Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

M.Esad Çoşan Hocaefendi (1 Kullanıcı)

  • Konuyu başlatan tevbekarım
  • Başlangıç tarihi
T

tevbekarım

İran'dan, Peygamber Efendimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanında bir doktor gelmiş, Medine-i Münevvere'ye yerleşmiş. Bir ay geçmiş, iki ay geçmiş, üç ay geçmiş hiç müracaat eden yok! Hiç hastalanan yok! Yani hasta olup da doktora müracaat eden hiç çıkmamış!
Bakmış, yani geçim sağlayamamış orada, hiç kendisine müracaat eden yok! Ona demişler ki:
"Burada hiç böyle hastalanma olmaz."
"Neden?"
"Kişi acıkmadan yemek yemez burada. Acıkır o kadar yer. Karnını da tıka basa doldurmaz, daha karnında yer varken kalkar."
Biz öyle yapamıyoruz işte! Şu Ramazan geldi geçti, hepimiz birbirimizi biliyoruz. Sofraya oturduk mu; of, şu güzel olmuş, bu güzel olmuş derken ondan sonra namaz olmasa helak olacak hale geliyoruz. Bereket arkasından teravih namazı yetişiyor da eritiyoruz yani! Teravihten sonra rahatlıyoruz. Halbuki tutabilmesi lazım insanın kendisini!

M.Esad Çoşan Hocaefendi
 
T

tevbekarım

Oruç asil bir ibadet. Oruç insanın irade terbiyesi, oruç insanın nefsinin terbiyesi, oruç insanın haramlardan kesilmeyi harama karşı direnmeyi öğrenmesi ibadeti. Millet bunu bilmez de, yemek yemiyor, su içmiyor, ama gözü haramda, kulağı haramda, dili haramda, eli haramda, ayağı haramda olursa, "öteki azalar oruç tutmazsa benim onun yemeyi ve içmeyi bırakmasına ihtiyacım yok" diyor Allah. Ötekiler de oruç tutacak.
Ne yapacak; gözü harama bakmayacak. Kulağı haramı dinlemiyecek. Dili haramı söylemeyecek, eli harama uzanmayacak, ayağı haram yere yürüyüp varmayacak. Her şeyi haramdan kesilecek. Her şeyi günaha sırt dönecek. Her şeyi günaha reaksiyon gösterecek ki orucu oruç olsun, Allah ona sevap versin. O zaman "oruç benimdir, onun sevabını ben vericem" buyuruyor Allahu Teâlâ Hazretleri. O zaman çok sevaba erer insan. Böyle oruç tutulursa.
 
T

tevbekarım

Orucu takvâ ile beraber yürüteceğiz.
Takvâ ne demek?
Takvâ Allah'tan sakınmak, çekinmek demek. Yani yaptığı her işi, attığı her adımı Allah'tan korkarak sakınarak, çekinerek, titreyerek, düşüne düşüne atmak demek.. Oruçlu insan böyle yapacak. Yoksa; “Oruç tutun, tamam. Zaten yemeden daha iyi oluyor. Biraz da şişmanlamışım. Zayıflamış olurum.” deyip ondan sonra da kavga gürültü, kötü söz çekişme onu bunu kırma, ona buna zulmetme olursa, olmadı. O oruçla beraber bütün azalar oruç tutacak; sadece mide oruç tutmayacak. Midenin orucu yemek yememek,. Gözün orucu harama bakmamak. Kulağın orucu haramı dinlememek,. Dilin orucu haram şeyleri söylememek, gıybet etmemek, dedikodu yapmamak, küfretmemek ve saire…
Her âzânın böyle kendine göre orucu var. Sen sadece mideye oruç tutturur da ötekileri salıverirsen, onlar da bildikleri yere saldırırlarsa, her türlü kötülüğü yaparlar, günahı işlerlerse o zaman oruç tamam olmuyor, zedelenmiş oluyor.
 
T

tevbekarım

Çok izzet ve celal sahibi Allahu Teâlâ hazretleri Ramazan ayının her gecesinde buyurur ki; üç defa nida edecek olan bir münadiye yani çağıracak dellallık yapacak bir dellala buyurur ki böyle bağırsın diye:
“Var mı bir benden isteği olan ben ona istediğini vereyim.”
Hadi böyle seslen de kullarım duysun diye meleğe,
Allahu Teâlâ hazretleri emir buyuruyor. “İsteyen var mı ki istesin de istediğini vereyim. Var mı bir tevbe eden kulum ki tövbesini kabul edeyim.
Var mı günahlarının mağfiret edilmesini isteyen bir kulum ki günahlarını onun afv-ı mağfiret edeyim?
hazineleri dopdolu olan, ahdine borcuna sadık olan, borcundan caymayan, zalimlik yapmayan kimseye borç verecek kimdir?”
Yani Allah'a verecek kimdir? Yani Allah için kesesinin ağzını açıp da hayır yapacak kimdir?
Çünkü Allah borcu almaktan münezzeh ama Cenâb-ı Hakk'ın bir lütfu var: Kullarına yaptığı iyilikleri kendisine yapılmış gibi kabul ediyor. Yani kul kesesinin ağzını açacak, hayır verecek, sadaka verecek. Onu kendisine verilmiş bir borç gibi kabul ediyor. “Bak ben hazineleri dolu olan, boş olmayan zengin olan bir borç verilenim.”
“Borcuna sadık olan, yani borcunu mutlaka ödeyecek olan bir borçluyum.” diye kendisine verilmiş kabul ediyor. Yani demek istiyor ki o verenleri Allah hemen ödeyecek fazlasıyla, kat kat fazlasıyla ödeyecek demek yani bu.
 
T

tevbekarım

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i akşam namazından ne yemek alıkoyardı ne başka bir sebep. Yani "Önce yemeği yiyeyim de ,sonra akşam namazı kılarım"… Hayır, öyle yapmazdı. Hiç bir şey önce akşam namazını kılmasını engellemezdi. Peygamber Efendimiz akşam namazının her şeyden önce yapılması âdetine sahip idi.
O zaman anlaşılıyor ki bizim ramazanlardaki davranışımız da yanlış. Biz ramazanda "açız" diye sofrayı kuruyoruz, ondan sonra güzelce karnımızı doyuruyoruz, gözlerimiz baygınlaşıyor; gelsin çaylar kahveler… Onlar da içiliyor. Ondan sonra hadi bakalım bir telaş: Abdest tazeleyeceğiz filan. Teravih namazına yakın bir zamanda akşam namazı kılıyoruz. Bu yanlış.
Akşam namazında Ramazanda camilerde cemaat bulamazsın. Neden? Herkes sofranın başında, herkes yemeğin başında.
Efendimiz'in âdeti nasılmış? Hiç bir şey akşam namazından onu alı koymazdı. Ne yemek ne daha başka bir şey… Önce akşam namazını kılardı, akşam namazının acele kılınması hakkında Efendimiz'in tavsiyeleri, nasihatleri de var.
Ramazan'da nasıl hareket etmek uygun olabilir? Alelacele iftarı yaparsın.Çünkü İftarın acele yapılmasını da kendisi tavsiye etmiş; tehir edilmemesini, acele yapılmasını tavsiye etmiş. Namazını kılarsın sofrana oturursun
.
 
T

tevbekarım

Zamanımızı Allah’ın rızasını, dostluğunu kazanmakta en iyi şekilde değerlendirmeliyiz... Prf.Dr.M.Es'ad COŞAN(rh.a)
 
T

tevbekarım

”Sen ALLAH ‘a kul ol , ALLAH dünya işlerini senin arkandan burnu sürte sürte getirir”

Prof. Dr. Mahmud Es’ad ÇOŞAN Rh.A
 
T

tevbekarım

İbadetleri sevin! Severek yapmağa kendinizi alıştırın!.. İbadetlerin güzelliklerini düşünürseniz, zevkine varırsınız, seversiniz. İbadete, tâate aynen devam edeceksiniz. Şevval orucunu da tutun, zikirlerinizi de yapın!
Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan (Rh.a)
 
T

tevbekarım

Allah (c.c) İçin Kızmak – (İslam’ı Doğru Anlamak)
Mü’minin önemli vasiflarindan bir tanesi: Allah’in sevdigini sevmek, Allah’in sevmedigini sevmemektir. Allah için sevmek, Allah için kizmaktir; hubbu fillâh, bugzu fillâh…

–Efendim, Islâm hosgörü dinidir, Islâm sevgi dinidir.

Yâhu, birak su gevezeligi Allah askina!.. Niye gerçegi tam söylemiyorsun?.. Islâm sevgi dinidir de kizma dini degil midir; niye o tarafini sakliyorsun?.. Hirsizi da mi sevecegiz, katili de mi sevecegiz, zalimi de mi sevecegiz?.. Yâni bazi sevilmeyecek seyler yok mu?..

Adam surda bir haksizlik yapiyor gözümüzün önünde; hos mu görecegiz?.. Niye yanlis anlatiyorsun Islâm’i, niye eksik anlatiyorsun?.. Niye milleti kandiriyorsun, niye milleti uyusturuyorsun?.. Kizilacak yerde kizmak var; emr-i ma’ruf var, nehy-i münker var Islâm’da… Yâni dengeli. Iyiligi emredeceksin, kötülügü de yaptirtmamaga çalisacaksin.

Müslüman pasif olmayacak aktif olacak, atilimci olacak!.. Öyle içine kapali olmayacak, müdahaleci olacak saga sola:

”–Arkadas ne yapiyorsun, çek bakayim elini ordan! Niye ona zulmediyorsun?..”

”–Niye ordan o elmayi kopartiyorsun, in bakalim asagiya!..”

”–Niye bu adama yalan söyleyip aldatiyorsun, yalan söyleme bakayim!.. Öyle degil iste o is.” diye haksizliga müdahale vazifesi var.

Emr-i ma’ruf; iyi olan, aklin, seriatin iyi olarak gördügü seyi emretmek… Simdi bugünkü müslümanlarin en bilmedigi islerden birisi bu! Bütün bu olaylar da ondan çikiyor.

Askerin senden benden ne farki var? O da vatandas… Onun bir rütbesi varsa, senin de bir baska rütben var, benim de bir baska rütbem var… Onun bir maasi varsa, onun maasini biz veriyoruz. Biz kendi maasimizla basimiza belâ almiyoruz ki! Hudutlari beklesin, düsmana karsi ulusu korusun diye kurmusuz orduyu…

Simdi adam benim istemedigim seyi nasil söyler, benim inancima nasil dil uzatir, benim inancimi nasil engeller?.. Bir hakki yok ki…

–Efendim millet kuzudur, millet sakindir; millet sevgi, müsamaha, hosgörü sahibidir.

Öyle saçma sey olur mu?.. Yanlis bir sey oldu mu, öteki herifler nasil cezve, teneke, tava çaliyor… Aydinlik karanlik, bagirti çagirti… Bir de nasil medihler yagdiriyorlar:

–Aman efendim duygularini ne güzel dile getiriyorlar!?..

Küçük bir azinligin muhalefeti; yâni ekseriyet degil, ekseriyete karsi bir hareket… Televizyon kanallari medhediyor. Erdal Inönü’nün katilmasindan belli kimlerin bunu destekledigi…

Müslüman sever de, kizar da… Müslüman hos görür de, hos görmez de… Hos görülecek sey var, hos görülmeyecek sey var… Hosgörünün de bir hududu var, sabrin hududu var, tahammülün hududu var… Susmanin hududu var… Allah için susar, Allah için konusur. Allah için kizar, Allah için sever. Allah için sabreder, Allah için cihad eder. Yâni, niye Islâm’i tam anlatmiyorsun?..

28. 2. 1997 – Izmir

Prof. Dr. M. Es’ad COSAN
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt