Ahmed Muhammed
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 8 May 2010
- Mesajlar
- 861
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 31
Sual: İmamlık yapıyorum. Cemaatten biri, (Hocam, Kâbe gibi mübarek bir yerde, yüksek sesle âmin dendiği, hatta bu hususta hadis de olduğu halde, niçin Türkiye’de sessiz âmin deniyor) dedi. Ben de Hanefi mezhebinde, yüksek sesle söylemek mekruhtur. Vehhabilerin farklı hareketleri bizlere ölçü olmaz) dedim. Âminin sesli olarak söyleneceğine dair hadis-i şerif var mıdır?
Mezhep ve Mezhepsizlik maddesinde, bizlerin hadislerden hüküm çıkaramayacağımızı vesikalarla bildirmiştik. Kütüb-i sittenin beşinde bulunan, (Ateşte ısınmış bir şeyi yiyip içmek abdesti bozar) hadis-i şerifini nakletmiş, ateşte ısınan şeylerin abdesti bozmayacağını bildirmiştik.
Ayrıca cemaatle namaz kılarken, imam arkasında cemaatin de Fatiha okuması gerektiği hadis-i şerifle bildirilmiştir. Fakat Hanefi mezhebinde, imam arkasında Fatiha okumak harama yakın mekruhtur.
Ebu Davud’un bildirdiği hadis-i şerifte, imamın veleddâllin dedikten sonra, ön safta olanların işiteceği bir sesle âmin dediği bildirilmektedir. Fakat Hanefi mezhebinde, yüksek sesle âmin demek mekruhtur.
Dürr-ül-muhtardaki (Fatihadan sonra, imam ve cemaat, sessiz olarak, âmin der. İmam Fatihayı bitirince, cemaatin ve imamın yüksek sesle âmin demesi mekruhtur. Hafif söylemelidir) hükmü, İbni Abidin c.1, s. 492, [tercümesi c. 2, s. 270], Halebi-yi kebir s. 309, Halebi-yi sagir s. 233, Hindiyye s. 258, Mizan-ı kübra s. 249, Mezahib-i erbea s. 250, Hidaye s.107, Dürer gurer s.127, Nimet-i İslam s. 300 [namazın 80. mekruhu], Ömer Nasuhi Bilmenin ilmihalinin 159. sayfasında da vardır.
Mevkufatta da, (İmam, veleddâllin dedikten sonra, hem imam, hem de cemaat âmini gizli olarak söyler. Hadis-i şerifte, (İmam şu üç şeyi gizli söyler: Euzü çekmek, Besmele okumak ve âmin demek) buyuruldu) denmektedir.
İmam-ı a'zam Ebu Hanife hazretlerinin, (Cemaatle namaz kılarken, imama uyanlar, Fatiha ve zammı sure okumaz) dediğini duyanlardan on kişi, Hazret-i imamın huzuruna gelip derler ki:
- İmamın okumasını kâfi görüp, cemaate Kur'an okutmadığını işittik. Halbuki, Fatihasız namaz olmaz. Elimizde bunu ispat eden kuvvetli deliller vardır. Hakkın ortaya çıkması için tartışmaya geldik.
Hazret-i imam der ki:
- Ben bir kişi, siz on kişisiniz, hepinizle aynı anda nasıl tartışayım?
- Nasıl tartışmak istiyorsunuz?
- İçinizden en bilgili, âlim olanı seçin, onunla konuşayım. O, kendi ile birlikte hepinizin adına konuşsun.
- Teklifiniz uygun...
- O beni yenerse, hepiniz beni yenmiş olacaksınız, ben onu yenersem, hepiniz yenilmiş olacaksınız. Kabul mü?
- Peki kabul ettik.
- Tartışmayı ben kazandım.
- Nasıl olur, daha başlamadık bile...
- Siz, seçtiğiniz âlimin hepinizin adına konuşmasını kabul etmediniz mi?
- Evet...
- Ben de, sizin kabul ettiğinizi kabul ediyor, aynı şeyi söylüyorum. Herkesin tâbi olduğu imam, kendi adına ve ona uyup, imam kabul edenler adına Kur'an-ı kerim okur, cemaat okumaz. Anlaşamadığımız bir nokta kaldı mı?
- Evet anlaştık.
Mezhep ve Mezhepsizlik maddesinde, bizlerin hadislerden hüküm çıkaramayacağımızı vesikalarla bildirmiştik. Kütüb-i sittenin beşinde bulunan, (Ateşte ısınmış bir şeyi yiyip içmek abdesti bozar) hadis-i şerifini nakletmiş, ateşte ısınan şeylerin abdesti bozmayacağını bildirmiştik.
Ayrıca cemaatle namaz kılarken, imam arkasında cemaatin de Fatiha okuması gerektiği hadis-i şerifle bildirilmiştir. Fakat Hanefi mezhebinde, imam arkasında Fatiha okumak harama yakın mekruhtur.
Ebu Davud’un bildirdiği hadis-i şerifte, imamın veleddâllin dedikten sonra, ön safta olanların işiteceği bir sesle âmin dediği bildirilmektedir. Fakat Hanefi mezhebinde, yüksek sesle âmin demek mekruhtur.
Dürr-ül-muhtardaki (Fatihadan sonra, imam ve cemaat, sessiz olarak, âmin der. İmam Fatihayı bitirince, cemaatin ve imamın yüksek sesle âmin demesi mekruhtur. Hafif söylemelidir) hükmü, İbni Abidin c.1, s. 492, [tercümesi c. 2, s. 270], Halebi-yi kebir s. 309, Halebi-yi sagir s. 233, Hindiyye s. 258, Mizan-ı kübra s. 249, Mezahib-i erbea s. 250, Hidaye s.107, Dürer gurer s.127, Nimet-i İslam s. 300 [namazın 80. mekruhu], Ömer Nasuhi Bilmenin ilmihalinin 159. sayfasında da vardır.
Mevkufatta da, (İmam, veleddâllin dedikten sonra, hem imam, hem de cemaat âmini gizli olarak söyler. Hadis-i şerifte, (İmam şu üç şeyi gizli söyler: Euzü çekmek, Besmele okumak ve âmin demek) buyuruldu) denmektedir.
İmam-ı a'zam Ebu Hanife hazretlerinin, (Cemaatle namaz kılarken, imama uyanlar, Fatiha ve zammı sure okumaz) dediğini duyanlardan on kişi, Hazret-i imamın huzuruna gelip derler ki:
- İmamın okumasını kâfi görüp, cemaate Kur'an okutmadığını işittik. Halbuki, Fatihasız namaz olmaz. Elimizde bunu ispat eden kuvvetli deliller vardır. Hakkın ortaya çıkması için tartışmaya geldik.
Hazret-i imam der ki:
- Ben bir kişi, siz on kişisiniz, hepinizle aynı anda nasıl tartışayım?
- Nasıl tartışmak istiyorsunuz?
- İçinizden en bilgili, âlim olanı seçin, onunla konuşayım. O, kendi ile birlikte hepinizin adına konuşsun.
- Teklifiniz uygun...
- O beni yenerse, hepiniz beni yenmiş olacaksınız, ben onu yenersem, hepiniz yenilmiş olacaksınız. Kabul mü?
- Peki kabul ettik.
- Tartışmayı ben kazandım.
- Nasıl olur, daha başlamadık bile...
- Siz, seçtiğiniz âlimin hepinizin adına konuşmasını kabul etmediniz mi?
- Evet...
- Ben de, sizin kabul ettiğinizi kabul ediyor, aynı şeyi söylüyorum. Herkesin tâbi olduğu imam, kendi adına ve ona uyup, imam kabul edenler adına Kur'an-ı kerim okur, cemaat okumaz. Anlaşamadığımız bir nokta kaldı mı?
- Evet anlaştık.