Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

“işgalci kâfiri ve onunla beraber gelenleri kovacağız!” (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
IRAK NAKŞİBENDİ TARİKATI BAĞLILARI ORDUSU RESMİ SÖZCÜSÜ

DR. SELÂHADDİN EYYÛBÎ:

“İŞGALCİ KÂFİRİ VE ONUNLA BERABER GELENLERİ KOVACAĞIZ!”

Röportaj: Osman Akyıldız
Osman Akyıldız- Röportaja başlarken Nakşibendi Tarikatı Ordusu’nun Resmi Sözcüsü Komutan Dr. Selâhaddin Eyyûbî kimdir? Hayat seyriniz hakkınız bize bilgi vermeniz mümkün mü?
Dr. Selâhaddin Eyyûbî- Mücahid Müslümanlardan bir adam. Nakşibendi Tarikatı’nın bağlılarından ve bu orduya mensup birisi. Kendisini dinine, ümmetine ve ülkesine hırslı bir şekilde bağlı, sadık mücahid sıfatıyla donatmaya çalışan, Nakşi Tarikatı Bağlıları Ordusu Resmi Sözcüsü makamı için kültürel yeterlilik ve askeri yeterlilik okulunu bitirmiş bir kişi. Şeyhim ve Üstadım (ordumuzun genel komutanı, manevi mürşidimiz Seyyid -Allah onu korusun-) beni bu şekilde vasıflandırdı. Bundan dolayı da Nakşi Ordusu’nun resmi sözcüsü olarak seçti.



O.A.- Nakşi Tarikatı Bağlıları Ordusu ismini niçin seçtiniz?
S.E.- Pek çok sebeplerden dolayı.
Evvela; Nakşi Tarikatı Bağlıları’nın beldeleri işgal edildiği zaman savaş meydanlarında kâfirlere karşı sebatı, cesareti ve şecaati meşhurdur. Bunu mümin dosttan önce kafir düşman bilir. Müminleri ferahlattığına ve kafirleri kızdırdığına inandığımız için bu ismi seçtik.
İkincisi; Bu ordunun özünü esas olarak Nakşibendi Tarikatı bağlıları oluşturdu. Bundan sonra orduya Nakşi Tarikatı bağlılarının ihlas ve doğruluğuna güvenmeleri sebebiyle Müslüman mücahidlerden pek çok kişi intisap etti. Allah’a hamd olsun.
Üçüncüsü; Hangi ordu tesis edilirse edilsin tesis anında örgütlenmeye muhtaçtır. Şüphesiz ki bu tarikat (Nakşi tarikati) orduyu sağlam ve hazır esaslı bir yapıya kavuşturmak için yalnız rûhî-itikâdî örgütlenmeyi esas almıştır.
Dördüncüsü; Nakşibendi ismiyle bilinen bu tarikatın bağlılarının şecaati işgalden yüzyıllar öncesine dayandığı için bu isim seçildi. Bu sebeple onların yiğitliği herkesin gözü önünde açık bir şekilde durmaktadır. Bu durum onların şecaatine delildir, ki onlar hiçbir zorlama olmaksızın düşman üzerine gittiler. Nefislerini sınırlandırdılar. Düşmanla savaşmaya ve Allah yolunda cihad etmeye daima sabrettiler ve düşmanın önünü kestiler. Bu şekilde onlar nefislerini imânî ve ahlâkî sınırlarla kayıtlı tutmayı lüzumlu gördüler.



O.A.- Bize cihâdî yolculuğunuzu kısaca sunabilir misiniz?
S.E.- Cihâdî yolculuğumuz, kâfirin ülkemizi işgal etmek için güçlerini sevk etmeye başlamasıyla başladı. Eski Irak ordumuzla beraber yan yana savaştık. İşgalci kâfirle savaşımız ve Allah yolundaki cihadımız bu ana kadar sürdü ve Allah’ın inayetiyle sürecek. Savaş yüzyıllara da uzasa işgalci kâfiri ve onunla beraber gelenleri kovacağız.

O.A.- Ordunuzun teşkilat fikri hakkında bilgi rica edeceğiz.
S.E.- Yaygın ve dağınık toplulukları temel alan cihâdî fikir. Yani merkezî değil, vur-kaç taktiği ve gerilla harbi. Sonra bu şekilde bir örgüt diğerine eklendi ve cihâdî operasyonlar açısından gayr-i nizâmî bir ordu oldu. Zorunluluk ve disiplin, emir ve yasak, idare açısından ise nizâmî ordu oldu. Ordumuzun internetteki sitesinde cihâdî metodumuz hakkında geniş bilgi bulabilirsin.

O.A.- Nakşibendi mücahidin askerî, rûhî ve terbiye açısından yöntemi nedir?
S.E.- Rûhî yöntem Allah Resulü Aleyhisselâtü Vesselâm’ın ahlâkı üzere terbiye eden, Allah’ın şeriatını uygulayan ve Allah Resulü Sallallahü Aleyhi ve Sellem’e ittiba eden Allah yoluna girmiş sûfî yöntemidir. Ordumuzdaki mücahid, ordu içinde amirinin emirlerini yapmaya ve Allah’ın şeriatının hududları içersinde konulan yasaklardan da kaçınmaya mecburdur.

O.A.- Cihadın gidişâtında metodun açık olması ve Kuran ve Sünnet’le istikametlendirilmesinin önemi nedir?
S.E.- Cihad yolculuğunda metodun açık olması ve Kitap ve Sünnetle istikametlendirilmesi mücahidin âlî himmet, sebatkar ve basiretli olmasını sağlar. Çünkü şüpheli olmayan bu cihadda asıl hedef Allah’ın adını yüceltmek, hak bayrağı yükseltmek, dini muzaffer kılmak ve hakkı gasıp zalimden alarak başkasına değil ehline vermektir.

O.A.- Tasavvuf niçin önemlidir?
S.E.- Tasavvuf mühimdir, çünkü o ince anlayış sahibi olmak için gereklidir. O müslümanı güzel ahlâk ile donatır ve rezil ahlâktan uzaklaştırır. Yani kalp ve kalıp safâsı verir.

O.A.- Irak’taki mücahid cemaatlerden birisi olarak Nakşibendi Ordusu Irak’ta ne gibi bir rol oynadı?
S.E.: O rolü dosttan önce düşman apaçık bilmektedir;
Evvelâ; Ümmetin bu kritik zamanında müslümanın rolünü hatırlatması, cihad farzıyla Müslümanları bilinçlendirmesi ve eğitmesi.
İkincisi; Cihad gruplarının çoğundaki mücahidlerin eğitilmesi. Çünkü bu ordunun bağlıları askerî deneyim, teknik ve örgütlülüğe sahiptir. Bu durumun düşmanın zayıflamasındaki rolü açıktır. Ordumuzun kararlarındaki sebatkârlığına cihad meydanı şahittir.
Üçüncüsü; Allah’a hamd olsun ordumuz Müslümanların güvenini, inancı ve askeri metodu açısından da pek çok cihadi grubun itimadını kazanmıştır.

O.A.- Nakşibendi Ordusu işgalciye direnmek için gerekli olan maddi desteği nereden elde ediyor?
S.E.: Nakşibendi Ordusu’nda her mücahidin bizzat kendisi ordunun mâlî unsurunu oluşturur. Kim işin başında canını Allah’a satmışsa bu karşılıksız satış şüphesiz maldan daha üstündür.

O.A.- Orduyu oluşturan unsurların sayısı hakkında bilgi vermeniz mümkün mü? Onlar hangi ırktan oluşuyor?
S.E.: Ordumuzun bütün unsurlarını yalnız Iraklılar oluşturur. Bütün kavimlerden, bütün inançlardan, bütün gruplardan Iraklılar… Daha önce de zikrettiğim gibi bu ordu bütün halkın güvenini kazanmıştır.

O.A.- Washington ve Irak Hükümeti, zaman zaman Irak'a komşu ülkelerin silâhlı grupları desteklediğini söylüyor. Bunun doğruluğu nedir? Herhangi bir Arap veya İslâm ülkesinden yardım alıyor musunuz?
S.E.- Ordumuzun herhangi bir İslâm, Arap veya yabancı ülkeyle alâkası yoktur. Bütün imkânlarını ve unsurlarını Iraklılar oluşturur.

O.A.- Diğer direniş gruplarıyla ilişkiniz veya birlikteliğiniz var mı? Niçin diğer direniş gruplarıyla birlik olmuyorsunuz?
S.E.- Evet. Diğer direniş gruplarıyla ilişkimiz ve birlikteliğimiz var. Biz başlangıçta diğer cihâdî direniş gruplarıyla birlikteliğimizi ilan etmiştik. Onlarla birlikteyiz, inşallah onların isimlerini daha sonra ilan edeceğiz.

O.A.- Bazı direniş grupları siyasi alana da giriyorlar. Sizin, yürürlükte olan Irak’taki siyasi arena hakkında görüşünüz nedir?
S.E.- Siyasi arenaya kim dahil olmuşsa onun hakkındaki görüşümüz şudur: Bu boyun eğiş, ihanet ve işgalciye yağcılıktır. Bunu yapan işgali onaylamış demektir.

O.A.- Irak ordusu ve polisiyle savaşıyor musunuz?
S.E.- Vazifesi ve vasfı ne olursa olsun hiçbir Iraklıyla savaşmıyoruz. Fakat kim işgalci kâfirle beraber olursa ve onu savunursa o ondandır ve onunla savaşırız.

O.A.- Şia hakkında ne dersiniz?
S.E.- Şia müslümandır ve onlar bizim bu topraklardaki kardeşlerimiz ve ortaklarımızdır. Biz şeriatça sabit olan bir şeyi inkâr etmedikçe ehl-i kıbleden hiç kimseyi tekfir etmeyiz.

O.A.- Râfizi ile Şia arasında fark var mıdır?
S.E.- Evet vardır.

O.A.- Peki Şia arasında farklar var mıdır?
S.E.- Ehl-i Sünnet mezheplerinde nasıl farklı içtihadlar varsa Şia mezhepleri arasında da farklı içtihadlar vardır. Bu konu fıkıh kitaplarında zikredilmiştir.

O.A.- İran’ın Irak’taki gerçek rolü nedir?
S.E.- İran’ın Irak’taki rolü aşağılık, hain ve işgalci bir roldür.

O.A.- Şia hakkındaki tavrınız ve onların Irak’taki siyasi hakları konusundaki görüşünüz nedir?
S.E.- Onlar bu ülkede ortaklarımız ve kardeşlerimizdir. Ve onlardan Nakşibendi Ordumuz da savaşan çok kimseler vardır. Onların siyasi hakları da herhangi bir Iraklının hakkı gibidir.

O.A.- Türkiye halkına bir mesajınız var mı?
S.E.- Türkiye halkına mesajımız davamızı anlamaları, aramızdaki sevgiyi çoğaltmaları ve bize karşı düşmana yardım etmemeleridir. Çünkü Türkiye halkı tarih boyunca bizim kardeşimizdir. Bu yüzden biz onlardanız, onlar da bizdendir. “Şüphesiz ki bütün müminler kardeştir.”

O.A.- Özel olarak Üstadımız Mahmud Efendi’ye -Allah O’nu korusun- ve Nakşibendi cemaatimize bir mesajınız var mı?
S.E:- Faziletli kardeşimiz Mahmud Efendi’ye müminleri Allah yolunda cihad etmeye teşvik etmesini, Nakşibendi cemaatinin de Irak’taki Müslümanlara ve diğer işgal edilmiş ülkelere yardım elini uzatarak desteklemesini ve en azından tazarru ile Allah’a dua etmelerini istiyoruz.

O.A.- Sayın Dr. Selahaddin Eyyubi, Şair ve Mütefekkir Sayın Salih Mirzabeyoğlu, Üstadı Necib Fazıl’dan -Allah ona rahmet etsin- aldığı Büyük Doğu fikir sistemini “İbda” keyfiyetiyle yaşatan insan. Müslümanlara faydalı olacak 52 kitap yazdı. Fakat o şu anda İslâm devleti istediği için Türk Devleti’nin hapishanelerinden bir hapishanede bulunmakta. Türk hükümetine bu konuda ne dersiniz?
S.E.- Saygıdeğer Türk hükümetinden Müslümanların üzerindeki, özellikle Müslümanların liderlerine, mütefekkirlerine ve kültürlü kişilerine yönelik baskıyı kaldırmalarını istiyoruz. Çünkü onlar bu ümmetin parlak zekaları ve yollarını aydınlatan kandilleridir.

O.A.- Röportajın sonunda Nakşibendi Tarikatı Bağlıları Ordusu resmi sözcüsü Sayın Dr. Selahaddin Eyyubi’ye Furkan dergisine bu fırsatı verdiği için teşekkür ederiz. Allah sizleri mübarek kılsın.
S.E.- Ben de size teşekkür ederim, Allah sizleri de mübarek kılsın.


Furkan Dergisi, Şubat 2008, Sayı 21

Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz..
Kaynak:Furkan dergisi/siyahsancak.com
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Yaran kabuk tutmasın her an deş tazelensin!
Sen ağla gafil gülsün, nadan yelpazelensin!NFK
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Gâh mecnun gibi çöller olur vatanımız, sürgünlerden sürgünlere… Gâh Yunus gibi hicret olur kârımız ilden ile… Gâh kuytu bir mağaradır mekânımız, inziva inziva ağırlar bizi… Belki bir kara zindandır uğruna Sevgili'nin, yıllarca katlandığımız. Kim bilir, belki boylu boyunca bir şehadettir aşk maratonunda mükâfatımız.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Gâh mecnun gibi çöller olur vatanımız, sürgünlerden sürgünlere… Gâh Yunus gibi hicret olur kârımız ilden ile… Gâh kuytu bir mağaradır mekânımız, inziva inziva ağırlar bizi… Belki bir kara zindandır uğruna Sevgili'nin, yıllarca katlandığımız. Kim bilir, belki boylu boyunca bir şehadettir aşk maratonunda mükâfatımız.
Allahuekber.......ALLAHUEKBER......Allahuekber...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ırak nakşibendi tarikatı bağlıları ordusu resmi sözcüsü

dr. Selâhaddin eyyûbî:

“işgalci kâfiri ve onunla beraber gelenleri kovacağız!”
 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
ah o eski zamanlar bi taraftan yaşasaydım diyorum bir taraftanda yaşamasaydım çünkü o zamanların güzelliği şimdiye göre bambaşkaydı niye yaşamasaydım oda insanların çektiği zulümleri görmemek için ne yapalım bizim millet öyle öyle bu zamana geldi allah razı olsun senden kardeşim
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ABD,IRAK tA ,RESMI YENILGI ANLASMASINI IMZALADI...
Direnişçilerle protokol İstanbul'da imzalandı



Amerikan basınına göre, ABD ile Irak'taki Sünni direniş gruplarının temsilcisi Türkiye'nin arabuluculuğunda İstanbul'da tarihi bir gizli protokol imzaladı. Buna göre ABD işgal için Irak halkından resmen özür dileyecek



WASHINGTON
Washington Post ve New York Times gazeteleri ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin ilkbaharda İstanbul'da iki kez El Kaide hariç Irak'taki Sünni Direniş Konseyi temsilcileri ile biraraya geldiğini duyurdu. Amerikan basını, bir müzakere sürecinin başlatılması yönünde anlaşmaya varıldığını, bu grupların, Irak'taki siyasi hayata dahil edilmesini amaçladığı belirtilen görüşmelerin, Sünni direniş liderlerinden Ali El Cuburi ile ABD Dışişleri ve Türk yetkililerince doğrulandığını yazdı. Görüşme, El Cuburi'ye göre, Mart ve Mayıs aylarında, ABD yetkililerine göre ise, Mart ve Nisan'da yapıldı. İmzalanan protokolde, 'Müzakerelerin süresi Haziran 2009 tarihini aşmayacaktı ancak Haziran'da planlanan toplantı gerçekleşmedi.


ABD'DEN TARİHİ İSTEKLER

El Cuburi, Sünni grupların görüşme masasında dört başlıca talebi dile getirdiğini belirterek bu talepleri, 2003 işgali için Irak halkından resmen özür dilenmesi, bu gruplara mensup tutukluların serbest bırakılması, Irak'ın yeniden inşası taahhüdü ve bu grupların siyasi hayata katılmasını sağlayacak reformların yapılması olarak sıraladı. New York Times, mutabakata Irak Başbakanı El Maliki'nin tepki göstererek, bunu, “Irak'ın iç işlerine müdahale” olarak nitelediğini yazdı.

25.07.2009
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
69188.jpg




Bush'un işgal gerekçesi: Yecüc - Mecüc geliyor!



Teoloji profesörü Thomas Romer'in anlattıkları, Irak Savaşı'nın perde arkasıyla ilgili çok ilginç bir gerçeği ortaya çıkardı.


10 Ağustos 2009


Haber Merkezi

Irak işgalinden önce bir koalisyon kurmaya çalışan dönemin ABD başkanı George W. Bush, ile desteğini almaya çalıştığı Fransa cumhurbaşkanı Jacques Chirac arasında geçen bir konuşma, eski ABD yönetiminin bakış açısına ışık tutuyor.

Lozan Üniversitesi'nde teoloji profesörü olan Thomas Romer'in aktardığı konuşmanın ayrıntıları, koyu bir Evangelist olan Bush'un, "ortak Hristiyanlık" inancını kullanarak Chirac'ı işgale destek vermeye ikna etmeye çalıştığını gösteriyor.

Romer'in kitabında yer alan bilgilere göre, Fransa eski cumhurbaşkanı Chirac ve George Bush, Irak Savaşı'ndan birkaç hafta önce bir telefon görüşmesi yapıyor.

Bu görüşmede Bush, Fransa liderini savaşa girmeye ikna etmek için, "Ortadoğu'da Yecüc ve Mecüc (Gog-Magog) harekete geçti. İncil'in öngördükleri yaşanmaya başladı. Bu çatışma, Yeni Dünya'nın kurulmasından önce halkının düşmanlarının yok edilmesini isteyen Tanrı'nın dileği. Bana yardım etmelisin" dedi.

Bush'un görüşme sırasında kullandığı "Gog and Mogog" İncil'de Yecüc ve Mecüc anlamında kullanılıyor.

Ancak Chirac Yecüc ve Mecüc'ün kim olduğundan tamamen habersiz olduğu için bu anekdottan bir şey anlamıyor. Daha sonra ise, şimdi bu olayı anlatan teoloji profesörü Thomas Romer ile iletişime geçilerek bilgi isteniyor. Romer de detaylı bir raporla bu bilgiyi Elysee Sarayı'na gönderiyor.

Konuşmayı doğrulayan Chirac, bu ifadeler karşısında "ürktüğünü" ve "bir insanın inançları konusunda nasıl bu kadar fanatik ve hayalci olabileceğini anlayamadığını" söylüyor.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Bağdat'ta hükümet hedef alındı: SALDIRIDA 100 KİŞİ ÖLDÜ



Bağdat'ta eş zamanlı olarak yapılan bombalı-havanlı saldırılarda ölenlerin sayısı 100'e, yaralananların sayısı 550'ye yükseldi ....

Irak'ın başkenti Bağdat'ta aralarında maliye ve dışişleri bakanlıkları ile parlamento binasının da bulunduğu hedeflere yapılan saldırılarda en az 100 kişi hayatını kaybetti. Havan topları ve bombalarla yapılan saldırıda 500'ü aşkın insan da yaralandı. Saldırılar direkt iki bakanlığı hedef aldı. Saldırılar, Bağdat'ın merkezinde bulunan El Salihiye, Hafız El Kadi, Bab El Muazzam, El Beyya ve Kerrade semtlerinde düzenlendi.

Bir havan topu çok sıkı korunan Yeşil Bölge'deki Maliye Bakanlığı, diğeri Parlamento binası, üçüncüsü ise valilik binasının yakınına düştü. Diğer saldırıda ise patlayıcı yüklü araçla Dışişleri Bakanlığı hedef alındı. Saldırılarda ilk belirlemelere göre en az 75 kişi yaşamını yitirdi, 500'den fazla da yaralı var. Yaralıların durumlarının ciddi olmasından dolayı ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.

Dışişleri Bakanlığına düzenlenen saldırının bomba yüklü bir araçla gerçekleştirildiği, olayda çok sayıda ölü ve yaralının olduğu kaydedildi.

090819-Irak-HL-01.hlarge.jpg


Olayda yaralananların çoğunun Bakanlık çalışanı olduğu belirtildi. Saldırılardan hemen sonra Irak güvenlik güçleri ve ambulanslar olay yerine hareket etti. ABD askerlerinin iç güvenlik bölgelerinden çekilmelerinden sonra saldırıların yapılacağı yönünde söylentiler yayılmıştı.

Maliki Sünni isyancıları suçladı


rak Başbakanı Nuri el Maliki, Bağdat'ta en az 95 kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırılar nedeniyle Sünni isyancıları suçladı.

Irak Başbakanı Nuri el Maliki, başkent Bağdat'ta bugün düzenlenen saldırılardan, Sünni isyancıları sorumlu tuttu.

Nuri el Maliki, en 95 kişinin ölümüne, 600'e yakın kişinin de yaralanmasına yol açan saldırılar sonrasında yaptığı açıklamada, hükümetin, ülkedeki güvenlikle ilgili önlemleri gözden geçirmesi gerektiğinin ortaya çıktığını da bildirdi.

ABD birliklerinin, güvenliği Irak güçlerine terkederek 30 Haziran'da kentlerden çekilmelerinden sonra saldırılarda belirgin bir artış gözlenirken, Irak hükümeti de ilk kez güvenlik zaafı bulunduğunu kabul etti.

Maliki, cadde ve köprülerin girişlerini kapatan bariyerleri kaldırarak bunların yeniden açılması yolunda başlattıkları çalışmaların bu tür saldırılarla baltalanmak istendiğini ileri sürerek, ''Hükümet, terörist tehditlerle mücadele çerçevesinde, varolan planlarını ve güvenlik mekanizmalarını gözden geçirmeli'' dedi.

GÜL, TALABANİ'Yİ ARADI
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Irak Cumhurbaşkanı Talabani'yi telefonla arayarak Bağdat'ta meydana gelen terör saldırılarından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Gül, Türkiye'nin, saldırıda yaralanan vatandaşların tedavisi konusunda talep edilen anda harekete geçmeye hazır olduğunu da belirtti.
Kaynak: Ajanslar


 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Iraklı sufi direniş örgütü Nakşibendi Ordusu örgütü mensubu kadınlarSuriye'deki Hamas lideri Halid Meşal'e ziynetlerini bağışladılar.

Suriye'ye giden bir örgüt heyeti Hamas liderine altın takılarıbağışlarken Filistin direnişinin yanında olduklarını vurguladılar.

Hamas lideri Meşal ise Irak direnişinin yardıma ihtiyacı olduğu bir zamanda böyle bir fedakarlığın gurur verici olduğu kaydetti.

Görüşmeye ev sahipliği yapan Suriyeliler ise Gazze ile Bağdat'ı buluşturmaktan memnuniyet duyduklarını kayettiler.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ah o eski zamanlar bi taraftan yaşasaydım diyorum bir taraftanda yaşamasaydım çünkü o zamanların güzelliği şimdiye göre bambaşkaydı niye yaşamasaydım oda insanların çektiği zulümleri görmemek için ne yapalım bizim millet öyle öyle bu zamana geldi allah razı olsun senden kardeşim
Allahcc senden razı olsun gönüldaşımız...
BESMELE...SELAM...DUA...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
280920091621112319258_2.jpg

Irak işgalinin mimarı kansere yenildi
Amerikan New York Times gazetesinin ünlü köşe yazarı William Safire, 79 yaşında kanser hastalığından öldü.
Amerikan New York Times gazetesinin ünlü köşe yazarı William Safire, 79 yaşında kanser hastalığından öldü.
Muhafazakar görüşleriyle tanınan, aynı zamanda dil uzmanı olan ve bir dönem Beyaz Saray'da başkanın konuşma metinleri yazarlığı da yapan Safire, Maryland'da yattığı hastanede hayatını kaybetti.

William Safire, 2001'den 2003'e kadar köşesinde, Saddam Hüseyin'in 11 Eylül saldırılarıyla bağlantısı olduğu yolunda bazı makaleler yazdı. Uçaklardan birini kaçıran Muhammed Atta ile üst düzey bir Irak istihbarat yetkilisinin Nisan 2001'de Prag'da görüşme yaptığını yazan Safire, bunu "tartışmasız bir gerçek" olarak niteledi. 11 Eylül saldırılarıyla ilgili soruşturma komisyonu ise böyle bir görüşmenin hiç yapılmadığını ortaya koydu.

ABD başkanlarından Richard Nixon'ın konuşmalarını 1965'de yazmaya başlayan Safire, Nixon'ın 1974'de Watergate skandalıyla görevinden ayrılmasından kısa süre öncesine kadar da Beyaz Saray'da danışmanlığını yaptı.

New York'ta 1929'da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Safire, girdiği Syracuse Üniversitesini iki yıl sonra, Cumhuriyetçi bir siyaset uzmanı ve yayıncı Tex McCarry'nin yanında çalışmaya başlayınca bıraktı.

Gazetede 1973'de başladığı köşe yazarlığında son 30 yılda özellikle dil üzerine yazdığı gazetenin pazar ekindeki "On Language" köşesiyle de tanındı.

New York Times'a Washington'dan köşe yazarlığı yapan Safire, köşesinin yayınlanmaya başlamasından 5 yıl sonra da Pulitzer Ödülünü kazandı.

Safire'ın dil ve yazı üzerine çok sayıda kitabı bulunuyor. (Anadolu Ajansı)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Tikrit'te işgal devriyesi havaya uçuruldu

iraksecmeoperasyon.jpg

18 Şubat 2010
işgalci Amerikan askerleri devriyesine düzenlenen bombalı saldırıda işgal araçları kullanılamaz hale geldi.

Selahaddin eyaletine bağlı Tikrit şehrinin batısında, Bağdat'ı Selahaddin şehrine bağlayan anayolda devriye gezen işgalci Amerikan zırhlı araçlarını hedef alan bombalı eylemde araçlar tamemen tahrip edilirken beşeri zaiyatlar işgal güçlerinin bölgeyi güvenlik kordonuna alması sebebiyle öğrenilemedi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt