Allah’a kendi isimleri ile dua etmek, duanın kabulüne vesiledir. Bu konuda Peygamberimiz (s.a.v)’den birkaç kanaldan nakledilen hadisi şerifler vardır. Bunlardan biri de Esmaü’l-Hüsna’nın kendilerinin de bulunduğu hadisi şeriftir. Büreyde (r.a)’dan rivayet edilen bir hadisi şerifte, Hz. Peygamber (s.a.v)’in, dua eden bir adamdan şunları işittiği nakledilmektedir: “Allah'ım, şahâdet ettiğim şu hususlar sebebiyle senden talep ediyorum: Sen, kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın, birsin, Samedsin (hiçbir şeye ihtiyacın yok, her şey sana muhtaç), doğurmadın, doğmadın, bir eşin ve benzerin yoktur.” Dediği ve bunun üzerine Efendimiz (s.a.v)’in şöyle buyurduğu nakledilmektedir:
“Nefsimi kudret elinde tutan Zâta yemin olsun, bu kimse, Allah'tan İsm-i Âzàmı adına talepte bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Âzamla dua ederse Allah ona icâbet eder, kim onunla talepte bulunursa (Allah ona dilediğini mutlaka) verir.” Mihcen İbnu'l-Edra' (r.a)’dan nakledilen bir hadiste ise, “günahları için mağfıret” dileyerek, “Allah’ım Sen Gafürsun, Râhimsin!” diyor ve bunu duyan Peygamberimiz (s.a.v); "O mağfiret edildi. !" buyuruyor.
“Nefsimi kudret elinde tutan Zâta yemin olsun, bu kimse, Allah'tan İsm-i Âzàmı adına talepte bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Âzamla dua ederse Allah ona icâbet eder, kim onunla talepte bulunursa (Allah ona dilediğini mutlaka) verir.” Mihcen İbnu'l-Edra' (r.a)’dan nakledilen bir hadiste ise, “günahları için mağfıret” dileyerek, “Allah’ım Sen Gafürsun, Râhimsin!” diyor ve bunu duyan Peygamberimiz (s.a.v); "O mağfiret edildi. !" buyuruyor.