YEMİNİN KEFARETİ
___Bismillahirrahmanirrahim_____________________________________
“Allah c.c sizi yeminlerinizdeki 'rastgele söylemelerinizden boş
sözlerden' dolayı sorumlu tutmaz ancak yeminlerinizle bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun (yeminin) keffareti ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak ya da onları giydirmek veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. (Bunlara imkan) Bulamayan (için) üç gün oruç (vardır.) Bu yemin ettiğinizde (bozduğunuz) yeminlerinizin keffaretidir. Yeminlerinizi koruyunuz. Allah c.c size ayetlerini böyle açıklar umulur ki şükredersiniz.” (Maide/89)
AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm
Burada, Allahû Tealâ'nın yeminler konusundaki bir farklı ifadesi var. Allah sizi yeminlerinizdeki boş sözlerden dolayı sorumlu tutmaz. Allahû Tealâ ahid yaptığımız yeminlerden dolayı sorumlu tutar buyuruyor. Hani insanlar bazen en önemsiz şeyler hakkında yemin ederler ve bu yeminlerini tutmazlar. Burada gaye karşısındakini inandırmaktır. Belki de konu incir çekirdeğini doldurmayacak birşey. Allahû Tealâ böyle kıymeti olmayan konularda yapılan yeminlerin bir mânâ ifade etmediğini söylüyor. Ama eğer insanlar ahid yapmışlarsa, o zaman yeminlerini mutlaka tutmak mecburiyetindedirler. Ahidlerinden, Allahû Tealâ yeminin tutulmaması halindeki kefaretini ortalama ev halkı başına, ev halkının ortalama 1 kişi başına düşen yemek masrafı ne ise onun 10 katı ile 10 yoksulu 1 gün yedirmeniz şeklinde ifade ediyor.
Burada gün hesabı olmamış, mevcut değil ama tatbikat böyle oluyor, 1 günlük. 10 yoksulun yemek yemelerinin karşılığı sizin hane halkınızın 1 tanesine düşen ortalama masrafınızın 10 katı olarak değerlendiriliyor. Veya Allahû Tealâ yemek yedirmek yerine onları giydirin veya bir köle azad edin diyor. Şimdi diyelim ki bir insan ciddî bir konuda yemin etmiş, yani ahdi var ve ahdini bozmuş. O zaman bu kişi, parası da yoksa, doyuramıyorsa, elbise alamıyorsa başkalarına, o zaman Allahû Tealâ: "O zaman 3 gün oruç tutsun yeminlerinizin kefareti işte budur, yeminlerinizi koruyun, bozmayın."
___Bismillahirrahmanirrahim_____________________________________
“Allah c.c sizi yeminlerinizdeki 'rastgele söylemelerinizden boş
sözlerden' dolayı sorumlu tutmaz ancak yeminlerinizle bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun (yeminin) keffareti ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak ya da onları giydirmek veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. (Bunlara imkan) Bulamayan (için) üç gün oruç (vardır.) Bu yemin ettiğinizde (bozduğunuz) yeminlerinizin keffaretidir. Yeminlerinizi koruyunuz. Allah c.c size ayetlerini böyle açıklar umulur ki şükredersiniz.” (Maide/89)
AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm
Burada, Allahû Tealâ'nın yeminler konusundaki bir farklı ifadesi var. Allah sizi yeminlerinizdeki boş sözlerden dolayı sorumlu tutmaz. Allahû Tealâ ahid yaptığımız yeminlerden dolayı sorumlu tutar buyuruyor. Hani insanlar bazen en önemsiz şeyler hakkında yemin ederler ve bu yeminlerini tutmazlar. Burada gaye karşısındakini inandırmaktır. Belki de konu incir çekirdeğini doldurmayacak birşey. Allahû Tealâ böyle kıymeti olmayan konularda yapılan yeminlerin bir mânâ ifade etmediğini söylüyor. Ama eğer insanlar ahid yapmışlarsa, o zaman yeminlerini mutlaka tutmak mecburiyetindedirler. Ahidlerinden, Allahû Tealâ yeminin tutulmaması halindeki kefaretini ortalama ev halkı başına, ev halkının ortalama 1 kişi başına düşen yemek masrafı ne ise onun 10 katı ile 10 yoksulu 1 gün yedirmeniz şeklinde ifade ediyor.
Burada gün hesabı olmamış, mevcut değil ama tatbikat böyle oluyor, 1 günlük. 10 yoksulun yemek yemelerinin karşılığı sizin hane halkınızın 1 tanesine düşen ortalama masrafınızın 10 katı olarak değerlendiriliyor. Veya Allahû Tealâ yemek yedirmek yerine onları giydirin veya bir köle azad edin diyor. Şimdi diyelim ki bir insan ciddî bir konuda yemin etmiş, yani ahdi var ve ahdini bozmuş. O zaman bu kişi, parası da yoksa, doyuramıyorsa, elbise alamıyorsa başkalarına, o zaman Allahû Tealâ: "O zaman 3 gün oruç tutsun yeminlerinizin kefareti işte budur, yeminlerinizi koruyun, bozmayın."