HUSEYIN SASMAZ
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 11 Eyl 2009
- Mesajlar
- 1,204
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 61
ZİNA HADDİ
--------------------------------------------------------------------------------
Bazıları, zina eden erkek ve kadının evli veya bekar olmalarına bakılmaksızın ve aralarında herhangi bir fark olmaksızın her ikisine de yüz sopa vurulacağını söylemektedir ve buna delil olarak da şu ayeti göstermektedirler:
"Zina eden erkek ve kadının her birine yüzer değnek vurun. Allah'ın dini hususunda onlara acımayın." *
Bu ayete istinaden diyorlar ki; kesin ve yakîn olarak bilinen Allah'ın kitabını, içerisine yalan karışma ihtimali olan ahad bir habere dayanarak terk etmek caiz değildir. Zira bu durum kitabın sünnetle neshedilmesine yol açar ki bu, caiz değildir. Diğer taraftan içlerinde sahabe ve tabiinden kimselerin ve onlardan sonraki asırlarda yaşayanların da bulunduğu ilim ehlinin geneli, evli olmayanın yüz değnek ile, evli olanın ise Rasulullah (sav)'in uygulaması gereğince ölünceye kadar recm edileceğini söylemektedirler. Çünkü Allah Rasülü "Maiz'i recm etmiştir."
Cabir b. Abdullah'dan:
"Nebi (sav), bir kadın ile zina eden bir adama sopa vurulmasını emretti. Daha sonra adamın evli olduğu haber verilince, onun taşlanmasını emretti ve adam recm edildi." *
"Zina eden erkek ve kadının her birine yüzer değnek vurun." * ayetini inceleyen kimse, bunun genel bir ifade ile geldiğini görür. Zira ayette yer alan zina eden erkek ve zina eden kadın kelimeleri, genel lafızlardandır. Evli olanı da bekar olanı da kapsamına alır. Rasulullah (sav)'den gelen hadis şöyledir:
"Ey Üneys! Bunun zina ettiği kadına git, eğer yaptığını itiraf ederse onu recm et." *
Yine Rasulullah (sav)'in, evli olup olmadığını sorduktan sonra Maiz'i, diğer sahih hadislerde yer aldığı üzere Ğamidiye'den bir kadını recmettirdiği sabittir. Dolayısıyla bu hadisler, genel lafızlarla gelen bu ayette yer alan bu hükmün muhsan * olmayanlar (evli olmayan) için olduğu ve evli olanların, bu hükümden istisna edildiği hususunda bu genelliği tahsis etmektedir. Hadisler, Kur'an'ı nesh etmeyip bu genelliği tahsis etmektedirler. Kur'an'ın, sünnetle tahsisi ise caizdir. Genel ifadelerle gelen birçok ayette de bu durum söz konusu olup hadisler ayetleri tahsis etmişlerdir.
Şer’î delillerin, yani Kitap ve sünnetin işaret ettiği şer’î hükme göre; evli olmayanlara, Allah'ın kitabı ile amel edilerek yüz değnek sopa cezası, sünnetle amel edilerek de bir yıl sürgün cezası uygulanır. Ancak sürgün cezası şart olmayıp caizdir. İmamın görüşüne bırakılmış bir hükümdür, dilerse hem sopa vurur hem de bir yıl sürgüne gönderir, dilerse yalnızca sopa vurup sürgüne göndermez. Fakat hem sopa cezasını hem de sürgünü ortadan kaldırması caiz değildir. Çünkü evli olmayanın cezası celddir. Muhsan olanın (evli olanın) cezası ise, Allah'ın ayetini tahsis eden Rasulullah (sav)'in sünneti ile amel edilerek, ölünceye kadar taşlanmaktır. Evli olan bir kimseye, hem sopa hem de taşlama cezasının bir arada uygulanması caizdir. Önce sopa cezası uygulanır, ardından da recmedilir. Yalnızca recm cezasının uygulanması da caizdir. Fakat sadece sopa cezası ile yetinilmesi caiz değildir; çünkü evli olanın cezası recmedilmektir.
Evli olmayanın sopa cezası ile cezalandırılacağının delili Allah'ın şu sözüdür:
"Zina eden erkek ve kadının her birine yüzer değnek vurun." *
Bir yıl sürgüne gönderilmesi ile ilgili olarak da birçok hadis vardır.
Ebu Hüreyre'den:
"Nebi (sav), bekar olan ve zina eden bir kimseye sopa vurulmasına ve bir yıl sürgün edilmesine hükmetti." *
Ubade b. es-Samit'ten: Rasulullah (sav) şöyle dedi:
“(Hükümleri) benden alıp öğreniniz. (Hükümleri) benden alıp öğreniniz. Allah onlar için bir yol belirledi. Bekar bir erkek bekar bir kadınla zina etmişse (her birine) yüzer değnek sopa vurun ve bir sene sürgün cezası vardır." *
Sahabeler bu hadise göre hareket ederek, evli olmayana sopa ve bir yıl sürgün cezası uyguladılar. Bunun yanında Rasulullah (sav)'in yalnızca sopa cezası uyguladığı ancak sürgüne göndermediği de sabittir.
Ebu Davud, Sehl b. Sa'd'den şu hadisi rivayet etmektedir:
"Bekr b. Leys kabilesinden bir adam Nebi (sav)'e gelerek bir kadın ile zina ettiğini itiraf etti. Adam bekar idi ve Nebi (sav) onu yüz kırbaç cezası ile cezalandırdı. Kadının onu yalanlaması üzerine kadın hakkında beyyine sordu. Fakat adam beyyine getiremeyince Rasulullah (sav), adamı kazf haddine yani seksen sopaya mahkum etti." *
Bu hadise göre Rasulullah (sav), zina eden erkeğe celd uygulamış ama onu sürgüne göndermemiştir.
Bir başka hadiste Nebi (sav) şöyle buyurmaktadır:
"Sizden birinizin cariyesi zina ettiği zaman ona sopa vurunuz." *
Tüm bu hadisler, sürgüne göndermenin vacip değil caiz olduğuna işaret etmektedir. İmamın (halifenin) hem sopa vurma hem de sürgüne gönderme hakkı olduğu gibi, yalnızca sopa vurmakla yetinme hakkı da vardır. Zira Rasul (sav)'in, iki cezayı birden uyguladığı gibi, yalnızca celd cezasını uygulayıp sürgüne göndermediği de olmuştur.
Muhsan olmayana celd cezası ile birlikte uygulanan sürgüne gönderme cezasının "had"den sayılması hususunu ele aldığımızda, bu konuda birbiri ile zıt birçok hadisin var olduğunu görürüz. Bu konuda gelen hadislerin çoğunda Allah Rasülü (sav), celd ile birlikte sürgün cezasını da uygulamıştır. Bir kısım hadislerde ise yalnızca celd uyguladığı ancak sürgüne göndermediği rivayet edilmektedir. Ancak tüm hadisler arasında sürgün cezası hadden sayılmaktadır. Fakat burada, "sizden birinizin cariyesi zina ettiği zaman" hadisi ile Sehl b. Sa'd hadisinin, sürgün cezasının meşruiyetinden önce olduğu söylenemez. Çünkü sürgün ile ilgili hadislerin sürgün etmeme hadislerinden önce olduğu sabit olmamıştır. Dolayısıyla kesin tarih bilinmemektedir. Hangi hadisin, diğerinden önce olduğunun belli olmaması nedeniyle de burada nesh olayı söz konusu olamaz. Birinin diğerine tercih edilmesi de söz konusu değildir. Rasulullah (sav)'in, bir keresinde sürgün cezasını uygulaması, bir başka olayda ise uygulamaması, bunun vacip değil caiz olduğunu gösteren bir karinedir. Öyleyse celd cezasından fazla olarak sürgün cezası ile birlikte rivayet edilen hadisler, bu şekliyle alınır ve bu fazlalık vucubiyet anlamını değil caizlik anlamını ifade eder. Bu konu ile ilgili olarak gelen tüm hadislerde, ister celd ile birlikte sürgün cezası olsun, isterse yalnızca sürgün cezası olsun kesin olan, vucubiyet ifade eden ve Rasülün terk etmediği tek husus, sopa cezasıdır. Bazı hadislerde de zikredildiği ve Allah Rasülünün de uyguladığı üzere imamın sürgün cezasını uygulaması veya uygulamaması caizdir. Şeriatın maksatlarını en iyi bilen kimseler olarak sahabeler, sopa cezası ile birlikte sürgün cezasını da uygulamışlardır. Ömer, Medine'den Şam'a, Osman Mısır'a, İbni Ömer de cariyesini Fedek'e sürgüne göndermiştir. Hadislerde yer alan şeri sürgünden kasıt, zina edenin garip sayılacak bir şekilde ikamet ettiği bölgeden çıkartılmasıdır. Sürgün konusunda, sahabe tarafından bilinen anlam da budur.
Evli olan bir kimseye uygulanacak cezalarla ilgili hadisler ise çoktur. Ebu Hüreyre ve Zeyd b. Halid'den: Bedevilerden iki adam Rasulullah (sav)'e geldi ve şöyle dedi:
"Ey Allah Rasülü! Allah için hakkımda, Allah'ın kitabı ile hüküm vermeni istiyorum. Birincisinden daha bilgili olan ikinci adam ise şöyle dedi: Evet, aramızda Allah'ın kitabı ile hükmet ve konuşmam için bana izin ver. Rasulullah (sav), ona konuş dedi: Adam dedi ki: Benim oğlum bu adamın yanında işçi idi. Bu adamın karısı ile zina etti ve oğlumun recmedilmesi gerektiğini öğrendim. Bunun üzerine oğlum için bir cariye ve yüz koyun fidye vermek istedim. İlim sahiplerine sorduğum zaman bana, oğluma yüz sopa vurulması ve bir yıl sürgün edilmesi, bu adamın karısının da recmedilmesi gerektiğini söylediler. Bunun üzerine, Allah Rasülü (sav) şöyle dedi: Canımı elinde bulundurana yemin olsun ki, aranızda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğim. Koyunlar ve cariye sana geri verilecek. Oğluna yüz kırbaç vurulması ve bir yıl sürgün edilmesi gerekir. Sonra Eslem'den bir adama: Ey Üneys! Bunun zina ettiği kadına git, eğer yaptığını itiraf ederse, onu recmet." Üneys, kadına gittiğinde kadın zina ettiğini itiraf etti ve Allah Rasülünün emri gereğince, Üneys onu recm etti." *
Rasulullah (sav) evli olanın recmedilmesini ve kırbaç vurulmamasını emretti. Şa'bi'den:
Zina Haddi, Zinann Beyyineleri
--------------------------------------------------------------------------------
Bazıları, zina eden erkek ve kadının evli veya bekar olmalarına bakılmaksızın ve aralarında herhangi bir fark olmaksızın her ikisine de yüz sopa vurulacağını söylemektedir ve buna delil olarak da şu ayeti göstermektedirler:
"Zina eden erkek ve kadının her birine yüzer değnek vurun. Allah'ın dini hususunda onlara acımayın." *
Bu ayete istinaden diyorlar ki; kesin ve yakîn olarak bilinen Allah'ın kitabını, içerisine yalan karışma ihtimali olan ahad bir habere dayanarak terk etmek caiz değildir. Zira bu durum kitabın sünnetle neshedilmesine yol açar ki bu, caiz değildir. Diğer taraftan içlerinde sahabe ve tabiinden kimselerin ve onlardan sonraki asırlarda yaşayanların da bulunduğu ilim ehlinin geneli, evli olmayanın yüz değnek ile, evli olanın ise Rasulullah (sav)'in uygulaması gereğince ölünceye kadar recm edileceğini söylemektedirler. Çünkü Allah Rasülü "Maiz'i recm etmiştir."
Cabir b. Abdullah'dan:
"Nebi (sav), bir kadın ile zina eden bir adama sopa vurulmasını emretti. Daha sonra adamın evli olduğu haber verilince, onun taşlanmasını emretti ve adam recm edildi." *
"Zina eden erkek ve kadının her birine yüzer değnek vurun." * ayetini inceleyen kimse, bunun genel bir ifade ile geldiğini görür. Zira ayette yer alan zina eden erkek ve zina eden kadın kelimeleri, genel lafızlardandır. Evli olanı da bekar olanı da kapsamına alır. Rasulullah (sav)'den gelen hadis şöyledir:
"Ey Üneys! Bunun zina ettiği kadına git, eğer yaptığını itiraf ederse onu recm et." *
Yine Rasulullah (sav)'in, evli olup olmadığını sorduktan sonra Maiz'i, diğer sahih hadislerde yer aldığı üzere Ğamidiye'den bir kadını recmettirdiği sabittir. Dolayısıyla bu hadisler, genel lafızlarla gelen bu ayette yer alan bu hükmün muhsan * olmayanlar (evli olmayan) için olduğu ve evli olanların, bu hükümden istisna edildiği hususunda bu genelliği tahsis etmektedir. Hadisler, Kur'an'ı nesh etmeyip bu genelliği tahsis etmektedirler. Kur'an'ın, sünnetle tahsisi ise caizdir. Genel ifadelerle gelen birçok ayette de bu durum söz konusu olup hadisler ayetleri tahsis etmişlerdir.
Şer’î delillerin, yani Kitap ve sünnetin işaret ettiği şer’î hükme göre; evli olmayanlara, Allah'ın kitabı ile amel edilerek yüz değnek sopa cezası, sünnetle amel edilerek de bir yıl sürgün cezası uygulanır. Ancak sürgün cezası şart olmayıp caizdir. İmamın görüşüne bırakılmış bir hükümdür, dilerse hem sopa vurur hem de bir yıl sürgüne gönderir, dilerse yalnızca sopa vurup sürgüne göndermez. Fakat hem sopa cezasını hem de sürgünü ortadan kaldırması caiz değildir. Çünkü evli olmayanın cezası celddir. Muhsan olanın (evli olanın) cezası ise, Allah'ın ayetini tahsis eden Rasulullah (sav)'in sünneti ile amel edilerek, ölünceye kadar taşlanmaktır. Evli olan bir kimseye, hem sopa hem de taşlama cezasının bir arada uygulanması caizdir. Önce sopa cezası uygulanır, ardından da recmedilir. Yalnızca recm cezasının uygulanması da caizdir. Fakat sadece sopa cezası ile yetinilmesi caiz değildir; çünkü evli olanın cezası recmedilmektir.
Evli olmayanın sopa cezası ile cezalandırılacağının delili Allah'ın şu sözüdür:
"Zina eden erkek ve kadının her birine yüzer değnek vurun." *
Bir yıl sürgüne gönderilmesi ile ilgili olarak da birçok hadis vardır.
Ebu Hüreyre'den:
"Nebi (sav), bekar olan ve zina eden bir kimseye sopa vurulmasına ve bir yıl sürgün edilmesine hükmetti." *
Ubade b. es-Samit'ten: Rasulullah (sav) şöyle dedi:
“(Hükümleri) benden alıp öğreniniz. (Hükümleri) benden alıp öğreniniz. Allah onlar için bir yol belirledi. Bekar bir erkek bekar bir kadınla zina etmişse (her birine) yüzer değnek sopa vurun ve bir sene sürgün cezası vardır." *
Sahabeler bu hadise göre hareket ederek, evli olmayana sopa ve bir yıl sürgün cezası uyguladılar. Bunun yanında Rasulullah (sav)'in yalnızca sopa cezası uyguladığı ancak sürgüne göndermediği de sabittir.
Ebu Davud, Sehl b. Sa'd'den şu hadisi rivayet etmektedir:
"Bekr b. Leys kabilesinden bir adam Nebi (sav)'e gelerek bir kadın ile zina ettiğini itiraf etti. Adam bekar idi ve Nebi (sav) onu yüz kırbaç cezası ile cezalandırdı. Kadının onu yalanlaması üzerine kadın hakkında beyyine sordu. Fakat adam beyyine getiremeyince Rasulullah (sav), adamı kazf haddine yani seksen sopaya mahkum etti." *
Bu hadise göre Rasulullah (sav), zina eden erkeğe celd uygulamış ama onu sürgüne göndermemiştir.
Bir başka hadiste Nebi (sav) şöyle buyurmaktadır:
"Sizden birinizin cariyesi zina ettiği zaman ona sopa vurunuz." *
Tüm bu hadisler, sürgüne göndermenin vacip değil caiz olduğuna işaret etmektedir. İmamın (halifenin) hem sopa vurma hem de sürgüne gönderme hakkı olduğu gibi, yalnızca sopa vurmakla yetinme hakkı da vardır. Zira Rasul (sav)'in, iki cezayı birden uyguladığı gibi, yalnızca celd cezasını uygulayıp sürgüne göndermediği de olmuştur.
Muhsan olmayana celd cezası ile birlikte uygulanan sürgüne gönderme cezasının "had"den sayılması hususunu ele aldığımızda, bu konuda birbiri ile zıt birçok hadisin var olduğunu görürüz. Bu konuda gelen hadislerin çoğunda Allah Rasülü (sav), celd ile birlikte sürgün cezasını da uygulamıştır. Bir kısım hadislerde ise yalnızca celd uyguladığı ancak sürgüne göndermediği rivayet edilmektedir. Ancak tüm hadisler arasında sürgün cezası hadden sayılmaktadır. Fakat burada, "sizden birinizin cariyesi zina ettiği zaman" hadisi ile Sehl b. Sa'd hadisinin, sürgün cezasının meşruiyetinden önce olduğu söylenemez. Çünkü sürgün ile ilgili hadislerin sürgün etmeme hadislerinden önce olduğu sabit olmamıştır. Dolayısıyla kesin tarih bilinmemektedir. Hangi hadisin, diğerinden önce olduğunun belli olmaması nedeniyle de burada nesh olayı söz konusu olamaz. Birinin diğerine tercih edilmesi de söz konusu değildir. Rasulullah (sav)'in, bir keresinde sürgün cezasını uygulaması, bir başka olayda ise uygulamaması, bunun vacip değil caiz olduğunu gösteren bir karinedir. Öyleyse celd cezasından fazla olarak sürgün cezası ile birlikte rivayet edilen hadisler, bu şekliyle alınır ve bu fazlalık vucubiyet anlamını değil caizlik anlamını ifade eder. Bu konu ile ilgili olarak gelen tüm hadislerde, ister celd ile birlikte sürgün cezası olsun, isterse yalnızca sürgün cezası olsun kesin olan, vucubiyet ifade eden ve Rasülün terk etmediği tek husus, sopa cezasıdır. Bazı hadislerde de zikredildiği ve Allah Rasülünün de uyguladığı üzere imamın sürgün cezasını uygulaması veya uygulamaması caizdir. Şeriatın maksatlarını en iyi bilen kimseler olarak sahabeler, sopa cezası ile birlikte sürgün cezasını da uygulamışlardır. Ömer, Medine'den Şam'a, Osman Mısır'a, İbni Ömer de cariyesini Fedek'e sürgüne göndermiştir. Hadislerde yer alan şeri sürgünden kasıt, zina edenin garip sayılacak bir şekilde ikamet ettiği bölgeden çıkartılmasıdır. Sürgün konusunda, sahabe tarafından bilinen anlam da budur.
Evli olan bir kimseye uygulanacak cezalarla ilgili hadisler ise çoktur. Ebu Hüreyre ve Zeyd b. Halid'den: Bedevilerden iki adam Rasulullah (sav)'e geldi ve şöyle dedi:
"Ey Allah Rasülü! Allah için hakkımda, Allah'ın kitabı ile hüküm vermeni istiyorum. Birincisinden daha bilgili olan ikinci adam ise şöyle dedi: Evet, aramızda Allah'ın kitabı ile hükmet ve konuşmam için bana izin ver. Rasulullah (sav), ona konuş dedi: Adam dedi ki: Benim oğlum bu adamın yanında işçi idi. Bu adamın karısı ile zina etti ve oğlumun recmedilmesi gerektiğini öğrendim. Bunun üzerine oğlum için bir cariye ve yüz koyun fidye vermek istedim. İlim sahiplerine sorduğum zaman bana, oğluma yüz sopa vurulması ve bir yıl sürgün edilmesi, bu adamın karısının da recmedilmesi gerektiğini söylediler. Bunun üzerine, Allah Rasülü (sav) şöyle dedi: Canımı elinde bulundurana yemin olsun ki, aranızda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğim. Koyunlar ve cariye sana geri verilecek. Oğluna yüz kırbaç vurulması ve bir yıl sürgün edilmesi gerekir. Sonra Eslem'den bir adama: Ey Üneys! Bunun zina ettiği kadına git, eğer yaptığını itiraf ederse, onu recmet." Üneys, kadına gittiğinde kadın zina ettiğini itiraf etti ve Allah Rasülünün emri gereğince, Üneys onu recm etti." *
Rasulullah (sav) evli olanın recmedilmesini ve kırbaç vurulmamasını emretti. Şa'bi'den:
Zina Haddi, Zinann Beyyineleri