muhammed25
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Kas 2008
- Mesajlar
- 879
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 31
YERYÜZÜNDE NURLU YOL KUR’AN
Kur’an var oluşun, medeniyetin, ilmin kaynağı… Yaratılmışların en şereflisi insanın nurlu yolu, İslam’ın kaynağı Kur’an…
Kur’an-ı Kerim’i yüce allah’ın sözleri olan ayetlerden başka hiçbir söz hakikatte anlatamaz. Elbette insanoğlu Kur’an ayetlerinin ışığında hayat kitabı olan Kur’anı anlamaya çalışır ki;
“Bu kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir kitaptır.”Bakara–2
“And olsun hikmetli Kur’ana…” Yasin–2
“Kur’an güçlü ve üstün olan, esirgeyen allah(’ın) indirmesidir.”Yasin–5
Ve başka ayetlerde anlatılan yüce kitabımız Kur’an, insanın en güzel şekilde yaşaması için, en güzel şekilde de anlaşılması gereklidir.
Evet, her insan bu fani dünyada hayatı boyunca imtihan üzeredir. Bu sınanmada inananları karanlıklardan aydınlığa çıkartacak olan ve tek doğru yol Kur’anın yoludur. Yüce allah’ın, “Sen ancak zikre (Kur’an’a) uyanları ve ’tan içi titreyerek korku duyanları uyarabilirsin!” diye öğütlediği Resulullah(s.a.a) Efendimiz, peygamberliği boyunca Kur’andan taviz vermemiştir. Öyleyse bizler de, bu geçici dünya yolculuğunda Kur’anın ışığında yürümeliyiz.
Kur’andan uzak kalmak hayatımızı daha da zorlaştıracağı gibi bütün bu zorluklardan kurtulmak için gösterilen çabaların, zahmetlerin de hiçbir değeri, getirisi olmayacaktır. Oysaki insan katlandığı her imtihanın bir mükâfatı olduğunu bildiğinde, dünya hayatı ona ağır gelmez. Kur’an yolcuları bilirler ki, fıtrata uygun yaşam biçimini hazırlayan, kuluna şahdamarından yakın olan allah’tır…
Ne yazık ki birçok insanın nazarında Kur’an, sadece okunan, saygı duyulan hep yukarılarda tutulan fakat aslında hiç anlaşılmayan ilahi bir kitaptır! İşte bu yanlış düşüncede olan insanlar bilmelidirler ki, cehaletin içinden allah’ın korumasıyla uzaklaşan tertemiz bir yürek öğretti onu insanlara… Kendisinden şüphe olmayan bu kitap yine kendisinden “emin” olunan Muhammed’ül Emin(s.a.a) tarafından kalpleri aydınlatmak için indirildi. Onun yüceliği, saygınlığı yüksek raflarda değil, yaşayan ve yaşatan gönüllerdedir.
“İnsanların en hayırlısı, Kur’an öğrenen ve öğretendir.” Bilmek ve insanların bilmesini sağlamak, kurtuluşa yolculuk ve bu yolculuğa davet, insanın insana verebileceği en güzel hediye… Bütün bu anlamları da içeren bu hadis-i şerif hayatımıza yön veren en önemli değerlerden olmalıdır.
Yüce allah’ın, mübarek Ramazan ayında meleklerin yeryüzüne indiği, kullarını affetmek için bahane aradığı Kadir gecesinde, kullarına hediye ettiği hazineden (Kur’andan) başka bir yol yokken, nedir bu arayış? Şair dizelerinde şöyle söylüyor;
“Tam otuz yıl saatim işlemiş ama ben durmuşum,
Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurtmuşum.” (N.Fazıl Kısakürek)
Kur’anı rehber edinmeyen gönüller, onu benliklerinde hissetmeyen kalpler, saatleri işlese de onlar durmuşlardır aslında. Ebedi mutluluk ve huzur arar bütün insanlar… Huzur ise İslam’dadır. İnsanların sermayesi zamandır. Bu zaman ki,allah ’ın rızasını kazanmakla ebedi mutluluğa varıştır.
Müslümanların dinlerini yaşamaktaki amacını, samimiyetini anlamayan, anlamamakta ısrar eden insanlar geçici bir mutluluk peşindeyken, acının sonsuzluğunu değil(cehennem), mutluluğun sonsuzluğunu(Cennet) isteyen Müslümanları, ancak Kur’anı Kerimi okudukça anlayacak ve ne büyük bir yanlış ve kayıp içerisinde olduklarının farkına varacaklardır!
Unutmayalım ki, insanlığın cehaleti korkunç bir şekilde yaşadığı bir dönemde yüce allah’ın Resulünü Kur’anla müjdelemesi, bizim de umudumuzdur. Elbette insanlardan öyleleri vardı ve teslimiyetleri öyle samimiydi ki, daha bu dünyada iken Cennetle müjdelendiler. Kur’an o gün de, bu gün de aynı… Öyleyse Resulü dünde değil bu günde arayalım. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hatice, Hz Zeynep, Hz. Aişe… Ve daha niceleri… Onlar geçmişte yaşamış masal kahramanları değil, bugünümüzün Kur’an yolculuğunda önderlerimiz olmalıdırlar.
Bu zamanın hastalığı ve bütün zamanların hastalığı Kur’ansızlıktır! Bu hastalığın tek çaresi Kur’anı yaşamak ve yaşatmaktır. Kur’an yolcuları kervanına biz de katılalım. Kendimizden başlayarak ailemizi, yakınlarımızı ve bütün insanlığı da bu kervana davet edelim. Resulün, salihlerin ve bütün Müslümanların çıktığı Kur’an yolcularından olmayı ve son nefesimize kadar bu yolun ışığında kalmayı Rabbim bütün Müslümanlara nasip etsin inş! Vesselam…
alıntı
Kur’an var oluşun, medeniyetin, ilmin kaynağı… Yaratılmışların en şereflisi insanın nurlu yolu, İslam’ın kaynağı Kur’an…
Kur’an-ı Kerim’i yüce allah’ın sözleri olan ayetlerden başka hiçbir söz hakikatte anlatamaz. Elbette insanoğlu Kur’an ayetlerinin ışığında hayat kitabı olan Kur’anı anlamaya çalışır ki;
“Bu kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir kitaptır.”Bakara–2
“And olsun hikmetli Kur’ana…” Yasin–2
“Kur’an güçlü ve üstün olan, esirgeyen allah(’ın) indirmesidir.”Yasin–5
Ve başka ayetlerde anlatılan yüce kitabımız Kur’an, insanın en güzel şekilde yaşaması için, en güzel şekilde de anlaşılması gereklidir.
Evet, her insan bu fani dünyada hayatı boyunca imtihan üzeredir. Bu sınanmada inananları karanlıklardan aydınlığa çıkartacak olan ve tek doğru yol Kur’anın yoludur. Yüce allah’ın, “Sen ancak zikre (Kur’an’a) uyanları ve ’tan içi titreyerek korku duyanları uyarabilirsin!” diye öğütlediği Resulullah(s.a.a) Efendimiz, peygamberliği boyunca Kur’andan taviz vermemiştir. Öyleyse bizler de, bu geçici dünya yolculuğunda Kur’anın ışığında yürümeliyiz.
Kur’andan uzak kalmak hayatımızı daha da zorlaştıracağı gibi bütün bu zorluklardan kurtulmak için gösterilen çabaların, zahmetlerin de hiçbir değeri, getirisi olmayacaktır. Oysaki insan katlandığı her imtihanın bir mükâfatı olduğunu bildiğinde, dünya hayatı ona ağır gelmez. Kur’an yolcuları bilirler ki, fıtrata uygun yaşam biçimini hazırlayan, kuluna şahdamarından yakın olan allah’tır…
Ne yazık ki birçok insanın nazarında Kur’an, sadece okunan, saygı duyulan hep yukarılarda tutulan fakat aslında hiç anlaşılmayan ilahi bir kitaptır! İşte bu yanlış düşüncede olan insanlar bilmelidirler ki, cehaletin içinden allah’ın korumasıyla uzaklaşan tertemiz bir yürek öğretti onu insanlara… Kendisinden şüphe olmayan bu kitap yine kendisinden “emin” olunan Muhammed’ül Emin(s.a.a) tarafından kalpleri aydınlatmak için indirildi. Onun yüceliği, saygınlığı yüksek raflarda değil, yaşayan ve yaşatan gönüllerdedir.
“İnsanların en hayırlısı, Kur’an öğrenen ve öğretendir.” Bilmek ve insanların bilmesini sağlamak, kurtuluşa yolculuk ve bu yolculuğa davet, insanın insana verebileceği en güzel hediye… Bütün bu anlamları da içeren bu hadis-i şerif hayatımıza yön veren en önemli değerlerden olmalıdır.
Yüce allah’ın, mübarek Ramazan ayında meleklerin yeryüzüne indiği, kullarını affetmek için bahane aradığı Kadir gecesinde, kullarına hediye ettiği hazineden (Kur’andan) başka bir yol yokken, nedir bu arayış? Şair dizelerinde şöyle söylüyor;
“Tam otuz yıl saatim işlemiş ama ben durmuşum,
Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurtmuşum.” (N.Fazıl Kısakürek)
Kur’anı rehber edinmeyen gönüller, onu benliklerinde hissetmeyen kalpler, saatleri işlese de onlar durmuşlardır aslında. Ebedi mutluluk ve huzur arar bütün insanlar… Huzur ise İslam’dadır. İnsanların sermayesi zamandır. Bu zaman ki,allah ’ın rızasını kazanmakla ebedi mutluluğa varıştır.
Müslümanların dinlerini yaşamaktaki amacını, samimiyetini anlamayan, anlamamakta ısrar eden insanlar geçici bir mutluluk peşindeyken, acının sonsuzluğunu değil(cehennem), mutluluğun sonsuzluğunu(Cennet) isteyen Müslümanları, ancak Kur’anı Kerimi okudukça anlayacak ve ne büyük bir yanlış ve kayıp içerisinde olduklarının farkına varacaklardır!
Unutmayalım ki, insanlığın cehaleti korkunç bir şekilde yaşadığı bir dönemde yüce allah’ın Resulünü Kur’anla müjdelemesi, bizim de umudumuzdur. Elbette insanlardan öyleleri vardı ve teslimiyetleri öyle samimiydi ki, daha bu dünyada iken Cennetle müjdelendiler. Kur’an o gün de, bu gün de aynı… Öyleyse Resulü dünde değil bu günde arayalım. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hatice, Hz Zeynep, Hz. Aişe… Ve daha niceleri… Onlar geçmişte yaşamış masal kahramanları değil, bugünümüzün Kur’an yolculuğunda önderlerimiz olmalıdırlar.
Bu zamanın hastalığı ve bütün zamanların hastalığı Kur’ansızlıktır! Bu hastalığın tek çaresi Kur’anı yaşamak ve yaşatmaktır. Kur’an yolcuları kervanına biz de katılalım. Kendimizden başlayarak ailemizi, yakınlarımızı ve bütün insanlığı da bu kervana davet edelim. Resulün, salihlerin ve bütün Müslümanların çıktığı Kur’an yolcularından olmayı ve son nefesimize kadar bu yolun ışığında kalmayı Rabbim bütün Müslümanlara nasip etsin inş! Vesselam…
alıntı