Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

önce tevhid (1 Kullanıcı)

  • Konuyu başlatan Ebu İbrahim
  • Başlangıç tarihi
E

Ebu İbrahim

Allah (c.c) insanları ve cinleri yalnız kendisine ibadet etsinler diye yaratmış ve kendisine hiçbir şeyi ortak koşmamalarını emretmiştir.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat: 51/56)

İbadet, Tevhid'in ta kendisidir. Çünkü rasullerle ümmetleri arasındaki çekişme hep bu noktada olmuştur.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Andolsun ki biz her kavme "Allah'a ibadet edin ve Tağuttan sakının" diye (emretmeleri için) bir rasul gönderdik." (Nahl: 16/36)

Tevhid'in Çeşitleri:

1 - Rububiyyet Tevhidi

2 - Uluhiyyet Tevhidi

3 - İsim ve sıfat Tevhidi

Şimdi Tevhid'in bu üç türünü ele alıp sırasıyla inceleyelim:


1 - Rububiyyet Tevhidi

Yüce Allah'ın rabb olması, yaratması, yetiştirmesi ve imkan vermesi bakımından tekliğidir.

Rasulullah (s.a.v) dönemindeki müşrikler tevhidin bu türünü kabul ediyorlar, bunu inkara kalkışmıyorlardı. Fakat tevhidin bu çeşidini kabul etmeleri, onların İslam'a girmeleri için yeterli değildi. İşte bu yüzden Rasulullah (s.a.v), döneminin müşrikleriyle savaşmış, onların canlarını ve mallarını helal kabul etmiştir. Müşriklerin mal ve can güvenlikleri söz konusu olmadığından mü'minler, bu durumdaki müşriklerin malı ve canı konusunda bu ölçüler çerçevesinde hareket edebilirler.

Tevhidin bu türü, Allah'ı fiillerinde birlemektir.

Bunun delili yüce Allah'ın şu ayetleridir:

"De ki: "Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Ya da kulak ve gözlere sahip bulunan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran ve diriden ölüyü çıkaran, her türlü işi düzene koyan kimdir? "Allah'tır" diyecekler. "Öyle ise (ona karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?" de." (Yunus: 10/31)


"(Ey Muhammedi) De ki: "Eğer biliyorsanız söyleyin bakalım yeryüzü ve onda bulunanlar kimindir? "Allah'ındır" diyecekler. "Öyleyse hiç düşünmez misiniz?" de. "Yedi kat göklerin Rabbi ve yüce Arş'ın Rabbi kimdir?" diye sor. "Allah'tır", diyecekler. "Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız?" de. "Eğer biliyorsanız söyleyin, her şeyin mülkiyet ve yönetimi elinde olan, her şeyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir?" diye sor. "Bunların hepsi Allah'ındır", diye cevap verecekler. "Öyleyse nasıl aldanıyorsunuz?" de. (Müminun: 23/84-89)

Kur'an'ı Kerim'de, bu konuya ilişkin ayetler sayılamayacak kadar çoktur. Bunların tümünü hatırlatmaya bile gerek yoktur


2 - Uluhiyyet Tevhidi

Bu Tevhid, kulların yaptıkları fiillerde yüce Allah'ı tek olarak tanıma, bilme ve inanmaları anlamındaki tevhiddir.

Allah'ı ibadete layık yegane ilah olarak tanırken, başkasını asla ona ortak koşmamaktır.

Yani sadece ve sadece Allah'a dua edip, yalnızca O'na yalvarmak, yalnızca O'nun için adak adamak, O'nun adına kurban kesmek, O'ndan umutvar olup beklemek, O'ndan korkmak, hep O'na tevekkülle dayanıp güvenmek, rağbette, korkuda ve yönelmede yalnız Allah'ı tanımak vb. amellerdir.

İbadetin aslı: Yaptığını sırf Allah için, ihlas, samimiyet ve içtenlikle yapmak, başkalarını aradan çıkarmaktır. Yalnızca Rasulullah'a tabi olup başka kimselere tabi olmayı reddetmektir.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Şüphesiz mescidler yalnız Allah'ındır. O halde Allah ile birlikte hiçbir kimseye dua (ibadet) etmeyin." (Cin: 72/18)

"Senden önce hiçbir rasül göndermedik ki ona "Benden başka ibadete layık ilah yoktur; şu halde yalnız bana kulluk edin" diye vahyetmiş olmayalım." (Enbiya: 21/25)

"Keza, hak yalnız Allah'tır. O'nun dışında tapmakta olduklarıysa batıldır. Doğrusu Allah, yücedir, büyüktür." (Hac: 22/62)

"Rasul size neyi verdiyse onu alın, neyi de yasak ettiyse ondan da sakının." (Haşr: 59/7)


"De ki: 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah muhakkak ki Gafur'dur, Rahim'dir." (Al-i İmran: 3/31)

3 - İsim Ve Sıfat Tevhidi

İsim Ve Sıfat Tevhidi: Allah'ı zatında, isim ve sıfatlarında bir olarak tanımaktır.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"De ki o Allah bir tektir. Allah Samed'dir (hiç bir şeye muhtaç değildir fakat her şey ona muhtaçtır). O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiç bir şey O'na eş (ya da denk) değildir." (İhlas: 112/1-4)

"En güzel isimler (El-Esmau'l-Hüsna) Allah'ındır. O halde O'na güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola (ilhâda) sapanları bırakın. Onlar, yapmakta olduklarının cezasını göreceklerdir." (Araf: 7/180)

"O'nun benzeri hiç bir şey yoktur. Muhakkak ki O işitendir, görendir." (Şura: 42/11)
 
E

Ebu İbrahim

Tevhid'in zıttı olan şirk, Allah'a ortak ve denk koşmak demektir.

Şirk üç türlüdür:

1 - Büyük şirk

2 - Küçük şirk

3 - Gizli şirk



1 - Büyük Şirk


Büyük şirk: (İnsanı İslam dininden çıkarır)

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır." (Nisa: 4/116)

"Kim Allah'a şirk koşarsa muhakkak ki, Allah ona cenneti haram eder, varacağı yer ateştir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur." (Maide: 5/72)




Büyük şirk dört çeşittir. Bunlar:



a - Duada şirk:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Gemiye bindikleri zaman, dini yalnızca Allah'a halis kılarak O'na yalvarırlar. Fakat Allah onları salimen karaya çıkarınca ona hemen eş koşarlar." (Ankebut: 29/65)



b - Niyet ve istemede şirk:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Dünya hayatını ve güzelliklerini isteyenlere orada işlediklerinin karşılığını eksikliğe uğratılmadan veririz. İşte ahirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. Orada yapmakta oldukları boşa gitmiştir. Zaten yapmakta oldukları da batıldır." (Hud: 11/15-16)



c - İtaatte şirk:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını; hırıstiyanlar da) rahiplerini ve Meryemoğlu Mesihi (İsa'yı) rabler edindiler. Oysa tek ilahtan başkasına ibadet etmemekle emrolunmuşlardı. O'ndan başka ibadete layık ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden münezzehtir." (Tevbe: 9/31)


Bu ayetin tefsirinde herhangi bir şüphe yoktur. Halk her ne kadar bilginlerine ibadet etmese de, Allah'a isyan olabilecek şeylerde onlara itaat etmek suretiyle, bir bakıma onlara ibadet etmiş oluyorlar. Adiyy b. Hatem bunu, bilginlerine ibadet etme olarak anlayıp, şöyle demişti:

"Biz onlara (bilginlere) ibadet etmiyoruz ki."

İşte bu noktada Rasulullah (s.a.v) konuya açıklık getirerek, burada söz konusu ibadetin, Allah'ın emrine zıt olan konularda, bu kimselere itaat edilmesi olduğunu bildirmiştir.(Tirmizi Tefsir: 9, Taberi 14/210 (61631-61634) Rasulullah (s.a.v) "Allah'ı bırakıp da bilginlerini, rahiplerini rabler edindiler." (Tevbe: 9/31) ayetini okuyordu. Adiyy Rasulullah'a: "Onlar, onlara ibadet etmiyorlar ki" dedi. Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:


"Elbette öyle. Ancak bunlar Allah'ın helal kıldığını haram ve haram kıldığını da helal kılıyorlar, onlar da bunlara tabi oluyorlardı. İşte bu, onların onlara ibadetidir."


Bu, şahitleriyle hasen olan bir hadistir. Suyuti Dürrül Mensur 3/230'da İbn Sa'd, Abd b. Humeyd, İbn Münzir, İbn Ebu Hatim, Taberani, Ebu'ş-Şeyh, İbn Merdüyeh ve Beyhaki'ye nisbet etmiştir.)



d - Sevgide şirk:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"İnsanlardan bazıları Allah'tan başka varlıkları O'na denk tutarlar, onları Allah'ı sevdikleri gibi severler." (Bakara: 2/165)



Küçük şirk: Riyadır.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih amel işlesin ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak koşmasın." (Kehf: 18/110)

Rasulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor:

"Bu ümmet içinde şirk, koyu karanlık bir gecede, siyah karıncaların, siyah taşlar üzerinde hareket etmesi gibi hareket eder."

(Hadis bu lafzıyla zayıftır. Ancak başka şahitlerle sahihtir. Bunu Hakimu't-Tirmizi'nin Abdullah b. Abbas'tan şu lafızla yaptığı rivayetten öğreniyoruz: "Ümmetim içinde şirk, karanlık bir gecede kaya üzerindeki karıncanın hareketinden çok daha gizlidir.")

Bunun keffareti ise Rasulullah (s.a.v)'in yapmış oldukları şu duayı yapmaktır:

"Allah'ım! Herhangi bir şeyi şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmeden işlediğim günahtan dolayı da senden mağfiret dilerim."

(Ahmet Müsned': 4/403 Taberani "Kebir" ve "Evsat", Ebu Ya'la, Mecmeu'z-zevaid: 10/223,224, Terğib ve't-Terhib:1/76, Elbani Sahihu'l-Cami: 3625)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt