Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

YEDİNCİ SEMÂ (1 Kullanıcı)

hayrunissa86

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
612
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Bundan sonra, YEDİNCİ SEMÂYA çıktık. Hak Teâlâ bunu nurdan yaratmıştı. Bunun adına 'Gariba' derler. Bu semâya bakan hazinin ismine de Efrail derler.

Cebrail, daha önceki semâ kapılarında olduğu gibi, kapının açılmasını istedi; içeriden sual geldi. Cebrail o suallerin cevabını verdi. Sonra, kapı açıldı; içeri girdik; Efrail'i gördüm.


Bunun yedi yüz bin hademesi vardı. Her hademenin de yedi yüz bin avenesi vardı..

Bunların okuduğu tesbih şuydu:

— «Öyle yüce sübhân zâttır ki, semâyı tavan yapıp yükseltti. Öyle yüce bir zâttır ki, yeri yaydı ve döşedi. Sübhândır o yüce zât ki, yıldızlan doğdurdu; onları (veya yere) süs eyledi, öyle sübhân bir zâttır ki, dağları yerleştirdi, onlara kurulu bir düzen verdi.»

Efrail‘e selâm verdim. Sevinerek selâmımı aldı. Bana nice ikramların ve hasenatın kabulü müjdesini verdi.

Her semânın (bu semânın olabilir) kapısı üzerinde şu cümle yazılı idi:

— «Allah‘tan başka ilâh yoktur; Muhammed Allah‘ın Resulüdür. Ve.. Ebû Bekir Sıddîk . (LÂ İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDÜN RESÜLÜLLAH VE EBÛ BEKR‘İN‘İS - SIDDÎK.)

Burada bir melek gördüm; başı arşla beraberdi Ayakları da yerin zemininde idi. O kadar büyüktü ki; yüce Hak ona izin verse, yedi kat gökleri bir lokma edip yutardı.

Bu meleğin tesbihi şuydu:

- «Varlığını celâli ile perdeleyen yüce zât, noksan afatlardan münezzehtir; Rahimlerdekine dilediği sureti veren.yüce zât noksan sıfatlardan münezzehtir.»

Bundan sonra bir melek gördüm; bu meleğin yedi . yüz bin başı vardı. Her başında da yedi yüz bin yüzü vardı. Her yüzünde de yedi yüz bin ağzı vardı. Her ağzında da yedi yüz bin dili vardı. Her dili ile, yedi yüz bin lügat konuşuyordu. Konuştuğu dillerin hiç biri diğerine benzemiyordu. Bu meleğin ayrıca yedi yüz bin kanadı vardı.

Bu melek, her gün cennette olan nur deryasına yedi yüz kere dalıyordu. Her dalıp çıktıkta, silkiniyor; sıçrayan her damlasından yüce Hak kudreti ile bir melek yaratıyordu. Ondan yaratılan her melek, yüce Hakkı şöyle tesbih ediyordu:

— «Sübhânsın şanın ne kadar yüce.. Sübhânsın makamın ne kadar üstün.. Sübhânsın efendim, halkına merhametin ne kadar çok..»

Bunu geçtikten sonra, bir melek gördüm; bir kürsü üzerine oturmuştu. Başı arş altında, ayakları da yerin dibinde idi. O kadar büyüktü ki: Dünya ve içindekiler ona ancak bir lokma olurdu. Kanadının bir ucu mağripte, bir ucu da meşrıkta idi.

Yedi yüz bin melek, onun hizmetine durmuşlardı. Bu meleklerden her birinin eli altında yedi yüz melek vardı.

— Bu kimdir?..

Diye sordum; Cebrail şöyle anlattı:

— «Bu, İsrafil‘dir.»

Gidip selâm verdim. Selâmımı aldı; bana çok müjdeler verdi.

Bunun tesbihi şöyleydi:

— «Duyan ye bilen yüce zât noksan sıfatlardan münezzehtir. Kendisini halka perdeleyen yüce zât noksan sıfatlardan münezzehtir. Yüce Rabbımız tüm noksan sıfatlardan münezzehtir.»

Bundan sonra, bir kimseyi gördüm ki; nura gark olmuş. Gayet heybetli ve vakarlı bir şekilde bir kürsü üzerinde oturmuştu, önünde çokça çocuklar vardı. Sordum:

— «Ey Cebrail, bu kimdir?. Ki, büyük bir nuru, çok vakan ve heybeti var. Önünde duran sıbyan çocuklar kimlerdir?»

Cebrail şöyle anlattı:

— «O, sizin büyük ceddiniz İbrahim‘dir. Seni ve sana îman eden ümmetini sever. Âlemlerin rabbı yüce Allah‘a niyaz edip, senin ümmetine iyilikte bulunmak diledi. Yüce Hak, onun bu dileğini kabul buyurdu; o sıbyan çocukları verdi. Onlar, senin ümmetin.bulûğa ermeden ölen kız ve erkek çocuklardır. Onların terbiyesini, Hak Teâlâ İbrahim‘e bıraktı. Onları kıyamete kadar terbiye edip ilim ve edep öğretecektir. Onları kemâliyle yetiştirdikten sonra, mahşer günü önüne katıp Arasat meydanına getirecektir. Oradan, yüce Allah‘ın manevî huzurunda durup şu niyazda bulunacaktır:

— Yâ Rabbi, bunlar habîbin Muhanumed‘in (S.A.V.) bulûğa ermeden ölen sabileridir; emr ü fermanın ile ilim ve kemalle onları yetiştirdim; yüce dergâhına getirdim. Kerem, lütuf ve ihsan senindir.

Onun bu niyazı üzerine, yüce Hak, azamet ve celâli ile şöyle buyuracaktır:

— Ey çocuklar, gidin cennete girin.

Bu hitab-ı ilâhî üzerine onlar şöyle diyeceklerdir:

— Rabbımız, fazlınla, ihsanınla analarımızı ve babalarımızı bize bağışla.

Yüce Hak, tekrar şöyle buyurur:

— Size sorgu sual yoktur; varın cennete girin; ama babalarınız ve analarınız için sorgu sual vardır; hesap vardır.

Bunun üzerine, o çocuklar şöyle niyaz ederler:

— Rabbımız, biz onları ayrılığımızla dünyada mahzun ettik. Bugün, her yana yaygın rahmetinle onları mesrur edelim.

Onların bu yakarmalarına acıyan Kerîm ve Rahim olan yüce Allah, tazarru ve niyazlarını kabul buyurur:

— «Gidin, Kevser havzindan şarap alın; babalarınıza ve analarınıza içirin.)»

Bundan sonra, Cebrail bana şöyle dedi:

— Öne geç; İbrahim‘e selâm ver.

Ben de, gittim; selâm verdim. Bana ta‘zim edip selâmımı aldı. Sonra şöyle dedi:

— Hoşgeldin, ey salih oğul, ey salih peygamber.

Sonra şöyle devam etti:

— Ey oğul, sen bu gece âlemlerin rabbının cemâlini müşahede ile müşerref olacaksın; türlü türlü lütuf-lann mazharı olacaksın. Ümmetin ise, cümle ümmetlerin âhiri ve çok zayıfıdır. Onlara şefkat edip Rabbından dile...»

Devam etti:

«Yâ Muhammed, ümmetine benden selâm eyle. Onlara haber ver: Dünya fânidir; zevali çabuk olacaktır: Allah katında ise., hor ve hakirdir. Yüce Hak, dünyaya sineğin kanadı kadar itibar etmemiştir. Onun süslerine aldama, saraylarına ve güzel elbiselerine, türlü türlü yemeklerinin lezzetine, hizmetçilerine ve haşmetine gönül vererek aldama ömürlerini boca gidermesinler. Âhi-ret bakidir. Gece gündüz pâk şeriatınla, hidâyete ileten sünnetinle amel edip Allahü Teâlâ‘nın rızâsını tahsile çalışsınlar. Cennetin yeri boldur. Oraya çokça ağaçlar diksinler.»

Sordum: — Cennete nasıl ağaç dikilir?.

Şöyle anlattı:

— «Şu tesbih duâsıdır: ‘Allah sübhândır, hamd Allah‘a mahsustur. Allah‘tan başka ilâh yoktur. En büyük Allah‘tır. Güç, kuvvet yüce ve azim olan Allah‘ındır.‘

Bu teşbihi okusunlar. Bunu her okudukça, cennette bir ağaç dikilir.»

Bundan sonra, Cebrail ezan okudu; kamet getirdi. Yedinci semâ meleklerine imam olup iki rekât namaz kıldırdım.


MÜBAREK GECELER

VE

ÜÇ AYLARIN FAZİLETİ
 

l@l

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2007
Mesajlar
656
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
RE: YEDİNCİ SEMÂ

S.A. ALLAH(c.c.) razı olsun güzel ve faydalı bi paylaşım olmuş emeğine sağlık
 

hayrunissa86

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Nis 2007
Mesajlar
612
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
RE: YEDİNCİ SEMÂ

guzel yaradanım senden razı olsun kardesım
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt