Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

lütfen bilenler kafama takılan şu soruLARA yanıt verebilir mi ?? (1 Kullanıcı)

Hicran-ı Aşk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2009
Mesajlar
2,257
Tepki puanı
250
Puanları
63
Yaş
38
Konum
Adana, Mersin
bismillahirrahmanirrahim

bulunduğum bi ortamda hararetli bir tartışmanın ortasında buldum kendimi ve pek bi bilgi sahibi olmadığım için istediğim şekilde tartışmaya giremedim ve çok üzüldüm bu durumdan dolayı.konu şu idi;

*allah c.c kainatı yaratmadan önce ne yapıyordu ??? (insanlığın yaratılmasından bahsetmiyorum kainatın yaratılmasından öncesini soruyorum)


*acaba bizim bilmediğimiz başka bir alem varmı? (insanlar ve cinler alemi hariç)


*kıyamet koptuktan sonra cennetlikler ve cehennemlikler ayrıldıktan sonra ne olacak? yani kıyametten sonra başka kullar yaratılmayacaksa yaradan yaratma gücü sınırlandırmış olmuyor mu ???


NOT: lütfen gerçekten bilgi sahibi olan arkadaşlar cevap verirse mutlu olurum,kafam daha fazla karışsın istemiyorum.hakkınızı helal edin...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,261
Tepki puanı
7,607
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

Allah c.c kainatı yaratmadan önce ne yapıyordu ???

ALINTI CEVAP...

Bu sorunun temelinde "zaman" ve "ezel" kavramlarının yanlış değerlendirilmesi yatmaktadır. İnsan, zaman ve mekân içerisinde yaşadığı için her hâdise ve hakikati zaman ölçüsüne göre değerlendirmekte ve ezel kavramını da zaman içinde düşünmekle yanlış bir kıyas yapmaktadır. Bu soru böyle yanlış bir kıyasın neticesidir.


"Zaman", mahlûkatın yaratılması ile başlayan ve içerisinde "olaylar zincirinin birbirini takip etmesi", "mahlûkatın birbiri ardınca akıp gitmesi" gibi hadiselerin cereyan ettiği mücerred bir kavramdır. Bütün mahluklar, bu zaman nehrinin içerisinde daima hareket etmekte ve akıp gitmektedirler. Mevcudatın yaratılması, değişimi, yaşlanması ve ölümü hep bu nehir içerisinde cereyan eder.


"Geçmiş, şu an ve gelecek" olmak üzere üçe ayrılan zaman, nisbî yani göreceli bir ifadedir. Yaşadığımız an, bir an öncesine göre gelecek idi, bir an sonrasında ise geçmiş olarak isimlendirilecektir. Bu ve benzeri bütün nisbetler ve izafetler mahlûkata göredir. Yâni, "asır, sene, gün, dün, bugün, yarın..." ancak mahlûkat için söz konusudur.


Ezel'e gelince, ezel zaman itibariyle bir sonsuzluk demek değildir.


Ezelde "geçmiş, şu an, gelecek, mekân ve mahlûk" yoktur. Zihin ezel hakkında bir zaman silsilesi tasavvur edemez. Zaman "devir, asır, yıl, ay, gün, saat, saniye, an..." gibi birimlere taksim edildiği halde, ezel için böyle bir taksimat yapılamaz. Ezel için bir başlangıç noktası da tasavvur edilemez.

Ezel, mutlak varlığın ancak mekân ve zamandan münezzeh olan Allah’a mahsus olmasından ibarettir. Bu gerçeği, Peygamber Efendimiz (asm.) "Allah vardı; beraberinde başka birşey yoktu."(1) hadîsi ile beyan buyurmuştur.


O halde Cenâb-ı Hakk'ın ezelî olması demek, O'nun kıdemi demektir. Yâni, “yegâne ve tek bir" olan O Vâcib-ül Vücud'un“evveliyetine bir başlangıç olmadığı” manasındadır.

Cenab-ı Hakk’ın ezeliyeti, devam ve bekası hâdiselerin zaman içerisinde akışı şeklinde düşünülemez. O’nun kıdem ve bekâsı hakkında zaman, boyut, silsile, geçmiş zaman, şu an ve gelecek söz konusu değildir. Öyleyse, zaman kavramı maziye doğru hayâlen ne kadar uzatılırsa uzatılsın Cenâb-ı Allah'ın ezeliyeti ile mukayese edilemez. Zamanın başlangıcından geriye doğru hayâlen gitsek ve şu kâinat gibi milyarlarca kâinat daha yaratıldığını düşünsek bu hayâli ve vehmî zaman yine Cenâb-ı Hakk'ın ezeliyeti ile beraber olamaz ve O'nunla kıyasa girmez. Zira, böyle bir mukayese, Kadîm'i (evveli olmayanı) hâdis (sonradan yaratılan) ile, mahlûku Hâlık ile, sonu olanı, sonsuzla mukayese etmek demektir.


Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi; Cenâb-ı Hak Kadîm'dir, ezelîdir; zaman ise mevcudatın yaratılması ile başlamıştır. Mevcudat yaratılmadan önce zaman yoktu ki, Allah hakkında böyle bir soru sorulabilsin.


Bu soru ancak şöyle sorulabilir:

"Ezelde Allah vardı. O'nunla beraber hiçbir şey yoktu. O halde ezelde Allah ne yapıyordu?"


Bu soruya cevap vermeden önce şunu ifade edelim ki, ezelde bir şey yapmak Cenâb-ı Hakk'a -hâşâ- vâcib olmadığı gibi, birşey yapmamak da O'nun için bir noksanlık değildir. Zira O, mahlûkatı yaratmasa da sonsuz kemâldedir. Yâni, mevcudatı yaratmakla kemâlinde bir artış, yaratmamakla da bir noksanlık olmaz.


Bu kısa açıklamadan sonra, söz konusu soruyu iki maddede cevaplandıralım:


1) Cenâb-ı Hak ezelde, kendi Zâtını, ulûhiyyetine mahsus izzet ve azametini, cemâl ve kemâlini bizzat müşahede ediyordu. Kudsî Zâtını ulûhiyetinin şanına uygun bir surette hamd, tenzih ve takdis ediyordu.


Allah’ın zâtını kemâli ile bilmek ancak O'na mahsus olduğu gibi, kendisini kemâliyle takdis ve tahmid etmek de yine O'na mahsustur.


Marifetullah'ta en ileri mertebede olan Peygamber Efendimiz (asm.) mi'râc mucizesi ile Allahü Azîmüşşân'ı bizzat gördüğü halde O’nu hakkıyla bilmek ve lâyıkıyla takdis ve tahmid etmekteki aczini şöyle itiraf etmiştir:


"Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ben seni lâyıkı vechi ile bilemedim. Sana hakkıyla şükredemedim. … "(2)


Diğer bir hâdis-i şeriflerinde ise "Sen kendini sena ettiğin gibisin." buyurmuştur.(3)


2) Cenâb-ı Hak mukaddes varlığına, kudsî sıfatlarına ve esmâ-i İlâhiyesine tecelligâh olacak eşyanın hakikatlarını, mahiyetlerini, plân ve programlarını, manevî miktar ve suretlerini ezelde dâire-i ilminde takdir ve müşahade etmekteydi. (4)


O Zât-ı Zülcelâl, lütuf ve keremi ile dâire-i ilmindeki bu mahiyetlere harici vücud giydirmeyi irâde buyurdu. Ve "kün" emrini verip mevcudatı halk etti. Bu halk ve icad mahlûkat için bir ihsan, lütuf ve ikram idi. Yoksa, mahlûkatı yaratmakla O Zât-ı Akdesin kemâlinde bir artış olmamıştır.

Şu hususu önemle belirtelim ki, Cenâb-ı Allah'ın gerek kendi zâtını müşahede etmesi, gerekse ilmindeki eşyanın mahiyetlerini takdir ve tanzim etmesi zaman içinde değildir. Yâni bunlar bir zaman silsilesi içerisinde düşünülemez. Ezeldeki bu müşahede, bu takdir ve tanzimi insan aklı idrak edemez. Bunun hakikatine ne bir melek-i mukarrebin, ne bir nebiyy-i mürselin idrâk ve marifeti kavuşabilir. Bu hakikat, ancak Allah’ın malûmdur.



Dipnotlar:
---------------------------------------
(1) Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946.

(2) Elmalılı Hamdi Yazır, H.D.K.D., Cilt 2, S:405.

(3) Ebu Davud, Salat 340, (1427); Tirmizi, Da'avat 123, (3561); Nesai, Kıyamu'l-Leyl 51, (3, 248-249)

(*) Merhum Elmalılı Hamdi Efendi'nin ifadesiyle, Allahü Azîmüşşân ezelde "inayet-i ezeliyesini, yani âlem-i takdir, halk ve icad fiillerini isdar ediyordu. Diğer bir tabirle "kün" emrini veriyordu. Âlemin yaratılması bunu takip etti. Binaenaleyh halk ezelî, mahlûk zamanî oldu."
 

Z4F3R_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2013
Mesajlar
91
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
Bilgim yok ama şunu söyleyebilirim ki

küçücük beynimizle
kısıtlı hadislerle
doğruluğu muhal olan rivayetlerle

O yüceler yücesi,O alemlerin Rabbi olan Allah hakkında bu tür şeylere kofa yormamız bunları öğrenmek için çaba sarf etmemiz şeytani bir istektir.

kuranda da geçer ki,ruh hakkında dahi insanlara çok bir bilgi verilmemiştir

yani kendi ruhumuz hakkında dahi pek b bilgi sahibi değilken,Alemlerin Rabbinin yaptığı yada yapacağı şeyleri tahmin etmeye uğraşmak fuzulidir bana kalırsa.

Tamam gelin konuşalım,konuşalım da ne ile

bilgi nerede,kitap nerede

Alemlerin Rabbi hakkında tartışmak için yada sonuca varabilmek için elimizde kaynak yok

gaybı taşlıyoruz,cahillik ediyoruz maalesef bizler.


**Allah lütuf buyurur da O nun rızasına erersek
cennet bahçelerinde,köşklerde saraylarda diğer müminlerle bu tür şeyleri konuşuruz

sonsuza kadar hemde.

ama gelin şu fani hayatta öğrenme çabamızı Allahın rızası için harcayalım
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,261
Tepki puanı
7,607
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Birden aklıma şu geldi:
Namaz kılmayan birisi şöyle bir soru sormuş:
- Acaba 6 ay gece 6 ay gündüz olan kutuplarda 5 vakit namaz nasıl kılınacak..?
Tabi ki sorunun maksadını bilen büyük zat şöyle cevaplıyor:
- Sen burada iken normal olarak kıl da oraya gitmen gerekirse araştırır söyleriz...
 

Z4F3R_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2013
Mesajlar
91
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
Birden aklıma şu geldi:
Namaz kılmayan birisi şöyle bir soru sormuş:
- Acaba 6 ay gece 6 ay gündüz olan kutuplarda 5 vakit namaz nasıl kılınacak..?
Tabi ki sorunun maksadını bilen büyük zat şöyle cevaplıyor:
- Sen burada iken normal olarak kıl da oraya gitmen gerekirse araştırır söyleriz...

Kendilerine zulmetmekteler iken meleklerin canlarını aldığı kimseler var ya; melekler onlara şöyle derler: “Ne durumdaydınız? (Niçin hicret etmediniz?)” Onlar da, “Biz yeryüzünde zayıf ve güçsüz kimselerdik” derler. Melekler, “Allah’ın arzı geniş değil miydi, orada hicret etseydiniz ya!” derler. İşte bunların gidecekleri yer cehennemdir. O ne kötü varış yeridir.

Hicret etsin daha önce edenlerle gibi.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,042
Puanları
113
Yaş
42
Önce böyle ortamlarda bulunmamanızı öneririm.Heleki böyle konular konuşuluyorsa.Uyarın değilse ordan uzaklaşın
Hz.Ömer böyle bir tartışma ortamı görse ve böyle bir soru ona gelse boyunlarını vururdu herhalde bu insanların.

Değerli kardeşim.
Allah c.c tam manası ile iman etmiş bir kişi böyle bir soru aklına gelse bile sormaz çünkü bu soru şeytanın vesvesesi olduğunu bilir.
Biz Allah c.c Kuranda bize tanıttığı şekilde tanıyalım yeter bizden bu isteniyor.
Allah c.c böyle birşeyi bilmemizi isteseydi veya böyle bir bilginin bizim kulluğumuza bir etki edecekseydi bunu bizlere bidirirdi.
Eğer Allah c.c bildirmemişse mümin böyle bir soruyu sormamalı.
Şeytan böyle bir vesvese verdiysede Allah c.c ne dilediyse onu yapıyordur deyip geçiştirmeli insan.
İkinci soruda bu bağlamda değerlendirebilirsiniz.
Üüncüsü eksiklik bir şeyi yapmamak değil yapamamaktır.Bu ise Allah c.c den uzaktır.O ol der oluverir.
Ayrıca yaratılma sürekli devam eder cennet nimeteri cehennem azapları vs. Allah c.c başka herşey yaratılmaya muhtaçtır.
Bizde ebedi olacağımıza göre yaratılma her an devam edecek demektir.
 

Hicran-ı Aşk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2009
Mesajlar
2,257
Tepki puanı
250
Puanları
63
Yaş
38
Konum
Adana, Mersin
cevaplarınızdan dolayı teşekkür ediyorum öncelikle...

tartışma sırasında benim söylediğim '' eğer insanoğlunun bilmesi gereken bir durum olsaydı bize kuranda gösterilirdi.bilmediğim bi konu hakkında yorum yapamam,sorgulayamam,allah korusun şirke girerim yoksa'' dedim. fakat buna karşılık ''asıl sorgulamaz isen yanlış yaparsın,sormalısın kainat nasıl yaratıldı düşünmelisin,kainattan öncesi nasıldı düşünmelisin'' dendi
iyi de cevap alamaycağım soruyu niye sorayım ki yada kafamda sürekli sorgulamanın bana ne faydası olabilir ki mantıksız geliyor tüm bunlar...
neyse en azından bu tarz sorgulamalara girmememin ve bildiğimin dışında saçma sapan yorum yapmamamın benim için iyi olduğunu üzülmem gereken bir konu olmadığını anladım...
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
Sorularınıza acizane cevap vermeye çalışayım efendim...

1.Allah c.c kainatı yaratmadan önce ne yapıyordu ??? (insanlığın yaratılmasından bahsetmiyorum kainatın yaratılmasından öncesini soruyorum.

Allah C.C. Kudreti Mutlaktır... Zaman ve Mekandan münezzeh. Malikul Mulki sahibi Rabbul Alemindir...Ezeli , Ebedi ,Öncenin ve Sonranın sahibidir... Her an bir Anda ve Şan dadır...

Sizin buyurduğunuz zaman AMA zamanı olup Allah C.C. kendi kudreti ilahesinin aşkı ile Aşkına Aşk katıyordu...Aşk köpüğü oluşturuyor ve o aşk köpüğünde kendine aşık oluyordu...Ki O aşk köpüğü ziyadeleşince YARATMA aşkı ile Aynasında Muhammed Mustafa A.S. a aşkı doğdu ve yaratmak istedi..Kudreti İlahesinin aşkı yaşansın diye...

Ya Rabbim Celle Celalehu...Aşkın önünde aczimi itiraf ediyor ve secdem ile olgunlaşmak istiyorum...
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
2.Acaba bizim bilmediğimiz başka bir alem var mı? (insanlar ve cinler alemi hariç)...

Allah C.C. nun Kudreti sonsuz olup sorgudan da münezzehtir... Allah C.C.'nun alemi Mutlak alemdir... vardır ....Allah C.C. Şanının ilan edildiği alem ...Malikin sahipliğinin ilan edildiği alem...gerçek alem...Allah C.C. ile var olan ve daim olan alem...

Melekler Alemi...Ruhlar Alemi...Berzah alemi...Ama Alemi...
Hayvanlar Alemi ...
Cennet ve Cehennem alemi...
Tv kanalı gibi düşünün...Kanal değiştirince başka bir kanal...Sayısı Allah C.C. nun bilgisi sayısınca Alem vardır...Hatta şu an bile yaşamını sürdüren Alemler mevcuttur sadece görüşümüzden saklıdır...
Bu Alemleri Allahu Teala bize farkettirse idi hayretten küçük dilimizi yutardık ama AŞK ile de dolardık...
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
3.Kıyamet koptuktan sonra cennetlikler ve cehennemlikler ayrıldıktan sonra ne olacak? yani kıyametten sonra başka kullar yaratılmayacaksa yaradan yaratma gücü sınırlandırmış olmuyor mu ???

Yaratılacak...Allah C.C. Kudreti sonsuz ve acziyet ten münezzeh olup her an yaratır her an kudretinin büyüklüğünü ilan eder...Hamd..'ı kendinde toplar..Hayret Makamını oluşturur...

Rabbim Kudreti İlahesi büyük ve sonsuz Rabbim...Şanı yüce Rabbim...Acziyetimizi idrak ile süsle ...Rabbim ...C.C.
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
Sorunuz için size minnettarım...Aşkımızı coşturdunuz...Rabbim Razı olsun...
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
Bakınız aciz olarak bir konuyu da hatırlatmak isterim ; Allah Celle Celalehu vardır ve Haktır...Hakıkattir....Acziyetten Münezzehtir...Tüm İLİM ler onun olup endişe edilecek veya tereddüt edilecek hiç bir şey yoktur...
Allah C.C. dan konuşmak...sorulara cevap bulmak çok önemlidir...
Şeytan Lain zavallı biri dir...haddimi ki Allah C.C. nun acziyetine sebep olsun...
Hiç çekinmeden sorun cevabı arayın ...mutlaka bulursunuz ....yeter ki biz... Allah Celle Celalehunun İLMİ ve Kudreti karşısında aciz olduğumuza inanalım... İman gerçek manada bu şekilde oluşur...
İNSAN ilmi ile en üstündür...Meleklerden dahi... Yeter ki Adem A.S. neslinden olduğumuzu unutmayalım ve İnsan olmaya layık olalım...
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
Tereddüdünüz olursa da yazınız biz cevap yazmaktan mutlu oluruz...
 

Hicran-ı Aşk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2009
Mesajlar
2,257
Tepki puanı
250
Puanları
63
Yaş
38
Konum
Adana, Mersin
hayırlı geceler olsun efendim.bende soru çok ama sormaya çekiniyorum daha öncede belirttiğim gibi.mümkün olduğunca usturuplu bir şekilde soruyorum.rabbim sizden ve diğer kardeşlerimden razı olsun beni aydınlattığınız için.
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
30- RÛM SÛRESİ

27. O, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu, O’na göre (ilk yaratmadan)
daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce ve eşsiz sıfatlar O’nundur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm
ve hikmet sahibidir.
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
Sorunuz ancak başkalarından kesinlikle bahsetmeyin biz şu anı değerli kılalım isteriz...
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
35- FÂTIR SÛRESİ

1. Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur.
O, yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
2. Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa,
bundan sonra onu gönderecek yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
3. Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Allah’tan başka size göklerden ve yerden rızık veren
bir yaratıcı var mı? O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde nasıl oluyor da haktan
döndürülüyorsunuz?
 

Hicran-ı Aşk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2009
Mesajlar
2,257
Tepki puanı
250
Puanları
63
Yaş
38
Konum
Adana, Mersin
peki ozaman şöyle yazayım konu olarak yazayım siz gereken bilgiye sahip iseniz cevaplayın uygunmudur sizin için...
 

en-sonebi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
1,421
Tepki puanı
11
Puanları
0
Yaş
67
59- HAŞR SÛRESİ

1. Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir.

22. O, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah’tır. Gaybı da, görünen âlemi de bilendir. O,
Rahmân’dır, Rahîm’dir.
23. O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü
eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi,
düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. Allah, onların ortak
koştuklarından uzaktır.
24. O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her
şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.



Efendim Haşr suresi gerçekte Rabbimizin İlahlığının ilanı ve La İlahe İllallahın tespitidir...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt