Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir haftalık Evliya :) (1 Kullanıcı)

celiski

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Mar 2007
Mesajlar
48
Tepki puanı
0
Puanları
0
Televizyonda dinî bir program seyrediyorum. Ekrandaki kişi, ilâhiyat fakültelerinin birinde dekan olmalı. Eski asırlardaki mâneviyat büyüklerinden bahsederken:

– Onlar, göz ucuyla da olda nîsâ tâifesine bakmazlarmış, diyor. Nerede şimdi o büyük evliyâlar?

Duyduğum sözler damarıma dokunuyor. Ve her Müslüman’ın yapması gereken bir şeyin hiç yapılmıyormuş gibi gösterilmesi, beni tâ can evimden vuruyor. Biraz düşündükten sonra müthiş bir karar alıyor ve kendi kendime söz veriyorum: Hocanın “nîsâ tâifesi” dediği hanımlara, konuşmak için bile olsa bir hafta boyunca bakmayacak ve zamanımızda da büyük evliyâlar olduğunu ispatlayacağım.

Program bittikten sonra ekmek almak için dışarı çıkıyorum. Daha merdivenleri inerken, alt kata yeni taşındığını söyleyen kiracılarla karşılaşıyorum. Evde ne kadar kadın, kız, çoluk, çocuk varsa hepsi kapıda. Hanımlardan biri, benim Türkiye sınırlarını aşan sohbetimi duymuş olmalı. Daha görür görmez:

– Vayyy!… Cüneyd bey, diyor. Kızlarımın tarifinden tanıdım. Çay içmeye geleceğiz inşallah.


Ben aldığım karar gereği hemen başımı eğerken:

– Hoş geldiniz efendim, diyorum. İnşallah memnun kalırsınız komşuluğunuzdan.

Duyduğum seslerden, kalabalığın içinde bir de erkek çocuk olduğu anlaşılıyor. Ona bakayım derken kazayla hanımları da görürüm diye gözlerimi kaldıramıyorum yerden. Çocuk, ablası olacak kızlardan birine fısıldayıp:

– Ben sana, bu adamın kendini beğenmiş bir züppe olduğunu söylemiştim, diyor. Yüzümüze bile bakmıyor kasıntı.

Hemen arkasından yaşlı bir kadın sesi:

– Vah evlâdım vah, diyor. Ne kadar da mahcupmuş zavallıcık. Anlaşılan küçükken çok dövmüşler.

Her evliyânın başına gelen sıkıntılar benim de başıma geliyor tabi ki. Aceleyle merdivenlerden iniyor ve sokağa atıyorum kendimi. Metodum gayet basit: Yürürken sadece yere doğru bakacak ve bana doğru yaklaşan kişilerin ayakkabılarından erkek olduğunu anladığımda, başımı kaldırıp rahatça yürüyebileceğim.

Bu büyük buluşumu uygulamak üzere daha birkaç adım attığımda, neye uğradığımı şaşırıyorum. Moda mıdır nedir bilmiyorum ama, hanımların çoğunda pantolon var. Altlarında da aynen benimkiler gibi ucu küt. Tabanı geniş erkek ayakkabısı veya koca koca asker postalları. Anlaşılan dikkatli olmalıyım. Başımı hiç kaldırmadan giderken, yanımdan geçen kadınların seslerini duyuyorum. Bir tanesi arkadaşına hitaben:

– Bu adamda bir tuhaflık var ayol, diyor. Boşuna dememişler “dost başa, düşman ayağa bakarmış” diye.

Diğer kadın, daha farklı görüşte. Benden uzaklaşıp duvar dibine kaçarken:

– Benim de gözüm tutmadı kardeş, diyor. Belli ki çapkının teki. Yere bakan, yürek yakan cinsindendir mutlaka.

Ben, yine evliyâ sabrıyla ve aynı şekilde yürürken, birden ne olduğunu anlayamadan kendimden geçiyor ve ilaç kokulu bir yerde gözlerimi açıyorum. Yattığım yerin etrafında, beyaz elbiseli genç kızlar dolanıyor. Verdiğim söz gereği hemen gözlerimi kapatarak nerede olduğumu kestirmeye çalışırken, hastanede olduğumu anlıyor ve başucumdaki hemşirelerin konuşmalarına kulak veriyorum. Kızlardan biri, gözlerimin kapandığını farkedince:

– Yine kendinden geçti zavallı, diyor. Bu üçüncü bayılışı. Önündeki elektrik direğini görmemiş.

Hemşirelerin yanında, bir de erkek bakıcı olmalı. Sinir sinir gülüp:

– Biraz önceki elektrik kesintisi, demek ki bu yüzden gelmiş diyor. Adamın kafasındaki şişliğe bakılırsa, Allah bilir devirmiştir direği.

Ayağa kalkabilsem, ben neyi devireceğimi çok iyi biliyorum ama ne mümkün. Başım dönme dolap gibi dönüyor, beynim feci zonkluyor.

Biraz sonra bir erkek doktor geliyor yanıma. Ve beni görür görmez:

– Geçmiş olsun Cüneyd abi, diyor. Çok fena çarptığın için sağ gözünü bandajladık. Bir müddet tek gözle idare et.

Neyse, zor da olsa biraz sonra çıkıyorum oradan. Ama artık akıllandığım için yere falan baktığım yok. Yeni metoduma göre, sağlam kalan sol gözümle yol kenarındaki apartmanların üst katlarına bakacak ve karşıdan gelen insanları siluet olarak farkedip yolumu bulacağım.

Yeni planımın çok başarılı olduğunu düşünürken, seslerinden anladığım kadarıyla manavdan alışveriş yapan bir kadın, yanındaki arkadaşına beni gösterip:

– Şu terbiyesize bak, diyor. Tek gözlü olduğuna aldırmadan balkondaki kızları seyrediyor. Öbür gözün de kör olsun inşallah.

Can sıkıntısından sıcak sular boşalıyor tepemden. Ne kadar masum olduğumu nereden bilsin zavallı. Ben, söylenenlere sabretmeye çalışarak yine üst katlara bakarken, sanki o yükseklerden düşüyormuş gibi bir halle tekrar geçiyorum kendimden.

Anlaşılan yine hastanedeyim. Biraz önceki hemşirelerden biri:

– Hayret ya! diyor. Bu yine aynı adam. Kanalizasyon çukuruna düşmüş bu sefer.

Bir anda anlıyorum başıma gelen felaketi. Üstüm başım, çöplüklerden beter kokuyor, bütün kemiklerimle birlikte sağlam zannettiğim gözüm de sızlıyor. Hastaneden bir an önce kaçabilmek ve eve dönüp temizlenebilmek için sağa sola bakınırken, bir türlü göremiyorum etrafımı.

Yine aynı doktor:

– Boşuna uğraşma abi, diyor. Morardığı için öbür gözünü de bandajladık. Bir haftacık sabretmen gerekiyor.

Ben, bu süre içinde ne yapacağımı düşünürken, daha önceki hastabakıcı hemşirelere laf atarak:

– Cüneyd abi size fena tutuldu, diyor. Baksanıza saatte bir uğruyor.

Bu adama sinirimden ateşler basıyor yüzümü. İyileşir iyileşmez hastaneye üçüncü kez uğrayıp onun gözlerini de benimkine benzeteceğim kesin. Her ne ise, beni bir ambulansa bindirip eve gönderdiklerinde, alt kattaki komşularımıza rastlıyorum yine. Sanki beni bekliyorlar kapıda. Hanım ve kızları, “geçmiş olsun” dileklerini ayrı ayrı iletirken, çocukları olacak o haylaz velet, yine haince fısıldıyor ablasının kulağına:

“Bizim züppe cezasını bulmuş” diyerek.

Komşularımızın yardımıyla merdiveni çıkıp içeri girerken, kendi kendime verdiğim sözü bir hafta boyunca eksiksiz olarak tutacağım için yine de seviniyor ve “Evliyâ sözü, işte böyle olur” diye kasılıyorum.

Gözlerim açıldığında, ne yapacağımı şimdilik bilmiyorum. Ama bir haftalık da olsa, evliyâlık güzel birşey değil mi?

Cüneyt Suavi - 40 Gram Tebessüm - Zafer Yayınları
 

suveyda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Nis 2007
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: bir haftalık evliye:)

RE: bir haftalık evliye:)

süper... ya böyle işte evliyalık kolay iş degil, biz begendigimiz kişilere evliya gibi adam deriz hemen ama bu adam evliya olmasada onun gibi yaşamaya çalışmış başına gelenlere bak :)ALLAH RAZI OLSUN
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: bir haftalık evliye:)

RE: bir haftalık evliye:)

SA ÇOK GÜZEL BİR YAZI AMA HAKATEN ÖYLE BİR ÇAĞDA YAŞIYORUZKİ SOKAKTA YÜRÜMEK BİLE NEKADAR GÜNAH GİZLİYOR CENABI MEVLAM CÜMLEMİZİ AFFETSİN
 

nohco

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2007
Mesajlar
140
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: bir haftalık evliye:)

RE: bir haftalık evliye:)

SABIR VE DUA ILE
 

menekse_87

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2007
Mesajlar
182
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: bir haftalık evliye:)

RE: bir haftalık evliye:)

Allah razı olsunB)
 

tugba_m

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2006
Mesajlar
606
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: bir haftalık evliye:)

RE: bir haftalık evliye:)

Emeğinize sağlık.Allah(c.c) razı olsun
 

serife07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Kas 2006
Mesajlar
446
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: bir haftalık evliye:)

RE: bir haftalık evliye:)

ALLAH (C.C.) RAZI OLSUN PAYLAŞIM İÇİN...EMEĞİNE SAĞLIK...
 

metfamu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
592
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: bir haftalık evliye:)

RE: bir haftalık evliye:)

s.a. çok güzel bir yazı kardeşim bayıldım .ama nerdeyse bakmayacaktım bu yazı yeni evlilere galiba diye.başlığınız yanlış olmuş Allaha emanet olun
 

GEVHER

Yönetici
Katılım
9 Eyl 2008
Mesajlar
3,971
Tepki puanı
2,515
Puanları
163
Eskilerden bir paylaşım...


Okurken hem tebessüm ettiren hem de düşündüren bir yazı.
Ağlanacak halimize gülüyoruz sözü ''cuk'' diye oturuyor bu duruma.

Yeniden okumak ve okutmak amacıyla güncelleyelim inşaAllah.
 

melek4545

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
3,460
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
31
Konum
İstanbul
Allah razı olsun

Evliya gibi olmaya çalışmakta bence çok güzel bir davranış
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt