Son peygamber olduğu ve günümüzden yaklaşık 1400 yıl önce yaşadığı için hakkında en fazla şey bilinen peygamber Hz. Muhammed'tir. İnsanlar, Hz. Muhammed'den önce gönderilen bütün dinleri değiştirip bozmuşlardır. Bu nedenle, insanların dünya hayatının sonu olan kıyamete kadar sorumlu tutulacakları son kitap olan Kuran, Peygamberimize gönderilmiştir. Allah bütün istediklerini Kuran aracılığı ile bize bildirmiştir.
Peygamberimiz de diğer peygamberlerde olduğu gibi, içinde yaşadığı topluma gerçekleri anlatırken birçok zorluk ve sıkıntı ile karşılaşmıştır. Hiçbir çıkarı olmadığı ve hiçbir şekilde ücret istemediği halde suçlanmıştır. Doğup büyüdüğü Mekke şehrinden göç etmeye zorlanmıştır. Kendisine inanan ilk Müslümanlara (sahabeler) eziyet ve işkenceler yapılmıştır. Ama Allah zamanımıza kadar hiç değişmeden gelen İslam dinini, inkar edenlerin yok etmelerine müsaade etmemiştir. Allah'ın vadettiği gibi Kuran, günümüze kadar tek kelimesi bile değişmeden korunmuştur.
ANDOLSUN SİZE, İÇİNİZDEN SIKINTIYA DÜŞMENİZ O'NUN GÜCÜNE GİDEN, SİZE PEK DÜŞKÜN, MÜMİNLERE ŞEFKATLİ VE ESİRGEYİCİ OLAN BİR ELÇİ GELMİŞTİR.
(TEVBE SURESİ, 128)
Hz. Muhammed'in bu çağrısı bugün yaşayan tüm insanlar için geçerlidir. Allah dinini tebliğ etmeleri için gönderdiği elçilere tam bir itaati emretmiş, birçok ayette elçiye itaatin aslında Kendisine itaat olduğunu bildirmiştir. Bu nedenle Peygamberimize itaat, dinin en önemli ve hayati konularından biridir. Ve bu itaatin gösterilmesi de elbette Peygamberimizin hayattayken bildirdiği konuları tam bir teslimiyetle uygulamakla olur.
Allah Kuran'da Peygamberimizin tüm insanlara örnek olan üstün ahlakını, pek çok ayetle bize tanıtmıştır. Bu ayetlerden birkaçı şöyledir:
Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128)
Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; ancak o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, herşeyi bilendir. (Ahzab Suresi, 40)
Andolsun ki Allah, mü'minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler. (Al-i İmran Suresi, 164)
Ayrıca Kuran'da "De ki" ile başlayan ayetlerle Allah, Peygamberimize söylemesi gerekenleri bildirmiş, Hz. Muhammed bu ayetlerle tüm insanlara dini anlatmıştır. Allah'tan korkan ve bağışlanmayı isteyen kulların Hz. Muhammed'e uyması gerektiği bir ayette şöyle bildirmiştir:
De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." (Al-i İmran Suresi, 31)
Yukarıdaki ayette de görüldüğü gibi, Allah'ın bizi sevmesini istiyorsak Peygamberimizin söylediklerine uymamız, onları eksiksiz olarak yerine getirmemiz gerekmektedir.
B)
Peygamberimiz de diğer peygamberlerde olduğu gibi, içinde yaşadığı topluma gerçekleri anlatırken birçok zorluk ve sıkıntı ile karşılaşmıştır. Hiçbir çıkarı olmadığı ve hiçbir şekilde ücret istemediği halde suçlanmıştır. Doğup büyüdüğü Mekke şehrinden göç etmeye zorlanmıştır. Kendisine inanan ilk Müslümanlara (sahabeler) eziyet ve işkenceler yapılmıştır. Ama Allah zamanımıza kadar hiç değişmeden gelen İslam dinini, inkar edenlerin yok etmelerine müsaade etmemiştir. Allah'ın vadettiği gibi Kuran, günümüze kadar tek kelimesi bile değişmeden korunmuştur.
ANDOLSUN SİZE, İÇİNİZDEN SIKINTIYA DÜŞMENİZ O'NUN GÜCÜNE GİDEN, SİZE PEK DÜŞKÜN, MÜMİNLERE ŞEFKATLİ VE ESİRGEYİCİ OLAN BİR ELÇİ GELMİŞTİR.
(TEVBE SURESİ, 128)
Hz. Muhammed'in bu çağrısı bugün yaşayan tüm insanlar için geçerlidir. Allah dinini tebliğ etmeleri için gönderdiği elçilere tam bir itaati emretmiş, birçok ayette elçiye itaatin aslında Kendisine itaat olduğunu bildirmiştir. Bu nedenle Peygamberimize itaat, dinin en önemli ve hayati konularından biridir. Ve bu itaatin gösterilmesi de elbette Peygamberimizin hayattayken bildirdiği konuları tam bir teslimiyetle uygulamakla olur.
Allah Kuran'da Peygamberimizin tüm insanlara örnek olan üstün ahlakını, pek çok ayetle bize tanıtmıştır. Bu ayetlerden birkaçı şöyledir:
Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128)
Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; ancak o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, herşeyi bilendir. (Ahzab Suresi, 40)
Andolsun ki Allah, mü'minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler. (Al-i İmran Suresi, 164)
Ayrıca Kuran'da "De ki" ile başlayan ayetlerle Allah, Peygamberimize söylemesi gerekenleri bildirmiş, Hz. Muhammed bu ayetlerle tüm insanlara dini anlatmıştır. Allah'tan korkan ve bağışlanmayı isteyen kulların Hz. Muhammed'e uyması gerektiği bir ayette şöyle bildirmiştir:
De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." (Al-i İmran Suresi, 31)
Yukarıdaki ayette de görüldüğü gibi, Allah'ın bizi sevmesini istiyorsak Peygamberimizin söylediklerine uymamız, onları eksiksiz olarak yerine getirmemiz gerekmektedir.
B)