Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yeryüzündeki her canlının rızkı (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yeryüzündeki her canlının rızkı Sual: Günümüzde bir kısım insanlar, geçim derdiyle olsa gerek, helala harama dikkat etmiyor. Hanımıyla kızıyla çoluk çocuğuyla yani ailece çalışıyorlar, yine de geçinemiyorlar.
Yalan söyleniyor, hile yapılıyor, kul hakkına aldırış edilmiyor. Bu derece rızkdan endişe etmek doğru mu?
CEVAP

[Helala harama, kul hakkına dikkat etmemek uygun değildir. Bir büyük evliya zat buyuruyor ki, (Kim kime, neye güvenirse, yardımı ondan beklesin!) Bu kıymetli sözü çok düşünüp, iyi anlamak lazım.]
Âlimlerden birine "Hep ibâdetle meşgul oluyorsun, ne yiyip ne içiyorsun?" dediler. O da, dişlerini gösterdi. "Değirmeni yapan suyunu gönderir" demek istedi. Çünkü rızıkları Allahü teâlânın gönderdiğine inancı tamdı. Ayet-i kerime meali:
(Yeryüzündeki her canlının rızkını, Allahü teâlâ, elbette gönderir.) [Hud 6]
Veysel Karani hazretleri, nasihat istiyen birine "Şama yerleş" buyurdu. O da "Acaba Şamda geçim nasıldır?" dedi. Hazret, "Rızıklarından şüphe edenlere yazıklar olsun. Bunlara nasihat fayda etmez" buyurdu.
Kur'an-ı kerimde buyuruldu ki:
(İmanınız varsa, Allahü teâlâya tevekkül ediniz!) [Maide 23]
(Tevekkül edene, Allahü teâlâ kâfidir.) [Talak 3]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allaha hakkıyla tevekkül etseydiniz, sabah aç kalkıp, akşam tok dönen kuşlar gibi sizi de rızıklandırırdı.) [Tirmizî]
(Allah, kendisine sığınanın her işine yetişir, hiç ummadığı yerden ona rızk verir.) [Beyhekî]
Sözünün Eri Zat
Hz.İbrahim, mancınıkla ateşe atılırken, Hasbiyallah ve nimel vekil dediği hadis-i şerifle bildirilmiştir. (Hatib) [Bana Allahım yetişir, O ne iyi vekil, ne iyi yardımcı demektir] Ateşe düşerken Hz.Cebrail gelip, "Bir dileğin var mı?" diye sorunca, "Var, fakat sana değil" diyerek sözünün eri olduğunu gösterdi. Bunun için Kur'an-ı kerimde (Sözünün eri olan İbrahim) diye metholundu. (Necm 37)
Tevekkül, kalb işidir, imandan meydana gelir. Allahü teâlânın lutf ve ihsanının pek çok olduğuna iman etmekle hasıl olur. Bu hâl, kalbin vekile itimat etmesi, güvenmesi, ona inanması ve onun ile rahat etmesidir. Böyle bir insan dünya malına gönül bağlamaz. Dünya işlerinin bozulmasından dolayı üzülmez. Rızkından endişe etmez. Mesela, iftiraya uğrayan bir kimse, mahkemeye düşünce kendine bir avukat tutar. Üç şeyde avukata güvenirse, bu kimsenin kalbi rahat eder.
1- Avukatın, ona yaptıkları iftirayı iyi bilmesidir.
2- Bildiğini iyi anlatmak için, doğruyu söylemekten çekinmemesi.
3- Avukatın bunu canla başla müdafaa edeceğine inanmasıdır. Avukatına böyle inanır, güvenirse kendi ayrıca uğraşmaz.
(Allahü teâlâ bize yetişir. O ne iyi vekildir) ayet-i kerimesini iyi anlayıp, "Rızık takdir edilmiş, ayrılmış, vakti gelince bana yetişir" der. Şu hâlde dinimiz, çalışmayıp, boş oturup tevekkül ediyorum demeyi yasaklamaktadır.
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Çalışmak ve tevekkül Çalışmak ve tevekkül
Sual: Tevekkül nedir? "İlaçsız da Allahü teâlâ şifa verir" diyerek ilaç kullanmamak uygun mudur?
CEVAP
Tevekkül, dinimizin bildirdiği sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi sebeplerden değil, sebepleri yaratandan beklemektir. (Bir işe başladığın zaman, Allahü teâlâya tevekkül et, Ona güven!) ayet-i kerimesi, tevekkül ile beraber azmederek çalışmak gerektiğini gösteriyor. (Al-i imran 159)
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün dışında olan üzücü hadiseleri, ezelde takdir edilmiş bilip, üzülmemek, Allahü teâlâdan geldiğini düşünerek seve seve karşılamaktır.
İnsan, bir işin neticesinin iyi mi, kötü mü olacağını bilemez. Hayır zannettiği çok şey, şerle, şer zannettiği çok şey de, hayırla neticelenebilir. Muhakkak şu işim olsun diye ısrar etmemeli, "Hayırlı ise olsun" demelidir.
Allahü teâlâ, kimseye muhtaç olmamak için çalışmayı, hasta olmamak için tedbir almayı, hasta olunca ilaç kullanmayı, görebilmek için ışığı sebep kılmıştır. Sebebi, istenilen şeye kavuşmak için bir kapı gibi yaratmıştır. Birşeyin hasıl olmasına sebep olan şeyi yapmayıp da sebepsiz olarak gelmesini beklemek, kapıyı kapayıp pencereden atılmasını istemeye benzer ki, bu, akla ve dine uygun değildir. Allahü teâlâ, insanların, ihtiyaçlarına kavuşmak için bu sebepler kapısını yaratmış ve açık bırakmıştır. İnsanların vazifesi kapıya gidip beklemektir. Sonrasını O bilir.
Her Derde İlaç
Bazı ilaçların mesela antibiyotiklerin ve sülfamidlerin bakterilere karşı tesiri, ekmeğin açlığı, suyun susuzluğu gidermesi gibidir. Yangını su ile söndürmek de böyledir. Tesiri kesin olan bunun gibi ilaçları kullanmamak tevekkül değil, ahmaklıktır, haramdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her hastalığın ilacı vardır. Yalnız ölüme çare yoktur.) [Taberânî]
Hz. Musa, hastalanınca, "İlaçsız da Allahü teâlâ şifa verir" diyerek ilaç kullanmadı. Allahü teâlâ (İlaç kullanmazsan şifa ihsan etmem) buyurdu. İlacı kullanınca iyi oldu. Fakat sebebini merak etti. Allahü teâlâ, (Tevekkül etmek için, benim adetimi, hikmetimi değiştirmek mi istiyorsun? İlaçlara tesir veren kimdir? Elbette tesirleri yaratan benim) buyurdu. (K.Saadet)
Doktora gitmeli, ilaç kullanmalıdır. Fakat, doktora ve ilaca güvenmemeli, şifayı Allahü teâlâdan istemelidir! İlaç kullanıp da iyi olmıyan, ameliyat masasında ölen az değildir.



Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt