Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Zayıf imanı güçlendirmek için ne yapmak gerekir? (1 Kullanıcı)

sevgi gür

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2009
Mesajlar
17
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
İmanın çeşitli dereceleri vardır. Allah ayetlerinde güçlü bir imana sahip olan Müslümanların vasıflarına dikkat çekmiş, onların ihlasla ahirete yönelmiş, mütevekkil yapılarını, zorluklar karşısındaki sabırlı tutumlarını, insanlara karşı hoşgörülü, affedici, bağışlayıcı olmalarını ve daha pek çok yönlerini övmüştür. Ne var ki Allah’tan çok korkan, O’nu çok seven, hayatlarının her anını O’nun için yaşayan ve O’nun emrettiği güzel ahlakın gereklerini eksiksiz olarak yerine getiren bu takva Müslümanların yanı sıra, vicdanlarını gereği gibi kullanmayan, dinsizliğe karşı Allah yolunda fikri mücadele vermekten hiçbir özrü olmadığı halde geri kalan ya da örneğin öfkelenme, olaylar karşısında hüzne ya da paniğe kapılma gibi Allah’ın insanları men ettiği kötü ahlak özelliklerini zaman zaman üzerinde barındırabilen, ama tüm bunlara rağmen iman ettiklerini söyleyen insanlar da vardır. Bu durum, Kuran’da işaret edilen iman derecelerine örnek teşkil ederler.

Elbette ki Allah iman eden herkese cennetini vaad etmiştir. Örneğin bir ayette Allah, hiçbir özürleri olmadığı halde Kendi yolunda fikri mücadeleye katılmayan bazı kişilere de cenneti vaad ettiğini şöyle belirtmektedir:

Mü'minlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cehd edenleri (çaba gösterenleri) oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır. Tümüne güzelliği (cenneti) va'detmiştir; ancak Allah, cehd edenleri oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kılmıştır. (Nisa Suresi, 95)

Ayette de bildirildiği gibi, Allah, bütün müminlere cenneti vaad ettiğini, ancak Kendi yolunda mallarını ve canlarını ortaya koyarak dinsizliğe karşı fikri mücadele verenlerin daha üstün bir ecre sahip olacaklarını belirtmiştir. Bu da, bir Müslüman için, Allah rızasının en çoğunun, Allah yolunda fikri mücadele söz konusu olduğunda bu mücadeleye vargücüyle destek olmak, bu ilmi mücadelenin içinde yer almak olduğunu göstermektedir. Böyle bir mücadele varken, haklı bir sebebi olmadan daha az mücadele etmenin veya geri durmanın ise Allah Katında değerinin daha az olduğu görülmektedir.

Gerçek iman, Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmayı, O’nun emir ve tavsiyelerine kesin bir şekilde riayet etmeyi, Allah’ın emirlerini yerine getirirken şeytanın sinsi tuzaklarına ve nefsinin bencil oyunlarına hiçbir şekilde boyun eğmemeyi, Allah’ın dinini yaşama konusunda hayat boyu devam eden sağlam bir kararlılık göstermeyi de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla şeytanın aldatıcı oyunlarına karşı Allah yolunda gereken kararlılığı gösteremeyen, zayıf davranabilen, Allah’ın emir ve tavsiyelerine uyma konusunda zaman zaman taviz verebilen insanların bu durumlarını bir an önce düzeltmeye çalışmaları, imanlarını hiç zaman geçirmeden takviye etmeleri, Allah korkularını ve Allah sevgilerini arttırmaları, Allah’a teslim olarak ve ahirete yönelerek sadece Allah rızası için yaşamaya başlamaları Allah’ın rızasına en uygun, en doğru davranış olacaktır.

Zayıf imanı güçlendirmek için ne yapmak gerekir?

Elbette zayıf bir imana sahip bir kişinin imanını arttırmak için birtakım sebeplere sarılması; örneğin imanının artmasına vesile olacak iman hakikatlerini öğrenmesi, imani konularda derinlik elde etmek umuduyla bu konuda çok okuması, Kuran'a dört elle sarılması gereklidir.

Ne var ki şu önemli hususu da unutmamak gerekir: Aslında gerçek imana sahip olmak için kişinin öncelikli olarak yapması gereken, bütün samimiyetiyle Allah’a yönelmektir. Kişi Allah’ın kendisini duyduğunu, kendisini gördüğünü bilerek, O’na bütün kalbiyle yöneldiğinde ve O’ndan güçlü bir iman dilediğinde, Allah’ın mutlaka duasına icabet ettiğini görecektir. Allah bütün duaları işiten, bütün kullarını tövbe etmeye ve Kendisi'ne yönelmeye çağırandır. Allah’ın varlığı son derece açık, kesin ve nettir. Gökyüzündeki dev galaksilerden insan vücudundaki küçücük bir organele kadar evrenin dört bir yanını saran Yaratılış mucizeleri Allah’ın varlığının delillerini tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Bu mucizelerden sadece birine dahi şahit olmak Allah’a kesin bir imanla iman etmek için yeterlidir. Öte yandan Allah insana, kendi nefsinde de deliller yaratmıştır. Öyle ki, aslında her insan vicdanının derinliklerinde Allah’ın varlığından son derece emindir. Önemli olan vicdanın üzerini dünyevi hırslara kapılıp örtmemek, vicdanı temiz tutmak ve vicdanın emrettiği doğrultuda yaşamaktır.
 
H

hado77

selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü
ALLAH(AC) emrine riayet ve uygulama noktasındaki eksiklikler imani zayıflıktan çok ilk insan olan babamız hz.ADEM (as) ın durumunu iyi teşhis edememekten kaynaklanır. yani ilklerin ilki olunca ve itaba maruz kalınca ve esasında inandığı ve hakkelyakin bildiği halde itap edilmişse ne yapmalı ki bu durmdan kurtulunsun. bu u demek iman artmaz azalmaz zayıf iman yoktur esasında. tek imandır ve ALLAH(cc) ü hakkelyakin bilse bile itaptan kurtarmayabilir hataya düşürebilir. ne yapılmalı ki bilse bile hataya düşülünüyorsa bbir daha ne yapılmalı ki hataya düşülmesin.

cevaplar insan sayısı kadar çok gözükse de esası kulun kendi imzasını taşıyan bir amel ile ALLAH(cc) duzuruna dönmesi olmalı. yani kişi bir amel edinerek VE BUNDA devamlı olarak sebat edebilirse o kişi hatasını veya günahını affettirebilir. böylece güçlenen imanı değil itap edilse bile halife olma konusunda gösterdiği liyakatı ortaya çıkar. ALLAH(cc) HZ. ADEM(as) ve onun nesli olan bizleri itap edeceğini bildiği halde bizi yarattı. iman o kimsede hakkelyakindi artması ve azalması mümkün değildi. çocuklarından istenen ALLAH(cc) kabul edeceği bir hediye vermesiydi. bu hediye ALLAH(cc) ün kabul edeceği bir hediye olmalıydı, yani üstünde verenin ismi yazmalıydı.

kul günah eksenli hayatından tevbe ile kurtulamaz. çok dener ancak çoğu kez bu hediyesi kabul görmez. namaza başlar bırakır tevbe eder döner. ne yapılmalı iman var ve kişi bunda daim ancak kuvvet eksik. o kuvvet nafile oruçtur. ibadet kastıyla yapılan oruç tevbeyi anlamlı kılar ve o kişinin diğer ibadetlerine zemin teşkil eder. hem zor değildir sıhhat amaçlı olarak da kullanılır sigara alkol vesair hastalıklar için tek çözümdür ve kişisel olarak insanın nefsinden verdiği bir hediyedir ve makbul olması umulur. sırf nafile oruç tutarak namazın inşası sağlanabilir. sigara bırakılabilir. alkolden kurtulunabilir. ister sünnet üzre olsun ister savm-ı davut(AS) lsun. tevbeyi ve namazı muhkem kılar zorlamalı bir ibadet değildir. kişi zaten gün içinde ahım şahım yemekle ilgilenmez. genelde sigara bağımlıları ve bunların yanındaki pasif içiciler yemek yemek ister. ağır çalışan hasta olan kişiler müstesna zaten o kişilerde ya yemek yiyemezler ya da ağır yemek yiyemezler bünyeleri kaldırmaz. çok yemek sıhhattaki bir bozukluğu açıklar sağlık hali değildir.

bundan dolayı imanın değil günahkar bedenin tamiri ve iyi hale tahvili vardır ve bu kişisel imza ALLAH(cc) dilemesiyle nafile oruçtur.

ALLAH(cc) bizlerden razı olsun.
 

ya mucib

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ara 2008
Mesajlar
1,037
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
34
ALLAH razı olsun kardeşim
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
çok güzel anlamlı ders verici bir paylaşım olmuş RAbbim razı olsun emeğine sağlık..
selam ve dua ile..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt