YILBAŞI
Yazar: Mehmet AÇIK (Bursa Merkez Müftü Yardımcısı)
Muhterem Kardeşlerim!
Zaman su gibi akıp gidiyor, hiç kimsenin onu yavaşlatmaya ve durdurmaya gücü yetmiyor. İşte miladi seneye göre ömür takvimimizden bir yıl daha kopmak üzere. Fakat öyle gaflete dalmışız ki; hiç kimsenin kaybettiği, elinden kaçırdığı yıllara al-dırdığ yok. "Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir. (En'an Suresi 32 ayet) Buyuran rabbimiz onu nasıl değerlendireceğimizi bizlere bildiriyor ve dünyanın bir imtihan diyarı olduğunu ve bu imtihanı kazanmamız gerektiğini bizlere emrediyor.
Aziz Kardeşler!
Müslüman her sene bittiğinde, bu bir yıllık ömrünü nasıl geçirdiğinin bir muhasebesini yapması gerekir. Aslında bunu her gün yapması gerekir. Fakat özellikle yılbaşı gecesini ömründen kopup giden bir yılın değerlendirmesiyle geçirmesi gerekir. Acaba Allah'a itaat mi etmiş yoksa O'na isyan mı etmiş. Kendisini karşısına alarak bu yıl, Allah için ne yaptın? Diye sorgulaması gerekir. Şuurlu bir Mü'min bunları yapması gerekirken bir de bakıyoriz ki, bunları yapmak şöyle dursun, bu yılbaşı gecesinde Allah'a isyan bayrağını açmaya çalışıyor. Şunu iyi bilelim ki dinimizde yılbaşı diye bir kutlama yoktur. Noel baba yoktur, eğlenceli, sazlı danslı, içkili ve kumarlı günler ve geceler yoktur.
Müslümanların dinine uygun örf ve adetleri varken nasıl oluyor da hristiyanların örf ve adetlerini yapmaya çalışıyorlar. Bu gece geldiğinde Peygamberimizin "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa
o onlardandır" ( Ebu Davud - Kitabul libas) Ha-dis-i Şerifini unutarak nasıl oluyor da başka kavimlere benzemeye çalışıyor. Maalesef her sene bu kutlamalar devam etmekte ve toplumsal bir hastalık şeklini almaktadır.
Değerli Kardeşler!
Bu kutlamaların bir acı tarafı daha var ki; o da gelecek nesillere kötü örnek olmalarıdır. Çocuk boş bir kaset gibidir, büyüğünden ne görürse onu alır. Büyüklerinin bu isyanını gördükçe; kendiside büyüyünce aynı isyana devam edecektir. Bu nedenle hem büyükler günaha girmekte hem de çocuklarını kendi elleriyle ateşe atmaktadırlar.
Bir Ayet-i Kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti, derler. De ki: Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"
Bugünün çocukları büyüklerinin sarhoşluklarını görmektedirler ve yarın onlara bunu niçin yapıyorsunuz dediğimizde onların "Bizim büyüklerimiz böyle yapardı, biz de onlardan gördük" diyeceklerini unutmayalım.
Aziz Kardeşler!
Netice olarak şunu diyoruz ki: Aklımızı başımıza alalım, vazifelerimizi unutmayalım, Müslüman olarak bu gecede yapılan toplumsal isyana katılmayalım ve Cennet yolunun Allah'a isyanla değil O'na itaat etmekle bulunabileceğini unutmayalım....
ALLAHA EMANET OLUN MÜMİN KARDEŞLERİM..
Yazar: Mehmet AÇIK (Bursa Merkez Müftü Yardımcısı)
Muhterem Kardeşlerim!
Zaman su gibi akıp gidiyor, hiç kimsenin onu yavaşlatmaya ve durdurmaya gücü yetmiyor. İşte miladi seneye göre ömür takvimimizden bir yıl daha kopmak üzere. Fakat öyle gaflete dalmışız ki; hiç kimsenin kaybettiği, elinden kaçırdığı yıllara al-dırdığ yok. "Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir. (En'an Suresi 32 ayet) Buyuran rabbimiz onu nasıl değerlendireceğimizi bizlere bildiriyor ve dünyanın bir imtihan diyarı olduğunu ve bu imtihanı kazanmamız gerektiğini bizlere emrediyor.
Aziz Kardeşler!
Müslüman her sene bittiğinde, bu bir yıllık ömrünü nasıl geçirdiğinin bir muhasebesini yapması gerekir. Aslında bunu her gün yapması gerekir. Fakat özellikle yılbaşı gecesini ömründen kopup giden bir yılın değerlendirmesiyle geçirmesi gerekir. Acaba Allah'a itaat mi etmiş yoksa O'na isyan mı etmiş. Kendisini karşısına alarak bu yıl, Allah için ne yaptın? Diye sorgulaması gerekir. Şuurlu bir Mü'min bunları yapması gerekirken bir de bakıyoriz ki, bunları yapmak şöyle dursun, bu yılbaşı gecesinde Allah'a isyan bayrağını açmaya çalışıyor. Şunu iyi bilelim ki dinimizde yılbaşı diye bir kutlama yoktur. Noel baba yoktur, eğlenceli, sazlı danslı, içkili ve kumarlı günler ve geceler yoktur.
Müslümanların dinine uygun örf ve adetleri varken nasıl oluyor da hristiyanların örf ve adetlerini yapmaya çalışıyorlar. Bu gece geldiğinde Peygamberimizin "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa
o onlardandır" ( Ebu Davud - Kitabul libas) Ha-dis-i Şerifini unutarak nasıl oluyor da başka kavimlere benzemeye çalışıyor. Maalesef her sene bu kutlamalar devam etmekte ve toplumsal bir hastalık şeklini almaktadır.
Değerli Kardeşler!
Bu kutlamaların bir acı tarafı daha var ki; o da gelecek nesillere kötü örnek olmalarıdır. Çocuk boş bir kaset gibidir, büyüğünden ne görürse onu alır. Büyüklerinin bu isyanını gördükçe; kendiside büyüyünce aynı isyana devam edecektir. Bu nedenle hem büyükler günaha girmekte hem de çocuklarını kendi elleriyle ateşe atmaktadırlar.
Bir Ayet-i Kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti, derler. De ki: Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"
Bugünün çocukları büyüklerinin sarhoşluklarını görmektedirler ve yarın onlara bunu niçin yapıyorsunuz dediğimizde onların "Bizim büyüklerimiz böyle yapardı, biz de onlardan gördük" diyeceklerini unutmayalım.
Aziz Kardeşler!
Netice olarak şunu diyoruz ki: Aklımızı başımıza alalım, vazifelerimizi unutmayalım, Müslüman olarak bu gecede yapılan toplumsal isyana katılmayalım ve Cennet yolunun Allah'a isyanla değil O'na itaat etmekle bulunabileceğini unutmayalım....
ALLAHA EMANET OLUN MÜMİN KARDEŞLERİM..