Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mevlana ve şems "bugün" buluştu (1 Kullanıcı)

VaVeyla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
11,102
Tepki puanı
22
Puanları
38
Konum
Mevlana diyarı
556687_10151259775515805_2024909494_n.jpg


MEVLANA VE ŞEMS "BUGÜN" BULUŞTU
Mevlana ve Şems'in 29 Kasım 1244 tarihinde ilk kez Konya'da buluştuğunu belirten Şimşekler, Mevlana'nın, bu buluşmanın ardından 1,5 yıla yakın Şems-i Tebrizi ile hemhal olduğunu aktardı.

Bu hemhal durumunun; sohbet, birbirini irşat şeklinde, genellikle Mevlana'nın evinde, bazen Selahattin Zerkub'un evinde, bazen de Mesnevi'nin katibi Çelebi Hüsamettin'in Meram'daki...
bağında gerçekleştiğini ifade eden Şimşekler, ''Mevlana'nın eşinin görgü tanıklığındaki kaynaklara göre, bazen diz dize oturuyorlar sohbet ediyorlar, bazen yan yana oturuyorlar hiçbir şey konuşmuyorlar. Bazen abdest alıp namaz kılıyorlarmış'' dedi.

Bu geceli gündüzlü birliktelik üzerine halktan bazı kimseler ile Mevlana'nın öğrencileri ve müritlerinin, ''Mevlana elimizden gitti, oysa bize dersler veriyordu, bizi aydınlatıyordu'' diye tepki gösterdiklerini ve buna neden olduğu gerekçesiyle suçladıkları Şems-i Tebrizi'ye kin beslediklerini anlatan Şimşekler, şöyle devam etti:

"ANİDEN ORTADAN KAYBOLUYOR"
''Sonunda Şems, bu fitne, fesat, dedikodudan rahatsız oluyor ve 'Belki Hz. Mevlana'nın rahatlamasına sebep olabilir' diye Konya'dan ayrılıyor. Bu ayrılık 9 ay kadar sürüyor. Mevlana, Şems'in Şam'da olduğu haberini alınca oğlu Sultan Veled'i beraberindeki 20 kişiyle birlikte Şam'a yolluyor ve Şems'i getirtiyor. 7-8 ay bu birliktelik devam ediyor. Konya halkı, öğrencileri ve müritleri, her ne kadar Mevlana'ya 'onun hakkında kötü konuşmayacağız' diye söz verseler de tekrar hakkında fitne fesat yaymaya başlıyorlar. Ve bu süreç içerisinde Şems-i Tebrizi bir gün aniden ortadan kayboluyor.''

RİVAYETLERDE VE ROMANLARDA "ÖLDÜRÜLDÜ" DENİYOR
Şimşekler, rivayetlerde ve son dönemdeki bazı popüler romanlarda Şems-i Tebrizi'nin bir cinayet sonucu öldürüldüğünün belirtildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

''Bu öldürülme olayıyla ilgili tek bilgiyi, bu tarihten yaklaşık 100 yıl kadar sonra yazılan Eflaki Dede'nin 'Ariflerin Menkıbeleri' adlı eseri veriyor. Burada Şems'in öldürüldüğünden bahsediliyor ancak aynı kaynakta yer alan bu bilgilere inanırsak, Şems'in mezarı bugünkü bilinen yerde değil, Mevlana Müzesi içinde Mevlana'nın babasının yanı başında olmalıdır. Bu, çelişki oluşturuyor. Bugünkü Şems-i Tebrizi Türbesi ise Mevlana'nın yaşadığı dönemden 150 yıl kadar sonra, o tarihte Konya'da yaşayan hem Hristiyanlar hem de Müslümanlarca şifalı olduğuna inanılan bir su kaynağının yanına yapılmış. Şems'in burada öldürülüp kuyuya atıldığının bilinip bilinmemesi bir tarafa, mezarının da nerede olduğu kesin olarak bilinmiyor. Bu konuda o kadar çok rivayet var ki; Konya'da 3 nokta, Türkiye genelinde 4 nokta, hatta İran ve Pakistan'da bile Şems'in mezarı ya da makamı gibi algılanan yerler var.''

"EN DOĞRU KAYNAK SULTAN VELED'İN İBTİDANAME'Sİ"
''Bize göre en doğru ve ilk kaynak Mevlana'nın oğlu Sultan Veled'in İbtidaname adlı eseridir'' diyen Şimşekler, Mevlana ve Şems'le ilgili en eski kaynak olan bu eserde dostlukları hakkında detaylı bilgiler verilmesine rağmen, Şems'in ölümünden veya öldürülmesinden hiç bahsedilmediğini vurguladı. Şimşekler, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sadece 'gizlendi, kayboldu' şeklinde ifadeler vardır. Şimdilik bize göre en doğrusu budur. Biz, Hz. Mevlana'nın şiirlerinden hafiye gibi bir şeyler çıkarmaya çalışıyoruz. Ancak Mevlana bazı beyitlerinde; 'Şems'imiz kuyuya düştü', bazı beyitlerinde ise 'Onun öldüğünü kim söyledi?' gibi ifadeler kullanıyor. Bilim, 'Şems-i Tebrizi öldürüldü mü?' sorusu karşısında malzemesiz kalıyor. Bu konuda 'öldürüldü' ya da 'öldürülmedi' demek elimizdeki verilerle şimdilik mümkün değil.''

"ÖLDÜĞÜNE İNANSAYDI 2 KEZ ŞAM'A GİTMEZDİ"
Şimşekler, bütün bunların yanında, Mevlana'nın, Şems'in son kayboluşundan sonra, ''Acaba yeniden Şam'a gitmiş olabilir mi?'' diye düşünerek bizzat 2 kez Şam'a gittiğinin oğlu tarafından vurgulandığına işaret ederek ''Eğer Mevlana, Şems-i Tebrizi'nin öldürülmüş ya da ölmüş olduğunu bilmiş olsaydı, 2 kez Şam'a bizzat gidip onu aramazdı'' diye konuştu.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt