Yılbaşı Hakkında
Günümüz müslümanların başına gelen en büyük belaların önde gelen sebeplerinden biri, Yahudi ve Hıristiyanlarla müşrik topluluklara benzemek ve onların peşinden giderek taklitçilik hastalığına yakalanmalarıdır. Hatta bu Yahudi, Hıristiyan ve müşriklerin peşinden gidenlerin bir çoğu için Allah Rasulü (S.A.V.)’in şu sözü gerçekleşmiştir:
" Andolsun ki, sizden öncekilerin yoluna karış karış, kulaç kulaç uyacaksınız. Öyle ki, onlar keler deliğine girseler siz de gireceksiniz" Dedik ki; "Ey Allah’ın Rasulü, Yahudi ve Nasranileri mi kastediyorsunuz. Kim olacaktı? " diye cevap verdi." (Buhari ve Müslim)
" Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır ". (Ebu Davûd, Libas 4; Müsned N/50.) Özellikle bu hadis-i şerif bugün yaşadığımız ahlaki travmaya ve çok önemli sosyal gerçeklere işaret eder.
İnsan ancak sevdiğini, takdir ettiğini ve büyük gördüğünü taklit eder. Şekli taklit itikadi taklide götürür. Bu ilmi gerçeğe de dikkat çektikten sonra genel bir fıkhî kaideyi hatırlatıp, mesele hakkında alimlerimizin istinbatlarını (bir kısmını verdiğimiz naslardan çıkardıkları hükümleri) nakledelim.
İttifakla kabul edilen bu fıkhı kaide şudur: "Müslümanın, bir başka dinin şiarı (alameti farikası) olan bir fiili kendi ihtiyarı ile yapması küfürdür" Nevruz ve yılbaşı kutlamaları alimlerimizce başka dinlerin ve inanç sistemlerinin şiarları olarak görülmüş ve bu konudaki hüküm ona göre verilmiştir. Buhara bölgesi alimlerimizden Baytekin et-Türkmeni bu tür konularda en geniş bilgiler veren alimlerimizden biridir. Buna benzer meseleleri müstakil bir kitapla anlatmış ve sözünü ettiğimiz konu üzerinde özellikle ve sayfalarca durmuştur. "Bazı Hanefi alimleri demişlerdir ki, adı geçen bütün bu (başka inançların gereği olan bayram ve kutlamalara) katılan ve bundan tevbe etmeyen onlar gibi kâfirdir. İmam Malik’in arkadaşlarından biri de demiştir ki, Nevrûz Günü ( o günü ta’zim için) bir karpuz kesen sanki domuz kesmiş gibidir. Dolayısı ile müslüman, böyleleriyle oturması, kesmede ve pişirmede onlara yardımcı olması ile günahkâr olmuş olur". (Türkmanî, Kitabu’l-üma fil-havâdisi vel-bida’ I/293-94.)
Meselenin hem hukuki hem de itikadı yönü bulunduğu için fıkıh kitaplarımızın "mürtedle ilgili hükümler", ya da "Küfür sözler" yer alır ve özet olarak şunlar söylenir :
1-"Mecusilerin Nevruz (yeni gün, yeni yıl, yılbaşı) kutlamalarına katılmakla da kâfir olur. Çünkü bunda onların o gün yaptıkları şeylere muvafakat anlamı vardır. Daha önce satın almamakta olduğu bir şeyi Nevruz’da, o günü tâzim için -yeme içme için değil- satın alması, keza yine o günü kutlayan şirk ehline Nevrûz Günü, velev bir yumurta olsun, bir şey hediye etmesi de aynıdır" (Hindiyye N/276-77.)
2- "Nevruz’da (yılbaşı gününde) bir müslüman diğerine bir şey hediye etse, ama bununla da o günü tazımi (kutlamayı) düşünmüş olmasa, fakat bir takım insanların o güne mahsus böyle bir uygulaması bulunmuş olsa bunu yapan kâfir olmaz, ancak o günlerde yapmaması, daha önce veya daha sonra yapması gerekir. Ta ki onlara benzemiş olmasın."
3-İmam Ebu Hafs demiştir ki, "Bir adam Rabbine elli yıl ibadet etse, sonra nevrûz (yılbaşı) geldiğinde, o günü kutlamak için şirk yapanlardan birine bir hediye gönderse kâfir olur". (Bezzâziye VI/333; Abdullah b. Muhammed es-Sîbî., el-Abdevî, ed-Delilül-kavim, ales-siratil-müstakîm 143. )
4-İmam Rabbanî de benzer şeyleri kendi zamanındaki Hindistanli müslüman kadınların yaptıklarını, başka inançlarda olanlar gibi belli günlerde, o günlere has hediyelerle hediyeleştiklerini anlatır ve bütün bunların şirk ve İslam dinini inkâr demek olduğunu söyledikten sonra şu mealdeki ayeti zikr eder (İmam Rabbanî, Mektûbat NI/55 (Mek.4) " Onların çoğu şirk koşmaksızın Allah’a iman etmezler ". (Yusuf Suresi106) Bu Allah’a inandığını söyleyenlerin de şirk koşuyor olabileceklerini, ya da şirk koşanların da Allah’a inandıklarını söyleyebileceklerini anlatır.
Özetle:
1. Yılbaşı gibi başka inançların şiari olan günlere, o güne tazîm ve kutlama maksadıyla katılmak, aynı maksatla o günlerde tebrikleşmek ve hediyeleşmek, yine aynı maksatla hindi vb. almak, yemek, ziyafet çekmek, aynı maksatla bu tür kutlamalara katılmak küfürdür. Bunu yapmış ve tevbe etmemiş bir insanın imanından, nikahından, ibadetlerinin boşa gitmesinden korkulur.
2. Böyle zamanlarda, yılbaşına has hindi vb. şeyleri sırf gıdalanmak için almak, PTT’nin ucuz hizmetinden yararlanmak için tebrikleşmek küfür değilse de, onlara (isteyerek şirk yapanlara) benzeme ve onların uygulamalarını yaygınlaştırma ve meşru gösterme anlamı taşıdığından tehlikeli ve mahzurludur. müslümanların, hangi maksatla olursa olsun, o günlere mahsus birşey yapmamaları gerekir.
Yılbaşı adı altında; çam ağacını süslemek, ışıklandırmak, pamuklarla bembeyaz yapmak; bir adamı Noel Baba kıyafetine sokmak, çocuklara onun aracılığı ile hediye dağıtmak; havai fişekler, eğlence, dans, zevk, safa, sabahlara kadar TV izlemek v.s. "Bende Müslümanlardanım" diyene yakışmayacak taklid ve özentilerdendir.
Sonuç olarak Allah (C.C.)’nün Şeriatı dışında kalan bütün yol,izm, ideoloji ve felsefi akımlara muhalefet etmek, onların, din, gelenek ve bayramlarının tamamına; ayrıca yeme-içme ve giyim-kuşamlarında da onlara aykırı davranmak, yüce dinimizin temel kurallarındandır. "Herkes yapıyor, ne olacak canım bir gece kutlaması ile iman tehliye mi girermiş, eskiler-büyüklerde kutlamışlar " gibi şeytani vesveselere kapılmayalım. Dikkatli olalım.
Selam Ve Dua İle...
(Alıntıdır)
Günümüz müslümanların başına gelen en büyük belaların önde gelen sebeplerinden biri, Yahudi ve Hıristiyanlarla müşrik topluluklara benzemek ve onların peşinden giderek taklitçilik hastalığına yakalanmalarıdır. Hatta bu Yahudi, Hıristiyan ve müşriklerin peşinden gidenlerin bir çoğu için Allah Rasulü (S.A.V.)’in şu sözü gerçekleşmiştir:
" Andolsun ki, sizden öncekilerin yoluna karış karış, kulaç kulaç uyacaksınız. Öyle ki, onlar keler deliğine girseler siz de gireceksiniz" Dedik ki; "Ey Allah’ın Rasulü, Yahudi ve Nasranileri mi kastediyorsunuz. Kim olacaktı? " diye cevap verdi." (Buhari ve Müslim)
" Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır ". (Ebu Davûd, Libas 4; Müsned N/50.) Özellikle bu hadis-i şerif bugün yaşadığımız ahlaki travmaya ve çok önemli sosyal gerçeklere işaret eder.
İnsan ancak sevdiğini, takdir ettiğini ve büyük gördüğünü taklit eder. Şekli taklit itikadi taklide götürür. Bu ilmi gerçeğe de dikkat çektikten sonra genel bir fıkhî kaideyi hatırlatıp, mesele hakkında alimlerimizin istinbatlarını (bir kısmını verdiğimiz naslardan çıkardıkları hükümleri) nakledelim.
İttifakla kabul edilen bu fıkhı kaide şudur: "Müslümanın, bir başka dinin şiarı (alameti farikası) olan bir fiili kendi ihtiyarı ile yapması küfürdür" Nevruz ve yılbaşı kutlamaları alimlerimizce başka dinlerin ve inanç sistemlerinin şiarları olarak görülmüş ve bu konudaki hüküm ona göre verilmiştir. Buhara bölgesi alimlerimizden Baytekin et-Türkmeni bu tür konularda en geniş bilgiler veren alimlerimizden biridir. Buna benzer meseleleri müstakil bir kitapla anlatmış ve sözünü ettiğimiz konu üzerinde özellikle ve sayfalarca durmuştur. "Bazı Hanefi alimleri demişlerdir ki, adı geçen bütün bu (başka inançların gereği olan bayram ve kutlamalara) katılan ve bundan tevbe etmeyen onlar gibi kâfirdir. İmam Malik’in arkadaşlarından biri de demiştir ki, Nevrûz Günü ( o günü ta’zim için) bir karpuz kesen sanki domuz kesmiş gibidir. Dolayısı ile müslüman, böyleleriyle oturması, kesmede ve pişirmede onlara yardımcı olması ile günahkâr olmuş olur". (Türkmanî, Kitabu’l-üma fil-havâdisi vel-bida’ I/293-94.)
Meselenin hem hukuki hem de itikadı yönü bulunduğu için fıkıh kitaplarımızın "mürtedle ilgili hükümler", ya da "Küfür sözler" yer alır ve özet olarak şunlar söylenir :
1-"Mecusilerin Nevruz (yeni gün, yeni yıl, yılbaşı) kutlamalarına katılmakla da kâfir olur. Çünkü bunda onların o gün yaptıkları şeylere muvafakat anlamı vardır. Daha önce satın almamakta olduğu bir şeyi Nevruz’da, o günü tâzim için -yeme içme için değil- satın alması, keza yine o günü kutlayan şirk ehline Nevrûz Günü, velev bir yumurta olsun, bir şey hediye etmesi de aynıdır" (Hindiyye N/276-77.)
2- "Nevruz’da (yılbaşı gününde) bir müslüman diğerine bir şey hediye etse, ama bununla da o günü tazımi (kutlamayı) düşünmüş olmasa, fakat bir takım insanların o güne mahsus böyle bir uygulaması bulunmuş olsa bunu yapan kâfir olmaz, ancak o günlerde yapmaması, daha önce veya daha sonra yapması gerekir. Ta ki onlara benzemiş olmasın."
3-İmam Ebu Hafs demiştir ki, "Bir adam Rabbine elli yıl ibadet etse, sonra nevrûz (yılbaşı) geldiğinde, o günü kutlamak için şirk yapanlardan birine bir hediye gönderse kâfir olur". (Bezzâziye VI/333; Abdullah b. Muhammed es-Sîbî., el-Abdevî, ed-Delilül-kavim, ales-siratil-müstakîm 143. )
4-İmam Rabbanî de benzer şeyleri kendi zamanındaki Hindistanli müslüman kadınların yaptıklarını, başka inançlarda olanlar gibi belli günlerde, o günlere has hediyelerle hediyeleştiklerini anlatır ve bütün bunların şirk ve İslam dinini inkâr demek olduğunu söyledikten sonra şu mealdeki ayeti zikr eder (İmam Rabbanî, Mektûbat NI/55 (Mek.4) " Onların çoğu şirk koşmaksızın Allah’a iman etmezler ". (Yusuf Suresi106) Bu Allah’a inandığını söyleyenlerin de şirk koşuyor olabileceklerini, ya da şirk koşanların da Allah’a inandıklarını söyleyebileceklerini anlatır.
Özetle:
1. Yılbaşı gibi başka inançların şiari olan günlere, o güne tazîm ve kutlama maksadıyla katılmak, aynı maksatla o günlerde tebrikleşmek ve hediyeleşmek, yine aynı maksatla hindi vb. almak, yemek, ziyafet çekmek, aynı maksatla bu tür kutlamalara katılmak küfürdür. Bunu yapmış ve tevbe etmemiş bir insanın imanından, nikahından, ibadetlerinin boşa gitmesinden korkulur.
2. Böyle zamanlarda, yılbaşına has hindi vb. şeyleri sırf gıdalanmak için almak, PTT’nin ucuz hizmetinden yararlanmak için tebrikleşmek küfür değilse de, onlara (isteyerek şirk yapanlara) benzeme ve onların uygulamalarını yaygınlaştırma ve meşru gösterme anlamı taşıdığından tehlikeli ve mahzurludur. müslümanların, hangi maksatla olursa olsun, o günlere mahsus birşey yapmamaları gerekir.
Yılbaşı adı altında; çam ağacını süslemek, ışıklandırmak, pamuklarla bembeyaz yapmak; bir adamı Noel Baba kıyafetine sokmak, çocuklara onun aracılığı ile hediye dağıtmak; havai fişekler, eğlence, dans, zevk, safa, sabahlara kadar TV izlemek v.s. "Bende Müslümanlardanım" diyene yakışmayacak taklid ve özentilerdendir.
Sonuç olarak Allah (C.C.)’nün Şeriatı dışında kalan bütün yol,izm, ideoloji ve felsefi akımlara muhalefet etmek, onların, din, gelenek ve bayramlarının tamamına; ayrıca yeme-içme ve giyim-kuşamlarında da onlara aykırı davranmak, yüce dinimizin temel kurallarındandır. "Herkes yapıyor, ne olacak canım bir gece kutlaması ile iman tehliye mi girermiş, eskiler-büyüklerde kutlamışlar " gibi şeytani vesveselere kapılmayalım. Dikkatli olalım.
Selam Ve Dua İle...
(Alıntıdır)