Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kabir Hayatı … (1 Kullanıcı)

Mekkavi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Nis 2012
Mesajlar
100
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
82
Web Sitesi
www.ibrahimbeser.com
B i s m i l l â h i r r a h m a n i r r a h i m …
Esselâmu aleykum …

Konu : Kabir Hayatı …

Dünya ile ilişiğimiz kesilip son nefesimizi verdiğimiz an artık her şey bitmiş başka bir hayat başlamış olacaktır. Önümüzde ve arkamızda bizim aynı zamanda korumalığımızı yapan ‘kirâmen kâtibin’ meleklerinin tuttuğu hayır ve şer ile ilgili her türlü hareketlerimizin kaydedildiği defter artık kapanmış olacaktır.

“Üzerinizde muhafızlık eden değerli kâtipler vardır. Onlar yapmakta olduklarınızı bilir ve yazar.” (İnfitar sûresi 11-12. âyetler)

Yalnız geride bıraktığımız hayırlı evlatların yapacağı duâlarla ilgili defter açık kalacaktır.

Ayrıca dünyada iken gösteriş olsun diye değil yalnız Allah rızâsı için yaptırdığı cami, okul, yol, su getirme, köprü, talebe okutma gibi ‘sadakayı câriye’ dediğimiz hayırlar kullanıldığı süre, okuttuğu kişilerin ilminden istifâde edildiği süre, insanlara doğru yolu gösteren yazılarından istifâde edildiği süre bu hayırlardan doğacak olan sevaplar, ölen kişinin defterine kayıt edilmeye devam edecektir. Orada bundan daha iyi kazanç olamaz.

Peygamber Efendimiz s.a.v. hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır ;
Münker ve Nekir melekleri kabire konan kişiye; Rabbin kim? Peygamberin kim? Dinin nedir? Kitabın hangisidir? Kıblen neresidir? Sorularına cevap isteyecekler.

Konumuzla ile ilgili diğer hadisi şerif ise şöyledir ;
“Kul kabire konunca ailesini, arkadaşlarını terk eder. Onu kabire getirenlerin ayak seslerini işitir. Ona iki melek gelir (Münker ve nekir). Derler ki: Bu adam Muhammed hakkında ne dersin? (Hz. Muhammed s.a.v.) Mümin kişi der ki: Ben onun Allah’ın kulu ve resulü olduğuna şahadet ederim. Denilir ki: Ateşte kalacağın yere bak, fakat Allah seni o yerden uzaklaştırdı. Onun yerine sana Cennetteki şu yeri verdi. Ve o yeri görür, kabri yetmiş arşın genişler ve içinde güzel kokular ve yeşillikler oluşur. Kıyamet kalkış gününe kadar. Kâfir veya münafık kişiye denilir ki: Bu adam Muhammed hakkında ne dersin? (Hz. Muhammed s.a.v.) der ki: Bilmiyorum insanların dediği şeyi derim. Derler ki: Ne bildin, nede okudun (Kuranı) . Sonra demir bir mızrak ile iki kulağının arasına vurulur. Öyle bir çığlık atar ki konuşanların dışında her yaratık o sesi işitir. Sonra kabir öyle bir sıkıştırılır ki bedenindeki her şey birbirine karışır.” ( Faydul kadir hadis no 2072 )

Yüce Allah’ın ve peygamberin buyruklarına sadık kalan müminler ölüm sonrası görevli melekler tarafından korunurlar.

“Allah, iman edenleri, dünya hayatında da, ahirette de sağlam bir söz üzerinde tutar; zalimleri de sapıttırır.” (İbrahim sûresi 27. âyet)

İslâm ve uygulaması ile ilgisi olmayanlar ise Münker ve Nekir meleklerine cevap veremeyecekler ve ağızlarından sadece, Haa… Haa… Haa… sözlerinden başka bir söz çıkmayacaktır. Peygamber Efendimiz s.a.v. bize böyle buyurmuştur. Çünkü onlar dünya hayatında iken Allah kanunlarını kâle almadıkları için kalpleri ve kulakları mühürlenmişti.

“Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır.” (Bakara sûresi 6.âyet)

Kabir sorgulanmasından sonra ruhlarımızın bazıları yer yüzünde kalır, bazıları bedenleri terk ederler çeşitli berzah alemlerine giderler. Zaten vücudumuzu teşkil eden bedenimizin etleri ve diğer organlarımızın element bileşimleri aynen toprakta bulunan elementler ile örtüşmektedir.

“Sizi ondan (topraktan) yarattık; yine oraya döneceksiniz ve bir kez daha sizi ondan çıkaracağım.” (Taha suresi 55. âyet)

Topraktan yaratıldık ve yine toprak olacağız. Yani toprak bizim yabancımız değildir.

“Toprak bizim anamızdır.” Peygamber Efendimiz s.a.v. bize böyle buyurmuştur.

Çünkü biz cenin halinden ölünceye kadar tatlısı, ekşisi, acısı, sebzesi, meyveleri ve diğer yiyecekleri topraktan temin etmiş idik. Hal böyle olunca bizim fiziki bedenimiz yine toprakta yok olacak, görünen bir varlıktan görünmeyen bir varlık haline dönüşeceğiz.

Aynen dünyaya gelmeden önceki halimiz gibi. Yalnız bir farkla; dünyaya gelmeden önce tertemiz ve günahsız idik. İşte bize geçici olarak refakat ettikten sonra bedenden ayrılan asıl olan ruhumuz kabir sorgulamasından sonra takva derecesine göre berzah aleminde güzel geniş misk kokulu bir makama sahip olacaklar. Eyer ona Semavatın kapıları açılmaz ise aşağı alemde cezasını çekmeye başlayacaktır.

Böylece ruhların Kıyâmet gününe kadar konaklayacağı berzah aleminin dereceleri dünyada ruh bedendeyken iyi veya kötü amel derecesine göre değişecek . Cenâbı Allah’ın yap yapma buyruklarını kimseden çekinmeden, dışlanırım, kınanırım korkusuna kapılmadan yerine getirenler felaha eren müminlerdir.

Bu müminler takvâ derecelerine göre çeşitli güzelliklere sahip olan berzah aleminde toplu halde âhirete kadar bekleyecekleri yerlerini alırlar. Peygamber Efendimiz s.a.v.’in ruhu berzah aleminin en yüksek mertebesinde olacaktır. Sonra diğer peygamberlerin ve şehitlerin ruhları, daha sonra da Salih ve muti kulların ruhları yer alır.

Şehitler ve Allah’ın sevgili kulları cenneti seyredecekler ve hatta berzah aleminden açılan pencereden cenneti yani ebediyen kalacakları yerleri görecek ve cennet nimetlerinden Kıyâmet gününe kadar yaralanacaklardır.

Kuranı kerimde müminlerle ilgili âyeti kerimelerden bazıları şöyledir;
“Şüphesiz Rabbim Allah’tır deyip, sonra onun yolunda yürüyenlerin üzerine ölümden sonra melekler iner, onlara ‘korkmayın, üzülmeyin size vad edilen cennetle sevinin’ derler. Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır. Gafûr ve rahîm olan Allah'ın ikramı olarak. (İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "Ben müslümanlardanım" diyenden kimin sözü daha güzeldir?” (Fussilet sûresi 30.31. 32.33. âyelert)

“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayınız, bilakis onlar diridirler. Allah’ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rablerinin yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. Onlar Allah’tan gelen nimet ve keremin, Allah’ın müminlerinin ecrini zâyi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler.” (Âli İmrân sûresi 169-170-171. âyetler)

Diğer taraftan üzerinde kul hakkı veya zimmet bulunanlar şehit dahi olsalar cennet kapısında bekletilirler. Kıyâmet günü hesabını vermeden, borçlarını ödemeden cennete giremezler. Efendimiz s.a.v. bize böyle buyurmuştur. Aşağı alemde tutulan ruhlara semavatın kapıları açılmayacağı için yeryüzünde kalırlar. Çünkü ameli itibariyle çok asi ruhlardır. Yüce alemdeki ruhların yanına yükselemezler.

“Bizim âyetlerimizi yalanlayıp da onlara inanmaya tenezzül etmeyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar deve (veya halat) iğne deliğine girinceye kadar cennete giremeyeceklerdir. Suçluları işte böyle cezâlandırırız.” (Araf sûresi 40. âyet)

Dünyada iken nefislerinin arzularını yerine getirmek için ömürlerini boşa harcayanlar. Yüce Allah’a az da olsa yaklaşmayanlar, şeytana yenik düşenler, ibâdeti ve takvâyı hafife alanlar, Ramazan ayında oruçlulara saygısızca davranışlar sergileyenler, Cenâbı Allah’ın emirlerini yaşamaya çalışan kadın ve erkeklere gülenler, müminlerle kaş göz hareketleriyle alay edenler, Kendileri bir araya gelince inananlarla namaz kılanlarla alay etmekten zevk alanlar. Dünyada sorumsuzca bir yaşama sahip olan böyle asi kişilerin ruhları aşağı alemde kalmaya mahkumdurlar. Bu aleme de berzah aleminin alt tabakası denir.

“Dünyada mücrimler imân edenlere gülerlerdi. Müminlere uğradıklarında kaş göz hareketleriyle alay ederlerdi.” (Mutaffifin sûresi 29-30. âyetler)

“Kâfir olanlar için dünya hayatı câzip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkârdan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.” (Bakara sûresi 212.âyet)


Bu ruhların toplu halde Kıyâmete kadar kalacakları diğer yerlerden bazıları da şöyledir ;
Devlet ve millet malını yiyenler; yedikleri onların ruhlarını ateş olarak sarmış bir vaziyette Berzah aleminin alt tabakasında beklerler. Zina hem Allah indinde hem de insanların kabul ettiği büyük suçlar arasındadır. Dolayısı ile tövbe etmeden önce ölen zinaya düşkün kişilerin ruhları tandır biçiminde ateşli bir yerde beklerler. Efendimiz s.a.v. Miraca çıktığında bunların acıklı hali kendisine gösterilmiştir.

“Ancak bundan sonra tövbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.” (Nur sûresi 5.âyet)

Dünyada iken fâiz yani her türlü fâizli teşvikler, krediler, ana paraları hariç tefecilikle başkasının sırtından geçinenlerin ve faiz alanların ruhları çeşitli kabir azapları göreceklerdir. Fâiz konusuyla ilgili çok ağır âyeti kerimeler vardır.

“Ey iman edenler! Eğer müminseniz Allah’tan korkun ve faizi bırakın. Eğer bırakmazsanız, Allah ve Resûlüne karşı harp ilan etmiş olursunuz. Tövbe ederseniz, ana paranız sizindir. Böylece zâlim olmazsınız, zulme de uğramazsınız.” (Bakara sûresi 278-279.âyetler)

İçki, kumar, uyuşturucu ve diğer haramlara müptelâ olanların ruhları kabir âleminde diğerleri gibi ceza çekecekler.
“Ey iman edenler içki, kumar, fal ve şans oyunları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durun. Şeytan içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokar.” (Mâide sûresi 90. ve 91. âyetler)

“De ki ; Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşanlar, (Allah’ın yolundan ayrılanlar) Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin, çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer sûresi 53. âyet)


İşte firavun ve benzeri ruhlara sabah akşam cehennem ateşi gösterilecek, cehennemde kalacakları yeri göreceklerdir. Kıyâmet kopunca da azabın en çetinine gireceklerdir.

“(Azaptan biride) Ateştir ki, onlar sabah akşam buna sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde, Firavn ailesini azabın en çetinine sokun, denilecek.” (Gâfir (Mûmin) sûresi 46.âyet)

Özetle isyancı, âhirete hazırlıksız intikal eden ruhlar çeşitli kabir azabı görecekler. Değerli İslâm alimlerine göre insanoğlunun 4 devresi vardır ;

1- Ana rahminde 3 karanlık bölgede yaradılışımız.

2- Dünyaya geliriz yavaş yavaş büyürüz kendi irademizle dünyamızı ve âhiretimizi en iyi şekilde hazırlarız veya ikisini de berbat eder ve ölürüz.

3- Berzah alemi büyük bir alemdir. Her ruh ameline ve itikadına göre bu alemde yerini alır ve Kıyâmetin kopmasını bekler.

4- Mahkeme-i Kübra yani büyük mahkeme kişiyi ya cennete ya cehenneme gönderecek ve sonsuza kadar bir başka hayat başlayacaktır.

Cenabı Allah mümin kullarına kabirde ve berzah aleminde en güze makamları ihsan etsin. Hesabımızı da kolay eylesin. Ayrıca mümin kullarına semavatın kapılarının açılmasını da nasip etsin.

Cenabı Allah müminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dünyanın ve ahiretin güzelliklerini nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v.’e Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşçakalın… Mekkavi.
 

Margos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2012
Mesajlar
78
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Selamun Aleyküm.. Peygamberimiz Cennetin başında bekleyip bizi inşaAllah almadan girmeyecek içeri ancak bir de kabiz azabı kabir günleri var... Her müminin korktuğu beni de en çok korkutan şeydir bu aslında, Allah kimseyi kabir azabıyla yargılamasın inşaAllah.. Çok korkuyorum kendi adıma inşaAllah Allah korkularımın sonunu güzel yapsın.. Selam ve dua ile..
 

melegim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2007
Mesajlar
162
Tepki puanı
0
Puanları
0
çok güzel bilgiler..
rabbim cumlemısın kabrını cennet bahcesi eylesin inş....
paylaşım için tşk..ler
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt