lale&gül
Kayıtlı Kullanıcı
24 Saatim
Edep ayrı bir zenginlik. Hatta bu konuda kitaplar dahi yazılmış. Edeb-i muaşeret kuralları diye. Eski insanlar yazdıkları eserlere, kendi eserlerine edepsizlik olur diye isimlerini yazmazlarmış. O dönemlerde yine medreselerde edep ifadesi olarak, eğilip de içeri girsinler diye kapıları alçak yapıyorlarmış. Aslında buradaki amaç nefsi köreltmektir. Yine büyük Mimar Sinan yaptığı eserlere kendi adını yazmaz, "Fakir imzasını tercih edermiş. Tabi çok eskiden şartlar bunu gerektiryordu. Ama şimdi şartlar aynı değil. İsminizi yazmadığız takdirde onları birileri tarafından sahiplenilmiş bulabilirsiniz. Bunları neden anlattım biliyor musunuz? Kişinin evrad-ı ezkarınının Allah (c.c) ile arasında kalması gerektiğini düşünüyorum.
Size yatalak bir hastanın 24 saatin anlatmak mecburiyetinde hissediyorum kendimi, çünkü ziyaretime gelenlerden bazıları ağlıyorlar. Bu insanların kazanma kuşağında kaybettiklerini düşünüyorum. "Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler,"diyenlerden olalım.
Kur'an-ı Kerimde Allah (c.c) bize şöyle buyuruyor: "Allah her şeyi en güzel şekilde yaratmıştır." Kimse yatalak olmak istemez ama biz iman etmiş insanlarız. İmanın şartları arasında hayır ve şerrin Allah (c.c)'tan geldiğine inanmak var. Bunun aksini düşünenin imanını yenilemesi gerektiğini düşünüyorum. Ben de dünya hayatını yaşamak isterdim. Ama hastalığın geldiği merci insanı rahatlatıyor. Efendimiz (s.a.v) günde 70-100 defa istiğfar ediyor. Bunu şundan dolayı anlatıyorum, 24 saat boyunca neyle meşgul olduğumu sizlere anlatmaya çalışacağım.
Sabah 04.00 civarı uyanıyorum. Güne hamd-ü sena ile başlıyorum. Rakamın bir özelliği yok ama günde 123 defa istiğfar ediyorum. Özel sayma tekniğim var. Daha sonra gece namazı kılıyorum ve epey bir zaman dua ediyorum.
Hz.Ebu Hureyre (r.a)'dan bir kaç hususiyeti sizlere anımsatmak istiyorum. Hz. Ebu Hureyre ehli suffeden olmakla birlikte, en çok hadis bildiren sahabedir. Günde 12.000 defa istiğfar ediyordu.
Efendimiz (sav)'in bir Hadis-i şerifini sizlere anımsatmak istiyorum; "Ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine tabi olursanız hidayete erersiniz." Bu mülahaza ile günde bazen 5000 defa bazen 10.000 defa "el-muhyi" ismini zikrediyorum. Yani ihya eden, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren. Birini daha anımsatayım; Allah (c.c) şöyle buyuruyor bize, "Anın beni anayım sizi." İstiğfarım 5.000 defa olduğunda 7-8 saat, 10.000 defa olduğunda 15 saat falan sürüyor. Günde belirli bir miktar, hatta son zamanlarda ayda bir kez kur'an-ı kerimi hatmedebiliyorum. Biliyorsunuz Kur'an okunan yere sekine iner. Namazlarımı hemen ezan bitince kılıyorum. Çünkü bir Hadis-i şerifete, Efendimiz (sav)'e soruyorlar: "Allah'ın (c.c) en sevdiği amel nedir?" O'da cevap veriyor: "Vaktinde kılınan namazdır."
Her gün sabah akşam yaklaşık 3 saat egzersiz yapıyorum. Görüyorsunuz aslında hiç boş vaktim yok. Makale ve denemelerimi yazdığım günler bu program aksıyor. Genelde akşamları erken yatıyorum. İşte yatalak bir hastanın 24 saati.
Size bir itirafta bulunayım mı? Bunları sağlıklı iken yapamıyordum. Üzüldüğüm tek şey ise, etrafımdaki insanlar çok yıprandı.
Muztar Ufuk
Edep ayrı bir zenginlik. Hatta bu konuda kitaplar dahi yazılmış. Edeb-i muaşeret kuralları diye. Eski insanlar yazdıkları eserlere, kendi eserlerine edepsizlik olur diye isimlerini yazmazlarmış. O dönemlerde yine medreselerde edep ifadesi olarak, eğilip de içeri girsinler diye kapıları alçak yapıyorlarmış. Aslında buradaki amaç nefsi köreltmektir. Yine büyük Mimar Sinan yaptığı eserlere kendi adını yazmaz, "Fakir imzasını tercih edermiş. Tabi çok eskiden şartlar bunu gerektiryordu. Ama şimdi şartlar aynı değil. İsminizi yazmadığız takdirde onları birileri tarafından sahiplenilmiş bulabilirsiniz. Bunları neden anlattım biliyor musunuz? Kişinin evrad-ı ezkarınının Allah (c.c) ile arasında kalması gerektiğini düşünüyorum.
Size yatalak bir hastanın 24 saatin anlatmak mecburiyetinde hissediyorum kendimi, çünkü ziyaretime gelenlerden bazıları ağlıyorlar. Bu insanların kazanma kuşağında kaybettiklerini düşünüyorum. "Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler,"diyenlerden olalım.
Kur'an-ı Kerimde Allah (c.c) bize şöyle buyuruyor: "Allah her şeyi en güzel şekilde yaratmıştır." Kimse yatalak olmak istemez ama biz iman etmiş insanlarız. İmanın şartları arasında hayır ve şerrin Allah (c.c)'tan geldiğine inanmak var. Bunun aksini düşünenin imanını yenilemesi gerektiğini düşünüyorum. Ben de dünya hayatını yaşamak isterdim. Ama hastalığın geldiği merci insanı rahatlatıyor. Efendimiz (s.a.v) günde 70-100 defa istiğfar ediyor. Bunu şundan dolayı anlatıyorum, 24 saat boyunca neyle meşgul olduğumu sizlere anlatmaya çalışacağım.
Sabah 04.00 civarı uyanıyorum. Güne hamd-ü sena ile başlıyorum. Rakamın bir özelliği yok ama günde 123 defa istiğfar ediyorum. Özel sayma tekniğim var. Daha sonra gece namazı kılıyorum ve epey bir zaman dua ediyorum.
Hz.Ebu Hureyre (r.a)'dan bir kaç hususiyeti sizlere anımsatmak istiyorum. Hz. Ebu Hureyre ehli suffeden olmakla birlikte, en çok hadis bildiren sahabedir. Günde 12.000 defa istiğfar ediyordu.
Efendimiz (sav)'in bir Hadis-i şerifini sizlere anımsatmak istiyorum; "Ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine tabi olursanız hidayete erersiniz." Bu mülahaza ile günde bazen 5000 defa bazen 10.000 defa "el-muhyi" ismini zikrediyorum. Yani ihya eden, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren. Birini daha anımsatayım; Allah (c.c) şöyle buyuruyor bize, "Anın beni anayım sizi." İstiğfarım 5.000 defa olduğunda 7-8 saat, 10.000 defa olduğunda 15 saat falan sürüyor. Günde belirli bir miktar, hatta son zamanlarda ayda bir kez kur'an-ı kerimi hatmedebiliyorum. Biliyorsunuz Kur'an okunan yere sekine iner. Namazlarımı hemen ezan bitince kılıyorum. Çünkü bir Hadis-i şerifete, Efendimiz (sav)'e soruyorlar: "Allah'ın (c.c) en sevdiği amel nedir?" O'da cevap veriyor: "Vaktinde kılınan namazdır."
Her gün sabah akşam yaklaşık 3 saat egzersiz yapıyorum. Görüyorsunuz aslında hiç boş vaktim yok. Makale ve denemelerimi yazdığım günler bu program aksıyor. Genelde akşamları erken yatıyorum. İşte yatalak bir hastanın 24 saati.
Size bir itirafta bulunayım mı? Bunları sağlıklı iken yapamıyordum. Üzüldüğüm tek şey ise, etrafımdaki insanlar çok yıprandı.
Muztar Ufuk