osmanyusuf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 18 Ara 2007
- Mesajlar
- 387
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 54
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun. Peygamberlerin sonuncusu ve imamı, şükredenlerin efendisi, zikredenlerin en üstünü, çevresini nuru ile aydınlatanların kumandanı Hz. Muhammed (s.a.v)'e âl ve ashabına ve O'nun yolunu tutanlara kıyamet gününe kadar salât ve selâm olsun.
Her Mekân ve Zamanda Zikir:
Bil ki ey kardeşim, — her insanın hayatta öyle temel bir gayesi vardır ki idealleri onun etrafında yörünge çizer, davranışları ona doğru yönelir; fikri onun etrafında yoğunlaşır. İşte bu gayeyi "Meselu'1-A'lâ (en üst örnek) diye isimlendirirler.-Ne zaman bu gaye yücelir, en ön sıraya geçerse ondan şanlı ve yüksek davranışlar zuhur eder. Sahibi de güzelliklerin oluşturduğu bir portreyi kendisine örnek huy edinir. Nefsi, kendisi için takdir payı alıncaya kadar en üst örnek şahsiyetle daima daha ileri bir olgunluğa doğru yol alır.
Z İ K İ R
Tefekkür en yüksek zikirlerdendir. İlim öğrenmek zikirdir ve Allah'ın rızasını gözettiğin her iş zikirdir. îyi niyetle rızık peşinde koşman zikirdir. Mevlâ'nın seni murakabe altında tuttuğunu ve gözettiğini tefekkür etmen zikirdir. Bunun için arif kişiler, her haliyle zikrederler.
Adabına riayet edilince zikir kalbe tesir eder. Eğer kalbe tesir etmiyorsa, yapılan iş kuru lafızlardan müteşekkil olur.
Âlimler, zikrin çok adabı bulunduğunu belirttiler. En önemlileri ve birinci sırada olanlar aşağıdadır:
1-Huşu ve edep içerisinde zikretmek. Zikir esnasında geçen kelimelerin manalarını yaşayarak söylemek, zikir atmosferinden etkilenmeye çalışmak, zikrin maksat ve gayelerini düşünmektir.
2- Başkalarının kafasını karıştırmamaya dikkat ederek, tam bir uyanıklık içinde olmak ve mümkün mertebe sesi kısmaktır. Aşağıdaki âyet-i kerime bu adaplara işaret ediyor:
"Sabah-akşam sesini yükseltmeden, gizlice, nefsinde tazarru ile Rabbını zikret. Gafillerden olma."(ARAF 205.)
3— Cemaatle zikredildiği zaman cemaate uyum sağlamak, ne ileri gitmek ne de geri kalmak. Zikreden kimse cemaate sonradan gelirse kavuştuğu yerden devam etmek, zikir bitince kavuşamadığı kısımları tamamlamaktır. Zikir esnasında okumasını yetiştiremediği kısmı tamamlayıp cemaate yetişmek. Hiç bir zaman cemaat zikirde olduğu anda devam etmek caiz değildir. Çünkü bu zikrin manasını bozmak olur ki ittifakla haramdır.
4-Elbisenin ve mekanın temizliğine dikkat etmek. Uygun vakit ve mekanlar seçilir ki, bu durum, zikreden kişinin ilgi odağını toplamasına, kalbin durulanmasına ve ihlasa yardımcı olur.
5— Zikrin tesirini ve faydasını yok edecek boş şeyler ve konuşmalardan sakınmak. Edep ve huşu içerisinde olmaktır.
Zikreden bu adaba riayet ettiği zaman okuduklarının faydasını görecek, kalbinde zindelik, göğsünde sevinç ve ruhunda aydınlık duyacaktır. Mevlânın feyzine nail olmuş olarak etkisini görecektir , inşallah.
Her Mekân ve Zamanda Zikir:
Bil ki ey kardeşim, — her insanın hayatta öyle temel bir gayesi vardır ki idealleri onun etrafında yörünge çizer, davranışları ona doğru yönelir; fikri onun etrafında yoğunlaşır. İşte bu gayeyi "Meselu'1-A'lâ (en üst örnek) diye isimlendirirler.-Ne zaman bu gaye yücelir, en ön sıraya geçerse ondan şanlı ve yüksek davranışlar zuhur eder. Sahibi de güzelliklerin oluşturduğu bir portreyi kendisine örnek huy edinir. Nefsi, kendisi için takdir payı alıncaya kadar en üst örnek şahsiyetle daima daha ileri bir olgunluğa doğru yol alır.
Z İ K İ R
Tefekkür en yüksek zikirlerdendir. İlim öğrenmek zikirdir ve Allah'ın rızasını gözettiğin her iş zikirdir. îyi niyetle rızık peşinde koşman zikirdir. Mevlâ'nın seni murakabe altında tuttuğunu ve gözettiğini tefekkür etmen zikirdir. Bunun için arif kişiler, her haliyle zikrederler.
Adabına riayet edilince zikir kalbe tesir eder. Eğer kalbe tesir etmiyorsa, yapılan iş kuru lafızlardan müteşekkil olur.
Âlimler, zikrin çok adabı bulunduğunu belirttiler. En önemlileri ve birinci sırada olanlar aşağıdadır:
1-Huşu ve edep içerisinde zikretmek. Zikir esnasında geçen kelimelerin manalarını yaşayarak söylemek, zikir atmosferinden etkilenmeye çalışmak, zikrin maksat ve gayelerini düşünmektir.
2- Başkalarının kafasını karıştırmamaya dikkat ederek, tam bir uyanıklık içinde olmak ve mümkün mertebe sesi kısmaktır. Aşağıdaki âyet-i kerime bu adaplara işaret ediyor:
"Sabah-akşam sesini yükseltmeden, gizlice, nefsinde tazarru ile Rabbını zikret. Gafillerden olma."(ARAF 205.)
3— Cemaatle zikredildiği zaman cemaate uyum sağlamak, ne ileri gitmek ne de geri kalmak. Zikreden kimse cemaate sonradan gelirse kavuştuğu yerden devam etmek, zikir bitince kavuşamadığı kısımları tamamlamaktır. Zikir esnasında okumasını yetiştiremediği kısmı tamamlayıp cemaate yetişmek. Hiç bir zaman cemaat zikirde olduğu anda devam etmek caiz değildir. Çünkü bu zikrin manasını bozmak olur ki ittifakla haramdır.
4-Elbisenin ve mekanın temizliğine dikkat etmek. Uygun vakit ve mekanlar seçilir ki, bu durum, zikreden kişinin ilgi odağını toplamasına, kalbin durulanmasına ve ihlasa yardımcı olur.
5— Zikrin tesirini ve faydasını yok edecek boş şeyler ve konuşmalardan sakınmak. Edep ve huşu içerisinde olmaktır.
Zikreden bu adaba riayet ettiği zaman okuduklarının faydasını görecek, kalbinde zindelik, göğsünde sevinç ve ruhunda aydınlık duyacaktır. Mevlânın feyzine nail olmuş olarak etkisini görecektir , inşallah.