Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

YEMÎN (1 Kullanıcı)

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
YEMÎN:
Kuvvet. Bir
haberi yâhut bir işi yapma veya yapmama husûsundaki azmi, iddiâyı (sözü); vallahi, tallahi
şeklinde, Allahü teâlânın ism-i şerîfini anarak veya dînin izin verdiği sözlerle kuvvetlendirmek.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Yeminlerinizi koruyun. (Mâide sûresi: 89)

Alış-verişte vallahi böyledir, vallahi öyle değildir diye yemîn edenlere ve san'at
sâhiplerinden, yarın gel, öbür gün gel diye sözünde durmayanlara yazıklar olsun. (Hadîs-i
şerîf-Kimyây-ı Seâdet)
Doğru olsa bile çok yemîn etmek, son nefeste îmânsız gitmeğe
sebeb olur. Doğru olarak çok yemîn etmek Allahü teâlânın ism-i şerîfine ve yemîne kıymet
vermemek olur. Bunlara kıymet vermeyerek yemîn etmek çok çirkin olur. Şarkılarda,
temsillerde, eğlen celerde yemîn etmek böyledir. (A.Haskefî, İbn-i Âbidîn)

Yemîn
Keffâreti:
Yapılan yemîne riâyet etmeyip, yemîni bozan bir müslümana lâzım gelen keffâret,
cezâ.
Yemîni bozmadan keffâret verilmez. Yemîni bozduktan sonra keffâreti geciktirmek
günâhtır.Yemîn keffâreti için bir köle âzâd edilir. Yâhut zekât alması câiz olan erkek veya
kadın on fakîre bütün bedenini örtecek kadar bir kat çamaşır verilir. Veya aç olan on fakîr bir
gün iki defâ (sabah-akşam) doyurulur. Bu üçünden birini yapamayan fakir, üç gün ard arda
oruç tutar. Bu oruçlara geceden niyet edilir.Kadın üç günü tamamlamadan hayz başlarsa, hayz
bittikten sonra yeniden üç gün tutar. (İbn-i Âbidîn)

Yemîn-i Gâmûs:
Günâha ve
Cehennem'e sokan yemin. Geçmişteki bir şey için, bile bile yalan söyleyerek, yemin etmek.

Yemîn-i gâmûs eden kimse için peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:
Kim yalan
yere yemîn ederse, Allahü teâlâ onu Cehennem'e koyar. (Merginânî)
Yemîn-i Gâmûs
büyük günâhtır. Pişman olunca tövbe edilir. Keffâret verilmez. (İbn-i Âbidîn)

Yemîn-i
Lağv:
Boş yere yemîn. Geçmiş bir şey için zan ile yanlış yemîn etmek. Bunda günah ve
keffâret yoktur.

Yemîn-i Mün'akıde:
Geleceğe âit bir iş hakkında meselâ ilerde
yapacağım veya yapmayacağım diyerek yapılan yemîn.
Mün'akıde yemin üç türlüdür:
Birincisi zaman bildirmeden yapılır.Meselâ döğeceğim diye yemîn edince, ikisi de sağ
kaldıkça, döğmezse yemîn bozulmaz.Biri ölünce bozulur. Döğmeyeceğim diye yemîn edince,
ölünceye kadar döğmezse, sonsuz olarak bozulmaz. Bir kerre döğerse bozulur. Keffâret
denilen cezâsını yerine getirir ve yemin biter. İkinci defâ döğerse, keffâret vermez. İkincisi,
zaman bildirilerek yapılan yemindir. Zamânı gelmeden bozarsa, keffâret lâzım olur. Zamânı
gelmeden önce ölürse yemin b ozulmaz. Üçüncüsü, şarta bağlı yemindir. Yemin ettiği şeyin
yapılıp, yapılmamasını, kendinin veya başkasının bir şeyi yapıp yapmamasına
bağlamaktır. Zaman söylenmedi ise, hemen yapmak, zaman söylendi ise, zamânın sonuna
kadar yapmak lâzımdır. Kalkıp gelmezsen vallahi seni döğerim demek bu çeşit bir yemindir.
(Merginânî, İbn-i Âbidîn)
 

mertmurat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
53
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

Guzel bir konuya deginmissin kardes. Eline saglik.
 

hasann

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Eki 2006
Mesajlar
132
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

VE ALEYNA ALEYKÜM SELAM KARDEŞİM GÜSEL BİR KONU HERKESİN OKUMASI GEREK ÇOGU İNSANIMIZ YEMİN EDERLER ARKASINDA DURMAZLARB)SELAMETLE KALIN
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: YEMÎN

selamun aleyküm..Allah c.c. sizden razı olsun bu önemli konuyu bizlerle paylaştığınız için...Sevabınızı yazsın inşaAllah...Selametle kalın..Hayırlı bereketli akşamlar inş...

Mehmed Paksu / Çağın Getirdiği Sorular

Kur'an'a el basarak yemin edilebilir mi? Bu yemin geçerli midir?

İslami manadaki yemin, genellikle Allah adına yapılır. Bu da "Vallahi, Billahi" gibi ifadelerin söylenmesiyle olur. Fakat bu arada başta Kur'an-ı Kerim ve Kabe olmak üzere mukaddesler üzerine yapılan yeminler de yemin mefhumuna girer ve bunlar üzerine yapılan yeminler geçerlidir.

Yeminler çok kere örf ve adete göre şekillenir ve ona göre yemin edilir. Bilhassa ülkemizde bölgeden bölgeye değişen pek çok yemin çeşitleri vardır. Kur'an-ı Kerim üzerine yapılan yeminler de adet haline gelmiş olan yeminlerden birisidir. Mesela, "Kur’an üzerine yemin ederim ki, Kur'an hakkı için şu işi mutlaka yapacağım veya yapmayacağım" şeklinde yemin etmek gibi... Hatta bu yemin halk arasında diğer yeminlerden daha büyük ve mes’uliyeti daha ağır bir yemin çeşidi olarak bilinir. Bir mesele üzerinde anlaşamayan, mutabakata varamayan taraflar birbirlerini Kur'an'a el basmaya davet eder. Zaten çok ciddi bir mesele olmadıkça ve insan haklılığından tam emin olmadıkça böyle bir yemine teşebbüs ve cesaret de edemez.

Meselenin fıkhi yönüne gelince; Kur'an'la yemin etmek caizdir ve bu yemin sayılır. Çünkü, Allah’ın ezeli bir kelamı olan Kur'an'la yemin etmek Allah’ın İzzet ve Celaline yemin etmek gibidir.

İbni Kudame el-Muğni isimli eserinde "Kur'an ile, ondan bir ayetle ve kelamullah ile yemin etmek yemin olur. İbni Mes’ud, Katade, İmam malik ve Şafii ve bütün ehl-i ilim aynı şeyi söylemişlerdir." (el-muğni, 9:407(7981. Mesele)

Yukarıda da ifadeye çalıştığımız gibi, Kur'an üzerine yemin denilince, insanlar "Mushaf üzerine el basarak yapılan yemin olarak bilirler. Bu da bir çeşit Allah'ın Kelam sıfatı üzerine yemin etmektir ki, o da yemindir.

Sahih-i Buhari'yi 32 ciltlik eseriyle şerh eden İmam Bedrüddin Ayni şunları söyler:
"Bana göre, bir kimse Mushaf ile yemin ederse veya üstüne elini koyarsa veya ‘Bunun hakkı için’ derse, o yemin sayılır. Bilhassa yalan yere yapılan yeminlerin çoğaldığı ve halkın Mushafla yemin etmeye çok rağbet ettikleri bu devirde..." Bu vesileyle İmam Ayni'nin 1440 senesinde rahmet-i Rahman'a kavuştuğuna da belirtelim.

Son devir alimlerinden Allame Kemal de bu hususta şöyle der:
"Şüphesiz, Kur‘an-ı Kerimle yemin etmek şimdi adet haline gelmiştir. Öyle ise onunla yemin etmek yemin sayılır. Çünkü yeminler örf ve adete göredir." Bütün bu izahlar açıkça göstermektedir ki, Kur'an üzerine el basılarak edilen yemin bağlayıcılığı olan ve bozulunca keffareti gereken yemin sınıfına girer.

 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: YEMÎN

Selamun aleykum kardeşim çok yararlı bir konu Allah razı olsun.. Malesef kimi zaman hiç gerek yokken yemin ediyoruz, çok kolay yemin eder hale geldik.. İnşaAllah bu yazıdan biraz ders alırız..
Selam ve dua ile kal inşaAllah.. SelametleB)B)
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

hasann yazdı:
VE ALEYNA ALEYKÜM SELAM KARDEŞİM GÜSEL BİR KONU HERKESİN OKUMASI GEREK ÇOGU İNSANIMIZ YEMİN EDERLER ARKASINDA DURMAZLARB)SELAMETLE KALIN
sağol kardeşim;
evet haklısın Allah c.c. bizleri muhafaza buyursun İnşAAllah..selametle...
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

nigdeli yazdı:
selamun aleyküm..Allah c.c. sizden razı olsun bu önemli konuyu bizlerle paylaştığınız için...Sevabınızı yazsın inşaAllah...Selametle kalın..Hayırlı bereketli akşamlar inş...

Mehmed Paksu / Çağın Getirdiği Sorular

Kur'an'a el basarak yemin edilebilir mi? Bu yemin geçerli midir?

İslami manadaki yemin, genellikle Allah adına yapılır. Bu da "Vallahi, Billahi" gibi ifadelerin söylenmesiyle olur. Fakat bu arada başta Kur'an-ı Kerim ve Kabe olmak üzere mukaddesler üzerine yapılan yeminler de yemin mefhumuna girer ve bunlar üzerine yapılan yeminler geçerlidir.

Yeminler çok kere örf ve adete göre şekillenir ve ona göre yemin edilir. Bilhassa ülkemizde bölgeden bölgeye değişen pek çok yemin çeşitleri vardır. Kur'an-ı Kerim üzerine yapılan yeminler de adet haline gelmiş olan yeminlerden birisidir. Mesela, "Kur’an üzerine yemin ederim ki, Kur'an hakkı için şu işi mutlaka yapacağım veya yapmayacağım" şeklinde yemin etmek gibi... Hatta bu yemin halk arasında diğer yeminlerden daha büyük ve mes’uliyeti daha ağır bir yemin çeşidi olarak bilinir. Bir mesele üzerinde anlaşamayan, mutabakata varamayan taraflar birbirlerini Kur'an'a el basmaya davet eder. Zaten çok ciddi bir mesele olmadıkça ve insan haklılığından tam emin olmadıkça böyle bir yemine teşebbüs ve cesaret de edemez.

Meselenin fıkhi yönüne gelince; Kur'an'la yemin etmek caizdir ve bu yemin sayılır. Çünkü, Allah’ın ezeli bir kelamı olan Kur'an'la yemin etmek Allah’ın İzzet ve Celaline yemin etmek gibidir.

İbni Kudame el-Muğni isimli eserinde "Kur'an ile, ondan bir ayetle ve kelamullah ile yemin etmek yemin olur. İbni Mes’ud, Katade, İmam malik ve Şafii ve bütün ehl-i ilim aynı şeyi söylemişlerdir." (el-muğni, 9:407(7981. Mesele)

Yukarıda da ifadeye çalıştığımız gibi, Kur'an üzerine yemin denilince, insanlar "Mushaf üzerine el basarak yapılan yemin olarak bilirler. Bu da bir çeşit Allah'ın Kelam sıfatı üzerine yemin etmektir ki, o da yemindir.

Sahih-i Buhari'yi 32 ciltlik eseriyle şerh eden İmam Bedrüddin Ayni şunları söyler:
"Bana göre, bir kimse Mushaf ile yemin ederse veya üstüne elini koyarsa veya ‘Bunun hakkı için’ derse, o yemin sayılır. Bilhassa yalan yere yapılan yeminlerin çoğaldığı ve halkın Mushafla yemin etmeye çok rağbet ettikleri bu devirde..." Bu vesileyle İmam Ayni'nin 1440 senesinde rahmet-i Rahman'a kavuştuğuna da belirtelim.

Son devir alimlerinden Allame Kemal de bu hususta şöyle der:
"Şüphesiz, Kur‘an-ı Kerimle yemin etmek şimdi adet haline gelmiştir. Öyle ise onunla yemin etmek yemin sayılır. Çünkü yeminler örf ve adete göredir." Bütün bu izahlar açıkça göstermektedir ki, Kur'an üzerine el basılarak edilen yemin bağlayıcılığı olan ve bozulunca keffareti gereken yemin sınıfına girer.

ve aleyküm selam;
Rabbimiz cümlemizden razı olsun İnşAAllah...katkınız için teşekkür ederim...tamamladı konuyu Allah razı olsun...sizede hayırlı bereketli akşamlar olsun İnşAAllah...selametla kalın...
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

desertrose yazdı:
Selamun aleykum kardeşim çok yararlı bir konu Allah razı olsun.. Malesef kimi zaman hiç gerek yokken yemin ediyoruz, çok kolay yemin eder hale geldik.. İnşaAllah bu yazıdan biraz ders alırız..
Selam ve dua ile kal inşaAllah.. SelametleB)B)
ve aleyküm selam
evet çok haklısınız dilimiz artık alışkanlık halina gelmiş...İnşAAllah faydalı olur...Rabbim sizdende razı olsun...selametla kalın...B)B)B)
 

evindar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,413
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

İmrân İbnu Husayn radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kim, (mahkeme gereği, yapması icabeden) bir yeminde yalan yere yemin ederse bu yemini sebebiyle cehennemdeki yerini hazırlamış olur."

Ebu Dâvud, Eymân 1, (3242).
 

cennet_agaci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Kas 2006
Mesajlar
2,468
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
iStAnBuLL
RE: YEMÎN

selamün alyeküm Allah (c.c) razı olsun kardeşim selametle hayırlı geceler a.e.o B)B)B)
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

evindar yazdı:
İmrân İbnu Husayn radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kim, (mahkeme gereği, yapması icabeden) bir yeminde yalan yere yemin ederse bu yemini sebebiyle cehennemdeki yerini hazırlamış olur."

Ebu Dâvud, Eymân 1, (3242).
selamün aleyküm ablam;
maalesef ki günümüz insanı bu durumda, Rabbimiz yalan yere yemin edip insanların zarar görmesine, sıkıntı yaşamasına vesile olanlara hidayet versin...
Allah c.c. muhafaza buyursun...teşekkür ettim ablam...selametle kal...
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

cennet_agaci yazdı:
selamün alyeküm Allah (c.c) razı olsun kardeşim selametle hayırlı geceler a.e.o B)B)B)
aleyküm selam;
Rabbimiz cümlemizden razı olsun İnşAAllah...selametla kalın...B)B)B)
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: YEMÎN

S.A.FERİT VE NİĞDELİ KARDEŞLERİM ALLAH RAZI OLSUN.ÇOK ÖNEMLİ AMA UNUTULAN KONULARDAN.YALAN YERE YEMİN BÜYÜK GÜNAHLARDAN HELE Kİ ŞAHİTLİK YAPARKEN OLURSA.ALLAH BİZLERİ MUHAFAZA ETSİN.A.E.O.
 

meftun61

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
3,386
Tepki puanı
5
Puanları
0
RE: YEMÎN

S.A ABİM ALLAH RAZI OLSUN.YEMİNİ ETMEYİ ALIŞKANLIK HALİNE GETİRENLER DAHİ VAR.YEMİN ETMEK BÜYÜK MESULİYETLER YÜKLER İNSANA.BU YÜZDEN AĞIZIMIZDAN ÇIKANLARA DİKKAT ETMEMİZ LAZIM.
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

ADALETIMAHZA yazdı:
S.A.FERİT VE NİĞDELİ KARDEŞLERİM ALLAH RAZI OLSUN.ÇOK ÖNEMLİ AMA UNUTULAN KONULARDAN.YALAN YERE YEMİN BÜYÜK GÜNAHLARDAN HELE Kİ ŞAHİTLİK YAPARKEN OLURSA.ALLAH BİZLERİ MUHAFAZA ETSİN.A.E.O.

meftun61 yazdı:
S.A ABİM ALLAH RAZI OLSUN.YEMİNİ ETMEYİ ALIŞKANLIK HALİNE GETİRENLER DAHİ VAR.YEMİN ETMEK BÜYÜK MESULİYETLER YÜKLER İNSANA.BU YÜZDEN AĞIZIMIZDAN ÇIKANLARA DİKKAT ETMEMİZ LAZIM.

trabzonlu20 yazdı:
SELAMUN ALEYKUM ALLAHA SUKUR FAZLAA SOYLEMIYORUM YA GERCEKTEN

ve aleyküm selam vr; vb;

Allah c.c. sizlerden de razı olsun İnşAAllah...dualarınıza yürekten 'amin' Rabbimiz kabul buyursun İnşAAllah...selametle kalın...B)B)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: YEMÎN

Yemin Keffareti

Mü'akide yemininin hangi türünden olursa olsun bozulmasi, keffareti gerektirir. Normalde keffaret yemin bozulduktan sonra ödenir. Yemin bozulduktan sonra ödenen kefaretin mûteber oldugu konusunda ulema arasinda hiç bir ihtilaf yoktur. Ancak önce kefaretin ödenip sonra yeminin bozulmasi durumunda bu kefaretin yeterli olup olmayacagi tanismalidir. Hanefilere göre, keffaret ister malla, ister oruçla ödensin mutlaka yemin bozulduktan sonra ödenmelidir. Bozulmadan önce ödenmesi caiz degildir. safiilere göre keffaret malla ödenecekse yemin bozulmadan önce de ödenebilir. Hanbelî ve Mâlikîlere göre kefaretin ister malla ister oruçla, yemin bozulmadan önce de sonra da ödenmesi caizdir.

Yemin edilmeden önce keffaret ödenip daha sonra yemin edilmesi ve bozulmasi durumunda bu keffaret mûteber degildir. Bu konuda hiçbir görüs ayriligi yoktur (Kâsânî, a.g.e., III,18; ibn Kudâme, a.g.e., XI, 223-226; sevkânî, Neylü'l-Evtar VIII, 268, 269; Necati Yeniel-Hüseyin Kayapinar, a.g.e., XII, 237, 138).

Yemin keffareti; gücü yeterse bir köle azad etmek veya on fakiri sabahli aksamli doyurmak ya da on fakiri alisilmis biçimde giydirmektir. Kisi bu üçü arasinda muhayyerdir. Ama bunlara gücü yetmezse,pesi pesine üç gün oruç tutar. Orucun arasi hayiz dahil hiç bir özür sebebiyle kesilmez, kesilmesi halinde yeniden baslanmalidir. Yemin kefaretinin geregi ve bu sekilde ödenecegi Kur'ân-i Kerîm'le sabittir. Ve âyet gayet nettir. (Bkz. Maide, 5/89). Onun için konu ile ilgili görüs farkliligi yoktur.

2. Allah'tan Baskalari Adina edilen Yeminler

Allah'tan baskalari adina edilen yeminler iki kisimdir:

a- Babalar, anneler, melekler vs. gibi Allah'tan baska varliklar adina edilen yeminler: Bu sekilde yemin etmenin caiz olmadigini, Hz. Peygamber'in böyle yemin etmeyi men ettigini yukarida belirtmistik. Böyle sözlerle yemin etmek caiz olmadigina göre, buna yemin demek de dogru degildir.

b- Bir sarta baglanarak edilen yeminler: Bu gruptaki yeminleri de iki kisimda ele almak mümkündür:

ba- ibadet ve taat cinsinden bir seye baglananlar: Meselâ bir kimse "su isi yaparsam üç gün oruç tutayim" dese, bu bir bakima yemindir. Çünkü o isi yapmaktan nefsini menetmek maksadiyla o sözü söylemistir. Bir baska açidan da nezir (adak)tir. Çünkü bir ibadeti yapmayi, bir sarta baglamistir. Bu târz bir ifadenin nezir olarak degerlendirilmesi daha isabettir (Kasânî, III, 21).

bb- ibadet ve taate baglanmayip, talak veya köle azadina baglanan yeminler: Bir kimse karisinin bos olmasini veya kölesinin hür olmasini bir sartin tahukkukuna baglarsa, talakla. veya köle azadi ile yemin etmis sayilir. Böyle yeminlere tâliki talak da denir. Böyle sözlerin yemin olarak degerlendirilmesi kisiyi bir fiili yapmaya tesvik veya yapmaktan men etme konusunda kuvvet vermesinden dolayidir (Ö. Nasuhi Bilmen, Hukukî islâmiyye ve istihâhâti Fikhiyye Kamusu, II, 232).

Bu maddede söz konusu edilen sartin tahukkuku halinde sayet adamin maksadi kendisini bir isi yapmaya tesvik veya yapmaktan menetmek degil de karisini bosamak veya kölesini azad etmekse, sartin vukuu halinde karisi bos veya kölesi azad olmus olur. Bu konuda ulema arasinda her hangi bir görüs ayriligi tesbit edilmemistir. Çünkü bu yemin degil, talaki veya itaki sarta baglamaktir. Ama eger kisinin maksadi, karisini bosamak degil de, kendisini bir isi yapmaya veya yapmamaya zorlamak ise hüküm nedir? iste bu konuda bazi degisik görüsler vardir. Konuyu bir örnekle anlatalim: içki müptelasi olan bir kimse içkiyi birakmak ve nefsini bu ise mecbur etmek maksadiyla "Bir daha içki içersem karim bos olsun" veya "bir daha içersem sart olsun" dese ve daha sonra yeminini bozsa yani içki içse bu durumda ne uygulanacaktir? Bu konuda üç görüs vardir:

1- Bu söz tamamen geçersizdir; ne talaktir ne de yemindir. Çünkü ne Allah'in istedigi bir sekilde kari bosama, ne de bir yemin etmedir. O halde böyle bir söz söyleyen ve sonra bozan kisinin karisi bos olmaz, kendisine yemin keffareti de gerekmez. Bu görüs Hz. Ali'ye nisbet edilmektedir. Zahirîler ve bazi Mâlikîler de bu görüstedir.

2- Böyle bir söz söyleyen kisi yemin etmis ve yeminini bozmustur. Çünkü adamin maksadi karisini bosamak degil, kendisini içki içmekten men etmektir. Dolayisiyla kisi ettigi yemini bozdugu için kendisine yemin keffareti icabeder; karisi bos olmaz. Hanbelîlerden ibn Teymiye ve ibn Kayyim el-Cevziyye bu görüstedir (ibn Teymiye el-Fetava'l-Kübra, 1-5, Beyrut, II, 110; ibn Kayyim el-Cevziyye, ilâmu'l-Muvakkîn, IV, 17 vd.).

3- Talak veya köle azadinin bir sarta baglanmasi ve sartin tahakkuku halinde, kari bos veya köle hür olur. Yukaridaki misalimizde, adam içki içtigi zaman karisi bos olmus olur. Dört mezhebin görüsü bu istikamettedir (Kâsânî, a.g.e., III, 21 vd.; Merginânî, a.g.e., II, 250 vd.; Mevsilî, a.g.e., III,140 vd.; ibn Kudâme, a.g.e., VIII, 335, 336; Ö. Nasuhî Bilmen, a.g.e., II, 232; vd.; Zühaylî, a.g.e., III, 388 vd.).

Kaynak: Samil Islam ansiklopedisi




selamün aleyküm Ferit kardeşim.. naçizane bir katkıda bulundum, hakkınızı helal edin inş. faydalı olması duasıyla.. açıklayıcı, faydalı ve güzel bir konuyu paylaşmışsınız.. Allah razı olsun inş. emeğinize sağlık. selametle kalın. dua ile
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YEMÎN

ve aleyküm selam Aliye kardeşim;
Estağfirullah katkınız çok faydalı bilgilerle dolu İnşAAllah faydalı olacaktır sağolun...sizin de emeğinize sağlık Rabbimiz c.c. cümlemizden razı olsun İnşAAllah...selam ve selamet tüm mümin kulların üzerine olsun İnşAAllah...Rahman'a emanet...
 

hayrunissa86

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
612
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
RE: YEMÎN

selamün aleyküm bununla ilgılı aradığım bı konuydu :( insan bazen diline hakim olamıyo :( güzel yaradanım edemiyecemiz yeminler ettirmez inşallah :( Allah razı olsun B)B)B)B)B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt