Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

__Bu Asırda Mus'ab Olmak...__ (1 Kullanıcı)

Nadas06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ocak 2012
Mesajlar
4,313
Tepki puanı
7
Puanları
0
Mus'ab Bin Ümeyr... (r.a.)

Her delikanlının ruh hayatında bir çizgi bırakacak Mus'ab Bin Ümeyr... (ra)

Daha işin başında Mus'ab Bin Ümeyr...

Medine-i Münevverede Resul-i Ekrem'in SAV atmosferiyle daha çok genç yaşta tanışmıştı...

Resul-i Ekrem SAV O'na buhulu gözlerle bakıyordu... Ağlamaklıydı...

İnandığı dava uğruna herşeyi feda etmiş çevresindeki bütün güzellikleri sahte güzellikleri tepmiş...

Yumuşak aile hayatını güzel sözleri annenin onu okşamasını feda etmiş...

Belki günlerdir ağzına tek lokma koymamış...

Mekke sokaklarında en iyi en güzel kıyafetlerle gezen muhteşem yakışıklı Mus'ab Bin Ümeyr üzerinde bir deriden yapılmış çul ile yerde ama dimdik ayakta oturuyordu...

Resul-i Zilşan SAV ağlamaklı gösteriyordu O'nu...

"ŞUNU GÖRÜYORSUNUZ DEĞİL Mİ" !!!!!!? (ALLAH-U EKBERRRRRRRR BAĞIRIN ALLAH'IN KULLARI AMA GÖNÜLDEN HAYKIRIN)

"GÖRÜYORUZ YA RASULALLAH" (DOLU DOLU GÖZLERLE ASHAB HAYKIRDI)

Resul-i Zilşân SAV Efendimiz dedi ki; "MEKKE'DE BEN BUNDAN DAHA AZİZ BİR DELİKANLI BİLMİYORDUM HERKES BUNA BAKARDI SÖZÜYLE GÖZÜYLE HERKESİN DİKKATİNİ ÇEKEBİLECEK MAHİYETTEYDİ ALLAH VE RESULU İÇİN HERŞEYİNİ HERŞEYİNİ FEDA ETTİ"

Öyle bir fedakarlık söz konusuydu ki Uhud'dayken Mus'âb Resul-i Zilşân'a ait bir kıyafeti giymişti sırtına... İbni Kamie Resullah'ı yaraladıktan sonra Mus'âb'ı görmüştü... O'nu Resullah sanmış karşısına dikilmişti... O'nun (r.a) başına koluna kanadına indireceği kılıçları Resul-i EKREM SAV'e indireceğini sanıyordu...

Mus'ab daha 30'na gelmemişti henüz delikanlılık çağında sayılırdı... Resul-i Zilşân SAV'in libasını Mus'âb giyince elleri kırılasıca ibni kamie Mus'âb'ın başına dikilmiş O'nu RESULALLAH SAV sanmıştı... Mus'âb sözüyle sesiyle görüntüsüyle RESULALLAH SAV Efendimiz'e çok benziyordu...

Elleri kırılasıca Kamie kaldırdığı kılıcını bayrak tutan Mus'âb'ın sağ eline vurunca Mus'âb "Ve ma muhammedün illa rasul kad halet min kablihir rusül" diyordu... Bu söz bir ayettir ancak Mus'âb'ın bunu söyledi esnalarda bu ayet daha nazil olmamıştı... Bu ayet Mus'âb'ın ağzından nazil oldu... Kıyamete kadar da Mus'âb'ın sağ kolu kesilirken söylenen bu söz Kur'ân'da ayet olarak okunacaktır. (Ali imran 144)

Bayrak yere düşmesin diye sol koluna bağrına basıyordu onu ve bir kılıç sol koluna da inince yine "Ve ma muhammedün illa rasul kad halet min kablihir rusül" (muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir)" diyordu...

Kolu da kesilince düşmesin bayrak yere diye bağrıyla tutmaya çalışıyordu fakat bir kılıç darbesi daha boynuna inince bayrağın üzerine yıkılıyordu Mus'ab...

Manzara hissin ötesindedir......

Resul-u Ekrem SAV şüheda arasında aradı Mus'âb'ı buldu... Gözlerinde yaş hıçkıra hıçkıra şu ayeti söylüyordu...

"ALLAH kullarından öyle kimseler vardır ki ALLAH'a verdikleri sözü erkekçe yerine getirirler"

Bu ayet sanki Mus'âb'ı anlatıyordu...

Mus'âb yüzünü saklamıştı Mus'âb yüzünü kumun altına sokmuştu...

Değerlendirici şöyle değerlendiriyor...

"Beni Resul-i Ekrem SAV zannederek şehit ettiler şayet yüzümü görürlerse O olmadığımı anlarlar ve bu savaş meydanında Resul-i Ekrem'i ararlar. Beni Resulallah sansınlar diye yüzümü sakladım yüzümü görmesinler diye sakladım"

Yüzünü saklamıştı Mus'âb...

Hayatının bir gayesi vardı O'nun gayesi o gayeyi ona veren Resul-i Ekrem uğrunda kendisini feda etmekti...

Feda edip aziz olarak aziz bir şehid olarak aşkla meşk olmaktı...

Neydi acaba onda bu duyguyu meydana getiren husus?

ALLAH'a inanması ALLAH'a imanın neşvesi içinde ahiret meselesidir...

Ebedi hayattır...

Ebedi hayat meselesi olmasa bir insanın ölmesinin manası olmayacaktır...

Kolunu vermenin bir manası olmayacaktır...

Boynunu vermesinin bir manası olmayacaktır...

Boşu boşuna bir kahramanlık olacaktır şehid olmak...

Ama O'nun ulvi bir davada kolunu vermesi...

Ulvi bir davada boynunu vermesi...

Öyle bir fedakarlık ve öyle bir inanmışlıktır ki...

Bunun sevabını tartacak mizan veya terazi bilmiyoruz...

Onu ahirette ALLAH C.C. tartacak...

Ve ALLAH mükafahat ihsan edecektir...

"Ya siz ALLAH'a dönmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz? Hepiniz döneceksiniz"

Belki içimizden birileri boynunda prangalarla dönecek...

Belki içimizden birileri buraklar üzerinde uçarak şerefle dönecekler...

Yüzünü niye sakladın MUSAB?

ALLAH RASULUNE ZEVAL GELMESİN DİYE.....

İşte Musab gibi insan ötesi insanlar da ALLAH'a dönecek....

Bütün beşer saf saf dönecek...

- alıntı -


Ve mâ muhammedun illâ resûl(resûlun), kad halet min kablihir rusûl(rusûlu), e fein mâte ev kutilenkalebtum alâ a’kâbikum, ve men yenkalib alâ akıbeyhi fe len yadurrallâhe şey’â(şey’en), ve se yeczîllâhuş şâkirîn(şâkirîne).”

Ve Muhammed sadece bir Resûl'dür. Ondan önce de resûller gelip geçmiştir. Şimdi O, öldü veya öldürüldü ise, siz topuklarınız üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim topukları üzerinde geriye dönerse, bundan sonra Allah'a, asla hiçbir şeyle zarar veremez. Ve Allah, şâkirleri (şükredenleri) yakında mükâfatlandıracaktır.

Ali İmran 144
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Mus'ab Bin Ümeyr... (r.a.)

Her delikanlının ruh hayatında bir çizgi bırakacak Mus'ab Bin Ümeyr... (ra)

Daha işin başında Mus'ab Bin Ümeyr...

Medine-i Münevverede Resul-i Ekrem'in SAV atmosferiyle daha çok genç yaşta tanışmıştı...

Resul-i Ekrem SAV O'na buhulu gözlerle bakıyordu... Ağlamaklıydı...

İnandığı dava uğruna herşeyi feda etmiş çevresindeki bütün güzellikleri sahte güzellikleri tepmiş...

Yumuşak aile hayatını güzel sözleri annenin onu okşamasını feda etmiş...

Belki günlerdir ağzına tek lokma koymamış...

Mekke sokaklarında en iyi en güzel kıyafetlerle gezen muhteşem yakışıklı Mus'ab Bin Ümeyr üzerinde bir deriden yapılmış çul ile yerde ama dimdik ayakta oturuyordu...

Resul-i Zilşan SAV ağlamaklı gösteriyordu O'nu...

"ŞUNU GÖRÜYORSUNUZ DEĞİL Mİ" !!!!!!? (ALLAH-U EKBERRRRRRRR BAĞIRIN ALLAH'IN KULLARI AMA GÖNÜLDEN HAYKIRIN)

"GÖRÜYORUZ YA RASULALLAH" (DOLU DOLU GÖZLERLE ASHAB HAYKIRDI)

Resul-i Zilşân SAV Efendimiz dedi ki; "MEKKE'DE BEN BUNDAN DAHA AZİZ BİR DELİKANLI BİLMİYORDUM HERKES BUNA BAKARDI SÖZÜYLE GÖZÜYLE HERKESİN DİKKATİNİ ÇEKEBİLECEK MAHİYETTEYDİ ALLAH VE RESULU İÇİN HERŞEYİNİ HERŞEYİNİ FEDA ETTİ"

Öyle bir fedakarlık söz konusuydu ki Uhud'dayken Mus'âb Resul-i Zilşân'a ait bir kıyafeti giymişti sırtına... İbni Kamie Resullah'ı yaraladıktan sonra Mus'âb'ı görmüştü... O'nu Resullah sanmış karşısına dikilmişti... O'nun (r.a) başına koluna kanadına indireceği kılıçları Resul-i EKREM SAV'e indireceğini sanıyordu...

Mus'ab daha 30'na gelmemişti henüz delikanlılık çağında sayılırdı... Resul-i Zilşân SAV'in libasını Mus'âb giyince elleri kırılasıca ibni kamie Mus'âb'ın başına dikilmiş O'nu RESULALLAH SAV sanmıştı... Mus'âb sözüyle sesiyle görüntüsüyle RESULALLAH SAV Efendimiz'e çok benziyordu...

Elleri kırılasıca Kamie kaldırdığı kılıcını bayrak tutan Mus'âb'ın sağ eline vurunca Mus'âb "Ve ma muhammedün illa rasul kad halet min kablihir rusül" diyordu... Bu söz bir ayettir ancak Mus'âb'ın bunu söyledi esnalarda bu ayet daha nazil olmamıştı... Bu ayet Mus'âb'ın ağzından nazil oldu... Kıyamete kadar da Mus'âb'ın sağ kolu kesilirken söylenen bu söz Kur'ân'da ayet olarak okunacaktır. (Ali imran 144)

Bayrak yere düşmesin diye sol koluna bağrına basıyordu onu ve bir kılıç sol koluna da inince yine "Ve ma muhammedün illa rasul kad halet min kablihir rusül" (muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir)" diyordu...

Kolu da kesilince düşmesin bayrak yere diye bağrıyla tutmaya çalışıyordu fakat bir kılıç darbesi daha boynuna inince bayrağın üzerine yıkılıyordu Mus'ab...

Manzara hissin ötesindedir......

Resul-u Ekrem SAV şüheda arasında aradı Mus'âb'ı buldu... Gözlerinde yaş hıçkıra hıçkıra şu ayeti söylüyordu...

"ALLAH kullarından öyle kimseler vardır ki ALLAH'a verdikleri sözü erkekçe yerine getirirler"

Bu ayet sanki Mus'âb'ı anlatıyordu...

Mus'âb yüzünü saklamıştı Mus'âb yüzünü kumun altına sokmuştu...

Değerlendirici şöyle değerlendiriyor...

"Beni Resul-i Ekrem SAV zannederek şehit ettiler şayet yüzümü görürlerse O olmadığımı anlarlar ve bu savaş meydanında Resul-i Ekrem'i ararlar. Beni Resulallah sansınlar diye yüzümü sakladım yüzümü görmesinler diye sakladım"

Yüzünü saklamıştı Mus'âb...

Hayatının bir gayesi vardı O'nun gayesi o gayeyi ona veren Resul-i Ekrem uğrunda kendisini feda etmekti...

Feda edip aziz olarak aziz bir şehid olarak aşkla meşk olmaktı...

Neydi acaba onda bu duyguyu meydana getiren husus?

ALLAH'a inanması ALLAH'a imanın neşvesi içinde ahiret meselesidir...

Ebedi hayattır...

Ebedi hayat meselesi olmasa bir insanın ölmesinin manası olmayacaktır...

Kolunu vermenin bir manası olmayacaktır...

Boynunu vermesinin bir manası olmayacaktır...

Boşu boşuna bir kahramanlık olacaktır şehid olmak...

Ama O'nun ulvi bir davada kolunu vermesi...

Ulvi bir davada boynunu vermesi...

Öyle bir fedakarlık ve öyle bir inanmışlıktır ki...

Bunun sevabını tartacak mizan veya terazi bilmiyoruz...

Onu ahirette ALLAH C.C. tartacak...

Ve ALLAH mükafahat ihsan edecektir...

"Ya siz ALLAH'a dönmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz? Hepiniz döneceksiniz"

Belki içimizden birileri boynunda prangalarla dönecek...

Belki içimizden birileri buraklar üzerinde uçarak şerefle dönecekler...

Yüzünü niye sakladın MUSAB?

ALLAH RASULUNE ZEVAL GELMESİN DİYE.....

İşte Musab gibi insan ötesi insanlar da ALLAH'a dönecek....

Bütün beşer saf saf dönecek...

- alıntı -


Ve mâ muhammedun illâ resûl(resûlun), kad halet min kablihir rusûl(rusûlu), e fein mâte ev kutilenkalebtum alâ a’kâbikum, ve men yenkalib alâ akıbeyhi fe len yadurrallâhe şey’â(şey’en), ve se yeczîllâhuş şâkirîn(şâkirîne).”

Ve Muhammed sadece bir Resûl'dür. Ondan önce de resûller gelip geçmiştir. Şimdi O, öldü veya öldürüldü ise, siz topuklarınız üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim topukları üzerinde geriye dönerse, bundan sonra Allah'a, asla hiçbir şeyle zarar veremez. Ve Allah, şâkirleri (şükredenleri) yakında mükâfatlandıracaktır.

Ali İmran 144

Allah celle celaluhu razı olsun kardeşim..
Bir çırpıda, soluksuz okudum.. Emeğine sağlık..
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Ve öldügünde Musabin üzerinde kefen olak tüm vucudunu örtmeyen bir hirka vardi... Bu Durumu gören Hz. Muhammed söyle dedi:" Ey Mus´ab! sen mekkenin en sik ve zarifiydin, Muhakkak ki ve Rasulünün sevgisi sana bütün dünya güzelliklerinden daha degerli geldi."

Güzeldi..Teşekkürler kardeşim;)
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Ve öldügünde Musabin üzerinde kefen olak tüm vucudunu örtmeyen bir hirka vardi... Bu Durumu gören Hz. Muhammed söyle dedi:" Ey Mus´ab! sen mekkenin en sik ve zarifiydin, Muhakkak ki ve Rasulünün sevgisi sana bütün dünya güzelliklerinden daha degerli geldi."

Güzeldi..Teşekkürler kardeşim;)

Rica ederim kardeşim.. Sağolasın..
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
Musab olmak... depresyonlarin, sikintilarin, bosluklarin,manevi huzursuzluklarin kol gezdigi su cagimizda "islam"i kesfetmek,yeniden aydinlanmak islamin nuruyla, yeniden kalplere huzuru, ferahi, davet etmek, aydinligin kalblerimize süzülmesine izin vermek yeniden, tüm kara lekeleri gözyasiyla yikamak, ve yeniden baslamak hayata. Bütün cilelere, sikintilara ragmen, direnmek, vacgecmemek, taviz vermemek...

tipki Musab gibi

ALLAH Celle Celalühü razı olsun gönlü güzel insan...
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
Mus'ab Bin Ümeyr... (r.a.)

Her delikanlının ruh hayatında bir çizgi bırakacak Mus'ab Bin Ümeyr... (ra)

Daha işin başında Mus'ab Bin Ümeyr...

Medine-i Münevverede Resul-i Ekrem'in SAV atmosferiyle daha çok genç yaşta tanışmıştı...

Resul-i Ekrem SAV O'na buhulu gözlerle bakıyordu... Ağlamaklıydı...

İnandığı dava uğruna herşeyi feda etmiş çevresindeki bütün güzellikleri sahte güzellikleri tepmiş...

Yumuşak aile hayatını güzel sözleri annenin onu okşamasını feda etmiş...

Belki günlerdir ağzına tek lokma koymamış...

Mekke sokaklarında en iyi en güzel kıyafetlerle gezen muhteşem yakışıklı Mus'ab Bin Ümeyr üzerinde bir deriden yapılmış çul ile yerde ama dimdik ayakta oturuyordu...

Resul-i Zilşan SAV ağlamaklı gösteriyordu O'nu...

"ŞUNU GÖRÜYORSUNUZ DEĞİL Mİ" !!!!!!? (ALLAH-U EKBERRRRRRRR BAĞIRIN ALLAH'IN KULLARI AMA GÖNÜLDEN HAYKIRIN)

"GÖRÜYORUZ YA RASULALLAH" (DOLU DOLU GÖZLERLE ASHAB HAYKIRDI)

Resul-i Zilşân SAV Efendimiz dedi ki; "MEKKE'DE BEN BUNDAN DAHA AZİZ BİR DELİKANLI BİLMİYORDUM HERKES BUNA BAKARDI SÖZÜYLE GÖZÜYLE HERKESİN DİKKATİNİ ÇEKEBİLECEK MAHİYETTEYDİ ALLAH VE RESULU İÇİN HERŞEYİNİ HERŞEYİNİ FEDA ETTİ"

Öyle bir fedakarlık söz konusuydu ki Uhud'dayken Mus'âb Resul-i Zilşân'a ait bir kıyafeti giymişti sırtına... İbni Kamie Resullah'ı yaraladıktan sonra Mus'âb'ı görmüştü... O'nu Resullah sanmış karşısına dikilmişti... O'nun (r.a) başına koluna kanadına indireceği kılıçları Resul-i EKREM SAV'e indireceğini sanıyordu...

Mus'ab daha 30'na gelmemişti henüz delikanlılık çağında sayılırdı... Resul-i Zilşân SAV'in libasını Mus'âb giyince elleri kırılasıca ibni kamie Mus'âb'ın başına dikilmiş O'nu RESULALLAH SAV sanmıştı... Mus'âb sözüyle sesiyle görüntüsüyle RESULALLAH SAV Efendimiz'e çok benziyordu...

Elleri kırılasıca Kamie kaldırdığı kılıcını bayrak tutan Mus'âb'ın sağ eline vurunca Mus'âb "Ve ma muhammedün illa rasul kad halet min kablihir rusül" diyordu... Bu söz bir ayettir ancak Mus'âb'ın bunu söyledi esnalarda bu ayet daha nazil olmamıştı... Bu ayet Mus'âb'ın ağzından nazil oldu... Kıyamete kadar da Mus'âb'ın sağ kolu kesilirken söylenen bu söz Kur'ân'da ayet olarak okunacaktır. (Ali imran 144)

Bayrak yere düşmesin diye sol koluna bağrına basıyordu onu ve bir kılıç sol koluna da inince yine "Ve ma muhammedün illa rasul kad halet min kablihir rusül" (muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir)" diyordu...

Kolu da kesilince düşmesin bayrak yere diye bağrıyla tutmaya çalışıyordu fakat bir kılıç darbesi daha boynuna inince bayrağın üzerine yıkılıyordu Mus'ab...

Manzara hissin ötesindedir......

Resul-u Ekrem SAV şüheda arasında aradı Mus'âb'ı buldu... Gözlerinde yaş hıçkıra hıçkıra şu ayeti söylüyordu...

"ALLAH kullarından öyle kimseler vardır ki ALLAH'a verdikleri sözü erkekçe yerine getirirler"

Bu ayet sanki Mus'âb'ı anlatıyordu...

Mus'âb yüzünü saklamıştı Mus'âb yüzünü kumun altına sokmuştu...

Değerlendirici şöyle değerlendiriyor...

"Beni Resul-i Ekrem SAV zannederek şehit ettiler şayet yüzümü görürlerse O olmadığımı anlarlar ve bu savaş meydanında Resul-i Ekrem'i ararlar. Beni Resulallah sansınlar diye yüzümü sakladım yüzümü görmesinler diye sakladım"

Yüzünü saklamıştı Mus'âb...

Hayatının bir gayesi vardı O'nun gayesi o gayeyi ona veren Resul-i Ekrem uğrunda kendisini feda etmekti...

Feda edip aziz olarak aziz bir şehid olarak aşkla meşk olmaktı...

Neydi acaba onda bu duyguyu meydana getiren husus?

ALLAH'a inanması ALLAH'a imanın neşvesi içinde ahiret meselesidir...

Ebedi hayattır...

Ebedi hayat meselesi olmasa bir insanın ölmesinin manası olmayacaktır...

Kolunu vermenin bir manası olmayacaktır...

Boynunu vermesinin bir manası olmayacaktır...

Boşu boşuna bir kahramanlık olacaktır şehid olmak...

Ama O'nun ulvi bir davada kolunu vermesi...

Ulvi bir davada boynunu vermesi...

Öyle bir fedakarlık ve öyle bir inanmışlıktır ki...

Bunun sevabını tartacak mizan veya terazi bilmiyoruz...

Onu ahirette ALLAH C.C. tartacak...

Ve ALLAH mükafahat ihsan edecektir...

"Ya siz ALLAH'a dönmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz? Hepiniz döneceksiniz"

Belki içimizden birileri boynunda prangalarla dönecek...

Belki içimizden birileri buraklar üzerinde uçarak şerefle dönecekler...

Yüzünü niye sakladın MUSAB?

ALLAH RASULUNE ZEVAL GELMESİN DİYE.....

İşte Musab gibi insan ötesi insanlar da ALLAH'a dönecek....

Bütün beşer saf saf dönecek...

- alıntı -


Ve mâ muhammedun illâ resûl(resûlun), kad halet min kablihir rusûl(rusûlu), e fein mâte ev kutilenkalebtum alâ a’kâbikum, ve men yenkalib alâ akıbeyhi fe len yadurrallâhe şey’â(şey’en), ve se yeczîllâhuş şâkirîn(şâkirîne).”

Ve Muhammed sadece bir Resûl'dür. Ondan önce de resûller gelip geçmiştir. Şimdi O, öldü veya öldürüldü ise, siz topuklarınız üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim topukları üzerinde geriye dönerse, bundan sonra Allah'a, asla hiçbir şeyle zarar veremez. Ve Allah, şâkirleri (şükredenleri) yakında mükâfatlandıracaktır.

Ali İmran 144

ALLAH Celle Celalühü razı olsun kardeşim...
 

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Ve Mus'ab...
Senin kimsede olmayan, kivir kivir, mis kokan saclarin vardi...
O saclar Uhud'ta, kan kokardi...
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Musab olmak... depresyonlarin, sikintilarin, bosluklarin,manevi huzursuzluklarin kol gezdigi su cagimizda "islam"i kesfetmek,yeniden aydinlanmak islamin nuruyla, yeniden kalplere huzuru, ferahi, davet etmek, aydinligin kalblerimize süzülmesine izin vermek yeniden, tüm kara lekeleri gözyasiyla yikamak, ve yeniden baslamak hayata. Bütün cilelere, sikintilara ragmen, direnmek, vacgecmemek, taviz vermemek...

tipki Musab gibi

ALLAH Celle Celalühü razı olsun gönlü güzel insan...

Amiin canım :)
Cümlemizden inşaALLAH..

 

Nadas06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ocak 2012
Mesajlar
4,313
Tepki puanı
7
Puanları
0
Es selamu aleykum kardeşim.. Hayırlı katkıların için Rabbim razı olsun ..
İzleyemedim ama zaman bulduğumda izleyeceğim inşaAllah..
Ve aleyküm selam kardeşim :)
İzlersin müsait zamanın da ...
Dualarında unutma kardeşini ..
Rabbime emanetsin ...
Hayırlı huzurlu geceler :)
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Hayirli ve etkili bir paylasim.Selametle kaliniz kardesim.
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Rıza yolunda biraz cefa gördük diye,

Allah’a naz mı edeceğiz?..

Mus’ab bin Umeyr * radıyallahu ahna *
 

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27


Sevgili (s.a.v) buyuruyor ki:


"Mekke'de Mus'ab'dan daha zarîf, daha nârin, daha güzel kimse yok idi. Saçları kıvrım kıvrım idi."

 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
21.Yüzyılda MUSAB Olmak

Varlikli bir ailenin nazli cicegi...

Ikiyüz dirhemlik kiyafetleriyle mekkelilerin hayranlikla seyrettigi...

En iyi giyinen, en güzel kokulari süren, en yakisikli olan, annesinin gözbebegi...

mekke sokaklarini aydinlatan yüzü islamin nuruyla daha bir parlak olmustu, gönlündeki caglayani saklamaya calismissada icine sigmayan hakikatler disariya akmis ve Erkamin evinde, kainatin Sultaninin önünde Kelime´i sehadet getirdigi anlasilmisti...

Devrin ölcüsüne göre sucluydu Mus´ab, binlerce putu bir kenara itip bir olana taptigi icin, Muhammed bir kuldur ama Rasuldür dedigi icin sucluydu Mus´ab ve cezasini teline dahi kiyamayan annesi tesmisti. Biricik oglunun müslüman oldugu haberini duuyan anne öfkesinden adeta cilgina dönmüstü,aydinligin sizamadigi kalbi catlarcasina carpiyordu...

ne bilsindi annesi, Musab Muhammed´ul Emini görmüstür, onun tarafindan görülmüstür... öyle bir bakmistirki gözlerine o efendiler efendisi... öyle derin bakmistirki... yillardir bosluga dogru akan bir nehirdi... Nehirler özledikleri yere akarlar... Musab bulmustu... okyanusunu bulmustu.. sonsuz ummanini bulmustu...

annesinin hapsettigi odada neylesindi Musab aydinligi gönlünün nuru parlarken... yüregi zenginken neylesindi satafatli elbiselerini , o sonsuz hazineyi bulmustu... ne bilsindi annesi.. imanin güzelligini... lezzetini...vazgecilmezligini. ..

bir tarafta mekke müsriklerinin, bir tarafta annesinin baskisi... bunlar degildi belki Musabin kalbini sizlatanlar ama hicret ediliyordu ve müslümanlar bölük bölük ayriliyorlardi vahyin kalbinden... kalinirmiydi burada, Rasulullahin dostalari bir bir habesistana giderken... geri kalabilirmiydi Musab...

bir yolunu bulup sevgilisinin emri üzere hicret etmisti... mekkenin toptan iman ettigi ve zulmün kalktigi yalan haber mekkeli müsrikler tarafindan yayilinca hemen dönüp gelmis, ama mekkede iskencelerin arttigini ve müslümanlar icin artik hayat dayanilmaz bir hal aldigini görmüstü...

baskilar, iskenceler, sikintilar, maddi imakansizlikalar, acliklar... döndürebilirmiydi Musablari dininden...tekrar karanliga hapsedebilirmiydi onlari... ne bilsindi annesi ve ne bilsindi mekke müsrikleri... imanin güzelligini... vazgecilmezligini...

Eski lüks hayatini geride birakan Musab Islamin ilk ögretmeni olarak önce medine sokaklarini sonra medine haklinin gönüllerini nurlandirmisti...

Bedir Kahramani ve Uhud sancaktari olarak gökyüzünde bir yildiz olarak yerini almisti. O yildizlar kusaginin arasinda ki Peygamber Efendimizin " hangisine tutunursaniz dogru yolu bulursunuz"...

Ve öldügünde Musabin üzerinde kefen olak tüm vucudunu örtmeyen bir hirka vardi... Bu Durumu gören Hz. Muhammed söyle dedi:" Ey Mus´ab! sen mekkenin en sik ve zarifiydin, Muhakkak ki ve Rasulünün sevgisi sana bütün dünya güzelliklerinden daha degerli geldi."

21 Yüzyilda Mus´ab olmak...

Canimiz, malimiz, annemiz, babamiz sana feda olsun ya rasulALLAH sözünü caglar ötesinden bu güne tasimak... anadan, yardan, serden gecmek, Mus´ab gibi... satafatli ve lüks bir hayati geride birakmak...adimlamak, yürümek, kosmak sonsuz ummana dogru, Nehir olmak, cosmak, caglamak, aramak ve bulmak... dosdogru olmak, Mus´ab gibi...

Musab olmak... depresyonlarin, sikintilarin, bosluklarin,manevi huzursuzluklarin kol gezdigi su cagimizda "islam"i kesfetmek,yeniden aydinlanmak islamin nuruyla, yeniden kalplere huzuru, ferahi, davet etmek, aydinligin kalblerimize süzülmesine izin vermek yeniden, tüm kara lekeleri gözyasiyla yikamak, ve yeniden baslamak hayata. Bütün cilelere, sikintilara ragmen, direnmek, vacgecmemek, taviz vermemek...

tipki Musab gibi

Alıntı
Allah razi olsun emegine saglik cok ama cok guzel bir konu cok tesekkurler...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt