PEYGAMBER EFENDİMİZ
VE SAHÂBESİ
Sevgili okuyucular! Allah’ın Sevgilisi, Kâinatın Efendisi, Yüce Yaratan’ın Biricik ve En Son Peygamber'I, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in, yaşadığı o gönüller dünyasında yaşamayı hiç hayal ettiniz mi? Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in etrafında pervane olmuş, O’nun aşkıyla yanıp tutuşmuş olan sahâbeyi tanımak, onların yaşadığı herşeyi yaşamak...
O Cenab-ı Muhammed; varlığın bir tanesi, işte güneş, ay, yıldız O’nun nurunun pervanesi... Yalnız güneş, ay, yıldız mı? Ashab-ı kiram, gelmiş geçmiş bütün nebîler ve bütün resûller O’nun nurunun pervanesi olmamışlar mı?
Peygamber Efendimiz (S.A.V), 14 asır önce İslâmiyeti tebliğ etmekle görevli kılınmış ve bu görevini yerine getirerek bütün hayatı boyunca İslâmiyeti insanlara tebliğ etmiştir. O’na tâbî olan ashab-ı kiram ise İslâmiyeti O'nunla birlikte yüceltmiştir. Gayretleriyle, mücâdeleleriyle, fedakârlıklarıyla ve Allah için uğruna akıttıkları tertemiz kanlarıyla... Onlar 14 asır evvel İslâmiyeti yaşayarak ve yaşatarak yüceltmişlerdir.
Allahû Tealâ, bütün zamanlarda yaşayan mü’min kullarına sahâbeyi örnek göstermektedir. Zebur’da, Tevrat’ta, İncil’de ve Son Kitap Kur'ân-ı Kerim’de. Henüz sahâbe dünyada mevcut değilken, onların yaşayacakları hayatlarını geçmiş yüzyıllarda yaşamış insanlara örnek göstermiştir. Sahâbeden asırlar sonra bugün bizlere yine sahâbeyi örnek göstermektedir. Onlar, Allah’ın bütün emirlerini yerine getirmiş olmaları sebebiyle saadet devrini yaşadılar ve bütün âlemlere, bütün zamanlara örnek oldular. İki Cihan Sultanı'na, Şahitlerin Şahidi Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e hizmet etmiş, O’nun en yakını olmuş, O’nunla birlikte gelen nura uymuş aşık sahâbeler, Allah dostları, Allah taraftarları oldular.
“Bu ne sevda ki yere uzanmış yiğitlerim,
Bir başka güzellikte göz nuru şehitlerim.” diyor şair. Kimin için? Sahâbe için.
Canlarını, Allah uğruna seve seve veren, şehit olmak için birbirleriyle yarışan sahâbe için. Ancak sahâbe, sahâbe olmadan evvelki devirlerini, körleşen, katılaşan kalpleriyle küfür ve vahşet içinde yaşadıkları zamanlarını hayatları boyunca hiç unutmadılar. Neden unutmadılar biliyor musunuz? Allah'a köle olabilmek için, onları bedevî halden alıp da gıybet çukurunun, ateşten bir çukurun içinden kurtaran şefkatle, merhametle, güzellikle, ilimle, hilmle irşada ulaştıran Güzeller Güzeli Sevgili Peygamberimiz (S.A.V)’in kölesi olabilmek için. O Sevgili Peygamber ki; onların üzerine kol kanat germiş, onları korumuş, muhafaza etmiş, onları hidayete, irşada ulaştırmıştı. Peygamberimiz sahâbe için:
“Benim sahâbem gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tâbî olursanız, hidayete erersiniz.” demişti. Bedevîyi sahâbe haline getiren, Güzeller Güzeli Sevgili Peygamberimiz'in övgü dolu sözleri. Buna karşılık sahâbe kendi hayatlarından da önde tuttuğu Sevgili Peygamberleri'ne karşı edebte haddi aşmamak gayesiyle geldikleri noktayı, bir zamanlar ne olduklarını hiç unutmadılar. Kendilerini o zillet çukurundan çıkaran Peygamberleri'nin kadir ve kıymetini unutup da gaflete düşmekten çok korktular. İşte bu sebeple o Peygamber aşıkları, Sevgili Peygamberimiz (S.A.V)’in değerini insanlık dünyası içinde bu âlemde en iyi bilenlerdir. Onların hepsinin adını anmak, hepsini bu satırların içine sığdırmak elbette mümkün değil. Belki bütün hayatımızı versek, onları anlatmaya yine yetmeyecektir. Ancak kitabımızda onları sonsuz hürmet, sevgi ve hasretle anmak istiyoruz. Bu sebeple Rabbimizin hoşgörüşüne sığınarak onların içinden bazılarına ait örnekler vererek “sahâbe” konulu bu yazımızda amacımız, onlarla beraberliği bir nebze olsun yaşamak ve yaşatmak oldu.
VE SAHÂBESİ
Sevgili okuyucular! Allah’ın Sevgilisi, Kâinatın Efendisi, Yüce Yaratan’ın Biricik ve En Son Peygamber'I, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in, yaşadığı o gönüller dünyasında yaşamayı hiç hayal ettiniz mi? Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in etrafında pervane olmuş, O’nun aşkıyla yanıp tutuşmuş olan sahâbeyi tanımak, onların yaşadığı herşeyi yaşamak...
O Cenab-ı Muhammed; varlığın bir tanesi, işte güneş, ay, yıldız O’nun nurunun pervanesi... Yalnız güneş, ay, yıldız mı? Ashab-ı kiram, gelmiş geçmiş bütün nebîler ve bütün resûller O’nun nurunun pervanesi olmamışlar mı?
Peygamber Efendimiz (S.A.V), 14 asır önce İslâmiyeti tebliğ etmekle görevli kılınmış ve bu görevini yerine getirerek bütün hayatı boyunca İslâmiyeti insanlara tebliğ etmiştir. O’na tâbî olan ashab-ı kiram ise İslâmiyeti O'nunla birlikte yüceltmiştir. Gayretleriyle, mücâdeleleriyle, fedakârlıklarıyla ve Allah için uğruna akıttıkları tertemiz kanlarıyla... Onlar 14 asır evvel İslâmiyeti yaşayarak ve yaşatarak yüceltmişlerdir.
Allahû Tealâ, bütün zamanlarda yaşayan mü’min kullarına sahâbeyi örnek göstermektedir. Zebur’da, Tevrat’ta, İncil’de ve Son Kitap Kur'ân-ı Kerim’de. Henüz sahâbe dünyada mevcut değilken, onların yaşayacakları hayatlarını geçmiş yüzyıllarda yaşamış insanlara örnek göstermiştir. Sahâbeden asırlar sonra bugün bizlere yine sahâbeyi örnek göstermektedir. Onlar, Allah’ın bütün emirlerini yerine getirmiş olmaları sebebiyle saadet devrini yaşadılar ve bütün âlemlere, bütün zamanlara örnek oldular. İki Cihan Sultanı'na, Şahitlerin Şahidi Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e hizmet etmiş, O’nun en yakını olmuş, O’nunla birlikte gelen nura uymuş aşık sahâbeler, Allah dostları, Allah taraftarları oldular.
“Bu ne sevda ki yere uzanmış yiğitlerim,
Bir başka güzellikte göz nuru şehitlerim.” diyor şair. Kimin için? Sahâbe için.
Canlarını, Allah uğruna seve seve veren, şehit olmak için birbirleriyle yarışan sahâbe için. Ancak sahâbe, sahâbe olmadan evvelki devirlerini, körleşen, katılaşan kalpleriyle küfür ve vahşet içinde yaşadıkları zamanlarını hayatları boyunca hiç unutmadılar. Neden unutmadılar biliyor musunuz? Allah'a köle olabilmek için, onları bedevî halden alıp da gıybet çukurunun, ateşten bir çukurun içinden kurtaran şefkatle, merhametle, güzellikle, ilimle, hilmle irşada ulaştıran Güzeller Güzeli Sevgili Peygamberimiz (S.A.V)’in kölesi olabilmek için. O Sevgili Peygamber ki; onların üzerine kol kanat germiş, onları korumuş, muhafaza etmiş, onları hidayete, irşada ulaştırmıştı. Peygamberimiz sahâbe için:
“Benim sahâbem gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tâbî olursanız, hidayete erersiniz.” demişti. Bedevîyi sahâbe haline getiren, Güzeller Güzeli Sevgili Peygamberimiz'in övgü dolu sözleri. Buna karşılık sahâbe kendi hayatlarından da önde tuttuğu Sevgili Peygamberleri'ne karşı edebte haddi aşmamak gayesiyle geldikleri noktayı, bir zamanlar ne olduklarını hiç unutmadılar. Kendilerini o zillet çukurundan çıkaran Peygamberleri'nin kadir ve kıymetini unutup da gaflete düşmekten çok korktular. İşte bu sebeple o Peygamber aşıkları, Sevgili Peygamberimiz (S.A.V)’in değerini insanlık dünyası içinde bu âlemde en iyi bilenlerdir. Onların hepsinin adını anmak, hepsini bu satırların içine sığdırmak elbette mümkün değil. Belki bütün hayatımızı versek, onları anlatmaya yine yetmeyecektir. Ancak kitabımızda onları sonsuz hürmet, sevgi ve hasretle anmak istiyoruz. Bu sebeple Rabbimizin hoşgörüşüne sığınarak onların içinden bazılarına ait örnekler vererek “sahâbe” konulu bu yazımızda amacımız, onlarla beraberliği bir nebze olsun yaşamak ve yaşatmak oldu.