Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Türbanlı kızı kürsüden indiren komutanı kutluyorum! (1 Kullanıcı)

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
tevhidewc8.jpg

“Burası devlete meydan okunacak yer değildir! Bu kadına haddini bildirin!” cümlelerinin kulaklarımızı tırmaladığı günler aklıma geldi yine.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu hala görevde mi acaba diye düşünmeden edemedim!!

Birkaç gündür medyada dolanan “Türbanlı kızı kürsüden indiren komutan!” başlıklı haberle ilgili birçok yazı ve yorum yayınlandı. Herkes komutana kızıyor! Bence hiç kimsenin komutana kızmaya hakkı yok! Komutan kendi inandığı doğruyu yapmış.

Ben komutana kızmadığım gibi cesaretini tebrik etmemiz gerektiğini düşünüyorum! Düşünsenize, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan, Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanı olduğu bir ülkede komutan, inandığı doğruyu söylemekten vazgeçmemiş. Bu cesaret kutlanmalı!

Konukların büyük bir kısmının, kendilerinin yada eşlerinin başörtülü olduğu bir ortamda, programa müdahale ediyor ve kompozisyon yarışmasında “Bir Öğretmen Olmalı” başlıklı yazısıyla birinci olan kızı kürsüden indirmeye cesaret edebiliyor!

* * * * *

Başörtülü genç kızlara en büyük sıkıntıyı kim yaşattı? Bu soruya hemen “Başörtüsüne düşman olanlar tabi!” diye cevap vermeyin. Bence yanılırsınız. Bana sorarsanız başörtülü kızlara en büyük sıkıntıyı, başörtüsüne karşı olmadığı halde, hatta ailesi örtülü olduğu halde, başörtülü kızlara kıyafetlerinden dolayı iş vermeyen kurum sahipleri ve yöneticileri yaşattı.

Bizim dindar camiada bu komutan kadar cesur kaç kişi var? Hala şirketinde başörtülü insan çalıştırmayan dindar bir insanın, bu komutana kızmaya ne hakkı var? Dindar insanların sermayesiyle kurulmuş kurumları yöneten insanlar bile bu cesareti gösteremedi. Koltuğunu koruma adına sergiledikleri tavırlarını, kurumu koruma kılıfı arkasına saklayanlarla ilgili düşüncelerimi, daha sonra paylaşacağım sizlerle.

* * * * *

Programı düzenleyenlere niçin hiç kimse bir şey söylemiyor? Bence asıl eleştirilmesi gerekenler programı düzenleyen diğer yetkililer. Komutanda ki cesaretin yarısına sahip olan bir tane Allahın kulu yok muydu orda? Birisi de ayağa kalkıp komutana;

“Burası sizin komuta ettiğiniz kışla değil! Bizler de sizin emir erleriniz değiliz! Bu programı biz düzenledik. Biz burada bir kompozisyon yarışması düzenliyoruz. Kıyafet balosu yapmıyoruz! En güzel yazıyı kim yazmışsa ödülü ona vereceğiz!” diyebilme cesaretini niçin gösteremedi?

Programı düzenleyenler bunu söyleme cesareti gösterebilseydi sonuç nasıl olurdu sizce?

Komutan kışlasında değil, halkın içinde olduğunu anlayacak ve susmak zorunda kalacaktı. Belki de programı terk edip gitmek zorunda kalırdı.

Yazdığı kompozisyonla birinci olan Kozan İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Tevhide Kütük Kompozisyonunu okuyarak programı devam ettirecekti.

* * * * *

Bu arada bende o kompozisyonu merak ettim! Bir öğretmen olarak, ilçe birincisi olan bir kompozisyonu okumak isterdim. Bende komutana en çok bunun için kızdım! Tevhide Kütük bana kompozisyonunu ulaştırırsa mutlaka köşe yazısı olarak burada o yazıyı yayınlarım.

* * * * *

Komutanım sizi cesaretinizden dolayı kutluyorum! Umarım bizimkiler sizlerden cesur olmayı öğrenirler.

Hakka inananlar güce inananlar kadar cesur olmadıkça sonuç değişmeyecek.

Cesaretin bittiği yerde esaret başlar!

Cesur olan kazanır!

Sait ÇAMLICA

Eğitimci - Yazar
Sait ÇAMLICA

 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Bana sorarsanız başörtülü kızlara en büyük sıkıntıyı, başörtüsüne karşı olmadığı halde, hatta ailesi örtülü olduğu halde, başörtülü kızlara kıyafetlerinden dolayı iş vermeyen kurum sahipleri ve yöneticileri yaşattı.
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Utandıran görüntüler...

trbanyb1.jpg


24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Adana'nın Kozan İlçesi'nde yaşanan türban krizinde gözlerden kaçan diyalog.

Kompozisyon yarışmasında birinci olan İmam Hatip Lisesi öğrencisi 17 yaşındaki Tevhide Kütük ödülünü almak üzere başında türbanla sahneye çıkınca, Kaymakam Aydın Tetikoğlu ve Garnizon Komutanı Binbaşı Hüseyin Çopur'un uyarısı üzerine indirildi. Bunun üzerine de Kozan Belediye Başkanı AKP'li Kazım Özgan, bir grup öğretmen ve davetli ile birlikte salonu terketti.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nce Kozan Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen törene Kaymakam Aydın Tetikoğlu, Belediye Başkanı Kazım Özgan, Cumhuriyet Savcısı Mahmut Savaşçı, Emniyet Müdürü Murtaza Cuhacıoğlu, Garnizon Komutanı Binbaşı Hüseyin Çopur, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Canbolat, çok sayıda öğretmen ve öğrenci katıldı.

Törende, ilçedeki okullar arasında düzenlenen 'Öğretmen' adlı kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrenciler, ödülleri verilmek üzere sahneye çağırıldı. 'Bir öğretmen olmalı' başlıklı yazısıyla birinci olan İmam Hatip Lisesi 11-C sınıfı öğrencisi Tevhide Kütük, başında türbanla sahneye çıkınca, ödül vermek üzere sahnede bulunan Kaymakam ve Garnizon Komutanı'nın tepkisiyle karşılaştı. Kaymakam ve komutanının "İndirin onu' talimatı üzerine sahneden inen Tevhide Kütük, protokolde oturan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Canbolat'ın yanına giderek, "Neden hocam, neden ödülümü vermediniz?" diye sordu. Cevap alamayan öğrenci, gözyaşları içinde yerine otururken, "Sizi Allah'a havale ediyorum" dedi.

BELEDİYE BAŞKANI SALONU TERKETTİ

Bu gelişme üzerine, Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan, bir grup öğretmen ve davetli ile salonu terk etti. Başkan Özgan, "Neden böyle yapıldı anlamadım. Ödülünü verin, sonra etkinliği kim tertiplediyse soruşturma açın. Ama o kız çocuğunu, o kadar insanın önünde rencide etmeyin. Öğrencinin gözyaşlarını görünce ben de ağlamamak için direndim ve bu yanlış davranış nedeniyle salonu terk ettim" diye konuştu.

ÖĞRETMENİ TESELLİ ETTİ

İmam Hatipli Tevhide Kütük göz yaşları içinde salonu terk ederken, Edebiyat Öğretmeni Mehmet Karabulut türbanlı öğrenciyi teselli etmeye çalıştı. 'Hocam bana değil, Allah'ın adaletine karşı geliyorlar' diyen Tevhide Kütük'ü öğretmeni Karabulut; "Ağlama kızım. Bunu ypanlar utansın. Bu kadar da şerefsizlik olmaz ki!" diyerek teselli etti.
 

A.gamze

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Kas 2007
Mesajlar
24
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
tevhidewc8.jpg

“Burası devlete meydan okunacak yer değildir! Bu kadına haddini bildirin!” cümlelerinin kulaklarımızı tırmaladığı günler aklıma geldi yine.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu hala görevde mi acaba diye düşünmeden edemedim!!

Birkaç gündür medyada dolanan “Türbanlı kızı kürsüden indiren komutan!” başlıklı haberle ilgili birçok yazı ve yorum yayınlandı. Herkes komutana kızıyor! Bence hiç kimsenin komutana kızmaya hakkı yok! Komutan kendi inandığı doğruyu yapmış.

Ben komutana kızmadığım gibi cesaretini tebrik etmemiz gerektiğini düşünüyorum! Düşünsenize, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan, Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanı olduğu bir ülkede komutan, inandığı doğruyu söylemekten vazgeçmemiş. Bu cesaret kutlanmalı!

Konukların büyük bir kısmının, kendilerinin yada eşlerinin başörtülü olduğu bir ortamda, programa müdahale ediyor ve kompozisyon yarışmasında “Bir Öğretmen Olmalı” başlıklı yazısıyla birinci olan kızı kürsüden indirmeye cesaret edebiliyor!

* * * * *

Başörtülü genç kızlara en büyük sıkıntıyı kim yaşattı? Bu soruya hemen “Başörtüsüne düşman olanlar tabi!” diye cevap vermeyin. Bence yanılırsınız. Bana sorarsanız başörtülü kızlara en büyük sıkıntıyı, başörtüsüne karşı olmadığı halde, hatta ailesi örtülü olduğu halde, başörtülü kızlara kıyafetlerinden dolayı iş vermeyen kurum sahipleri ve yöneticileri yaşattı.

Bizim dindar camiada bu komutan kadar cesur kaç kişi var? Hala şirketinde başörtülü insan çalıştırmayan dindar bir insanın, bu komutana kızmaya ne hakkı var? Dindar insanların sermayesiyle kurulmuş kurumları yöneten insanlar bile bu cesareti gösteremedi. Koltuğunu koruma adına sergiledikleri tavırlarını, kurumu koruma kılıfı arkasına saklayanlarla ilgili düşüncelerimi, daha sonra paylaşacağım sizlerle.

* * * * *

Programı düzenleyenlere niçin hiç kimse bir şey söylemiyor? Bence asıl eleştirilmesi gerekenler programı düzenleyen diğer yetkililer. Komutanda ki cesaretin yarısına sahip olan bir tane Allahın kulu yok muydu orda? Birisi de ayağa kalkıp komutana;

“Burası sizin komuta ettiğiniz kışla değil! Bizler de sizin emir erleriniz değiliz! Bu programı biz düzenledik. Biz burada bir kompozisyon yarışması düzenliyoruz. Kıyafet balosu yapmıyoruz! En güzel yazıyı kim yazmışsa ödülü ona vereceğiz!” diyebilme cesaretini niçin gösteremedi?

Programı düzenleyenler bunu söyleme cesareti gösterebilseydi sonuç nasıl olurdu sizce?

Komutan kışlasında değil, halkın içinde olduğunu anlayacak ve susmak zorunda kalacaktı. Belki de programı terk edip gitmek zorunda kalırdı.

Yazdığı kompozisyonla birinci olan Kozan İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Tevhide Kütük Kompozisyonunu okuyarak programı devam ettirecekti.

* * * * *

Bu arada bende o kompozisyonu merak ettim! Bir öğretmen olarak, ilçe birincisi olan bir kompozisyonu okumak isterdim. Bende komutana en çok bunun için kızdım! Tevhide Kütük bana kompozisyonunu ulaştırırsa mutlaka köşe yazısı olarak burada o yazıyı yayınlarım.

* * * * *

Komutanım sizi cesaretinizden dolayı kutluyorum! Umarım bizimkiler sizlerden cesur olmayı öğrenirler.

Hakka inananlar güce inananlar kadar cesur olmadıkça sonuç değişmeyecek.

Cesaretin bittiği yerde esaret başlar!

Cesur olan kazanır!

Sait ÇAMLICA

Eğitimci - Yazar
Sait ÇAMLICA
saitcamlica@gmail.com

haklısınız bu konuda yerden goge kadar hak verıyorum sıze.ama sunu da soylemeden gecemıcem bır ... esı oldugum ıcın.ben orda olsam o kısıye mutlaka tepkımı gosterırdım ustelık salonu terkederek degıl... ama esımı de heralde hemen acıga alırlardı.yanı bıraz da korkuyoruz galıba(........)zamanında bızden batılılasma adı altında örtumuzu elımızden alanlar sıze seslenıyorum ahırette davacıyım hepınızden.takamadıgım basortum ıcın.Allaha emanet olun.
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
haklısınız bu konuda yerden goge kadar hak verıyorum sıze.ama sunu da soylemeden gecemıcem bır ... esı oldugum ıcın.ben orda olsam o kısıye mutlaka tepkımı gosterırdım ustelık salonu terkederek degıl... ama esımı de heralde hemen acıga alırlardı.yanı bıraz da korkuyoruz galıba(........)zamanında bızden batılılasma adı altında örtumuzu elımızden alanlar sıze seslenıyorum ahırette davacıyım hepınızden.takamadıgım basortum ıcın.Allaha emanet olun.

Hem ahirette hem dünyada davacıyım inşallah rabbim o günleri gösterecek Allah (c.c.) razı olsun kardeş
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Başörtülü birincinin dramı, Leman'ın kapağında

Başörtülü birincinin dramı, Leman'ın kapağında

lemanbuyuk.jpg



-VİDEO-
ZAMAN GAZETESİ [İnternetin İlk Türk Gazetesi]  - Başörtülü birincinin dramı, Leman'ın kapağında
Adana'nın Kozan ilçesinde, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen şiir yarışmasında kazandığı birinciliğe rağmen, başörtülü olduğu gerekçesiyle kürsüden aşağıya indirilen Tevhide Kütük'e toplumun farklı kesimlerden destek yağıyor.


Adana'daki başörtüsü skandalına tepki yağıyor


Muhalif çizgileri ve söylemiyle dikkat çeken haftalık mizah dergisi Leman da Garnizon Komutanı Binbaşı Hüseyin Çopur ve Kozan Kaymakamı Aydın Tetikoğlu'nun kürsüden alaşağı ettiği başörtülü öğrenciyi bu haftaki sayısında kapağa taşıdı. Ödülünü almak üzere kürsüye gelen öğrenciye, büyük bir postalın "Küüt" diye tekme atması şeklinde tasvir edilen karikatür, "Bir Genç Kızın Gözyaşları" manşetiyle sunulurken, yaşanan dram da yazılı metinle aktarılıyor. Karikatür, konuşma balonunda yer verilen "İn Ordan Aşşaa!" ifadesiyle gerçeklik kazanıyor.

Fatih Vural / Zaman
27 Kasım 2007, Salı

lemanbuyuk.jpg
 

firdes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 May 2007
Mesajlar
1,974
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
½ $@K@RY@'dannn:D *1984*
Utandıran görüntüler...

trbanyb1.jpg


24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Adana'nın Kozan İlçesi'nde yaşanan türban krizinde gözlerden kaçan diyalog.

Kompozisyon yarışmasında birinci olan İmam Hatip Lisesi öğrencisi 17 yaşındaki Tevhide Kütük ödülünü almak üzere başında türbanla sahneye çıkınca, Kaymakam Aydın Tetikoğlu ve Garnizon Komutanı Binbaşı Hüseyin Çopur'un uyarısı üzerine indirildi. Bunun üzerine de Kozan Belediye Başkanı AKP'li Kazım Özgan, bir grup öğretmen ve davetli ile birlikte salonu terketti.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nce Kozan Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen törene Kaymakam Aydın Tetikoğlu, Belediye Başkanı Kazım Özgan, Cumhuriyet Savcısı Mahmut Savaşçı, Emniyet Müdürü Murtaza Cuhacıoğlu, Garnizon Komutanı Binbaşı Hüseyin Çopur, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Canbolat, çok sayıda öğretmen ve öğrenci katıldı.

Törende, ilçedeki okullar arasında düzenlenen 'Öğretmen' adlı kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrenciler, ödülleri verilmek üzere sahneye çağırıldı. 'Bir öğretmen olmalı' başlıklı yazısıyla birinci olan İmam Hatip Lisesi 11-C sınıfı öğrencisi Tevhide Kütük, başında türbanla sahneye çıkınca, ödül vermek üzere sahnede bulunan Kaymakam ve Garnizon Komutanı'nın tepkisiyle karşılaştı. Kaymakam ve komutanının "İndirin onu' talimatı üzerine sahneden inen Tevhide Kütük, protokolde oturan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Canbolat'ın yanına giderek, "Neden hocam, neden ödülümü vermediniz?" diye sordu. Cevap alamayan öğrenci, gözyaşları içinde yerine otururken, "Sizi Allah'a havale ediyorum" dedi.

BELEDİYE BAŞKANI SALONU TERKETTİ

Bu gelişme üzerine, Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan, bir grup öğretmen ve davetli ile salonu terk etti. Başkan Özgan, "Neden böyle yapıldı anlamadım. Ödülünü verin, sonra etkinliği kim tertiplediyse soruşturma açın. Ama o kız çocuğunu, o kadar insanın önünde rencide etmeyin. Öğrencinin gözyaşlarını görünce ben de ağlamamak için direndim ve bu yanlış davranış nedeniyle salonu terk ettim" diye konuştu.

ÖĞRETMENİ TESELLİ ETTİ

İmam Hatipli Tevhide Kütük göz yaşları içinde salonu terk ederken, Edebiyat Öğretmeni Mehmet Karabulut türbanlı öğrenciyi teselli etmeye çalıştı. 'Hocam bana değil, Allah'ın adaletine karşı geliyorlar' diyen Tevhide Kütük'ü öğretmeni Karabulut; "Ağlama kızım. Bunu ypanlar utansın. Bu kadar da şerefsizlik olmaz ki!" diyerek teselli etti.
:A:A
"neden hocam neden ödülümü vermediniz...."
canım kardeşim...nasılda üzülmüş..ama yılmaz,ama pes etmez,ama asla vazgeçmez..tevhide kardeşim..belki bu siteye girip bizlerin yorumlarını okuyorsundur..sakın başörtünden vazgeçme..vazgeçmeyeceğine inananlardanım..ve ödüle gelince...senin ödülün ve senin gibi kardeşlerimizin ödülü hakkın katındadır..inşallah..
seni oradan ödülsüz gönderip,bu hainliğie ortak olanlar,hakkını elinden alanlar asla ahirette gülemeyeceklerdir..
paylaşım içinALLAH RAZI OLSUN İNŞALLAH..
selam ve dualarımla..:gulegule
 

monece

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Haz 2007
Mesajlar
196
Tepki puanı
0
Puanları
0
Onu Ordan Indirebilirler Ama Kendilerini Nasil Cehennemden çikaracaklar Merak Ediyorum
 

sevçiçek

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2007
Mesajlar
129
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
ya bu çile nezaman bitecek bende adanalıyım yeni okudum çok üzüldüm ya kardeş kardeşe bunu yaparmı rabbim bunlara fırsat vermesin ya gülmüyecekmiyiz biz kapalı ailelerde tepki gösteriyor ya buna egce kızı yorum biraz sahiplenin kızlarımıza lütfen ya destekçıkın allah aşkına selametle allah razı olsun:A
 

s.y.h

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Kas 2007
Mesajlar
82
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
ben bu olayı kınıyorum :S
 

mlty_1988_44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Kas 2007
Mesajlar
32
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
bu sıkıntılar ne ilk nede son olacak çünkü zihniyetleri değişmeyen insan kurumuş ağaç gibidir çakmak kıvılcımı ile bile tutuşurlar Allah cc ıslah eylesin ve bu zihniyetleri bizlerden uzak eylesin
 

tevbeYA-HAK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Kas 2007
Mesajlar
2,050
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
TÜRKİYE'NİN UZAK DOĞUSUNDAN
selamün aleyküm....bu olay yıllanmış yaramızın tazelenmesine sebep oldu.gerçekten tevhide kardeşimizin yaşadığı bu olay hiç kolay değil...bizler bu olayları çok defa tvlerden seyrettik yada bizzat yaşadık..yeri geldi başörtü yüzünden aşağılandık...halende başörtü yüzünden ne yazık ki İKİNCİ SINIF VATANDAŞ MUAMELESİ GÖRÜYORUZ...ama hiç gocunmuyorum gerçekten...çünkü öenmli oolan bu dünyada refah içinde yaşamak değil...gerçek alemde inşallah mutlu olacaz kardeşlerim..ALLAHIN HUZURUNDA 'YA RABBİM SENİN BANA VERDİĞİN EMANETLERİ HAKKIYLA KORUDUM...ÖRTÜN BUYURDUN ÖRTÜNDÜM...ZİYNETLERİMİ HARAMDAN SAKINDIM...'diyebileceğiz...bu dünyada hor görülmenin bir öenmi yok şöyle bir düşününce...hakkımız yenmiyor mu?tabiki göz göre göre hakkımızı yiyorlar...ama bu adı üzerinde bir haktır...hesabının verilmesi zor olan bir haktır........selamün aleyküm..
 

şevval_nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Eki 2007
Mesajlar
69
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
KAYSERİ
rabbim heppisinin cezalarını çabuk verir inş.hem dünyada hem de ahirette davacııyım başörtüsüne düşman olanlardan.Allah'ım bu ülke ne zaman normale dönecek?
 

s.y.h

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Kas 2007
Mesajlar
82
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
zamanı var demekki çekilmesi gereken sıkıntı varmış imtihandır belkide
 

amina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ocak 2007
Mesajlar
84
Tepki puanı
0
Puanları
0
S.A ilahi ferman ile teyid olunan hakikat götseriyorki tevhid yolcularının eziyet ve sıkıntılara elbette merhabası olacak
ayrıca şu hakikat 'te anlaşılıyorki bu dava güllük gülistanlık değildir
bilakis dikenlerle dolu bir yoldur
bu yolun yolcuları bu dikenlere katlanmak ve bu yolu aşmak zorundadırlar,
eğer bu yol bedelsiz ve zahmetsiz bi yol olsaydı Ozaman dava adamlığından daha kolay bir şey olmazdı
vesselam
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Başörtülü öğrencinin kürsüden indirilmesine komisyon incelemesi

Başörtülü öğrencinin kürsüden indirilmesine komisyon incelemesi

ortu.jpg


Adana'nın Kozan ilçesinde 24 Kasım törenlerinde başörtülü öğrencinin kürsüden indirilmesi her kesimden tepki gördü. TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Tevhide'nin kürsüden indirilmesini inceleyecek.
Adana'nın Kozan ilçesinde düzenlenen yarışmada birinci olan ve 24 Kasım Öğretmenler Günü töreninde ödülünü alamadan kürsüden indirilen imam hatip lisesi öğrencisi Tevhide Kütük'ün başına gelenler TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından incelenecek.

Adana'nın Kozan ilçesinde Öğretmenler Günü sebebiyle düzenlenen programda yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri verilmiş, birinci olan İHL öğrencisi Tevhide Kütük başörtülü olarak kürsüye çıkınca ödülünü alamadan indirilmişti. Olay şöyle gerçekleşmişti: Dereceye giren öğrenciler arasında başörtülü İHL öğrencisi Tevhide Kütük'ü gören Garnizon Komutanı Binbaşı Hüseyin Çopur, rahatsız olduğunu belli etmeye başladı. Komutanın hemen yanında yer alan Kaymakam Aydın Tetikoğlu da Milli Eğitim Müdürü Mutlu Canbolat'a dönerek bu durumu el işareti ile müdüre sordu. Müdür, başörtülü öğrencinin çıkacağıyla ilgili bilgisi olmadığını yine işaretle kaymakama anlattı. Bu sırada komutan durumla ilgili rahatsızlığını sözlü olarak dile getirdi. Kaymakamın öğrencinin orada neden yer aldığını Milli Eğitim Müdürü'ne sorması üzerine duruma müdahale eden Binbaşı Çopur, "Kaymakam emir veriyor, yerine getirsenize." diye bağırdı. Bunun üzerine Milli Eğitim Müdürü, öğrencinin aşağı indirilmesini istedi. Öğrenci de sunucunun sözleri ile kürsüden aşağıya indi. Osman Balcı, Adana
Zaman
28 Kasım 2007, Çarşamba
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
O türbanlı kızla ilgili çok ağır yazı

O türbanlı kızla ilgili çok ağır yazı

yazbs4.jpg

Ahmet Altan, "birinci seçildiği yarışmada kaymakam ve binbaşının isteğiyle kürsüden indirilen türbanlı kız" hakkında sertlik dozu çok yüksek bir yazı kaleme aldı: Bu kötü kalplilik mi bilmiyorum ama o çocuğa öyle davrananların da aynı muameleye uğramasını istiyorum.

O türbanlı kızla ilgili çok ağır yazı

Ahmet Altan/Taraf

Türbanlı kız

Hollanda resminin büyük ustalarından Vermeher'in tablolarını andırıyor genç kız.

Başını üzüntüyle öne eğmiş.

Resim çekilirken, saçlarını örten beyaz başörtünün yanağına değen kısmının gölgesi yansımış yüzüne.

Henüz on altı, on yedi yaşında.

Büyükçe bir salonun önündeki sahnede duruyor.

Ve ağlıyor.

Öğretmenler Günü için yapılan kompozisyon yarışmasını kazandığı için davet etmişler onu oraya.

Ödülünü alması için sahneye çağırmışlar. Tam ödülünü alacağı sırada, aşağıda oturan kaymakamla binbaşı “İndirin onu oradan” demişler.

Herkesin önünde, “bu ödülü almaya layık birisi olmadığı” yüzüne vurularak aşağıya indirilmiş.

“Neden” diyebilmiş sadece genç kız, “Neden?”

Böylesine aşağılanmasının, herkesin önünde utandırılmasının nedenini öğrenmek istemiş. Bunun insanlığa, adalete, vicdana uyan bir cevabı yok elbette.

Kendini bir an o kızın yerine koyabilecek kadar duygu ve zeka sahibi biri, o kızın orada nasıl bir acı hissettiğini anlayabilir. Ve, aynen o kız gibi sormak ister: “Neden?”

“Neden bu kadar insafsız, bu kadar vahşi, bu kadar barbarsınız?”

“Neden çocuklarınızı böyle aldırmazca üzüyorsunuz?”

Bu kötü kalplilik mi bilmiyorum ama o çocuğa öyle davrananların da aynı muameleye uğramasını istiyorum. Vali, kaymakamı aynı tavırla herkesin önünde sahneden indirtsin, o binbaşıyı “İndirin onu oradan” diyerek komutanı utandırsın.

Ama tabi böyle şeyler olmayacak.

“Devletimizin görevlilerinin” başına gelmez bunlar.

Başörtülülerin, Kürtlerin, Alevilerin, solcuların, demokratların, milliyetçilerin, kısacası bu ülkete yaşayan halkın başına gelir. Bu devlet, öylesine tuhaf davranıyor ki insanlara, normal hiçbir devlet için akla gelmeyecek şeyler düşündürüyor.

Biliyorsunuz, bizim köy kahvelerinde bile tekrar edilen bir laf vardır, “İngilizler bölerek yönetir:” Bu lafı çok tekrarlarız. Bu sözü böylesine benimsememizin başka bir sebebi olabileceğin düşünüyorum artık.

Osmanlı'dan bu yana bizim devletimiz kendi halkına bu “böl, yönet” yöntemini uyguladığına aklım yatıyor. Huzursuzluğu sürekli olarak “devlet” çıkartıyor çünkü. Birilerine “solcu diyor mesele çıkartıyor, birilerine “Kürt” diyor mesele çıkartıyor, birilerine “Alevi” diyor mesele çıkartıyor, birilerine “türbanlı” diyor mesele çıkartıyor.

Birisi solcu olunca birisi de sağcı oluyor elbette, birisi Kürt olunca diğeri Türk oluyor, biri Alevi olunca öbürü Sünni oluyor, birisi dinci olunca beriki laik oluyor.

Ve çatışma başlıyor.

Devlet bu işlere karışmamış, herkesi birbirine düşman edecek kadar hoyrat davranmamış, bütün propaganda araçlarını insanları bölmek için kullanmamış olsa, bu ülkede bu kadar düşmanlık olmazdı gibi geliyor bana.

Değişik ırklardan, değişik mezheplerden, değişik inançlardan, değişik fikirlerden insanlar, birbirimizle tartışarak yaşar giderdik.

Normal bir ülkemiz olurdu.

Ama sanırım sorun da burada.

Bugünkü devlet kadroları, “normal” bir devlette bugün bulundukları mevkilerde olabilirler miydi?

O küçük kızı sahneden indiren kaymakam Kanada'da kaymakamlık, o binbaşı İsveç'te komutanlık yapabilir miydi?

Tekmeyle adam öldüren polisler İsviçre'de polis, onların müdürleri İngiltere'de polis amiri, bakanları Hollanda'da bakan olarak kalabilir miydi?

Harekete uğrayan profesör, “Sen şüphelisin, sana her şey söylenebilir” diyen savcı hangi ülkede savcılık görevini sürdürebilirdi?

Devletin halka karşı benimsediği bu hoyratlığın, insafsızlığın, saldırganlığın geçerli bir sebebi olduğuna kaniyim artık.

Bu ülkenin normalleşmesini istemiyorlar.

Hiçbir zaman istemediler.

Osmanlı'nın son döneminde de, cumhuriyette de…

Hep bir mesele olsun, hep insanlar bölünsün, hep huzursuzluklar yaşasın, hep çatışmalar olsun istiyorlar.

Halk bölünüp kendi içinde çatıştığı sürece kimse devlet görevlilerinin birikimini, yeteneğini, zekasını, entelektüel kapasitesini sorgulamayı akıl edemiyor. Birbirimizle uğraşmaktan başımızı çevirip devlete bakamıyoruz.

Ama bir düşünün, sağcısıyla solcusuyla, Alevisiyle Sünnisiyle, Kürdüyle Türkiyle, bu ülkede hapisten, işkenceden, baskıdan geçmemiş hiçbir kesim yok.

Devlet, en çok “milliyetçileri” severdi, onlara bile neler yaptı…

Çünkü aslında hiç kimseden yana değiller, sadece gerginliğin sürmesini istiyorlar.

“Bölüyorlar, yönetiyorlar.”

İngilizler bunu “sömürgelerine” yapardı..

Onlar kendi halklarına yapıyorlar.
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Diyanet namaz yasağını onayladı !

Diyanet namaz yasağını onayladı !

iyibilgipt3.jpg

Ankara 7. İdare Mahkemesi, Cuma namazı kılınan bir konferans salonunu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kararını gerekçe göstererek mühürledi ve kapattı.

Kenan Kıran'ın haberi

Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun, “Başörtüsü Allah’ın emridir” hükmüne rağmen başörtüsü konusunda tavır takınan mahkemeler, Cuma namazı kılınan bir konferans salonunu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kararını gerekçe göstererek mühürledi ve kapattı.

OLAY NASIL GERÇEKLEŞTİ?

İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV), 1995 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün bilgisi dahilinde konferans salonu açtı. Söz konusu konferans salonunda Cuma günleri gerçekleştirilen “Cuma Konferansları” programını müteakiben Cuma namazı kılındı.

Altındağ Kaymakamlığı ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Cuma namazı kılındığı gerekçesiyle 5 Eylül 2003 tarihinde salonun kapılarını mühürledi ve salonun kapatılmasını istedi. İLKAV Başkanı Mehmet Pamak, hukuka ve yürürlükteki yasalara aykırı olan bu idari işlemin iptali için konuyu yargıya götürdü.

İŞTE FETVAYA GÖRE KARAR



Ankara 7. İdare Mahkemesi, karar verirken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşüne başvurdu ve davalı idarenin konferans salonunu kapatma işleminin hukuki olduğuna karar verdi.

Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 2006/177 esas, 2007/1470 nolu kararında; “633 sayılı Kanun ile ibadet yerlerini yönetmekle görevli olan Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan Cuma namazlarının kıldırılması yönünde bir izni bulunmayan davacı vakfın faaliyetlerinin, 633 Sayılı Kanun’un 35. maddesinin ‘Cami ve mescitler Diyanet İşleri Başkanlığı’nın izni ile ibadete açılır ve başkanlıkça yönetilir’ hükmüne aykırılığı tartışmasız olup, davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır” denildi.

HUKUK SKANDALI


İLKAV Başkanı Mehmet Pamak, özel bir mekânda toplu namaz kılmanın mer’i mevzuat çerçevesinde izne tabi olmadığını, Cuma namazı kılmayı izne bağlayan yasal bir dayanağın da bulunmadığını hatırlatarak, “Konferans salonumuzu izinsiz mescid hükmüne sokarak haksız ve hukuksuz olarak kapatan idarenin hatalı işlemini onaylayan karar, hukuka, yasalara ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırıdır” dedi.

Pamak, “Konferans salonunda Cuma namazı kılmanın da laik devletin iznine tabi tutulması ve bunun bir mahkemece de uygun bulunması Türkiye’ye özgü yeni bir hukuk skandalı olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır” diye konuştu.

BU NASIL ÇELİŞKİ


Başörtüsü konusunda Diyanet’in görüşünü dikkate almayan mahkemelerin, Cuma namazı kılan vatandaşların bulunduğu mekanı kapatmak için Diyanet’in görüşüne başvurması, “Bu nasıl çelişki” şeklinde yorumlandı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt