Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

BİLİM EFENDİMİZ’İ (SAV) GERİDEN TAKİP EDİYOR (1 Kullanıcı)

gunahkar_8174

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Nis 2007
Mesajlar
30
Tepki puanı
0
Puanları
0
Hayat, varlığın nûrudur; hayat, her şeyin başı ve esası olarak, her şeyi her bir canlıya mal eder ve bir şeyi bütün eşyaya malik hükmüne geçirir. Hayat, çokluk âleminde bir çeşit vahdet tecellisidir ve çoklukta Ehadiyet'in bir aynasıdır." Hayat, bilhassa onun en mükemmel şekli olan insan hayatı o derece önemlidir ki, Kur'ân-ı Kerim, her bir insanı nev' olarak ele alır ve bundandır ki, bir insanı öldürmeyi bütün insanlığı öldürmüş, bir insanı diriltmeyi de bütün insanlığı diriltmiş gibi kabûl eder. Bu öldürme ve diriltme, insanın hem maddî, hem de mânevî hayatı cihetiyle olduğundan, dînî ilimlerle birlikte tıp ilmi de Efendimiz (sav)'in dilinde bir arada zikredilmiş ve O, kalplerin dirilmesi kadar, vücudun hayâtiyetine de önem vermiştir. Allah Rasûlü (sav)'in tıpla ilgili hadisleri pek çoktur; hadis külliyatında olduğu kadar, konuyla alâkalı yazılmış kitaplarda da bulunabilecek bu hadis-i şeriflerin ihtiva ettiği tıbbî gerçekler, yeni yeni modern tıbbın sahasına girmekte ve her sahada olduğu gibi, bu sahada da ilimler Efendimiz'i (sav) çok geriden takip etmektedir. Bu hususta, tıp açısından dikkatimizi yeni yeni çeken hususlardan biri de, dünyanın uydusu olarak Ay'ın duygularımız üzerinde yaptığı te'sirdir ve bilhassa dolunay, çoğu kişilerde meydana getirdiği gerilimle suç işlemeğe sebep olabilmektedir. Ay'ı işaretle, "Şu ğâsikın şerrinden Allah'a sığının" buyuran İki Cihan Güneşi, ihtimal Ay'ın bu husûsiyetine de dikkat çekiyordu. O'nun, hicrî ayların 13. 14 ve 15'inci günleri oruç tutmayı tavsiye buyurmasının altında, bir illet değil, tabiî ki bir hikmet olarak, bu günlerde işlenebilecek suçlara mani olmak bakımından, orucun insanı suçtan alıkoyma husûsiyetine dikkat çekme yatıyor olabilir.

Zaman ilerledikçe Kur'ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Nebeviye gençleşiyor. Modern ilim geliştikçe on dört asır önce gelen Ümmî Zat'ın yaşadığı ve tavsiye ettiği hayatın en mükemmel hayat tarzı olduğu daha iyi idrak ediliyor ve getirdiği ilâhî beyan ve mesajlar daha iyi anlaşılıyor. "De ki, hamdolsun Allah'a. O âyetlerini sizlere gösterecek siz de onları tanıyacaksınız." (Neml, 27/93).
"Kur'ân'ın hak olduğu onlar için apaçık ortaya çıkıncaya kadar Biz onlara delillerimizi hem dış âlemde hem de nefislerinde göstereceğiz. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?" (Fussilet, 41/53).
Bilim ve Teknik Dergisi'nde(1) çıkan "Dolunay ve Suç" başlıklı makaleyi okuyunca Efendimiz'in bu konuyla alâkalı tavsiyesini hatırladık, "sadakte ve bilhakkı natakte" (doğru söyledin ve hakkı konuştun) sözü kulaklarımızda çınladı.
İşte on dört asırdır binlerce inançlı âlimin önünde saygı ile selâm durup rahle-i tedrisine oturdukları Ümmî Zat (sav)'ın ilminin sonsuzluğunu ispat eden haber:
"Hindistan'dan iki bilim adamı, 1980'de dolunay sırasında zehirlenmelerin ve 1984'te dolunay sırasında suç işlemenin arttığını bildirdi. Bu çalışmalar bir tıp dergisi olan British Medical C. P. Thakur'a göre, dolunay günlerinde zehir alma veya zehir verme yoluyla intihar ve cinayetlerin artış sebebi insan vücudundaki gelgit dalgalarıdır. Dolunay sırasında dünya, ay ve güneş aynı doğru üzerinde olduklarından, ayın insan üzerindeki çekim kuvveti artar. Bunun sonucu olarak vücuttaki su miktarı yüzde 60'ı aşar. Bunun yol açtığı bedenî ve ruhî değişmeler, zehir alma-verme ve suç işleme eğilimim arttırmaktadır. Araştırmacı, 5 yıl içinde üç polis karakoluna bildirilen suçları bilgisayara vererek ve bunu dolunay tarihleri ile karşılaştırarak bu sonuçlara varmıştır."
İlim adamları, henüz tespit ettikleri ve bütün insanlığı alâkadar ettiği bilinen bu meseleye ne gibi çözümler teklif etmektedirler? İlmî mahfillerde henüz bir çözüm ve tedavi görünmüyor; zaten mesele çok yeni. Ama gerçek çözüm on dört asır Önce bu meseleyi bilip hal çaresi getiren, Kâinatın Efendisi (sav)'nin getirdiği Muhammedi reçeteye tâbi olmak. İncelememizi biraz daha açalım:
Efendimiz (sav) ümmetine kamerî (Arabî) ayın ortasındaki günlerde yani, 13-14-15'inde oruç tutmayı ısrarla tavsiye buyuruyor. Gündüz güneşle, gece de dolunayla aydınlanan 24 saati aydınlık olan bu günlere fıkhî ifadesiyle "eyyam-ı bîd" beyaz günler denmiş.
Şimdi bu mevzuda Efendimiz (sav)'in nurlu beyanlarına göz atalım.
1. Ebu Hureyre (ra), Efendimiz'den rivayet ettiği bir hadîse göre şöyle diyor: "Dostum, Halilim (sav) bana her aydan üç gün oruç tutmayı tavsiye etti."(2)
2. Ebu'd-Derda (ra)'nın rivayet ettiği hadiste: "Habibim bana yaşadığım müddetçe terketmeyeceğim her ay üç gün oruç tutmayı tavsiye etti."(3)
3. Abdullah bin Amr'ın rivayet ettiği bir hadiste Efendimiz (sav), şöyle buyuruyor. "Her aydan üç gün oruç tutmak bütün sene oruç tutmak gibidir."
Beyhakî, Taberanî Mu'cemu'l-Kebîr'de, Ebu Dâvud, Neseî, Ahmed b. Hanbel Müsned'inde, Bezzar ve İbni Hıbban Sahih'inde bu mânâya yakın birçok hadis rivayet ediyorlar. Eyyâm-ı Bîd orucuyla alâkalı bütün hadis kitaplarında hadislere rastlamak mümkündür.
4. Ahmed b. Hanbel, Müsned'de İbn Hıbban Sahih'inde, ayrıca Beyhakî ve Bezzar, İbni Abbas (ra)'tan rivayet ediyorlar: "Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: Sabır ayının orucu (Ramazan) ve her aydan üç gün oruç tutmak göğsün "vahar"ını giderir." "Vahar" kelimesi Arapçada kin, gayz, öfke, düşmanlık, vesvese, hile, sinirlenme mânâlarına gelmektedir.
5. Neseî, Amr bin Şurahbil (ra)'den rivayet ediyor: Efendimiz (sav) buyuruyor: "Size göğsün "vaharını" gideren şeyi haber vereyim mi? Her ay 3 gün oruç tutmak." Ahmed bin Hanbel, Müsned'inde Ebu Zer (ra)'den Peygamber Efendimiz'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Her ay 3 gün oruç tutmak göğsün "Mağarra"sını giderir." Sahabiler sordular: "Ya Resulallah göğsün "mağarrası" nedir?" Efendimiz buyurdular: "Şeytanın pisliğidir''(4)
Ayda üç gün tutulan bu oruç hangi günlerde tutulacak? Tirmizî, İbn-i Mâce, Neseî, Ahmed bin Hanbel'in ittifakla Ebu Zer (ra)'den rivayet ettikleri hadiste Efendimiz şöyle buyuruyor: "Her ay üç gün oruç tutarsan 13-14-15'inde tut."
6. Ebu Dâvud ve Neseî'de Kudâme bin Milham şöyle söylüyor: "Efendimiz (sav) bize eyyâm-ı bîd'da (13-14-15) oruç tutmayı emrederdi. Bu bütün sene oruç tutmak gibidir" buyurdu.
7. İbn-i Ömer'in rivayet ettiği hadiste bir adam Resûlullah (sav)'e oruçtan sordu. Efendimiz (sav) 'bîd' orucuna devam et, her aydan üç gün buyurdu.5
Eyyâm-ı Bîd ile alâkalı hadisleri bir bütün olarak incelediğimiz zaman şunları anlayabiliriz:
A- Manevî Yönü: Efendimiz hergün orucu tavsiye etmiyor, Pazartesi, Perşembe, her ay üç gün veya eyyâm-ı bîd orucu ve daha fazla arzu eden ve gücü yetenler için Savm-ı Dâvud'u yani, bir gün oruç tutup bir gün oruç tutmamayı tavsiye ediyor. Ayette beyan edildiği gibi amellerin sevabı en az bire ondur, her ay üç gün oruç tutan kimse 30 gün oruç tutmuş gibi sevap almış olur. Taberanî, Mu'cem-i Kebîr'de Meymûne'den rivayet ettiği bir hadiste Efendimiz (sav): "Her ay üç gün oruç tutun zira oruç tutulan her gün on günahı örter. Suyun elbiseyi temizlediği gibi günâhları temizler"(6) buyuruyor.

B- Maddî Yönü: Hadis şerhlerinde eyyâm-ı bîdın fazileti ve sevabı üzerinde duruluyor. İbni Abbas rivayetindeki bu oruç göğsün iç sıkıntısını, keder ve kinini giderir ifadesi üzerinde fazla durulmuyor. 21. asrın başlarında dolunayın insan üzerindeki menfî tesirlerinin farkına varınca Efendimiz'in (sav) tavsiyesini daha iyi anlıyor ve O'na olan imanımız ve sevgimiz artıyor. Keşke bu kadar orijinal olan sözleri ve bunların mübarek sahibini muhtaç dünyaya duyurabilsek...
Bakalım dolunayın insanların üzerindeki menfî tesirini tespit eden bilim adamları bu tesirlere karşı korunma yollarını ne zaman bulup insanlığın istifadesine sunacaklar? Ama ne kadar acele edip ellerini çabuk tutsalar da, aradaki 14 asırlık farkı kapayamayacaklar! Bernard Shaw'un ifadesiyle, 'bütün problemleri, kahve içme rahatlığı içinde çok kolay ve sade olarak çözen' tıbb-ı nebevî sahibi Efendimiz (sav)'e yetişemeyecekler! Ruhlarımızın ve kalblerimizin tabibi, ilacı ve şifasına binlerce salât ü selâm olsun...

DİPNOTLAR
1-Eylül 1992
2- Buhari, Kiıabu's-Savm; Fethı'l-Bâri, c.4, s.226.
3- et-Tergib ve't-Terhib, c.2.s. 120
4- el-Fethu'r-Rabbanî, c. 10. (Nafile oruçlar babı).
5- Taberânî, Evsat: et-Tergib. Kitabu's-Savm.
6- el-Fethu'r-Rabbani, c. 10. (Hadis No; 27).
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt