Allah'ın selamı sizin de üzerinize olsun inşallah. Kuranı yalnızca yüzeyinden, anlamadan okumak gerçek Kuran okumak değildir. Güzel bir çaba lakin anlamadığımız bir dilde okuyunca Rabbimizin istediğini yapmış olacak mıyız? Düşünün ki farklı bir ülkeden dostumuz bize yabancı dilde bir mektup gönderse onun anlamını merak etmez miyiz? Onun çevirisini yapıp okumaz mıyız? Peki bizim yüce yaradanımız , en hayırlı dostumuz, eşi benzeri olmayan ilahımız bize arapça bir şerefli okuyuş göndermiş peki merak edip elimizde fırsat varken onun anlamını okumamız gerekmez mi? Hem öyle bir şey ki bu şerefli okuyuş daha önceden de gelmişti, hemde geldiği toplulukların diliyle gelmişti. Bu Kuran bizim ve bizden öncekilerin de öğüdüdür. Bu Kuran'da bizim şanımız, şerefimiz ve zikrimiz vardır. Yakında ondan sorulacağız. Peki Allah hiç anlamadığımız,bilmediğimiz birşeyden bizi sorumlu tutar mı? Bilmeliyiz ki Allah kullarına zulmetmez.
Kovulmuş şeytanın şerrinden,vesvesesinden ve yanımda bulunmasından Allah'a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
96/1,2. Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı.
96/3. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır
96/4,5. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.
96/6,7. Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.
96/8. Şüphesiz dönüş ancak Rabbinedir.
21/10. Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı
kullanmayacak mısınız?
54/17. Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
29/45. Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı
hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah,
yaptıklarınızı biliyor.
29/48. Sen şu Kur’an’dan önce hiçbir kitap okumuyor ve onu sağ elinle yazmıyordun. o takdirde batıl peşinde koşanlar, şüpheye düşerlerdi.
29/49. Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin kalplerindeki apaçık âyetlerdir. Bizim âyetlerimizi ancak zalimler inkâr eder
14/4. Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara iyice
açıklasın. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve
hikmet sahibidir.
43/43. Öyle ise sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen doğru bir yol üzeresin.
43/44. Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.
20/114. Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur’an’ı okumakta acele etme. “Rabbim! İlmimi arttır” de.
37/1,2,3,4. Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri okuyanlara andolsun ki,
sizin ilâhınız gerçekten bir tek ilâhtır.
37/5. O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da Rabbidir
87/6. Sana Kur’an’ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın.
87/7. Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de.
87/8. Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz.
87/9. O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.
87/10. Allah’a karşı derin saygı duyarak O’ndan korkan öğüt alacaktır.
87/11,12. En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse ise, öğüt almaktan kaçınır.
87/13. Sonra orada ne ölür , ne de yaşar.
42/51. Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip,
izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
42/52,53. İşte sana da, emrimizle, bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir
bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur
yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah’ın
yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah’a döner.
45/6. İşte bunlar, Allah’ın âyetleridir. Onları sana gerçek olarak okuyoruz. Artık Allah’tan ve O’nun
âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?
3/95. De ki: “Allah, doğru söylemiştir. Öyle ise hakka yönelen İbrahim’in dinine uyun. O, Allah’a ortak
koşanlardan değildi.”