ZUHRUF SURESİ 36. AYET MEALİ
Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.
Ayette görmezlikten gelme deyimi kuyllanılmıştır.Bu kişinin olayı görmesi/farkına varması ama bir şekilde ona önem vermemesi anlamına gelir.Kuran'ın adlarından biri de Zikir olduğuna göre Kişi Kuran'ın Allah katından olduğunu farkedip onu onu dünyevi çıkarlarına ters düşmesi nedeniyle görmezlikten gelmesi ve rahatını bozmaması olarak düşünebiliriz.Bu dünyevi bir çıkar olabileceği gibi insanın kibrine yenik düşmesi veya başka bir nedenle de olabilir.Sonuçta kişi nefsani bir nedenle işine gelmediği için Kuran'ı görmezlikten gelmektedir.Bu bütün Kuran için olabileceği gibi sadece bir ayet için de olabilir.Kişinin hoşuna gitmeyen bir ayeti gördüğünde bunu görmemezlikten gelmemesi o ayeti okumamış gibi davranması bu duruma örnektir. (Allah'ın zikri sadece Kuran anlamına gelmemektedir.Allah'ın anma daha doğrusu zikir kelimesinin bütün ifade ettiği anlamlar içinde bu görmezlikten gelme deyimi geçerlidir.)
ZUHRUF SURESİ 44. AYET MEALİ
Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.
Bu ayette gerçekten büyük bir ders vardır.Ayette Kuran'dan sorumlu tutulacağımız buyruluyor.Bunu herhangi bir sınava girerken sorumlu olacağımız kitap gibi düşünebiliriz.Eğer hoca söylediği kitap dışında bir başka kitaptan da soru sorarsa buna isyan ederiz haksızlığa uğradığmızı düşünürüz.Hayatı aynı bir sınava benzetirsek bu sınavın kitabı Kuran'dır.Allah zülmden münezzeh olduğuna göre bizlere nerden sorumlu olacağımızı bildirmiştir.Bu ayet te dinde hüküm kaynağının sadece Kuran olabileceğini kanıtlayan ayetlerdendir."Hadisler de veya herhangi bir alimin sözleri de din hükmüdür" tarzındaki kabullerin doğru olmadığını bu ayetten anlıyoruz.Peygamberin kendi ağzından çıkan sözlere bizzat tanık olsak dahi ,Peygamber de olsa kimsenin sözleri din hükmü yapılamaz.Kuran vahyi peygamberimizin kendi sözleri değil Cebrail vasıtasıyla Allah katından indirilen bir vahiydir.Bunu iyi ayırmamız gerekir.Bu ayeti , Zuhruf suresi 36'da geçen "Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa" bölüm ile birlikte düşünürsek daha da güzel olur kanısındayım.
ZUHRUF SURESİ 48-55. AYETLERİN MEALİ
Onlara gösterir olduğumuz her ayet-alâmet, kızkardeşi ayet-alâmetten mutlaka daha büyüktür. Belki dönerler diye onları azapla da yakalamışızdır.
Bu ayetten başımıza gelen müsibetlerden ders çıkarmamız gerektiğini anlıyoruz.."Bir müsibet bin nasihattan iyidir" sözü gerçekten önemli bir sözdür.Kişi batakta iken Allah kulunu kendi yaptıklarının bir karşılığı olarak sıkıntıya sokmasa kişi belki de hayatı boyunca o şekilde yaşayacak ve ahirette önüne ağır bir fatura çıkacaktır.Fakat Allah kulunu azapla da uyarıyor ki insanın gidişatının yanlış olduğunu anlasın ve bu halinden dönsün.Şunu da unutmamalıyız "Allah'ın ayetleri" dediğimiz de bu sadece Kuran ayetleri değildir.Allah'ın ayetleri Kuran ayetleri ile birlikte yerde gökte ne varsa hepsi, insanın kendi nefsinde yaşadıkları buna dahildir.O yüzden Allah'ın kişiyi ,kişinin kendi işlediği bir nedenle azaba uğratması da bir ayettir.Bir sivrisinek te ayetttir.İnsanların bunlar üzerine düşünmesi ve doğruyu araması ve Allah'a yakışır bir şekilde yaşaması Allah'ın insan üzerine yüklediği bir görevdir.
ZUHRUF SURESİ 49-50.AYET MEALİ
49.Dediler ki: "Ey büyücü! Sana verdiği söz aşkına, Rabbine bizim için bir yakarıver; biz artık doğru yola gireceğiz."
50.Fakat kendilerinden azabı kaldırdığımızda hemen yan çizmeye başladılar.
Allah insanları kendi yaptıklarından dolayı öyle bir sıkıntıya sokuyor ki insanlar artık hatalarını iyice anlıyorlar ve Allah'a bundan vazgeçeçeklerine dair söz veriyorlar.Fakat Allah azabı kaldırıp insanları rahata kavuşturduğunda bu sözlerinin gereğini yerine getirmiyorlar.Burdan Allah'ın insanları refah ile denediği sonucuna da varabiliriz.Bu ayetteki insanların sözlerinin eri olmayan insanlar olduğunu söyleyebiliriz.Zaten bu sözü verirlerken "ey büyücü" diye Musa peygamberimize hitap etmeleri de onların nasıl davranacaklarına işaret ediyor yorumunu da çıkarabiliriz.
ZUHRUF SURESİ 51-55. AYETLER
51.Firavun, toplumu içinde haykırıp şöyle dedi: "Ey toplumum! Mısır'ın mülk ve yönetimi benim değil mi? İşte şu nehirler benim altımdan akıyor. Görmüyor musunuz?"
52."Yoksa ben şu zavallı, şu meramını anlatamayacak adamdan hayırlı değil miyim?"
53."Ona altın bilezikler atılmalı, yanında-hizmetinde melekler bulunmalı değil miydi?"
54.İşte toplumunu böyle küçümsedi, onlar da ona itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan sapmış bir toplum idiler.
55.Onlar bizi bu şekilde öfkelendirince, biz de onlardan öc aldık; hepsini suya gömüverdik.
Ayetlerden Firavun'un kibrinin ,küçümsediği halkının ise bu küçümseme karşısında Firavuna karşı koymayıp yani zülme boyun eğmesi ve ona itaat etmelerinin onları felekate götürdüğünü anlıyoruz.Firavun halkı küçümsemektedir halk bunun farkındadır fakat ya korkudan veya herhangi bir nedenle bunu sindirmektedirler.Böylece dünyada bu eziklik ile yaşamaktadırlar.Ahirette ne olacağını Allah bilir diyelim.Fakat bu tavırların kibrin ve küçümsenenlerin de kendilerini küçümseyene itaat etmeye devam etmesinin Allah'ı kızdırdığını anlıyoruz..O yüzden bu tavırlardan uzak durmamız gerekir.Bir kişi bize zülm ederken ondan korkup onun yüzüne gülmeye devam etmek doğru değildir.Ona yaptığının yanlış olduğunu bir şekilde göstermeli ve bu duruma razı olmadığımızı göstermeliyiz.Aynı şekilde Allah'ın bize verdiği nimetlere güvenip te insanlara tepeden bakmamalıyız.Bu nimet para pul olabileceği gibi yakışıklı/güzel olmak veya herhangi bir alanda büyük meziyetlere sahip olmak ta olabilir.Ne olursa olsun bunların Allah'ın bizlere bir lutfu olduğunu ve bizleri aslında bunlarla denediğini unutmamalıyız.
Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.
Ayette görmezlikten gelme deyimi kuyllanılmıştır.Bu kişinin olayı görmesi/farkına varması ama bir şekilde ona önem vermemesi anlamına gelir.Kuran'ın adlarından biri de Zikir olduğuna göre Kişi Kuran'ın Allah katından olduğunu farkedip onu onu dünyevi çıkarlarına ters düşmesi nedeniyle görmezlikten gelmesi ve rahatını bozmaması olarak düşünebiliriz.Bu dünyevi bir çıkar olabileceği gibi insanın kibrine yenik düşmesi veya başka bir nedenle de olabilir.Sonuçta kişi nefsani bir nedenle işine gelmediği için Kuran'ı görmezlikten gelmektedir.Bu bütün Kuran için olabileceği gibi sadece bir ayet için de olabilir.Kişinin hoşuna gitmeyen bir ayeti gördüğünde bunu görmemezlikten gelmemesi o ayeti okumamış gibi davranması bu duruma örnektir. (Allah'ın zikri sadece Kuran anlamına gelmemektedir.Allah'ın anma daha doğrusu zikir kelimesinin bütün ifade ettiği anlamlar içinde bu görmezlikten gelme deyimi geçerlidir.)
ZUHRUF SURESİ 44. AYET MEALİ
Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.
Bu ayette gerçekten büyük bir ders vardır.Ayette Kuran'dan sorumlu tutulacağımız buyruluyor.Bunu herhangi bir sınava girerken sorumlu olacağımız kitap gibi düşünebiliriz.Eğer hoca söylediği kitap dışında bir başka kitaptan da soru sorarsa buna isyan ederiz haksızlığa uğradığmızı düşünürüz.Hayatı aynı bir sınava benzetirsek bu sınavın kitabı Kuran'dır.Allah zülmden münezzeh olduğuna göre bizlere nerden sorumlu olacağımızı bildirmiştir.Bu ayet te dinde hüküm kaynağının sadece Kuran olabileceğini kanıtlayan ayetlerdendir."Hadisler de veya herhangi bir alimin sözleri de din hükmüdür" tarzındaki kabullerin doğru olmadığını bu ayetten anlıyoruz.Peygamberin kendi ağzından çıkan sözlere bizzat tanık olsak dahi ,Peygamber de olsa kimsenin sözleri din hükmü yapılamaz.Kuran vahyi peygamberimizin kendi sözleri değil Cebrail vasıtasıyla Allah katından indirilen bir vahiydir.Bunu iyi ayırmamız gerekir.Bu ayeti , Zuhruf suresi 36'da geçen "Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa" bölüm ile birlikte düşünürsek daha da güzel olur kanısındayım.
ZUHRUF SURESİ 48-55. AYETLERİN MEALİ
Onlara gösterir olduğumuz her ayet-alâmet, kızkardeşi ayet-alâmetten mutlaka daha büyüktür. Belki dönerler diye onları azapla da yakalamışızdır.
Bu ayetten başımıza gelen müsibetlerden ders çıkarmamız gerektiğini anlıyoruz.."Bir müsibet bin nasihattan iyidir" sözü gerçekten önemli bir sözdür.Kişi batakta iken Allah kulunu kendi yaptıklarının bir karşılığı olarak sıkıntıya sokmasa kişi belki de hayatı boyunca o şekilde yaşayacak ve ahirette önüne ağır bir fatura çıkacaktır.Fakat Allah kulunu azapla da uyarıyor ki insanın gidişatının yanlış olduğunu anlasın ve bu halinden dönsün.Şunu da unutmamalıyız "Allah'ın ayetleri" dediğimiz de bu sadece Kuran ayetleri değildir.Allah'ın ayetleri Kuran ayetleri ile birlikte yerde gökte ne varsa hepsi, insanın kendi nefsinde yaşadıkları buna dahildir.O yüzden Allah'ın kişiyi ,kişinin kendi işlediği bir nedenle azaba uğratması da bir ayettir.Bir sivrisinek te ayetttir.İnsanların bunlar üzerine düşünmesi ve doğruyu araması ve Allah'a yakışır bir şekilde yaşaması Allah'ın insan üzerine yüklediği bir görevdir.
ZUHRUF SURESİ 49-50.AYET MEALİ
49.Dediler ki: "Ey büyücü! Sana verdiği söz aşkına, Rabbine bizim için bir yakarıver; biz artık doğru yola gireceğiz."
50.Fakat kendilerinden azabı kaldırdığımızda hemen yan çizmeye başladılar.
Allah insanları kendi yaptıklarından dolayı öyle bir sıkıntıya sokuyor ki insanlar artık hatalarını iyice anlıyorlar ve Allah'a bundan vazgeçeçeklerine dair söz veriyorlar.Fakat Allah azabı kaldırıp insanları rahata kavuşturduğunda bu sözlerinin gereğini yerine getirmiyorlar.Burdan Allah'ın insanları refah ile denediği sonucuna da varabiliriz.Bu ayetteki insanların sözlerinin eri olmayan insanlar olduğunu söyleyebiliriz.Zaten bu sözü verirlerken "ey büyücü" diye Musa peygamberimize hitap etmeleri de onların nasıl davranacaklarına işaret ediyor yorumunu da çıkarabiliriz.
ZUHRUF SURESİ 51-55. AYETLER
51.Firavun, toplumu içinde haykırıp şöyle dedi: "Ey toplumum! Mısır'ın mülk ve yönetimi benim değil mi? İşte şu nehirler benim altımdan akıyor. Görmüyor musunuz?"
52."Yoksa ben şu zavallı, şu meramını anlatamayacak adamdan hayırlı değil miyim?"
53."Ona altın bilezikler atılmalı, yanında-hizmetinde melekler bulunmalı değil miydi?"
54.İşte toplumunu böyle küçümsedi, onlar da ona itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan sapmış bir toplum idiler.
55.Onlar bizi bu şekilde öfkelendirince, biz de onlardan öc aldık; hepsini suya gömüverdik.
Ayetlerden Firavun'un kibrinin ,küçümsediği halkının ise bu küçümseme karşısında Firavuna karşı koymayıp yani zülme boyun eğmesi ve ona itaat etmelerinin onları felekate götürdüğünü anlıyoruz.Firavun halkı küçümsemektedir halk bunun farkındadır fakat ya korkudan veya herhangi bir nedenle bunu sindirmektedirler.Böylece dünyada bu eziklik ile yaşamaktadırlar.Ahirette ne olacağını Allah bilir diyelim.Fakat bu tavırların kibrin ve küçümsenenlerin de kendilerini küçümseyene itaat etmeye devam etmesinin Allah'ı kızdırdığını anlıyoruz..O yüzden bu tavırlardan uzak durmamız gerekir.Bir kişi bize zülm ederken ondan korkup onun yüzüne gülmeye devam etmek doğru değildir.Ona yaptığının yanlış olduğunu bir şekilde göstermeli ve bu duruma razı olmadığımızı göstermeliyiz.Aynı şekilde Allah'ın bize verdiği nimetlere güvenip te insanlara tepeden bakmamalıyız.Bu nimet para pul olabileceği gibi yakışıklı/güzel olmak veya herhangi bir alanda büyük meziyetlere sahip olmak ta olabilir.Ne olursa olsun bunların Allah'ın bizlere bir lutfu olduğunu ve bizleri aslında bunlarla denediğini unutmamalıyız.