözümün nuru torunlarım, siz de oturun Allah sizi burada unutmamıştır (sizin de niyetinizi ve değerinizi bilmektedir). Sonra Peygamber Efendimiz (sav) Ukkaşe'ye:

- Ey Ukkaşe, vuracaksan vur deyince, Ukkaşe (ra):
- Ey Allah'ın elçisi, bana vurduğunda benim üzerimde elbise yoktu, deyince, Peygamberimiz sırtını açtı.

Sahabeler yüksek sesle ağlıyorlardı. Hz.Ukkaşe, Peygamberimizin beyaz sırtına baktı. Sanki sırtı Mısır'da dokunan ince ve beyaz ketenden dokunmuş kumaş gibiydi fazla ilgilenip zaman kaybetmeden sırtını öptü ve şöyle dedi:

- Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın elçisi, sana kısas yapmaya kim cür'et edebilir? Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) :

- Ya hakkını alman için gerekeni yap yada affet deyince, Hz. Ukkaşe:
- Kıyamet gününde Allah'ın beni affetmesini umarak sizi affediyorum, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav):
- Kim cennetteki arkadaşımı görmek isterse bu adama baksın, dedi.



Sonra (orada bulunan) bütün Sahabe-i Kiram ayağa kalktılar ve alnından öperek:
- Seni tebrik ederiz çok büyük bir mertebeyi ve Peygamberin cennetteki arkadaşlığını elde ettin dediler." (1)

Her gün yüzlerce insanın gurup gurup Ziyaret ettiği bu türbe, Hz. Peygamberden geriye kalan hatıralara, insanımızın sahip çıkışının da bir göstergesi.

İnsan, Hz. Ukkaşe'nin makamına varınca, Hz. Peygamberin sırtındaki Peygamberlik Mührü’nü öpmeyi başarmış Hz. Ukkaşe'nin dudaklarından bir tebessüm arıyor.
KAYNAKLAR

1- El - İsbahani, Hilyet-ül Evliya 4/ 73,
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Yüreğimizi çıkınımıza koyup düşüyoruz yollara. Aşkın çölde bulduğu karşılığı bir nebze olsun yaşamak istiyoruz. Sevgi gemisinden uzanan kutlu eli biz de tutmak istiyoruz. ‘En Sevgili’nin sevgisine mahzar olmuş, bir aşk abidesinin makamına yolculuğumuz. Kendimizden kaçıp kendimizi bulma peşindeyiz.

Gideceğimiz yer aşkın zirvesi. Herkes, vardığında kendince nasibini alacak. Herkes, beklediğinin karşılığını görecek. Bizim umudumuz ‘Peygamber Mührü’nü öpmüş dudaklardan bir tebessüm alabilmek, o ‘Mühr-ü Peygamber’i öpen tek kişi olan Hz. Ukkaşe'nin dudaklarından (radiyallahu anhu).
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt