Zindanın Böylesi
Kuş yumurtalarının kabuklan içindeki sırları yavaş yavaş çözmeye başlıyan biologlar, değişik yaşama şartlarındaki yuvalarda bulundukları çok değişik hususiyetlerle techiz edilerek, yavrunun yaşaması için her türlü imkânların bah şedildiğini hayretle müşahede ettiler ve şu soruyu sordular: "Sabah kahvaltısında bir yumurtayı yemek için kırdığınız zaman, fevkalade kompleks ve mükemmel bir yapıyı bozduğunuzun farkında mısınız?"
Bir tavuk yumurtasının kabuğu, herbiri küçük protein molekülleri tarafından örtülmüş 15.000 küçük solunum deliği ihtiva eder. Birçok küçük kuşun yumurtası elektron mikroskobu altında incelendiğinde süngerimsi kauçuk bir yapı gösterir. Bu şekildeki bir yapı dış tesirlere karşı kabuğun kırılmasını önleyerek ona esneklik ve sağlamlık kazandırır. Kabuğun bu hârika yapısı, yumurta yumurtalıktan çıktıktan sonra kanal boyunca ilerlerken üzerindeki zarların teşekkülünden sonra meydana gelir.
Yumurtalıktan, dış açıklığa kadar olan yol çok kısa olmasına rağmen yumurta bu yol boyunca çok değişiklikler geçirir. Esas yumurta hücresi, yumurta zarları hâsıl olmadan önce oviduct'un (yumurta kanalı) üst kısmında döllenir. Yumurta kanalının iç kısmı çeşitli koruyucu bezler taşır. Bunların ilk grubu yumurta sarısını saran albumin veya yumurta akı dediğimiz kısmı salgılayan bezlerdir. İkinci grup, yumurta zarlarını ve son grup ise yumurta kabuğunu yapan bezlerdir.
Gelişmekte olan bir civcivin ihtiyaç duyacağı bütün su, vitamin ve diğer besin maddeleri harika bir şekilde yumurtanın içine hazır olacak yerleştirilmiştir. Yumurta akı hususî surette bağlanmış su ihtiva ettiği halde, şansı: vitaminleri, proteinleri, yağları ve eser elementleri(*) bulundurur. Yumurtanın hem sarısı hem de akı esnek iki zar tarafından meydana getirilen bir kafes içinde korunur. Bu iki koruyucu zar ortada elastiki bir proteini çeviren protein ve şeker moleküllerinden meydana gelmiştir. Sert kabuk ise bu zarları çevirerek korur.
Gelişmekte olan bir embriyonun ihtiyaç duyduğu besin ve sudan başka, oksijen alınması, karbondioksit atılması, vücut ısısının muhafaza edilmesi, kemik gelişimi için gerekli kalsiyumun sağlanması ve ayrıca çeşitli bakteri hastalıkları ve mekanikî zararlardan korunma gibi işlerin hepsi bu kabuk tarafından ihtimamla yerine getirilir. Oksijen alınması ve karbondioksit atılması, kabuğun iç sathında bulunan kan damarlarıyla bolca techiz edilmiş chorioallanthois olarak bilinen embriyonik bir tabaka vasıtasıyla temin edilir. Sert olan yumurta kabuğu ergin kuşlarda olduğu gibi nefes alıp verme şeklindeki bir gaz mübâdelesini mânidir. Bunun yerine kabukta embriyonun ihtiyacı için diffüzyonla teneffüse imkân veren 15.000 küçük delikçik bulunur.
Fevkalade sağlam olmasına rağmen çok ince olan yumurta kabuğu, kuluçkaya yatan ebeveynin vücut hararetini embriyoya nakletmesi bakımından çok elverişlidir. Sürüngenlerin aksine kuşların hemen hemen hepsi yumurta hararetini temin etmek için nöbetleşe kuluçkaya yatarlar. Çünkü hiçbir kuş yumurtası normal atmosfer sıcaklığında gelişmez. Herhangi bir sebeble geçici bir süre için yumurtaların üzerinden kalkan kuş, sıcaklığın muhafaza edilmesi için tüylerle veya bitki parçalarıyla yumurtalarını örter.
Bütün kuşlar kuluçkaya yatmalarına rağmen fevkalâde bir istisna olarak Megapo didae familyasından güney Avustralya'da yaşayan Termometre Kuşu (Leipoa ocellata) kuluçkaya yatmaz. Termometre kuşunun erkeği toprak, kum ve bitkilerden 5 m. çapında ve takriben 1 m. yüksekliğinde bir tepe şeklinde kuluçka odası yapar. Dişi kuş yumurtalarını ustaca hazırlanmış bu kuluçka odasına yukarıdaki bir delik vasıtasıyla bırakır. Bitkilerin fermantasyonla bozulması neticesinde ortaya çıkan hararet yumurtaların gelişmesini temin eder. Dişi kuş, yumurtaları, bıraktıktan sonra onlarla alâkadar olmaz. Aksine erkek kuş sekiz hafta boyunca yuvanın yanından ayrılmaz. Bu müddet zarfında erkek kuş arada sırada sıcaklığını kontrol eder. Sıcaklığın kontrolü, ağız içindeki ve dildeki, sıcaklığa karşı hassas his hücrelerini yuvaya değdirmek suretiyle yapılır. Eğer hararet yükselirse yuvadaki malzemenin bir kısmı dışarıya atılır. Hararet düşerse bu sefer yuvaya yeni malzeme ilave edilir. Böylelikle kuluçka odasının sıcaklığı 1C° dahi değişmeden muhafaza edilir. İnsanoğlunun sıcaklığı kontrol etmek üzere yeni bulduğu Termostat denilen aletin çok daha mükemmelini bu kuşların kendi kendilerine icad edebilmelerine ve termoregülasyon işini (ısı kontrolu) şaşırmadan binlerce yıldan beri yapabilmeleri biologları düşündürmekte ve bu işin tesadüfen veya adaptasyonla gelişeceğine ihtimal vermemektedirler. Yavrular bu kum tepelerinin altından görünüşte hiçbir yardım görmeden gelişmiş olarak çıkarlar ve birkaç saat sonra da uçabilirler.
Kuş yumurtalarının kabuklan içindeki sırları yavaş yavaş çözmeye başlıyan biologlar, değişik yaşama şartlarındaki yuvalarda bulundukları çok değişik hususiyetlerle techiz edilerek, yavrunun yaşaması için her türlü imkânların bah şedildiğini hayretle müşahede ettiler ve şu soruyu sordular: "Sabah kahvaltısında bir yumurtayı yemek için kırdığınız zaman, fevkalade kompleks ve mükemmel bir yapıyı bozduğunuzun farkında mısınız?"
Bir tavuk yumurtasının kabuğu, herbiri küçük protein molekülleri tarafından örtülmüş 15.000 küçük solunum deliği ihtiva eder. Birçok küçük kuşun yumurtası elektron mikroskobu altında incelendiğinde süngerimsi kauçuk bir yapı gösterir. Bu şekildeki bir yapı dış tesirlere karşı kabuğun kırılmasını önleyerek ona esneklik ve sağlamlık kazandırır. Kabuğun bu hârika yapısı, yumurta yumurtalıktan çıktıktan sonra kanal boyunca ilerlerken üzerindeki zarların teşekkülünden sonra meydana gelir.
Yumurtalıktan, dış açıklığa kadar olan yol çok kısa olmasına rağmen yumurta bu yol boyunca çok değişiklikler geçirir. Esas yumurta hücresi, yumurta zarları hâsıl olmadan önce oviduct'un (yumurta kanalı) üst kısmında döllenir. Yumurta kanalının iç kısmı çeşitli koruyucu bezler taşır. Bunların ilk grubu yumurta sarısını saran albumin veya yumurta akı dediğimiz kısmı salgılayan bezlerdir. İkinci grup, yumurta zarlarını ve son grup ise yumurta kabuğunu yapan bezlerdir.
Gelişmekte olan bir civcivin ihtiyaç duyacağı bütün su, vitamin ve diğer besin maddeleri harika bir şekilde yumurtanın içine hazır olacak yerleştirilmiştir. Yumurta akı hususî surette bağlanmış su ihtiva ettiği halde, şansı: vitaminleri, proteinleri, yağları ve eser elementleri(*) bulundurur. Yumurtanın hem sarısı hem de akı esnek iki zar tarafından meydana getirilen bir kafes içinde korunur. Bu iki koruyucu zar ortada elastiki bir proteini çeviren protein ve şeker moleküllerinden meydana gelmiştir. Sert kabuk ise bu zarları çevirerek korur.
Gelişmekte olan bir embriyonun ihtiyaç duyduğu besin ve sudan başka, oksijen alınması, karbondioksit atılması, vücut ısısının muhafaza edilmesi, kemik gelişimi için gerekli kalsiyumun sağlanması ve ayrıca çeşitli bakteri hastalıkları ve mekanikî zararlardan korunma gibi işlerin hepsi bu kabuk tarafından ihtimamla yerine getirilir. Oksijen alınması ve karbondioksit atılması, kabuğun iç sathında bulunan kan damarlarıyla bolca techiz edilmiş chorioallanthois olarak bilinen embriyonik bir tabaka vasıtasıyla temin edilir. Sert olan yumurta kabuğu ergin kuşlarda olduğu gibi nefes alıp verme şeklindeki bir gaz mübâdelesini mânidir. Bunun yerine kabukta embriyonun ihtiyacı için diffüzyonla teneffüse imkân veren 15.000 küçük delikçik bulunur.
Fevkalade sağlam olmasına rağmen çok ince olan yumurta kabuğu, kuluçkaya yatan ebeveynin vücut hararetini embriyoya nakletmesi bakımından çok elverişlidir. Sürüngenlerin aksine kuşların hemen hemen hepsi yumurta hararetini temin etmek için nöbetleşe kuluçkaya yatarlar. Çünkü hiçbir kuş yumurtası normal atmosfer sıcaklığında gelişmez. Herhangi bir sebeble geçici bir süre için yumurtaların üzerinden kalkan kuş, sıcaklığın muhafaza edilmesi için tüylerle veya bitki parçalarıyla yumurtalarını örter.
Bütün kuşlar kuluçkaya yatmalarına rağmen fevkalâde bir istisna olarak Megapo didae familyasından güney Avustralya'da yaşayan Termometre Kuşu (Leipoa ocellata) kuluçkaya yatmaz. Termometre kuşunun erkeği toprak, kum ve bitkilerden 5 m. çapında ve takriben 1 m. yüksekliğinde bir tepe şeklinde kuluçka odası yapar. Dişi kuş yumurtalarını ustaca hazırlanmış bu kuluçka odasına yukarıdaki bir delik vasıtasıyla bırakır. Bitkilerin fermantasyonla bozulması neticesinde ortaya çıkan hararet yumurtaların gelişmesini temin eder. Dişi kuş, yumurtaları, bıraktıktan sonra onlarla alâkadar olmaz. Aksine erkek kuş sekiz hafta boyunca yuvanın yanından ayrılmaz. Bu müddet zarfında erkek kuş arada sırada sıcaklığını kontrol eder. Sıcaklığın kontrolü, ağız içindeki ve dildeki, sıcaklığa karşı hassas his hücrelerini yuvaya değdirmek suretiyle yapılır. Eğer hararet yükselirse yuvadaki malzemenin bir kısmı dışarıya atılır. Hararet düşerse bu sefer yuvaya yeni malzeme ilave edilir. Böylelikle kuluçka odasının sıcaklığı 1C° dahi değişmeden muhafaza edilir. İnsanoğlunun sıcaklığı kontrol etmek üzere yeni bulduğu Termostat denilen aletin çok daha mükemmelini bu kuşların kendi kendilerine icad edebilmelerine ve termoregülasyon işini (ısı kontrolu) şaşırmadan binlerce yıldan beri yapabilmeleri biologları düşündürmekte ve bu işin tesadüfen veya adaptasyonla gelişeceğine ihtimal vermemektedirler. Yavrular bu kum tepelerinin altından görünüşte hiçbir yardım görmeden gelişmiş olarak çıkarlar ve birkaç saat sonra da uçabilirler.