DECCAL
Arapça bir kelime olan Deccal, “yalancı, hilekar; zihinlerde, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran; bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen; her yeri dolaşan kötü ve uğursuz kişi” gibi anlamlara sahiptir. Sözlükte, bir şeyi örtmek, yaldızlamak veya boyamak manasındaki ‘decl’ kökünden türemiş bir sıfat olup, çok yalancı, aldatıcı, hilekâr demektir Deccâl’ ile ilgili Kur’an’da her hangi bir bilgi yoktur ‘Deccâl’ ve onun faaliyetleriyle ilgili bilgiler hadislerde bulunmaktadır Daha çok ta ‘mesih deccâl- yalancı mesih’ olarak geçmektedir.
Peygamberimiz (sav) hadislerinde, kıyamet kopmadan önce Deccal'in muhakkak çıkacağını belirtirken, Deccal'in nasıl bir ortamda ortaya çıkacağını da bildirmiştir. Deccal'in çıktığı dönem; din ahlakının yaşanmadığı, Allah'ın açıkça inkar edildiği, ahlaksızlığın, karmaşanın, savaşların, çatışmaların çok yaygınlaştığı, terörün, cinayetlerin ve şiddetin günlük hayatın bir parçası haline geldiği bir dönem olacaktır. Tarih boyunca dünya üzerinde anarşi ve kargaşanın yaşandığı dönemler olmuştur, ancak Deccal'in neden olduğu karmaşa ve kaos ortamı, tarihin hiçbir döneminde eşi görülmemiş büyüklükte olacaktır.
Günümüzde dünyanın durumu ise, Peygamber Efendimizin hadislerinde tarif ettiği ahir zaman ile büyük benzerlikler göstermektedir. Hadislerde bu dönemde fitnenin (karmaşa ve bozgunculuğun), anarşinin ve şiddetin yaygınlaşacağı dünyada huzurun kalmayacağı insanların kargaşa,kaos ve kıtlık gibi pek çok sıkıntı ile mücadele edeceği, kötülüğün ve fesadın yaygınlaşacağı bildirilmiştir. Bu dönemde, karmaşa ve huzursuzluğun yaygınlaşmasına neden olan, insanları ahlaksızlığa ve kötülüğe iten, kitleleri inkara ve isyana yönlendiren, terörün ve şiddetin kaynağı haline gelen fikri altyapı ise Deccal'dir. Deccal'in ahlaksızlığı yaymada kullandığı metod iyiyi kötü, kötüyü iyi göstermesi olacaktır
Deccal ile İlgili Hadisler
RE. 97/6. Deccal'in sol gözü kör ve alnında "kâfir" diye yazılıdır. Gözlerinin üzerinde de kalın bir perde vardır.Hz. Enes RA
Hz. Abdullah B. Ömer’in bildirdiğine göre, Hz. Resulüllah (sav): “Bu gece (rüyada) kendimi Kabe’nin yanında gördüm. Bir de ne göreyim ki kısa ve kıvırcık saçlı, sağ gözü kör olan bir adamı görmeyeyim mi? Bu kimdir diye sorduğumda “Bu Mesih-üd deccal’dir” dediler buyurdu”[4]
Peygamberimizin rüyasında gördükten sonra söylediği hadiste deccali kızıl renkte sol gözü kör ve alnında kafir yazılı olduğunu söylemiş ve okuma bilen bilmeyen onu okuyacaktır demiştir .Rüya tabirlerine göre Buradan şunu anlamaktayız. Deccalin kızıl renkte olması kötü bir insan olmasına , yalancı olmasına; kısa boylu olması fitne ve fesat çıkartacağına , yeryüzünde pek çok kötü olay gerçekleştireceğine, baskıcı zorba birisi olduğunu göstermektedir.Sol gözünün kör olması veya üzüm salkımı gibi dışarı çıkık olması onun gerçeklerden habersiz olmasına işarettir. Yaptıklarını da Allah tan gafil olarak ,bilmeyerek yaptığını göstermektedir.Alnında kafir yazılıdır denmesi de hareketlerinde , tavırlarında yaptığı icraatlerde kendini açıkça Allah a inanan bir kimse olmadığını, tanrı konusunda bilgisiz olduğunu gösterecektir.
Pek çok insan cahilce deccal in sol gözünün kör ,yanında cennet ,cehennem var olarak alnında kafir yazılı olarak geleceğini zanneder. Din bir imtihandır. İmtihanda ise “akla kapı açılır, irade elinden alınmaz.” Böyle olunca, kıyamet alametlerinin herkesin görüp anlayacağı şekilde çıkmalarını beklemek yanlış olur. Mesela alnında “bu kâfir” yazan bir deccal beklemek bence çok cahilce bekleyiştir. İmtihanın ne anlamı kalır.
Bu tür hadisler hep misal ve benzerlikle anlatılır. Hadis ilmini araştırırsanız anlarsınız.mesela sol gözünün kör olma meselesini aşağıdaki adresten okuyabilirsiniz. Her söylediğim şeyi size burada ayrıca açıklayamayacağım. Yoksa yazım çok uzar. Sizler merak ettikleriniz konusunda araştırma yapınız.http://www.tefekkurdergisi.com/icerik.asp?dergi=22&konu=791
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Deccal çıktığı vakit beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ateş olarak gördüğü tatlı sudur; halkın su olarak gördüğü ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüm düş(meyi kabul et)sin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur."
HadisNo : 5011 /Buhari, Fiten 26, Enbiya 50; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebu Davud, Melâhim 14, (4315
Pek çok hadis araştırmalarımda aynı hadis farklı sahabeler tarafından birbirine benzer nakledilmiş. Yukarda ki hadis de ateş ve su yerine cehennem ve cennet diye de iletilmiştir.Bu hadisten şunu anlamaktayız. Deccal in çok güçlü,dünyaya hakim bir sisteminin olduğu,Dünya ekonomisini elinde tutuğu,Pek çok ulus ve ülke liderlerinin arkasından giderek yanında cennet ve cehennem gibi alemlere kapı açıldığı anlaşılmaktadır.Deccal bir şehre gelir o ülke liderine ve halkına bana itaat edin, beni dost seçin ardımdan gelin der. Eğer o ülke lideri ona uyarsa deccal onu över orada bolluk bereketlik başlar, ticaret anlaşmaları yaygınlaşır. Deccalin ardından gidenler onunla alışverişe başlar, ayrıca deccal para ve mal desteği de sağlar.Ve bir de bakmışınız ki orada hadisteki gibi yağmurlar yağmakta , bolluk ve bereketlik olmaktadır. Ancak bu hal aslında bir sıkıntıdır.O ülke ve halkı hiçbir zaman rahat ve huzurlu olamayacaktır. Emperyalizm etkisindedir artık. Psikolojik ve manen huzursuzlardır artık.
Eğer o ülke halkı deccal e uymazsa hadisde denildiği gibi orada kıtlık başlar., ambargolar koyar. Hiçbir ülke ve toplum onunla alışveriş yapamaz. O ülkenin liderine karşı birtakım kimseleri kışkırtır.Halkının içinde ikilik ve bozgunculuk çıkartır. İşte bu durumda deccal in cehennemidir. Ancak bu hal ona uymakdan daha iyidir.Kendi içinde serin ve cennetdedir. Bu hal o ülke ve lideri için daha iyidir.Psikolojik ve manen huzur içinde olacaklardır.
Deccal, Medine geçitlerine girmesi kendisine haram kılınmış olarak çıkacak. Derken (Medine civarındaki) bazı ekimsiz yerlere kadar gelir. O gün insanların en hayırlısı olan -Veya en hayırlılarından- bir kimse onun karşısına çıkar ve: "Sen Resulullah (sav)`ın bize haber verdiği Deccal`sin!" der. Oradakiler: "Hayır!" derler. Deccal onu öldürür ve sonra diriltir. Dirilttiği zaman adam. "Allah`a yemin olsun. Senin hakkında hiçbir vakit bugünkünden daha basiretli olmamıştım!" der. Deccal onu tekrar öldüreyim mi di(yerek öldürmek isteye)cek, fakat musallat edilmeyecek."
HadisNo : 5010
Buhari, Fiten 27, Fedailu'l-Medine9; Müslim, Fiten 112, (2938
RE. 97/8. Deccal her yere varır, yalnız dört mescidin bulunduğu yere varamaz: Mescid-i Haram, Mescid-i Medine, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Tur-i Sinâ.
RE. 486/5. Deccal Mekke ve Medine'ye giremez. Hz. Aişe RA
RE. 486/4. Medine'ye Deccal korkusu girmez. O günü Medine'nin yedi kapısı vardır ve her birinde de ikişer melek duracaktır. Hz. Ebubekir RA
Hadislerde belirtildiği üzre İslamın ana yerleri olan Mekke ve Medine de Allah ın ve Resulünün bulunduğu yerlerdir.Bu yerler islamı temsil ettiği için deccal buraya girmeye yeltenmeyecektir. Çünki dünyada bu duruma çok büyük tepki doğacağını bilmektedir. Pek çok ulus lideri tepki gösterecek, göstermese halklar büyük tepki gösterecektir. İşte deccalin korktuğu ve Allah ın şehre girişini engellediği melekler bu düşünce bu melekedir.İşte bu nedenledir ki Mekke ve Medine ye giremez. Ancak yakınlarına kadar gelir .O arada bulunan Yeryüzünün en hayırlılarından birisi Allah ın sevdiği mehdi oradadır.Bu ülke lideri deccal e sen deccal sin der.O bölgede bulunan diğer ülke liderleri hayır o deccal değildir derler.Ya bilemedikleri içindir yada deccal in şerrinden korktukları içindir. Sonra Deccal onu Öldürür. Ancak bu öldürme kılıçla vurup öldürme olarak anlaşılmasın.Yani deccal Kendisinin hakimiyetliğini kabul etmeyen, ona boyun eğmeyen o ülkeye ordusuyla saldırır. O zaman ki insanlar ve peygamberimiz buğünü ve bugünün silahlarını ve terimlerini bilemedikleri için benzetme misal ve kendi zamanlarının anlatım tarzıyla bunu yapmışlardır. Bu en doğal durumdur . Ayrıca hadislerde benzerlik ve benzetmeler kullanılır..Bu konuyla ilgili hadis ilminde araştırma yapabilirsiniz.Aslında Bu kişi ,o ülkedir.Ona kılıçla vurup ortadan ikiye ayırır. Yani o ülkeyi iki ayrı parçaya böler.Yada halkı iki ayrı guruba ayrılır. Sonra o ülkeyi tekrar bir araya getirir.Birleştirir, Yani tekrar diriltmiş olur. Hadiste Dirilttiği zaman adam , Allah`a yemin olsun. Senin hakkında hiçbir vakit bugünkünden daha basiretli olmamıştım!" der. Sen gerçekten deccal sin der. Ancak deccal artık güç yetiremez. Çünki İSA ortaya çıkmıştır.Artık gerçekler ortaya çıkmaktadır. Yalancılıkları her ülkeye yayılmakta güçsüzleşmekte ve taraftarını kaybetmektedir. Her ulus artık bir noktada İSA nın fikirleri doğrultusunda birlik ve beraberlik için toplanmaya başlamaktadır.
951 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Deccalı duyan ondan kaçsın Vallahi, kişi ona gelir de, saçtığı şüpheli şeylerden dolayı onu mümin zanneder ve ona tâbi olur " imran radıyallahu anh Ebû Dâvud r verir.(2)
Bu hadisde deccalin çok yalancı olduğu. Mümin gibi hareket eder gözükeceğini bildirmektedir. Ülke liderlerine ben yardım severim dünyaya birlik ve beraberlik getireceğim der. Bak şu ülke tehlikeli silah üretiyor, Yarın bizlere saldırır ,bozgunculuk çıkartır der. Yalan söyleyip yaldızlayarak onu kötü göstermeyi başarır. Diğer ülke liderleri Deccal i mümin zannederek ona uyarlar.Sonra bak şu ülke lideri bizleri sevmiyor şunu şunu yapıyor der. O kan döken terörist olarak gösterir.Yalan söyleyerek ve kendisi bizzat o yalanı oluşturarak, Bunlar bozgunculuk yapıyor bunlarla alışverişi kesin der. Diğer ülke liderleri de söylediklerini doğru zannederek ona uyarlar.
RE. 346/8. İslâmın usülleri (tutanakları) teker teker bozulacak ve halkı dalâlete düşürücü hükümet adamları çıkacak ve ondan sonra da onların izi üzerine üç deccal gelecek. Hz. Huzeyfe RA
Gerçekten de İslam ın usülleri bozulmuş, Halkı dalalete düşüren basiret sahibi olmayan birtakım ülke liderleri çıkacak ve onların üzerine üç büyük deccal gelecektir. Burada en son ve en tehlikeli üç deccal den bahsedilmektedir.
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Deccal zuhur etmeden önce yetmiş Deccal zuhur edecektir’’
Bu hadiste daha önce de pek çok deccal çıkacağını sayılarının yetmiş kadar olacağını bildirmektedir. Bunlarda yalanlar söyleyerek insanları kandıracaktır. Ancak Deccal zuhur etmeden önce derken son ve tehlikeli Deccalden bahseder. Yani büyük deccal den bahseder.O büyük deccal kendinin tanrı olduğunu şeytanlar yoluyla duyurur.
4995 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Otuz kadar yalancı Deccaller çıkmadıkça Kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah'ın elçisi olduğunu zanneder."
Tirmizi, Fiten 43, (2219); Ebu Dâvud, Melâhim 16, (4333, 4334, 4335).
Farklı kişilerden rivayet edilen bu hadiste de 30 kadar deccal in geleceği haber verilmektedir.Ancak önemli olan bu yalancıların hepside kendisinin Allah ın elcisi olduğunu zannetmesidir. Büyük deccal de Allahın elçisi olduğunu zannedecektir.
Rivayette var ki, "Deccal çıktığı gün bütün dünya işitir ve kırk günde dünyayı gezer ve harikulâde bir eşeği vardır.ki kulagı arasında kırk arşın bir mesafe olacaktır ’’
Büyük deccal çıktığı gün onu bütün dünya işitir. Çünki büyük deccal büyük bir olayla çıkacaktır ki onu işitsinler. Kendi kurmuş olduğu büyük bir yalanla kendini ilan eder.Bütün Televizyon, Radyo ,İnternet aracılığıyla bütün dünya onu işitir.Kırk günde dünyayı gezer ve harkulade bir eşeği vardır iki kulağı arası kırk arşın gibi mesafe derken onun uçağından bahsetmektedir. Gerçekten de bir uçakla bütün dünyayı kırk günde gezebilirsiniz.
DECCAL iLE İLGİLİ DİGER HADİSLER
RE. 362/1. Deccal sizin gibi, belki de sizden hayırlı bir kavme yetişecek. Bir ümmet ki b RE. 518/3. Deccal'den evvel, yetmiş küsur deccal olacaktır.
RE. 477/10. Yetmiş tane yalancı çıkmadan kıyamet kopmaz Başında ben, sonunda İsâ AS geliyor, Allah onları hor etmez. Hz. Abdurrahman ibn-i Cübeyr
RE. 362/1. Deccal sizin gibi, belki de sizden hayırlı bir kavme yetişecek. Bir ümmet ki başında ben, sonunda İsâ AS geliyor, Allah onları hor etmez. Abdurrahman ibn-i Cübeyr RA
RE. 319/11. Beyt-i Makdis'in mâmur olmasını, Medine'nin harab olması takip eder. Onu da Melhame'nin çıkışı ve onu da Kostantıniyye'nin fethi takip eder. Onu ise Deccal'in çıkması takip eder. Hz. Muaz RA (sıralamaya dikkat ettiniz mi)
RE. 258/4. Dört fitne olacak; kan, mal ve ırz mubah kılınacak ve dördüncü ise Deccal fitnesi olacak. Hz. İmran ibn-i Husayn RA
RE. 485/9. Bir müslümana, canının çıkmasından hoş bir şey olmadıkça (canından bezmedikçe) Deccal çıkmaz.Hz. İbn-i Mes'ud RA
RE. 506/9. Deccal'e Isfahan yahudilerinden yetmişbin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır. Hz. Enes RA
RE. 508/2. Deccal, Horasan tarafından çıkar. Ona bir kavim tabi olur ki, yüzleri meşin gibidir. Hz. Ebubekir RA (horosan istikametinden denilmiştir.)
RE. 506/9. Deccal'e Isfahan yahudilerinden yetmişbin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır. Hz. Enes RA (Bu yazıyı bitirdikten sonra bu hadisi tekrar okuyunuz.)
"Hiçbir peygamber gönderilmemiştir ki, ümmetini tek gözü kör, çok yalancı Deccal ile korkutmuş olmasın. Haberiniz olsun! Onun tek gözü kördür. Yüce Rabbiniz ise kör değildir. Onun iki gözü arasında Kâfir yazılmış olacaktır." (Ebu Davud c. 4., s. 116
"Allah'ın gönderdiği her peygamber, ümmetini onunla inzar etti. Nuh aleyhisselam ümmetini onunla inzar etti, ondan sonra gelen peygamberler de. O, sizin aranızda çıkacak. Onun hali sizden gizli kalmayacak. Rabbinizin tek gözlü olmadığı size kapalı değildir. O ise sağ gözü kör birisidir. Onun gözü, sanki (salkımdan) dışa fırlamış bir üzüm dânesi gibidir. (İki gözünün arasında ke-fe-re yani kâfir yazılmış olacaktır. Bunu her müslüman okuyacaktır)."
Buhari, Fiten 27; Müslim, Fiten 100-103, (169)-(2933).
İŞTE BÜYÜK DECCAL
"Otuz kadar yalancı Deccaller çıkmadıkça Kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah'ın elçisi olduğunu zanneder."Tirmizi, Fiten 43, (2219); Ebu Dâvud, Melâhim 16, (4333, 4334, 4335).
Peygamber olduğunu söyleyen büyük deccal
ABD Başkanı George W. Bush, sabahın erken saatlerinde kalkıp dini kitaplar okuyor. Kabine toplantıları da dualarla başlıyor. Bush kendisine sorulan basit soruları bile İncil'den örnekler vererek cevaplıyor. "Yaradan" kelimesini dilinden düşürmeyen Başkan, görevinin kendisine Tanrı tarafından verildiğine inanıyor.Fransız Le Nouvel Observateur Dergisi Amerika Başkanı George W. Bush'un dünya üzerinde yaşayan 500 milyon "Evangelist"in en önemli dini liderlerinden biri olduğunu yazdı.
Valilik dönemlerinde Bush'u tanıyanlar onun kendisi hakkında "kutsal bir görev aldığını" söylediğini anlatıyorlardı. Zaten konuşmalarından bir kısmı da Evangelist kilisesinin ateşli savunucularından Michael Garson tarafından yazılıyordu. Vali olarak başarı kazanan Bush için yeni adımlar atma zamanı gelmişti. "Yaratan beni seçti" diyen Bush, Evangelist kilisesinin desteğiyle başkanlık yarışına da büyük bir hızla geldi. Başarısız olması hemen hemen imkansızdı çünkü Bush'a yapılan maddi yardımların dışında medya desteği de inanılacak gibi değildi.
Evangelist televizyon kanalı "The Family Channel" (Aile Kanalı) da rahipler, "Yaratanın bana 2004 seçimlerinin tam bir patlama olacağını söylediğini duyuyorum. Bush çok kolay bir şekilde seçimleri kazanacak... Yaradan onu destekliyor çünkü o iyi bir Hıristiyan. Yaratan onun dünyanın başına gelmesini istiyor..." şeklinde konuşuyorlardı. Dedikleri de oldu ve ülkede yaşayan yaklaşık 70 milyon Evangelist Bush'a destek verdi, Bush da Beyaz Saray'ın kapılarını fazla zorlanmadan aralamış oldu. Fakat Bush'un başkan seçilmesi onun söylemini değiştirmedi, aksine daha da belirginleştirdi.
Onu pek çok yayın organları övüyor ve büyütüyor du. Bush ve Evangelist düşünceyi medyada ilk inceleyenlerden biri hiç kuşkusuz Amerikan Newsweek Dergisi oldu. "Bush ve Yaradan" isimli bir dosya hazırlayan dergi, Bush'un vaaz kitapları okuduğunu, en çok sevdiği kitabın yazarı Oswald Chambers'ın "1917 yılında Mısır'da Türk askerlerine karşı savaşan Anzak 'lara moral verdiğini yazmıştı. Bush'un aldığı politik olsun ya da olmasın tüm kararlarının ardında Billy Graham ve oğlu Frank Graham'ın olduğunu belirten dergi, "Bush, Başkan olmasını da, Irak Savaşı'nı da Allah'ın iradesine bağlıyor. Bu görevleri yerine getirmek için Başkan olduğuna inanıyor" diye yazmıştı
Amerika Başkanı Bush tüm yaşamını ve politik kararlarını dini kurallara göre yönlendirdiğinden, o kitapların birden beğeni toplamaya başlaması politik anlamı açısından incelenmeli.Bush, 11 Eylül saldırısı olduktan hemen sonra kendisinin bir haçlı seferi başlatacağını açıklayarak niyetini açıkça belli etti. Bu son derece ürkütücü bir tavırdı. Çünkü ait olduğu mezhep göz önüne alındığından işin sonu kıyamet gününe kadar ulaşabilirdi.Ben, Irak’ta başlatılan savaşın dini, mistik konular dikkate alınmadan anlaşılamayacağını her zaman savundum. Tek boyutlu açıklama çabaları bana hep eksik geldi. Burnumuzun dibinde büyük, çok büyük bir gelişme yaşanıyordu. Hem fiilen hem de mistik boyutuyla bizleri içine çekmeye başlayan bir gelişmeydi bu.
Irak Savaşı aslında hiç de görüldüğü gibi değil, sadece petrol ve çıkar da değildi.ardında birçok dini etken olan bir savaştı. Ve olup bitenleri sadece Evangelistler anlıyordu. Evangelistler Amerika'yı tamamen ele geçirdikten sonra asıl hedefe yani dünyayı evangelistleştirmeye yönelmişti
Teoloji profesörü Thomas Römer Irak Savaşı’nın perde arkasıyla ilgili çok ilginç bir gerçeği ilk kez ortaya çıkardı. Buna göre Fransa eski cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve ABD Başkanı George Bush, Irak Savaşı’ndan birkaç hafta önce bir araya geldi. Bu toplantıda Bush,
Fransa liderini savaşa girmeye ikna etmek için,“Ortadoğu’da Yecüc ve Mecüc (Gog-Magog) harekete geçti. İncil’in öngördükleri yaşanmaya başladı. Bana yardım etmelisin” dedi.Ancak Chirac Yecüc ve Mecüc’ün kim olduğundan tamamen habersiz olduğu için bu anekdottan bir şey anlamadı. Bush’a da hissettirmedi. Chirac, Yecüc-Mecüc raporu istedi
Toplantıdan hemen sonra Fransız yetkililer Lozan Üniversitesi’nde profesör olan İncil uzmanı Thomas Römer ile iletişime geçti.Durumu kendisine anlattılar ve Yecüc ile Mecüc hakkında bilgi istediler.Römer de detaylı bir raporla bu bilgiyi Elysee Sarayı’na iletti.Bush kendini kurtarıcı sanıyor .Kendini bir peygamber olarak görüyordu. Hıristiyanlığın Evangelist mezhebinden olan George Bush, daha önce defalarca politik kararlarını dini inançlarına göre almakla suçlanmıştı.Evangelistler Mesih’in İsrail’den geleceğini düşünüyor.
Bu nedenle Bush’un ve yakınlarının Evangelist inancı, yönetimin İsrail’e yakınlığını açıklamak için de kullanılıyor. Bazı din adamları ise konuşmalarında sık sık Tanrı sözcüğünü kullanan ve dünyayı kurtarmaktan bahseden Bush’un kendini Mesih zannettiği yönünde yorumlar yapıyor. Aslında o mesih değildi. Deccal in ta kendisiydi.
Bush’un o garip konuşması
ABD Başkanı Haziran 2003′te yani Irak’ın işgalinden dört ay sonra Mısır’ın Şarm el-Şeyh beldesinde Filistin heyetiyle bir araya gelmiş,burada Irak savaşı konusunda çok ilginç açıklamalar yapmıştı:“Tanrı bana ‘George, git Afganistan’daki teröristlerle savaş’ dedi,
gittim savaştım. ‘George, git, Irak’taki despotluğu bitir’ dedi, bitirdim.Şimdi bana Tanrı’nın ‘Git, Filistinlilerin devlet kurmasını sağla, İsraillileri güvenliğe kavuştur, Ortadoğu’ya barış getir’ dediğini hissediyorum.Tanrı’nın izniyle bunları da yapacağım...”
Artık Sovyetler birliği de yıkılınca Dünya da tek etkin güç olmaya başladı.Pekçok ülke ona çok yönden muhtaç olduğundan ve yalanlarıyla kandırmalarından onun ardından gittiler.Fransa'yı "iyi-kötü" savaşı için yanında isteyen Bush, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a yazdığı mektupla Cumhurbaşkanı'nı tam anlamıyla şoke etmeyi başarmıştı! "Magog ve Gog" kavramlarından yani İyi-Kötü savaşından bahsetmişti. Chirac, bu felsefeyle bir savaş başlatılamayacağını söyleyip Bush'un yanında yer almayacağını kati bir dille ifade etti.
Günümüzde Ortadoğu topraklarında yaşanan gelişmeler Deccal'in ta kendisidir.
Arapça bir kelime olan Deccal, “yalancı, hilekar; zihinlerde, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran; bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen; her yeri dolaşan kötü ve uğursuz kişi” gibi anlamlara sahiptir. Sözlükte, bir şeyi örtmek, yaldızlamak veya boyamak manasındaki ‘decl’ kökünden türemiş bir sıfat olup, çok yalancı, aldatıcı, hilekâr demektir Deccâl’ ile ilgili Kur’an’da her hangi bir bilgi yoktur ‘Deccâl’ ve onun faaliyetleriyle ilgili bilgiler hadislerde bulunmaktadır Daha çok ta ‘mesih deccâl- yalancı mesih’ olarak geçmektedir.
Peygamberimiz (sav) hadislerinde, kıyamet kopmadan önce Deccal'in muhakkak çıkacağını belirtirken, Deccal'in nasıl bir ortamda ortaya çıkacağını da bildirmiştir. Deccal'in çıktığı dönem; din ahlakının yaşanmadığı, Allah'ın açıkça inkar edildiği, ahlaksızlığın, karmaşanın, savaşların, çatışmaların çok yaygınlaştığı, terörün, cinayetlerin ve şiddetin günlük hayatın bir parçası haline geldiği bir dönem olacaktır. Tarih boyunca dünya üzerinde anarşi ve kargaşanın yaşandığı dönemler olmuştur, ancak Deccal'in neden olduğu karmaşa ve kaos ortamı, tarihin hiçbir döneminde eşi görülmemiş büyüklükte olacaktır.
Günümüzde dünyanın durumu ise, Peygamber Efendimizin hadislerinde tarif ettiği ahir zaman ile büyük benzerlikler göstermektedir. Hadislerde bu dönemde fitnenin (karmaşa ve bozgunculuğun), anarşinin ve şiddetin yaygınlaşacağı dünyada huzurun kalmayacağı insanların kargaşa,kaos ve kıtlık gibi pek çok sıkıntı ile mücadele edeceği, kötülüğün ve fesadın yaygınlaşacağı bildirilmiştir. Bu dönemde, karmaşa ve huzursuzluğun yaygınlaşmasına neden olan, insanları ahlaksızlığa ve kötülüğe iten, kitleleri inkara ve isyana yönlendiren, terörün ve şiddetin kaynağı haline gelen fikri altyapı ise Deccal'dir. Deccal'in ahlaksızlığı yaymada kullandığı metod iyiyi kötü, kötüyü iyi göstermesi olacaktır
Deccal ile İlgili Hadisler
RE. 97/6. Deccal'in sol gözü kör ve alnında "kâfir" diye yazılıdır. Gözlerinin üzerinde de kalın bir perde vardır.Hz. Enes RA
Hz. Abdullah B. Ömer’in bildirdiğine göre, Hz. Resulüllah (sav): “Bu gece (rüyada) kendimi Kabe’nin yanında gördüm. Bir de ne göreyim ki kısa ve kıvırcık saçlı, sağ gözü kör olan bir adamı görmeyeyim mi? Bu kimdir diye sorduğumda “Bu Mesih-üd deccal’dir” dediler buyurdu”[4]
Peygamberimizin rüyasında gördükten sonra söylediği hadiste deccali kızıl renkte sol gözü kör ve alnında kafir yazılı olduğunu söylemiş ve okuma bilen bilmeyen onu okuyacaktır demiştir .Rüya tabirlerine göre Buradan şunu anlamaktayız. Deccalin kızıl renkte olması kötü bir insan olmasına , yalancı olmasına; kısa boylu olması fitne ve fesat çıkartacağına , yeryüzünde pek çok kötü olay gerçekleştireceğine, baskıcı zorba birisi olduğunu göstermektedir.Sol gözünün kör olması veya üzüm salkımı gibi dışarı çıkık olması onun gerçeklerden habersiz olmasına işarettir. Yaptıklarını da Allah tan gafil olarak ,bilmeyerek yaptığını göstermektedir.Alnında kafir yazılıdır denmesi de hareketlerinde , tavırlarında yaptığı icraatlerde kendini açıkça Allah a inanan bir kimse olmadığını, tanrı konusunda bilgisiz olduğunu gösterecektir.
Pek çok insan cahilce deccal in sol gözünün kör ,yanında cennet ,cehennem var olarak alnında kafir yazılı olarak geleceğini zanneder. Din bir imtihandır. İmtihanda ise “akla kapı açılır, irade elinden alınmaz.” Böyle olunca, kıyamet alametlerinin herkesin görüp anlayacağı şekilde çıkmalarını beklemek yanlış olur. Mesela alnında “bu kâfir” yazan bir deccal beklemek bence çok cahilce bekleyiştir. İmtihanın ne anlamı kalır.
Bu tür hadisler hep misal ve benzerlikle anlatılır. Hadis ilmini araştırırsanız anlarsınız.mesela sol gözünün kör olma meselesini aşağıdaki adresten okuyabilirsiniz. Her söylediğim şeyi size burada ayrıca açıklayamayacağım. Yoksa yazım çok uzar. Sizler merak ettikleriniz konusunda araştırma yapınız.http://www.tefekkurdergisi.com/icerik.asp?dergi=22&konu=791
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Deccal çıktığı vakit beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ateş olarak gördüğü tatlı sudur; halkın su olarak gördüğü ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüm düş(meyi kabul et)sin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur."
HadisNo : 5011 /Buhari, Fiten 26, Enbiya 50; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebu Davud, Melâhim 14, (4315
Pek çok hadis araştırmalarımda aynı hadis farklı sahabeler tarafından birbirine benzer nakledilmiş. Yukarda ki hadis de ateş ve su yerine cehennem ve cennet diye de iletilmiştir.Bu hadisten şunu anlamaktayız. Deccal in çok güçlü,dünyaya hakim bir sisteminin olduğu,Dünya ekonomisini elinde tutuğu,Pek çok ulus ve ülke liderlerinin arkasından giderek yanında cennet ve cehennem gibi alemlere kapı açıldığı anlaşılmaktadır.Deccal bir şehre gelir o ülke liderine ve halkına bana itaat edin, beni dost seçin ardımdan gelin der. Eğer o ülke lideri ona uyarsa deccal onu över orada bolluk bereketlik başlar, ticaret anlaşmaları yaygınlaşır. Deccalin ardından gidenler onunla alışverişe başlar, ayrıca deccal para ve mal desteği de sağlar.Ve bir de bakmışınız ki orada hadisteki gibi yağmurlar yağmakta , bolluk ve bereketlik olmaktadır. Ancak bu hal aslında bir sıkıntıdır.O ülke ve halkı hiçbir zaman rahat ve huzurlu olamayacaktır. Emperyalizm etkisindedir artık. Psikolojik ve manen huzursuzlardır artık.
Eğer o ülke halkı deccal e uymazsa hadisde denildiği gibi orada kıtlık başlar., ambargolar koyar. Hiçbir ülke ve toplum onunla alışveriş yapamaz. O ülkenin liderine karşı birtakım kimseleri kışkırtır.Halkının içinde ikilik ve bozgunculuk çıkartır. İşte bu durumda deccal in cehennemidir. Ancak bu hal ona uymakdan daha iyidir.Kendi içinde serin ve cennetdedir. Bu hal o ülke ve lideri için daha iyidir.Psikolojik ve manen huzur içinde olacaklardır.
Deccal, Medine geçitlerine girmesi kendisine haram kılınmış olarak çıkacak. Derken (Medine civarındaki) bazı ekimsiz yerlere kadar gelir. O gün insanların en hayırlısı olan -Veya en hayırlılarından- bir kimse onun karşısına çıkar ve: "Sen Resulullah (sav)`ın bize haber verdiği Deccal`sin!" der. Oradakiler: "Hayır!" derler. Deccal onu öldürür ve sonra diriltir. Dirilttiği zaman adam. "Allah`a yemin olsun. Senin hakkında hiçbir vakit bugünkünden daha basiretli olmamıştım!" der. Deccal onu tekrar öldüreyim mi di(yerek öldürmek isteye)cek, fakat musallat edilmeyecek."
HadisNo : 5010
Buhari, Fiten 27, Fedailu'l-Medine9; Müslim, Fiten 112, (2938
RE. 97/8. Deccal her yere varır, yalnız dört mescidin bulunduğu yere varamaz: Mescid-i Haram, Mescid-i Medine, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Tur-i Sinâ.
RE. 486/5. Deccal Mekke ve Medine'ye giremez. Hz. Aişe RA
RE. 486/4. Medine'ye Deccal korkusu girmez. O günü Medine'nin yedi kapısı vardır ve her birinde de ikişer melek duracaktır. Hz. Ebubekir RA
Hadislerde belirtildiği üzre İslamın ana yerleri olan Mekke ve Medine de Allah ın ve Resulünün bulunduğu yerlerdir.Bu yerler islamı temsil ettiği için deccal buraya girmeye yeltenmeyecektir. Çünki dünyada bu duruma çok büyük tepki doğacağını bilmektedir. Pek çok ulus lideri tepki gösterecek, göstermese halklar büyük tepki gösterecektir. İşte deccalin korktuğu ve Allah ın şehre girişini engellediği melekler bu düşünce bu melekedir.İşte bu nedenledir ki Mekke ve Medine ye giremez. Ancak yakınlarına kadar gelir .O arada bulunan Yeryüzünün en hayırlılarından birisi Allah ın sevdiği mehdi oradadır.Bu ülke lideri deccal e sen deccal sin der.O bölgede bulunan diğer ülke liderleri hayır o deccal değildir derler.Ya bilemedikleri içindir yada deccal in şerrinden korktukları içindir. Sonra Deccal onu Öldürür. Ancak bu öldürme kılıçla vurup öldürme olarak anlaşılmasın.Yani deccal Kendisinin hakimiyetliğini kabul etmeyen, ona boyun eğmeyen o ülkeye ordusuyla saldırır. O zaman ki insanlar ve peygamberimiz buğünü ve bugünün silahlarını ve terimlerini bilemedikleri için benzetme misal ve kendi zamanlarının anlatım tarzıyla bunu yapmışlardır. Bu en doğal durumdur . Ayrıca hadislerde benzerlik ve benzetmeler kullanılır..Bu konuyla ilgili hadis ilminde araştırma yapabilirsiniz.Aslında Bu kişi ,o ülkedir.Ona kılıçla vurup ortadan ikiye ayırır. Yani o ülkeyi iki ayrı parçaya böler.Yada halkı iki ayrı guruba ayrılır. Sonra o ülkeyi tekrar bir araya getirir.Birleştirir, Yani tekrar diriltmiş olur. Hadiste Dirilttiği zaman adam , Allah`a yemin olsun. Senin hakkında hiçbir vakit bugünkünden daha basiretli olmamıştım!" der. Sen gerçekten deccal sin der. Ancak deccal artık güç yetiremez. Çünki İSA ortaya çıkmıştır.Artık gerçekler ortaya çıkmaktadır. Yalancılıkları her ülkeye yayılmakta güçsüzleşmekte ve taraftarını kaybetmektedir. Her ulus artık bir noktada İSA nın fikirleri doğrultusunda birlik ve beraberlik için toplanmaya başlamaktadır.
951 Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Deccalı duyan ondan kaçsın Vallahi, kişi ona gelir de, saçtığı şüpheli şeylerden dolayı onu mümin zanneder ve ona tâbi olur " imran radıyallahu anh Ebû Dâvud r verir.(2)
Bu hadisde deccalin çok yalancı olduğu. Mümin gibi hareket eder gözükeceğini bildirmektedir. Ülke liderlerine ben yardım severim dünyaya birlik ve beraberlik getireceğim der. Bak şu ülke tehlikeli silah üretiyor, Yarın bizlere saldırır ,bozgunculuk çıkartır der. Yalan söyleyip yaldızlayarak onu kötü göstermeyi başarır. Diğer ülke liderleri Deccal i mümin zannederek ona uyarlar.Sonra bak şu ülke lideri bizleri sevmiyor şunu şunu yapıyor der. O kan döken terörist olarak gösterir.Yalan söyleyerek ve kendisi bizzat o yalanı oluşturarak, Bunlar bozgunculuk yapıyor bunlarla alışverişi kesin der. Diğer ülke liderleri de söylediklerini doğru zannederek ona uyarlar.
RE. 346/8. İslâmın usülleri (tutanakları) teker teker bozulacak ve halkı dalâlete düşürücü hükümet adamları çıkacak ve ondan sonra da onların izi üzerine üç deccal gelecek. Hz. Huzeyfe RA
Gerçekten de İslam ın usülleri bozulmuş, Halkı dalalete düşüren basiret sahibi olmayan birtakım ülke liderleri çıkacak ve onların üzerine üç büyük deccal gelecektir. Burada en son ve en tehlikeli üç deccal den bahsedilmektedir.
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Deccal zuhur etmeden önce yetmiş Deccal zuhur edecektir’’
Bu hadiste daha önce de pek çok deccal çıkacağını sayılarının yetmiş kadar olacağını bildirmektedir. Bunlarda yalanlar söyleyerek insanları kandıracaktır. Ancak Deccal zuhur etmeden önce derken son ve tehlikeli Deccalden bahseder. Yani büyük deccal den bahseder.O büyük deccal kendinin tanrı olduğunu şeytanlar yoluyla duyurur.
4995 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Otuz kadar yalancı Deccaller çıkmadıkça Kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah'ın elçisi olduğunu zanneder."
Tirmizi, Fiten 43, (2219); Ebu Dâvud, Melâhim 16, (4333, 4334, 4335).
Farklı kişilerden rivayet edilen bu hadiste de 30 kadar deccal in geleceği haber verilmektedir.Ancak önemli olan bu yalancıların hepside kendisinin Allah ın elcisi olduğunu zannetmesidir. Büyük deccal de Allahın elçisi olduğunu zannedecektir.
Rivayette var ki, "Deccal çıktığı gün bütün dünya işitir ve kırk günde dünyayı gezer ve harikulâde bir eşeği vardır.ki kulagı arasında kırk arşın bir mesafe olacaktır ’’
Büyük deccal çıktığı gün onu bütün dünya işitir. Çünki büyük deccal büyük bir olayla çıkacaktır ki onu işitsinler. Kendi kurmuş olduğu büyük bir yalanla kendini ilan eder.Bütün Televizyon, Radyo ,İnternet aracılığıyla bütün dünya onu işitir.Kırk günde dünyayı gezer ve harkulade bir eşeği vardır iki kulağı arası kırk arşın gibi mesafe derken onun uçağından bahsetmektedir. Gerçekten de bir uçakla bütün dünyayı kırk günde gezebilirsiniz.
DECCAL iLE İLGİLİ DİGER HADİSLER
RE. 362/1. Deccal sizin gibi, belki de sizden hayırlı bir kavme yetişecek. Bir ümmet ki b RE. 518/3. Deccal'den evvel, yetmiş küsur deccal olacaktır.
RE. 477/10. Yetmiş tane yalancı çıkmadan kıyamet kopmaz Başında ben, sonunda İsâ AS geliyor, Allah onları hor etmez. Hz. Abdurrahman ibn-i Cübeyr
RE. 362/1. Deccal sizin gibi, belki de sizden hayırlı bir kavme yetişecek. Bir ümmet ki başında ben, sonunda İsâ AS geliyor, Allah onları hor etmez. Abdurrahman ibn-i Cübeyr RA
RE. 319/11. Beyt-i Makdis'in mâmur olmasını, Medine'nin harab olması takip eder. Onu da Melhame'nin çıkışı ve onu da Kostantıniyye'nin fethi takip eder. Onu ise Deccal'in çıkması takip eder. Hz. Muaz RA (sıralamaya dikkat ettiniz mi)
RE. 258/4. Dört fitne olacak; kan, mal ve ırz mubah kılınacak ve dördüncü ise Deccal fitnesi olacak. Hz. İmran ibn-i Husayn RA
RE. 485/9. Bir müslümana, canının çıkmasından hoş bir şey olmadıkça (canından bezmedikçe) Deccal çıkmaz.Hz. İbn-i Mes'ud RA
RE. 506/9. Deccal'e Isfahan yahudilerinden yetmişbin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır. Hz. Enes RA
RE. 508/2. Deccal, Horasan tarafından çıkar. Ona bir kavim tabi olur ki, yüzleri meşin gibidir. Hz. Ebubekir RA (horosan istikametinden denilmiştir.)
RE. 506/9. Deccal'e Isfahan yahudilerinden yetmişbin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır. Hz. Enes RA (Bu yazıyı bitirdikten sonra bu hadisi tekrar okuyunuz.)
"Hiçbir peygamber gönderilmemiştir ki, ümmetini tek gözü kör, çok yalancı Deccal ile korkutmuş olmasın. Haberiniz olsun! Onun tek gözü kördür. Yüce Rabbiniz ise kör değildir. Onun iki gözü arasında Kâfir yazılmış olacaktır." (Ebu Davud c. 4., s. 116
"Allah'ın gönderdiği her peygamber, ümmetini onunla inzar etti. Nuh aleyhisselam ümmetini onunla inzar etti, ondan sonra gelen peygamberler de. O, sizin aranızda çıkacak. Onun hali sizden gizli kalmayacak. Rabbinizin tek gözlü olmadığı size kapalı değildir. O ise sağ gözü kör birisidir. Onun gözü, sanki (salkımdan) dışa fırlamış bir üzüm dânesi gibidir. (İki gözünün arasında ke-fe-re yani kâfir yazılmış olacaktır. Bunu her müslüman okuyacaktır)."
Buhari, Fiten 27; Müslim, Fiten 100-103, (169)-(2933).
İŞTE BÜYÜK DECCAL
"Otuz kadar yalancı Deccaller çıkmadıkça Kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah'ın elçisi olduğunu zanneder."Tirmizi, Fiten 43, (2219); Ebu Dâvud, Melâhim 16, (4333, 4334, 4335).
Peygamber olduğunu söyleyen büyük deccal
ABD Başkanı George W. Bush, sabahın erken saatlerinde kalkıp dini kitaplar okuyor. Kabine toplantıları da dualarla başlıyor. Bush kendisine sorulan basit soruları bile İncil'den örnekler vererek cevaplıyor. "Yaradan" kelimesini dilinden düşürmeyen Başkan, görevinin kendisine Tanrı tarafından verildiğine inanıyor.Fransız Le Nouvel Observateur Dergisi Amerika Başkanı George W. Bush'un dünya üzerinde yaşayan 500 milyon "Evangelist"in en önemli dini liderlerinden biri olduğunu yazdı.
Valilik dönemlerinde Bush'u tanıyanlar onun kendisi hakkında "kutsal bir görev aldığını" söylediğini anlatıyorlardı. Zaten konuşmalarından bir kısmı da Evangelist kilisesinin ateşli savunucularından Michael Garson tarafından yazılıyordu. Vali olarak başarı kazanan Bush için yeni adımlar atma zamanı gelmişti. "Yaratan beni seçti" diyen Bush, Evangelist kilisesinin desteğiyle başkanlık yarışına da büyük bir hızla geldi. Başarısız olması hemen hemen imkansızdı çünkü Bush'a yapılan maddi yardımların dışında medya desteği de inanılacak gibi değildi.
Evangelist televizyon kanalı "The Family Channel" (Aile Kanalı) da rahipler, "Yaratanın bana 2004 seçimlerinin tam bir patlama olacağını söylediğini duyuyorum. Bush çok kolay bir şekilde seçimleri kazanacak... Yaradan onu destekliyor çünkü o iyi bir Hıristiyan. Yaratan onun dünyanın başına gelmesini istiyor..." şeklinde konuşuyorlardı. Dedikleri de oldu ve ülkede yaşayan yaklaşık 70 milyon Evangelist Bush'a destek verdi, Bush da Beyaz Saray'ın kapılarını fazla zorlanmadan aralamış oldu. Fakat Bush'un başkan seçilmesi onun söylemini değiştirmedi, aksine daha da belirginleştirdi.
Onu pek çok yayın organları övüyor ve büyütüyor du. Bush ve Evangelist düşünceyi medyada ilk inceleyenlerden biri hiç kuşkusuz Amerikan Newsweek Dergisi oldu. "Bush ve Yaradan" isimli bir dosya hazırlayan dergi, Bush'un vaaz kitapları okuduğunu, en çok sevdiği kitabın yazarı Oswald Chambers'ın "1917 yılında Mısır'da Türk askerlerine karşı savaşan Anzak 'lara moral verdiğini yazmıştı. Bush'un aldığı politik olsun ya da olmasın tüm kararlarının ardında Billy Graham ve oğlu Frank Graham'ın olduğunu belirten dergi, "Bush, Başkan olmasını da, Irak Savaşı'nı da Allah'ın iradesine bağlıyor. Bu görevleri yerine getirmek için Başkan olduğuna inanıyor" diye yazmıştı
Amerika Başkanı Bush tüm yaşamını ve politik kararlarını dini kurallara göre yönlendirdiğinden, o kitapların birden beğeni toplamaya başlaması politik anlamı açısından incelenmeli.Bush, 11 Eylül saldırısı olduktan hemen sonra kendisinin bir haçlı seferi başlatacağını açıklayarak niyetini açıkça belli etti. Bu son derece ürkütücü bir tavırdı. Çünkü ait olduğu mezhep göz önüne alındığından işin sonu kıyamet gününe kadar ulaşabilirdi.Ben, Irak’ta başlatılan savaşın dini, mistik konular dikkate alınmadan anlaşılamayacağını her zaman savundum. Tek boyutlu açıklama çabaları bana hep eksik geldi. Burnumuzun dibinde büyük, çok büyük bir gelişme yaşanıyordu. Hem fiilen hem de mistik boyutuyla bizleri içine çekmeye başlayan bir gelişmeydi bu.
Irak Savaşı aslında hiç de görüldüğü gibi değil, sadece petrol ve çıkar da değildi.ardında birçok dini etken olan bir savaştı. Ve olup bitenleri sadece Evangelistler anlıyordu. Evangelistler Amerika'yı tamamen ele geçirdikten sonra asıl hedefe yani dünyayı evangelistleştirmeye yönelmişti
Teoloji profesörü Thomas Römer Irak Savaşı’nın perde arkasıyla ilgili çok ilginç bir gerçeği ilk kez ortaya çıkardı. Buna göre Fransa eski cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve ABD Başkanı George Bush, Irak Savaşı’ndan birkaç hafta önce bir araya geldi. Bu toplantıda Bush,
Fransa liderini savaşa girmeye ikna etmek için,“Ortadoğu’da Yecüc ve Mecüc (Gog-Magog) harekete geçti. İncil’in öngördükleri yaşanmaya başladı. Bana yardım etmelisin” dedi.Ancak Chirac Yecüc ve Mecüc’ün kim olduğundan tamamen habersiz olduğu için bu anekdottan bir şey anlamadı. Bush’a da hissettirmedi. Chirac, Yecüc-Mecüc raporu istedi
Toplantıdan hemen sonra Fransız yetkililer Lozan Üniversitesi’nde profesör olan İncil uzmanı Thomas Römer ile iletişime geçti.Durumu kendisine anlattılar ve Yecüc ile Mecüc hakkında bilgi istediler.Römer de detaylı bir raporla bu bilgiyi Elysee Sarayı’na iletti.Bush kendini kurtarıcı sanıyor .Kendini bir peygamber olarak görüyordu. Hıristiyanlığın Evangelist mezhebinden olan George Bush, daha önce defalarca politik kararlarını dini inançlarına göre almakla suçlanmıştı.Evangelistler Mesih’in İsrail’den geleceğini düşünüyor.
Bu nedenle Bush’un ve yakınlarının Evangelist inancı, yönetimin İsrail’e yakınlığını açıklamak için de kullanılıyor. Bazı din adamları ise konuşmalarında sık sık Tanrı sözcüğünü kullanan ve dünyayı kurtarmaktan bahseden Bush’un kendini Mesih zannettiği yönünde yorumlar yapıyor. Aslında o mesih değildi. Deccal in ta kendisiydi.
Bush’un o garip konuşması
ABD Başkanı Haziran 2003′te yani Irak’ın işgalinden dört ay sonra Mısır’ın Şarm el-Şeyh beldesinde Filistin heyetiyle bir araya gelmiş,burada Irak savaşı konusunda çok ilginç açıklamalar yapmıştı:“Tanrı bana ‘George, git Afganistan’daki teröristlerle savaş’ dedi,
gittim savaştım. ‘George, git, Irak’taki despotluğu bitir’ dedi, bitirdim.Şimdi bana Tanrı’nın ‘Git, Filistinlilerin devlet kurmasını sağla, İsraillileri güvenliğe kavuştur, Ortadoğu’ya barış getir’ dediğini hissediyorum.Tanrı’nın izniyle bunları da yapacağım...”
Artık Sovyetler birliği de yıkılınca Dünya da tek etkin güç olmaya başladı.Pekçok ülke ona çok yönden muhtaç olduğundan ve yalanlarıyla kandırmalarından onun ardından gittiler.Fransa'yı "iyi-kötü" savaşı için yanında isteyen Bush, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a yazdığı mektupla Cumhurbaşkanı'nı tam anlamıyla şoke etmeyi başarmıştı! "Magog ve Gog" kavramlarından yani İyi-Kötü savaşından bahsetmişti. Chirac, bu felsefeyle bir savaş başlatılamayacağını söyleyip Bush'un yanında yer almayacağını kati bir dille ifade etti.
Günümüzde Ortadoğu topraklarında yaşanan gelişmeler Deccal'in ta kendisidir.