Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ebu Hureyre(r.a)'nin Hadisçiliği (1 Kullanıcı)

Tevhid Davası

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Web Sitesi
www.tevhidvesunnet.com
Değerli müslümanlar ! bilindiği üzere ötedenberi Ehlü’s-sünnet dışındaki bir takım dalle mezhepler tarafından bazı sebeplerden dolayı, başta Kütüb-i Sitte ve diğer hadis kaynaklarında bol bol hadisleri bulunan Ebu Hureyre r.a hakkında ileri geri konuşmalar yapılmaktadır.
Ne yazık ki dün olduğu gibi son zamanlarda da memleketimizde bazı asabi ruhlar arasında onun Peygamber s.a.v’in ağzından yalan hadis uydurmuş bir sahabi olarak tanıtılmağa başlandığını görmüş olmamızdan dolayı bu küçük hacimli çalışmayı ele almayı gerekli gördük.

İnanan kardeşlerimize faidesi olur açısından bu küçük çalışmamızda inşaallah , Ebu Hureyre’nin hayatını hadis tahammülünü ve hadis rivayeti ile alakalı ilmi faaliyetini, ayrıca kendisine yöneltilen acımasız ve batıl tenkitleri ele alıp, konuyla ilgili aydınlatıcı bilgiler vermeye çalışacağız.

Müslüman olmadan önce adı, Abdüşşems olan Ebu Hureyre’ye bu ismin verilmesini kendisi bir rivayette şöyle anlatır :

“ … Ailemin koyunlarını güderdim. Benim küçük bir kediciğim vardı. Geceleyin onu bir ağaca koyar ve gündüz olunca da onu yanıma alır götürürdüm. Onunla oynardım. Bu yüzden bana Ebu Hureyre künyesi verildi. “

Tirmizi : 6.C.4091.n

Ebu Hureyre aslen Yemen’li olup Ezd’in bir kolu olan Devs Kabile sindendir. Hicri 7, miladi 629 tarihinde Yemenli Müslümanlarla birlikte Medine’ye gelmiş ve Hayber’de bulunan Resulullah’ın huzuruna giderek İslamiyeti kabul etmiştir.Yetim olarak büyüyen Ebu Hureyre iman ettiği sıralarda otuz yaşlarında bulunuyordu.

Müslüman olduktan sonra takriben üç seneden fazla bir süre içerisinde Resulullah s.a.v’den hemen - hemen hiç ayrılmayan Ebu Hureyre r.a, Mescidu’n Nebevi’deki Suffe’de kalan ; vakitlerini ilim ve ibadetle geçiren Ashabu’s-suffe arasında barınıyordu.

Ömer r.a zamanında Bahreyn, Muaviye r.a zamanında da Medine valiliği yapmış olan Ebu Hureyre r.a hicri 58 tarihinde vefat etmiştir.

Ebu Hureyre r.a genel olarak şu iki yönden tenkit konusu edilmiştir :


Birinci olarak :
Denilmiştir ki ; Mahammed s.a.v peygamberlik görevini üzerine aldığı andan itibaren kendisine iman eden, sürekli yanında ve yardımında bulunan Sahabe büyükleri değil de, neden Ebu Hureyre kısa bir zaman dilimini içerisinde bu kadar çok hadisin sahibi olabilmiştir ?..

İkinci olarak :Denilmiştir ki ; Ebu hureyre, çeşitli nedenlerden dolayı Peygamber s.a.v’in söylemediği sözleri O’nun ağzından hadis diye uydurmuştur.

Bu tip iddialarda bulunan asrımızın azılı simalarından birisi ; Mahmud Ebu Reyye’dir… Şeyhu’l Madira Ebu Hureyre ed-Devsi, 2. baskı Mısır.

Yine ayni yazarın, Edva’ alas’sünneti’l-Muhammediyye ve difa’un ‘anil’Hadis 2. baskı, Kahire isimli eseri say. 194 …. Ve …. Şerefuddin el-Amili, Ebu Hureyre 1.baskı, Sayda.

Bahsi edilen bu üç eser de, Ebu Hureyre’yi ilmi bir kudretle tedkik ve tenkidden ziyade, rivayetleri hakkında Şüphe uyandırmak ve onu gözden düşürmek gayesi ile Şia ve Mutezile zihniyetini ve kaynaklarını esas alarak yazılmış kitaplardır.

Hatta bu kitablara dikkat edenler şu zalimliği açıkça göreceklerdir ki, bu da ; Ebu Hureyre’nin yalancılığını tesbit edebilmek için kasıtlı olarak bazı rivayetlerin tahrifine gayret sarfetmeleridir.

Hatta aynı kervana katılan Ayetullah Humeyni denilen şahsiyet dahi, Ebu Hureyre hakkında ileri geri konuşanlardandır. İslam Fıkhında Devlet, çev. Hüseyin Hatemi, İst.1979.s.180

Değerli Müslümanlar ! bu şekildeki ilim ve isbattan yoksun zalimce tenkitlere maruz kalan Ebu Hureyre, gerçekten bu asabi ruhların dediği gibi bir insan mı idi acaba ?. Yoksa, hadislerin inkarı için önce bu güzide sahabi’den başlanırsa iş daha da kolaylaşıp ve yüzlerce hadisin toptan ortadan kalkması için daha mı güzel şeytani bir metodtur bu yöntem, gelin hep beraber bunun üzerinde durmaya çalışalım.

EBU HUREYRE’NİN İLME OLAN İŞTİYAKI VE GAYRETİ
Hicri 7, miladi 629 tarihinde Yemen’den Medine’ye gelerek müslüman olan Ebu Hureyre r.a derhal ilim ve ibadetle meşgul olan, bir nevi Peygamber s.a.v’in yatılı talebelerinin bulunduğu Ehlu’s-Suffe arasına yerleşen ve o andan itibaren hadis tahammül ve rivayetinden başka hiç bir şey düşünmeyen değerli bir şahsiyettir.

Çünkü onun hertürlü ihtiyacı Peygamber s.a.v tarafından karşılanıyordu. Bu Resulullah s.a.v’in vefatına kadar aralıksız hep böyle devam etti. O bu durumu arkadaşları tarafından kendisine yöneltilen eleştirilerden birine verdiği cevapda şöyle açıklar :

“ … Siz niçin “ …. Ebu Hureyre, Muhacir ve En’sar’dan farklı olarak Resulullah’dan, daha çok hadis rivayet ediyor ? … “ diyorsunuz. Muhacir kardeşlerim pazarlarda alış-veriş, Ensar’dan olan kardeşlerim ise ziraatle meşgul olurlarken ben karın tokluğuna Resulullah’ın yanından ayrılmıyor, O’nun hadislerini ezberliyordum. Ehl-i Suffe arasında ikamet eden yoksul bir kimse idim. Onlar bulunamazken ben daima Resulullah’ın yanında bulunuyor, onlar unuturlarken ben O’nun hadislerini ezberleyip duruyordum. “

İbn Sa’d : IV, 330-331 – Buhari : 34 Buyu 1, 111, 2-3 - Tehzib, VII / 265 – el-İsa- be : IV, 207.


Onun kişisel olarak ilme ve hadis öğrenmeğe karşı fevkalade bir merakı vardı. Başkaları gibi hareket etmediğini gören Peygamber s.a.v birgün ona : “ Sen arkadaşların gibi ganimet istemeyecek misin ? “ sorusuna 0 : “ Ben senden Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğretmeni istiyorum “ şeklinde cevap vermiştir.

Bidaye : VIlI / 111 - İsabe : IV / 207 – Siyeru A’lamu’n Nubela : 2 / 593

Ebu Hureyre r.a İslam’a olan sevgisinden dolayıdır ki ; Resulullah s.a.v’e ait her türlü bilgiye sahip olma isteği onda adeta tek gaye haline gelmiştir. Bunun içindir ki, Bir gün Mecid-i Nebevi’de Peygamber s.a.v’in huzurunda etmiş olduğu duada arkadaşlarından farklı olarak :

“ Allah’ım ! senden arkadaşlarımın dileklerine ilaveten unutulmayan bir ilim istiyorum “ diye niyazda bulunmuş ve Resulullah s.a.v de : Amin demiştir. Orada bulunan Sahabilerin : “ Ya Resulallah ! unutulmayan ilmi biz de isteriz “ dileklerine karşı Resulü Ekrem : Devs’li gulam sizi geçti, buyurmuştur.

Tehzib : XII, 266.
Ve yine ; daha önce hiç kimseden duymadığı bir soruyu kendisine sorması üzerine Peygamber s.a.v, bu durumu Ebu Hureyre’nin hadise karşı olan iştiyakına bağlamıştır.

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle demiştir : Bir kere : Yâ Rasûlâllâh ! Kıyâmet gününde senin şefâatine en ziyâde kim hak sahibi olacak ? , diye sordum. Buyurdu ki : Yâ Ebâ Hureyre, hadîs öğrenmek için sende gördüğüm hırstan dolayı bu hadîsi senden evvel hiç kimsenin bana sormayacağını zâten tahmîn ediyordum. Kıyâmet gününde halk içinde şefâatime en ziyâde mazhar olacak kimse, kalbinden hâlis olarak Lâ ilâhe illâ`llâh diyendir."

Buhari : 1.c.255.s
Allah Resulü s.a.v’den sadır olan birçok şeyi kısa zamanda öğrenip ezberleme faaliyeti onda ara sıra unutkanlıklar meydana getirdiği için bir gün Peygamber s.a.v’e, kendisinden dinlediği hadisleri unutmamak için dua etmesini söyleyerek şöyle buyurur :

“ … Bir kere Resulullah s.a.v’e dedim ki : Yâ Rasûlâllâh ! senden bir çok şeyler işitiyorum, fakat onları hafızamda tutamıyorum. Resulullah s.a.v buyurdular ki : Ridanı çıkar ve yay. Bunun üzerine ridamı çıkarıp yaydım. Daha sonra Allah resulü s.a.v bir çok hadisler anlattı ve ben anlattığı bu hadisleri asla unutmadım.

Tirmizi : 6.c.4085.n
“ … Müslim’deki rivayet de ise şöyle geçer : “ ………. Allah resulü s.a.v bir gün : Kim elbisesini yayacak ki, bir daha benden işittiği bir şeyi kat'iyyen unutmasın ! , buyurdu. Ben hemen elbisemi yaydım. Tâ ki, sözünü bitirdi. Sonra onu kendime topladım. Bir daha ondan işittiğim bir şeyi unutmadım.

Müslim : 7.c.2492.n

Görüldüğü gibi kendi ifadesine göre Ebu Hureyre r.a o günden sonra hiç bir hadisi unutmamıştır. Şüphesiz ki bu, Resulullah’ın bir mücizesi idi.

Dolayısıyla bilinen bir gerçeği göz ardı etmemek gerekir ki o da : bir işte insanı başarıya götüren en önemli sebeplerin başında, o işe karşı sevgi, iştiyak ve istek gelir. Bu bakımdan Ebu Hureyre’nin yukarıdaki hadislerde belgelenen özelliğini gözardı etmek mümkün değildir.

Ebu Hureyre r.a hakkında tartışma konularından bir diğeri de ; Allah resulü s.a.v’e yakınlıkları ile tanınan Raşit Halifeler ve diğer bir çok güzide sahabiler neden bu kadar çok hadis rivayet etmemiş olmalarıdır.

Ancak bu husus adilene bir şekilde araştırıldığı zaman, hadis tahammül ve rivayet konusunda Ebu Hureyre ile diğer güzide sahabilerin sahip oldukları imkanların oldukça farklı olduğu görülecektir.

Mesela, Ebu Bekir, Ömer İbnu’l-Hatab, Osman İbn Aff, Ali İbn ebu Talib, Talha, Zübeyr ve diğer Sahabe büyükleri daha çok idari işler ve savaşlarla meşgul oldukları için hadis öğrenme ve nakletme işine fazla vakit ayıramamışlardır.

Yine bu zevatın çoğu Resulullah s.a.v ile uzun süre sohbet etme imkanına sahip olduğu ; sulh ve harb zamanlarında hemen hemen O’ndan hiç ayrılmamış bulundukları halde Peygamber s.a.v’in vefatından sonra fazla da yaşamamışlardır. Halbuki hicri 58 tarihinde vefat eden Ebu Hureyre, peygamber s.a.v’in vafatından aşağı yukarı yarım asır sonra vafat etmiştir.

Eğer ; Resulullah hayatta iken onunla beraberliği çok az olmuştur, dolayısıyla bu kadar hadis kısa bir zaman dilimi içerisinde nasıl öğrenilir denilir ise, buna cevap olarak söylenecek sözlerden biri de şudur : Ebu Hureyre r.a bu kadar hadisi peygamber s.a.v’in sağlığında bizatihi ondan öğrendiği gibi, Onun vefatından sonraki çalışmalarında da elde etmiştir. Çünkü Sahabe arasında yalan denilen olay olmadığından dolayı, onlar rahatlıkla birbirlerinden duydukları metinleri resulullah s.a.v şöyle dedi, şöyle yaptı şeklinde anlatabilmekteydiler.

“ … Enes ibn Malik r.a dan. O diyor ki : Vallahi size anlattığımız bütün şeyleri - doğrudan - Allah resulü s.a.v’den duymuş değiliz ; fakat biz birbirimize hiç yalan söylemezdik. “

Hakim : 3 / 575 – Mecmau’z Zevaid : 1.c.690.n

Unutmamak gerekir ki Hadis rivayeti konusunda bir diğer avantaj da ; hadis öğretimi ve hocalığıdır. Ebu Hureyre’nin bu bakımdan da sahip olduğu imkanlar diğerlerinden çok farklıydı. Çünkü o, dört seneye yakın bir zaman içerisinde geceyi gündüze katarak elde ettiği hadis malumatını Peygamber s.a.v’in vefatından sonra da büyük bir aşk ve heyecanla 47 sene boyunca rivayet etmiştir. Hatta inanın sahabiler ve Tabiiler için ilim kaynaklığı vazifesi dahi görmüştür. Yani bir çok meselede kendisine başvurulur olmuştur.

Resullullah s.a.v’in vefatından sonra ölümüne kadar Medine’den ayrılmayan Ebu Hureyre, Mescid-i Nebevi’de oturarak cuma namazlarından önce hatib minbere çıkıncaya kadar Allah Rasulünden rivayetlerde bulunmak suretiyle dinini merak eden samimi müslümanlara hadis dersleri yapmıştır.

Fethu’l Bari : 1 / 173
Yine aynı Mescid’de özel olarak kurduğu hadis dersleri halkası da meşhurdur. 0 burada sadece hadis rivayeti ile meşgul olmamış aynı zamanda gerektiğinde ve kendisine sorulduğunda fetvalar dahi vermiştir.

Nitekim adı, fetva yönünden « orto grub » diye adlandırılan onüç fıkıh bilgini Sahasında kaydedilmektedir.

Nubela : 2 / 440 – İ’lam : 1 / 12

Ve yine Hadis yazma ve yazdırma konusu da onun fazla rivayet sahibi olma sebeplerinden bir diğeridir.

Ebu Hureyre r.a Peygamber s.a.v zamanında yazma işi üzerinde fazla durmamış ama sürekli ezber işinde bulunmuştur.

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle der : Peygamber s.a.v'den çok hadîs öğrenme hususunda Abdullah İbnu Amr hâriç, bana yetişen kimse yoktur. O, beni geçer, zira o yazardı, ben ise yazmazdım ".

Buhari : 1.C.267.s – Tirmizi : 4.C.2805.n – Darimi : 1.C.489.n

Ebu Hureyre daha sonra yazmaya da başlamıştır.

Fethu’l Bari : 1 / 217 – Teratib : 2 / 246

Nitekim yazdığı hadisleri ihtiva eden bir çok kitabını bir defasında Amr ibn Umeyye ed-Damri’ye göstermiştir.

Fethu’l Bari : 1 / 217 – Camiu Beyan : 1 / 74

Bununla beraber Beşir ibn Nehike’de hadis yazdırmıştır. Beşir hadis yazma işi bitip ayrılacağı zaman, yazdıklarını getirip kendisine okur, onun tasvibini alır ve öyle giderdi.

Darimi : 1 / 27 – el- Muhadisu’l Fasıl : 538.s.702.n

Ebu Hureyre r.a’nun hadis okutarak ve yazdırarak yetiştirdiği en önemli talebesi hiç şüphesiz ki Hemmam İbn Münebbih’tir. Tabiun büyüklerinden olan Hemmam ondan bir isnadla 140 hadis işitmiştir.

Tehzib : 11 / 67.106.n

Ebu Hureyre bu hadisleri bizzat ona yazdırmıştır. Hemmam İbn Münebbih’in bu sahifesi “ Sahifetu Hemmam “ diye meşhurdur. Muhammed Hamidullah bu sahifeyi birbirinin ayni olan Berlin ve Şam’da keşfettiği iki el yazmasından neşretmiştir.

Muhtasar Hadis Tarihi ve Sahife-i Hemam İbn Münebbih terc.. K. Kuşçu İst. 1967.

Değerli Müslümanlar ! şunu da asla unutmamak gerekir ki ; bir muhaddis ve ilim adamının sahip olduğu müktesebatının yaygın hale gelmesi, öğretim halkasını teşkil eden talebe sayısı ile yakından alakalı olan bir şeydir. Ebu Hureyre’den hadis öğrenen ve rivayet eden Sahabe ve Tabiin hadiscilerinin sayısının sekiz yüzden fazla olduğu anlatılmaktadır.

İsabe : 4 / 205 – Bidaye : 8 / 103

Dolayısıyle bu kadar rakam göz önünde bulundurulursa, onun muassırları arasındaki ilmi değeri ve hadis kaynaklarını dolduran binlerce rivayetin sahibi olmasının sebep ve sırları kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
 

Tevhid Davası

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Web Sitesi
www.tevhidvesunnet.com
TENKİTÇİLERİ KARŞISINDA EBU HUREYRE’NİN TAVRI

Ebu Hureyre’nin hadise olan iştiyakı, Resulullah s.a.v’in ona bu konuda duası, ezber gücü ve hadis tahammul ve rivayetini hazırlayan şartları anlattıktan sonra, şimdi onun yine fazla rivayeti sebebiyle arkadaşları tarafından kendisine yöneltilen tenkitler karşısındaki tavrına bakalım.

Değerli Müslümanlar ! Ebu Hureyre r.a resulullah s.a.v’den fazla rivayeti sebebiyle en fazla tenkide uğrayan bir sahabidir. Ama o, arkadaşları tarafından yapılan tenkitler karşısında susmamış ve onlara haklı olarak olgun ve ilmi cevaplar vermiştir. Bir defasında şöyle der :

“ … Sizler benim niçin “ …. Ebu Hureyre, Muhacir ve En’sar’dan farklı olarak Resulullah’dan, daha çok hadis rivayet ediyor ? … “ diyorsunuz. Muhacir kardeşlerim pazarlarda alış-veriş, Ensar’dan olan kardeşlerim ise ziraatle meşgul olurlarken ben karın tokluğuna Resulullah’ın yanından ayrılmıyor, O’nun hadislerini ezberliyordum. Ehl-i Suffe arasında ikamet eden yoksul bir kimse idim. Onlar bulunamazken ben daima Resulullah’ın yanında bulunuyor, onlar unuturlarken ben O’nun hadislerini ezberleyip duruyordum. “

İbn Sa’d : IV, 330-331 – Buhari : 34 Buyu 1, 111, 2-3 - Tehzib, VII / 265 – el-İsa- be : IV, 207.


Yine bir defasında da Kur’anı kerimin Bakara suresindeki 159-160 ıncı Ayetlerini okuyarak ;

“ Gerçekten indirdiğimiz belgeleri ve doğru yolu Kitab’da insanlara açıkladıktan sonra, gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem lanetçiler lanet eder. Ancak tevbe edenler, ıslah olanlar ve gerçeği ortaya koyanlar müstesna ; işte onların tevbesini kabul ederim “

şöyle demiştir : eğer bu iki ayet olmasa idi size hadis olarak hiç bir şey rivayet etmezdim.

Ona karşı münferit olarak itiraz edenlerin başında hiç şüphesiz Aişe r.anha gelir. Çok değerli bir hadis tenkitcisi olan Aişe r.anha Ebu Hureyre’nin fazla hadis rivayet etmesini normal karşılamamıştır.

Bir gün Aişe annemiz : “ Ey Ebu Hureyre ! sen Resulullah’dan çok fazla hadis rivayet ediyorsun “ diyerek onu tenkit etmek istemiştir. Bunun karşısında Ebu Hureyre dayanamayarak şöyle karşılık verir : “ Evet anne, vallahi beni ayna ve sürmedanlıklar meşgul etmiyor “ Bunun üzerine Aişe annemiz de sadece “ belki “ diye karşılık vermekle yetinmiştir.

Nubela : 2 / 435 – Bidaye : 8 / 108

Yine Aişe r.anha, Abdullah İbn Ömer’e : “ Yanınızda Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği hadislerden kabul etmeyip, reddettikleriniz var mı ? “ diye sorduğunda 0 : “ Havır, fakat rivayet konusunda Ebu Hureyre cesur, biz ise çekingen ve korkağız “ demiştir. Bu konuşmayı duyan Ebu Hureyre ise : “ Ben ezberledim, onlar unuttular, bun da benim ne günahım var ? “ diye cevap vermiştir.

Nubela : 2 / 437 – İsabe : 4 / 209

Zikri geçen bu rivayetlerde de görüldüğü gibi her ikisi de – yani gerek Aişe r.anha gerekse Abdullah ibn Ömer – bu durum karşısında suküt etmeyi tercih etmişler ve başka bir şey söyleyememişlerdir.

Ebu Hureyre’nin fazla hadis rivayet edişine karşı çıkanlardan birisi de Ömer r.a dur. Hatta Ebu Hureyre bu konuda Ömer’den çok çekinir olmuştur.

Nubela : 2 / 433 – Bidaye : 4 / 106

Ömer İbnu’l Hattab onun hadis rivayetindeki titizlik ve dikkati hususunda edindiği bir tecrübeden sonra hadis rivayeti faaliyetine devam etmesinden memnunluk duyacağını bildirmiştir.

“ … Bir gün Ömer ibnu’l Hattab emirel mü’minin olduğu dönemde Ebu Hureyre’yi yanına çağırtır ve ona :
-Biz Allah resulü s.a.v ile birlikte falan kimsenin evinde iken sen de ordaydın de mi ? der. Ebu Hureyre :
-Evet, ordaydım ve bunu bana niçin sorduğunu da anladım, der. Ömer :
-Niçin sordum ? der. Ebu Hureyre :
-O zaman Peygamber s.a.v : “ Kim kasten benim üzerime yalan uydurursa cehennemdeki oturacağı yerine hazırlansın “ buyurmuş-tular. Ömer :
-O zaman git ve hadis rivayetine devam et, buyurdular. “

Nübela : 2 / 434 – el Bidaye : 8 / 106-107 – el İsabe 4 / 209 – el İhkam : 2 / 246

Ömer r.a’nun Ebu Hureyrenin hadis rivayetine güveninden dolayıdır ki yine bir gün, Hasan İbn Sabit’in mescidde şiir okumasına karşı çıkmıştı. Bunu gören Ebu Hureyre Ömer’e, onun Resulullah’ın huzurunda da aynı yerde şiir okumuş olduğunu haber vermiş ve Ömer’de bu itirazından vazgeçmiştir.

Değerli kardeşlerim ! unutmayalım ki gerek Aişe r.anha’nın, gerekse Ömer ve sahabeden bazılarının Ebu Hureyre’nin çok hadis rivayet etmesine karşı çıkmaları, onun – bir takım asabi ruhların zannettiği gibi – yalan söylediği veya kendi kafasından hadis uydurduğu içi değil, bilakis hata etmesinden, yanılmasından korktukları içindir.

Diğer bir ifadeyle ; Bu kimseler ebu Hureyre’yi adalet yönünden değil, zabt sıfatıyla alakalı hata, yanılma veya unutma gibi ihtimaller olabilir babından eleştirmişlerdir. Ama diğer taraftan - rivayetlerde de görüldüğü gibi - tenkit edenler de gereken cevaplarını almışlardır.

Değerli kardeşlerim ! Ebu Hureyre’nin bu hızlı rivayet faaliyeti aşağı yukarı herkesin dikkatini çekiyordu. Hatta bazıları onu tenkit edebilmek için konu ile ilgisi olmadığı halde hissi ve nefsi davranarak sadece onun çok hadis rivayet etmiş olmasını ileri sürüyorlardı.

Hasan İbn Ali’nin defni ile ilgili olarak Mervan’la aralarında geçen şu münakaşadan bunu anlamak mümkündür.

Ali’nin oğlu Hasan’ın Resulullah s.a.v’in yanına defnedilip edilemiyeceği meselesi tartışma konusu olunca Ebu Hureyre Mervan’ı kendisini ilgilendirmeyen şeylere karışmakla tenkit ederek : “ Senin bu hareketinle - Muaviye’yi kastederek - memnun etmek istediğin kimse var “ dedi. Bunun üzerine Mervar Ebu Hureyre’nin üzerine yürüyerek :

“ Ya Ebu Hureyre ! herkes senin Resulullah’dan çok fazla hadis rivayet etmiş olduğunu söylemektedir. Halbuki sen Peygamber s.a.v’in vefatından az önce gelmiştin “ deyiverdi. Ebu Hureyre diğerlerinde olduğu gibi onu da cevapsız bırakmamış ve :

“ Evet, Allah Resülü’nün yanına hicretin 7. senesinde 0 Hayber’de iken geldim. Vefatına kadar kendisinden hiç ayrılmadım. Devamlı olarak arkasında namaz kıldım. Onunla gazvelere katıldım. Vallahi sahabe arasında O’nun hadislerini en iyi bilen benim. Kureyş ve Ensar’dan O’nun sohbetine benden önce mazhar olan herkes benim Resulullah’a bağlılığımın derecesini bilirler. Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr gibi Sahabe ileri gelenleri bana O’nun hadisleri ile ilgili bilgi sorarlar. Yemin ederim ki, Medine’de bulunduğum süre içinde bana gizli kalmış olan hiçbir hadis yoktur. Bende sorulacak her konuda ilim bulunacaktır. “ demiştir.

Mervan bu inanç ve karar dolu cevabı aldıktan sonra artık Ebu Hureyre ve cevaplarından daima çekinir olmuştur.

Bidaye : 8 / 108 – İsabe : 4 / 209 – Nubela : 2 / 434 - 36

Değerli kardeşlerim ! şüphesiz ki bir ilim adamını en iyi tanıyanlar çevresinde bulunan kimselerdir. Bilindiği üzere Ebu Hureyre’nin hayatı Sahabiler arasında geçmiştir. Hadis öğrenim ve nakline çok meraklı ve istekli olduğu için de hepsinin gözü onun üzerinde olmuştur. Bir bakıma onu sürekli gözetim altında tutmaya çalışmışlar ve biraz önce de zikredildiği gibi yeri geldiğinde de tenkit de etmişlerdir. Ama bütün bunlara rağmen kaynaklarda Ebu Hureyre’nin ilim sahibi arkadaşlarının takdirini kazanmış olduğuna dair de bir çok belgeler mevcuttur.

Peygamber s.a.v’den sonra 50 sene daha yaşamış ve bu müddet zarfında devamlı olarak hadis rivayeti ve fetva işleriyle uğraşan 2630 hadis sahibi Abdullah İbn Ömer, Ebu Hureyre hakkında şunu der :

“ Ebu Hureyre hadis saharasında en iyi, Resulullah’ı en iyi bilen ve hadislerini en çok ezberleyen biridir. “

Abdullah İbn Ömer ebu Hureyre’nin cenazesi sırasında onun “ devamlı olarak Allah Resülü’nün hadislerini müslümanlar için hıfzettiğini “ ifade ederek rahmetle anmıştır.

Usdü’l- Gabe : 3 / 228 - Tehzib : 5 / 330 - İbn Sa’d : 2 / 363 – Nubela : 2 / 435 – İsabe : 4 / 208 - Tedrib s. 205.


Ebu Hureyre’nin serbest tenkitçilerinden olan İbn Ömer, hadis rivayeti ile ilgili bir tartışmada, hakem tayin edilen Aişe r.anha tarafından kendisinin haksız, Ebu Hureyre’nin ise haklı çıkması sonucu : “ Ya Ebu Hureyre ! sen içimizde Resulullah’a en bağlı olanımız ve onun hadislerini gerçekten en iyi bilenimizsin. “ diyerek hakkı kendisine teslim etmiştir.

İbn Hanbel : 2 / 2-3 - İbn Sa’d : 4 / 332

Sahabalerden biri, aşere-i mübeşşere’den olan Talha İbn Ubeydullah’a baş vurmuş, Ebu Hureyre’nin çok hadis rivayet ettiğini ve bu durumun da insanı şüpheye sevkettiğini söyleyerek şikayette bulunmuştur. Taha ise ona şöyle cevap vermiştir :

“ Vallahi onun Resullullah’dan bizim duymadıklarımızı duyguğundan şüphe etmediğim gibi, bilmediklerimizi bildiğinden de şüphe etmem. Bizler varlıklı, iş-güç, ev-bark sahibi kimselerdik. Resulullah’la ancak akşam ve sabah görüşme imkanı bulabiliyorduk, Yoksul bir kimse olan Ebu Hureyre ise daima Peygamber s.a.v ile beraberdi. O’nun yanından bir an bile ayrıldığı vaki değildi. “

Tehzib : 8 / 266-267 – İsabe : 4 / 208 – Bidaye : 3 / 109

Bazı sahabiler bizzat Peygamber s.a.v’den duyma imkanı bulamadıkları hadisleri sahabe arasında Ebu Hureyre’den rivayet etmeyi daha uygun bulmuşlardır.

Ebu Eyyüb el-Ensari’ye kendisinin de ashabdan olduğu halde niçin Ebu Hureyre’ye isnad ederek rivayette bulunduğu sorulmuş o ise bu soruya : “ Ebu Hureyre’nin kendisinin işitmediği hadisleri duyduğunu, binaenaleyh Resulullah’dan bizzat işitmediği hadisleri Ebu Hureyre’den rivayet etmeyi arzu ettiğini “ söyleyerek cevap vermiştir.

Nubela : 2 / 436 – Bidaye : 8 / 109
İyi bir tefsir ve fıkıh alimi Zeyd İbn Sabit de, kendisine bazı şeyler sormak için gelen birine ; Ebu Hureyre’ye gitmelisin, diyerek öğrenmek istediği konuda onun yanında muhakkak bir şeyler bulunabileceğini belirtmiştir.

Zehebi, Tarih : 2 / 336 – Tehzib : 7 / 266 – İsabe : 4 / 208

Ebu Hureyre r.a, hadisleri ezberleme konusunda çok zeki ve titiz olduğu kadar bir çok kalabalık ders halkaları oluşturarak onlara hadis dersleri de vermiştir. Hatta ve hatta hadisler konusunda çok ihtiyatlı, sika, muhhakkık, müfessir, muhaddis ve fakih olan Abdullah İbn Abbas’a dahi hocalık etmiştir.

Tehzib : 5 / 276

Değerli Müslümanlar ! şüphesiz ki Ebu Hureyre’nin bu kadar çok hadisi hıfzederek rivayet etmesi tesadüf eseri değildir. Her şeyden önce bu bir kabiliyet, hafıza gücü ve gayret işidir. Hele hele bu konuda Allah resulü s.a.v’in ona dua edişi asla unutulmamalıdır.

Onun bu özelliklerine de tanıklık edenlerden Ebu Said el-Hudri der ki : “ Ebu Hureyre ilim dolu bir kaptır “

Ebu Salih’de der ki : “ Ebu Hureyre Sahabenin en çok hadis ezberleyenidir “


Nubela : 2 / 430 – İsabe : 4 / 205

İmam Şafii’nin ise : “ Ebu Hureyre zamanındaki hadis ravileri içinde en çok hadis hıfzeden idi “ sözü meşhurdur.

Nubela : 2 / 432 – İsabe : 4 / 205 – Tedrib : 205.s

Hatta : “ Sahabe arasında benden daha çok hadis ezberleyen yoktur “ sözü ebu Hureyre’nin kendisine aittir.

Nubela : 2 / 432
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt