Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Zuhuri ahir (1 Kullanıcı)

galibi400619

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Zuhuri ahir


Hicrî 5. asırdan bu yana yalnız Türkiye’de uygulanan, başka İslam âleminin bilmediği, “zuhr-u âhir ” denen, ALLÂH’ın emri, Hazret-i Resûlullâh’ın sünneti ile hiç ilgisi olmayan, Moğol istilâlarının hüküm sürdüğü bir zamanda Konya’da ihdas edilen ek ibâdet usûlü ki, namaz değildir. Hükümet ve devletin olmadığı yerde, ulü’l-emrin icra edilmediği yer -ki, darü’l-harptir- darü’l-harpte ise cuma namazı kılınmaz, diye uyduruk fetva verenler, zamanımıza kadar..

“İslam’da yeri olmayan namaz” demeye hicap ediyorum, çünkü namazın iki kaynağı vardır: 1: Kitap, 2: Sünnet. Başka kaynak aranmaz. Beş vakit namazdaki farzlar, Cumâ namazı için de geçerli olup, hutbesiz Cumâ namazı geçerli değildir. Bayram namazlarında hutbe sünnettir. Okunmasa da namaz tamamdır.

Sünnetleri hafife almayasın. Kur’ân’da belirtilmemiş, Peygamber Efendimiz’in ibâdet ve amellerinde görülen hallerin cümlesine sünnet deriz. Sünnetleri emr-i ilâhînin dışında görme. Kur’ân’da sarih olarak görülmediği için sünnettir. İcmâ, kıyas edilleyi şeriye namaz için geçerli değildir.

Rabbımızın lütuf ve ihsânı olan en büyük bayram olarak belirtilen Cumâ günü, âyet ve hadisle ifâde edilen öğle vaktinde Cumâ namazı.. Hutbede bulunarak imam efendiye uyup iki rekat farzı kılan kişinin ALLÂH’ın emrine göre cumâsı tamamdır. Sünnetlerini de mezhebine tâbi olunan imam efendinin içtihâdına göre kılmaktır. Çünkü imam efendilerimizin aralarında sünnetlere dâir içtihat farklılıkları vardır. Hepsi de geçerli olup, cumânın sıhhatına halel getirmez.

İmâm-ı A’zam Hazretleri hicri 75 senesinde dünyâya teşrif ettiler. 150 senesinde irtihal eylediler. Makamları cennet olsun. Kendileri tâbiînden olup, ashâbın yaşlıları ile görüştüler. Ve îzah ettiler:

“Hazret-i Resûlullah (s.a.v) Efendimiz mescide gelmeden önce dört rekat sünnet kılar, mescide geldiklerinde hutbe îrad ederlerdi. İki rekat cumânın farzını cemaate kıldırır, hâne-yi saâdetlerine gider, dört rekat da orada sünnet kılarlardı.”

İmâm-ı A’zam Hazretleri bu türlü beyan ve içtihat etmişlerdir.

İmâm Şâfiî Hazretleri, İmâm-ı A’zam Hazretleri’nden sonra dünyâya teşrif ettiler. Cumânın sünneti hakkında buyurdular ki :

“Cumâdan evvel iki rekat, cumâdan sonra da iki rekat Hazret-i Resûlullâh’ (s.a.v.) sünnet kılardı.”

İmâm Mâlik ve İmâm Hanbel hazretlerinin içtihatları da :

“Cumâya gelmeden evvel Hazret-i Resûlullah (s.a.v.) iki rekat namaz kılar, farzdan sonra başka namaz kılmazdı.” şeklindedir. ALLAH cümlesinden râzı olsun.

Cumâ Sûresi’nde de müsta’celiyyet vardır : “ALLÂH’ın zikrinden sonra yeryüzüne yayılınız, rızıklarınızı arayınız.” On altı rekatlı hiç bir mezhep yoktur. Dikkat edilirse, yalnız sünnet üzerinde ihtilaf değil, içtihat değişikliği vardır. Kimsenin namaza rekat ilâve etmesi uygun olmayıp, hatâdır.

Bâzı kimseler çok ibâdet ve tâatla çok kazanacağını zannederler. Her şeyin ifrâtı yasaklanmıştır. Misâl olarak, seferde olan dört rekatlı farz namazları iki rekat kılmayı Hazret-i ALLAH emrediyor. Fazla kılarsan ne olur? Âsî olursun, emr-i ilâhîye karşı geldiğin için. “Hiç fazla namaz kıldı diye insanı döverler mi? Fazla mal göz mü çıkarır?” gibi sözlerle emr-i ilâhîyi basit bir hâdise gibi gösterip günâha girme. “Zuhr-u âhir” diye bir namaz yoktur. İslamiyette şüpheli ibâdet olmaz.şüpheli ibadete sıhhatlidir diye kimse cevaz veremez Evham, rûhî hastalıktır. Namaz husûsunda ilham ve rüyâ ile de amel edilmez. Sahîh-i Buharî’nin (Tecrîd-i sarîh Tercümesi) üçüncü cildinde Cumâ bahsinde bildirildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz hutbe îrad edip, buyurdular ki : “Cumâ size kıyâmete kadar farz kılındı. İster âdil imam, ister zâlim imam zamânında olsun, kim ki, Cumâ namazını sebepsiz yere terk ederse, iki elim yakasındadır. ALLAH işini rast getirmesin.. onun Ne namazı vardır, ne orucu, ne haccı, ne de zekatı... Vaktâ ki, tövbe ve istiğfar etmiş ola.”

Büyük fıkıh âlimi İbn-i Nuceym buyururlar ki :

“Zuhr-u âhir kılan kişi ilim yoksunudur.”

Kütüb-i sitte’den olan Sünen-i Dârekutnî Tercümesi, 2. Cilt sahîfe 10’da şöyle ifâde olunur:

“Zuhr-u âhir kılan şüphesiz günahkardır.”

Diyânet İşleri Başkanlığı da Şerîat-i Muhammedî’de 92 hurâfa ve bidat tespit etti. Ama umûma îlânından çekindiler. Fakat ben bu listenin bir nüshasını elde ettim ve çoğaltıp, dağıttım. Bidat ve hurafaların başına yazmışlar, zuhr-u âhir diye bir namazın olmadığını. Merhum cennet-mekan Hamdi Akseki buyuruyor ki :

“İmam efendilerimizin cumânın sıhhati ve vücûbu hakkındaki ihtilafları “muhtelefun fîh”tir (kesin olmayan, ihtilaflı konulardandır). Cumânın farziyetine te’sir edici değildir. Şöyle ki, Cumânın vücûbunun sıhhati hakkında ictihâdî ihtilaflar musallînin (namaz kılanın) daha mutmain olması içindir. Hiç bir içtihat cumânın farziyetini bozmaz. Nitekim öyle olmuştur.”

Türkiye’den başka İslam ülkelerinde zuhr-u âhir diye bir şey bilmezler. Çünkü kesinlikle yoktur. Bir namazın iâdesi farzın terkinden îcap eder. Vâcibin terkinden, farzın te’hirinden sehiv (yanılma) secdesi lâzım gelir. Hazret-i ALLAH Türk milletini de bu gibi anlamsız ibâdetlerden kurtarsın.Amin.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Zuhr-i Ahiri Mutlaka Kılmalı...

Zuhr-i Ahiri Mutlaka Kılmalı...

Cuma günü öğle namazı (Zuhr-i ahir)
Sual: Acele işimiz olunca, Cuma namazının farzını kılıp hemen çıkabilir miyiz?
CEVAP
Cuma namazının birçok eda ve vücub şartları var. Bunlardan bir veya birkaçı tahakkuk etmeyebilir. Bu durumda da Cuma namazı sahih olmaz. Bunun için (Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazına) diye niyet ederek Zuhr-i ahir adıyla dört rekat namaz kılınması gerekir. (İbni Hümam ve İbni Âbidin)

Bu şekilde kılınınca, Cuma kabul olmuş ise, bu namaz, kaza namazı yerine geçer. Cuma namazı kabul olmamışsa öğlenin farzı yerine geçer. Zuhr-i ahir namazını terk etmemeli, mutlaka kılmalıdır. Acele bir işimiz olduğu zaman, Cumanın farzını kılıp camiden çıkmak ve zuhr-i ahir namazını öğle namazı vakti çıkmadan önce başka yerde kılmak da caizdir.

Sual: Cuma günü zuhr-i ahir namazı kılmak bid’at midir?
CEVAP
Hayır değildir. Cuma namazının eda şartlarından birisi bulanmayan yerlerde bu namazı kılmak farz olur. Çünkü Cuma kılmak farz olmayınca, öğle namazını kılmak farz olur.

Şafii (Tenvir-ül kulub) kitabında diyor ki:
(Muhakkikler güneşi Remli hazretlerinden, “Şafiiler, Allah ve Resulüne muhalefet edip, beş vakit namaza altıncı bir farz ilave ettiler” diye iftira edene, ne ceza gerekir, diye soruldu. O da, bunu söyleyenin, en az benzerleri gibi, tazir cezasıyla cezalandırılması gerektiğine fetva verdi. Farz olan beş vakti, altıya çıkarmak, dinden çıkmayı gerektirir. Dine ilave yapılamaz. Şafiiler dine ilave yapmıyor.

Cuma namazının birden fazla camide kılındığı yerlerde, o günkü öğleyi de kılıyorlar.

Müdiriyye kadısı, Şafiilerin, Cuma namazından sonra öğle namazı kılmalarını yasaklamıştı. Fakat adı geçen fetva, kadıya okununca, kadı, insaf ehli olduğu için, “Ey Şafiiler, ben hatalıyım. Yine Cumadan sonra öğle namazını mescitte kılmaya devam edin” demiştir. Bu konu hakkında Şafii âlimlerinden Yusuf Nebhani hazretleri de bir eser yazmıştır. Bu eserde, birden fazla yerde Cuma kılınan şehirlerde, Cuma namazından sonra, öğle namazını kılmanın sadece Şafiilere mahsus olmadığını, dört mezhep âlimlerinin de aynı hükmü bildirdiklerini söylemiştir.

Muhammed Şirvani de bu hususta bir eser yazmıştır. Cuma namazından sonra öğle namazının kılınması gerektiğini bildirmiştir. Aynı zat, Hanefi âlimlerinin Cumanın birden fazla yerde kılınması veya namaz kılınan yerin şehir sayılıp sayılmayacağı hususunda şüphe edilmesi halinde öğle namazının kılınması gerektiğini bildiren cevaplarını (Davuş-Şema fi salât-iz zuhri badel cumua) eserine almıştır. Bu değerli âlim, bu hususta ele alınan bütün itirazları teker teker çürütmüştür.

Resulullah efendimizin zamanında Cuma tek mescitte kılınıyordu. Cumaya geç kalanların ikinci, üçüncü cemaat yapmalarına izin verilmiyordu. Hulefa-i raşidin de bu yolu tuttu. Hazret-i Ömer döneminde fetihler yapılıp şehirler çoğalmasına rağmen, birden fazla camide Cuma kılınmasına müsaade edilmedi. Valilere yazılan mektuplarda, Cumanın tek mescitte kılınması emredildi.

Emeviler döneminde ve Abbasilerin ilk yıllarında bu durum aynen devam etti. Cumanın birden fazla camide kılınmasının, imam-ı Şafii hazretlerinin vefatından 76 yıl sonra olduğunu Hatib Bağdadi ve İbni Hacer hazretleri bildirmektedir.

Fakihlerin cumhuruna göre, Cumanın tek camide kılınması vacibdir. Birden fazla camide namaz kılmak sünnetten ayrılmaktır. İmam-ı Şafii hazretleri, ihtiyaç olsun olmasın bir şehirde birden fazla camide Cuma kılınmasının caiz olmadığını bildirmiştir. Zamanının İkinci Şafiisi olarak kabul edilen İbni Sübki hazretleri de aynen imam-ı Şafii hazretleri gibi fetva vermiştir. Sözü hüccet mezhep âlimleri, birkaç camide Cuma kılındığı takdirde, öğle namazının da kılınması gerektiğini bildirmişlerdi. Çünkü ihtiyatlı davranmak gerekir. Hadis-i şerifte, “Şüphelerden sakınan dinini korumuştur” buyuruldu.)

Birden fazla yerde Cuma namazı kılınan mescitlerde Şafiiler öğle namazını kılmaları gerekir. Hanefilerin ise, Cuma namazından sonra, Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazına diye niyet ederek Zuhr-i ahir adıyla bir namaz kılmalarının gerektiğini İbni Hümam ve İbni Âbidin hazretleri gibi Hanefi âlimleri bildirmektedir. Bu şekilde kılınınca, Cuma kabul olmuş ise, bu namaz, kaza namazı yerine geçer. Cuma namazı kabul olmamışsa öğlenin farzı yerine geçer. (Redd-ül-muhtar)

Sual: Kazası olmayan, Cuma günü ahir zuhuru kılarken her dört rekatında da zammı sure okumalı mıdır?
CEVAP
Evet okumalıdır. Çünkü Cuma kabul olmuş ise, o namaz nafile olur. Nafilelerin ise üçüncü ve dördüncü rekatında zammı sure okumak vaciptir.

Kazası olanın ise, okuması gerekmez, okusa da olur, okumasa da. Yani Farzın her rekatında zammı sure okumanın mahzuru olmaz.

Zuhri ahir namazı, Cuma namazı kabul olmazsa, öğlenin farzı yerine geçer. Kabul olmuş ise, kaza yerine geçer. Kazası da yoksa nafile olur.

Sual: Kazası olmayan kimse, zuhri ahiri kılarken, üçüncü ve dördüncü rekatlarda zammı sure okumalı dediniz. O zaman kazası olmayan, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, üçüncü ve dördüncü rekatlarda zammı sure okuması gerekmez mi?
CEVAP
Gerekmez. Zuhri ahir namazı bunlarla kıyas edilmez. Zuhri ahir namazı sırf o günkü Cuma namazının sahih olup olmaması ile ilgilidir. Kazası olmayan kimse, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünneti terk etmiş olmuyor, farz namaz yanında bir namaz kılınınca sünnet de kılınmış oluyor. Onun için, kazaya da niyet edilen dört rekatlı sünnetlerin üçüncü ve dördüncü rekatlarında zammı sure okunması gerekmez. Yani farzların üçüncü ve dördüncü rekatında zammı sure okumanın mahzuru olmaz. Okunursa secde-i sehv gerekmez.

Sual: Misafir, Cuma günü zuhr-i ahir namazını kaç rekat olarak kılar?
CEVAP
İki rekat olarak kılar.

Sual: Zuhr-i ahiri kılarken ikamet okumak mekruh mu?
CEVAP
Hayır.

Sual: Zuhr-i ahir namazı nasıl kılınır, farz namazı gibi mi?
CEVAP
Cumanın farzından sonra kılınır, farz gibi kılınır.

Cuma günü öğle namazı (Zuhr-i ahir) .:.: www.dinimizislam.com :.:.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt