Zamanla vücudumuzla beraber tüm organlarımızın dolayısıyla derimizin de yaşlanması kaçınılmazdır. En değerli giysimiz cildimizin yaşlanma sürecini iyi bilirsek onu korumamız daha kolay olacaktır.
Deri yaşlanmasını iç ve dış faktörlerin etkisiyle iki ana süreç belirlemektedir. İç süreç kişinin genetik altyapısına bağlı olarak gelişmektedir; kaçınılmazdır ve engellenemez. Dış yaşlanma ise sigara, aşırı alkol kullanımı, yetersiz beslenme, güneş ışınları ve olumsuz çevresel faktörler gibi sebeplere bağlı olarak gelişir; kişisel önlemlerle engellenebilir ya da yavaşlatılabilir. Erken yaşlanma tanımı dışsal yaşlanmayı ifade etmekte olup, bu tür yaşlanmanın %80 inin ültraviyole ışınlarına (güneşe) bağlı olduğu sanılmaktadır.
Güneşe bağlı yaşlanmanın karakteristik görünümü kaba, kuru, kırışık deri ve düzensiz renk dağılımıdır. Güneşe bağlı deri hasarı, deri kanserlerinin öncüsü olabilmektedir. Pek çok insan güneşe uzun süre maruz kalma riskinin farkında olmasına rağmen meşhur “sağlıklı bronzlaşma”nın deri kanserlerinin ve erken yaşlanmanın bir belirteci olduğunun farkında değildir. Yaşlanmış deri için birçok tedavi imkanları olmasına rağmen, hiçbir tedavi yöntemi tam olarak etkili olmamaktadır. Güneşten koruyucuların ve deri yaşlanmasını geciktirici ürünlerin düzgün olarak kullanılması en önemli yaklaşımdır.
Sigara yaşlanmada önemli rol oynar
Deri yaşlanmasındaki bir diğer önemli faktör sigara kullanımıdır. Takibi sigaranın iç organlardaki etkileri görünür etkilerinden daha iyi bilinmektedir. Ancak 20 yıllık çalışmalar, sigara içenlerin içmeyenlere oranla yüzlerinde daha fazla yaşlılık belirtileri ve ciltlerinde daha fazla kırışıklık olduğunu göstermektedir. Karakteristik olarak tipik “sigara içici yüzü” kırışıklıklar ile belirgindir. Soluk, hafif kırmızı mor ya da kavuniçi bir renk ve kuru cilt görünümü, ağız çevresinde yoğun kırışıklıklar bulunur. Ayrıca sigaranın, saçlarda beyazlama, tırnaklarda sararma ve cilt kanserlerinde artma gibi birçok etkisi bulunmaktadır.
Sigaranın deri yaşlanmasını artırıcı etkisi diğer dışsal faktörlerle özellikle de sık güneşe maruz kalma ile birleştiğinde daha da artmaktadır. Ayrıca menopoz sonrası kadınlarda bilindiği gibi deri yaşlanması hızla artmaktadır. Bunun için hormon replasman tedavileri kullanılmaktadır. Bu tedaviler sigara içmeyenlerde etkiliyken, sigara içenlerde etkili değildir.
Sigaraya bağlı yaşlanmanın tedavisinde ilk hedef sigaranın bıraktırılmasıdır. Ayrıca antioksidan vitamin kompleksleri, topikal refinoidler, dolgu maddeleri botoks enjeksiyonu, lazer ve dermabrozyon tedavide kullanılmaktadır. Ancak hastalar sigara içmeye devam ettiği sürece en kısa sürede bu çizgiler tekrar oluşmaktadır. Yine aşırı alkol alımı, yetersiz beslenme ve olumsuz çevre koşulları da deri yaşlanmasını hızlandırmaktadır.
Uzm. Dr. Hamiyet Yılmaz, Konya Vakıf Hastanesi Dermatoloji Uzmanı
Deri yaşlanmasını iç ve dış faktörlerin etkisiyle iki ana süreç belirlemektedir. İç süreç kişinin genetik altyapısına bağlı olarak gelişmektedir; kaçınılmazdır ve engellenemez. Dış yaşlanma ise sigara, aşırı alkol kullanımı, yetersiz beslenme, güneş ışınları ve olumsuz çevresel faktörler gibi sebeplere bağlı olarak gelişir; kişisel önlemlerle engellenebilir ya da yavaşlatılabilir. Erken yaşlanma tanımı dışsal yaşlanmayı ifade etmekte olup, bu tür yaşlanmanın %80 inin ültraviyole ışınlarına (güneşe) bağlı olduğu sanılmaktadır.
Güneşe bağlı yaşlanmanın karakteristik görünümü kaba, kuru, kırışık deri ve düzensiz renk dağılımıdır. Güneşe bağlı deri hasarı, deri kanserlerinin öncüsü olabilmektedir. Pek çok insan güneşe uzun süre maruz kalma riskinin farkında olmasına rağmen meşhur “sağlıklı bronzlaşma”nın deri kanserlerinin ve erken yaşlanmanın bir belirteci olduğunun farkında değildir. Yaşlanmış deri için birçok tedavi imkanları olmasına rağmen, hiçbir tedavi yöntemi tam olarak etkili olmamaktadır. Güneşten koruyucuların ve deri yaşlanmasını geciktirici ürünlerin düzgün olarak kullanılması en önemli yaklaşımdır.
Sigara yaşlanmada önemli rol oynar
Deri yaşlanmasındaki bir diğer önemli faktör sigara kullanımıdır. Takibi sigaranın iç organlardaki etkileri görünür etkilerinden daha iyi bilinmektedir. Ancak 20 yıllık çalışmalar, sigara içenlerin içmeyenlere oranla yüzlerinde daha fazla yaşlılık belirtileri ve ciltlerinde daha fazla kırışıklık olduğunu göstermektedir. Karakteristik olarak tipik “sigara içici yüzü” kırışıklıklar ile belirgindir. Soluk, hafif kırmızı mor ya da kavuniçi bir renk ve kuru cilt görünümü, ağız çevresinde yoğun kırışıklıklar bulunur. Ayrıca sigaranın, saçlarda beyazlama, tırnaklarda sararma ve cilt kanserlerinde artma gibi birçok etkisi bulunmaktadır.
Sigaranın deri yaşlanmasını artırıcı etkisi diğer dışsal faktörlerle özellikle de sık güneşe maruz kalma ile birleştiğinde daha da artmaktadır. Ayrıca menopoz sonrası kadınlarda bilindiği gibi deri yaşlanması hızla artmaktadır. Bunun için hormon replasman tedavileri kullanılmaktadır. Bu tedaviler sigara içmeyenlerde etkiliyken, sigara içenlerde etkili değildir.
Sigaraya bağlı yaşlanmanın tedavisinde ilk hedef sigaranın bıraktırılmasıdır. Ayrıca antioksidan vitamin kompleksleri, topikal refinoidler, dolgu maddeleri botoks enjeksiyonu, lazer ve dermabrozyon tedavide kullanılmaktadır. Ancak hastalar sigara içmeye devam ettiği sürece en kısa sürede bu çizgiler tekrar oluşmaktadır. Yine aşırı alkol alımı, yetersiz beslenme ve olumsuz çevre koşulları da deri yaşlanmasını hızlandırmaktadır.
Uzm. Dr. Hamiyet Yılmaz, Konya Vakıf Hastanesi Dermatoloji Uzmanı