B)B)B)B)B)B) YAŞLILAR HAFTASI” KONFERANS ÇALIŞMASI
MART 2003
Bu konferans Rize Yetiştirme Yurdu'nda SHU Zeki KARATAŞ tarafından sunulmuştur.
İNSANIN DÜNYA SERÜVEN
*Yaz mevsimi yerini sonbahar ve kışa bırakır.
*Gündüz biter, akşama ve geceye dönüşür.
*İnsanın da dünya serüveni çocuklukla başlar, gençlikle devam eder, ihtiyarlık ve ölümle son bulur.
YAŞLILIK GERİ DÖNÜLMEZ BİR SÜREÇTİR.
n Yaşlılık kaçınılmaz ve geri dönülmez bir süreçtir.
n Tüm canlılar yaşamlarının sonuna doğru yaşlanırlar ve ömürlerini tamamlar.
n Yaşlılık yaşam konusunda kayıpların ve çöküşün görüldüğü bir dönemdir.
n Yaşlanan insanlar değişim geçirerek fiziksel ve ruhsal yönden geriler.
Yaşlanma sadece biyolojik bir olay değildir.
Her yaşlının bir biyolojik geçmişi, iş deneyimleri ve duygusal yaşamı vardır.
Ayrıca, yaşlılık bir toplumdan diğerine ve çağa göre de farklılık gösterir.
Her insanda yaşlanmakla ölmek arasında süren mücadelede, toplumsal ve kültürel etmenler önemli rol oynarlar.
Yaşlılık sadece biyolojik bir olay olmayıp, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir olaydır.
Yaşlılığa bakış tarzı...B)
u Yaşlılık karmaşık yönleri olan bir olgudur.
u Kimi yaşlılığı bir problem olarak algılamakta, kimi yaşlılığa karşı olumlu tutumlar benimsemektedir.
u Yaşlılığa karşı olumsuz yaklaşımı olan Cato 'benim görüşüme göre, yaşlı olmadan önce zamanımı tamamlamayı tercih ederim" diyor.
Yaşlılık altın bir çağdır
u Yaşlılığı bir altın çağ olarak algılayanlardan Joseph Choate 70-80 yaş arasını gerçek mutluluğun yaşandığı bir dönem olarak görüyor, "bir an önce oraya varmalı ' görüşünü ileri sürüyor.
u Antik düşüncede yaşlılığın tanımlarından birini yapan Demokritos yaşlılığı muhtaçlık olarak algılamaktadır. "Yaşlılık hiç bir şey eksilmeden vücudun organlarının kesilmesi demektir; her şey vardır, hepsi muhtaçtır."
Yaşlanma ve değişim...
p Eflatun yaşlılıktaki değişiklikler üzerinde durmaktadır. Tek başına gelmediği için yaşlılıktan korkun. “Kuşkusuz yaşlılık tek başına gelmez, yaşlılar değişiklikler koleksiyonudurlar.”
p Doğu edebiyatında rubai türünün kurucusu sayılan Ömer Hayyam, yaşlılığa bakışının ana dokusu olan duyguları öne çıkarıyor.
"Gençlik dediğin kitap okunmuş artık; Eyyâmı bahar uzaklaşmış kış artık, Bir neşeli kuştu gençlik fakat heyhat, Gelmiş, konmuş, ötüp de uçmuş artık."
Yaşlının dramı...
Çok değerli ozanımız Behçet Necatigil daha otuz yaşındayken yazmış olduğu ‘Nineler’ adlı şiirinde yaşlının dramını sergilemektedir.
"Küçüldünüz temelli / Çocuklar kadarsınız / Halinizden belli / Hatıralarla yaşarsınız / Nineler, gece gündüz aklınız / Dünyasını sürmemiş / Oğlunuza gider / Muradına ermemiş / Yavrunuza gider. Mesut yuvanız vardı / Yiğit kocanız vardı / Şunun bunun elinde / Hor tutulursunuz. Ağrınıza gider / Ya çoğunuz inmeli. Ya gözünüz perdeli / Ağır işitir kulağınız
Nineler yazık oldu size / Oğlunuzun, kızınızın / Arkasına kaldınız.
Atilla İlhan yaşlanmayı şöyle anlatır:B)
Önemli gizli boyutlarıyla yeryüzündeki yaşantımız
Ne kadar azdır yaşadığımızdan yaşadığımızı sandığımız
Söylediklerimizle değil söylemediklerimizle varız
O gün ki ölümün perdesine yapayalnız yansırız
Ne kadar azdır yaşadığımızdan yaşadığımızı sandığımız
Yaşlılık ne zaman başlar
• Dünya Sağlık Teşkilatı'nın yaşlıların sağlık sorunları konusunda düzenlediği seminerde yaşlanma kronolojik olarak üçe ayrılmıştır:
• Orta yaşlılar (45-59 yaş)
• Yaşlılar (60-74 yaş)
• Kocamışlar (75 + yaş)
• Görüldüğü gibi 60 yaşın üzerindekiler yaşlı sayılmaktadır.
Yaşlılık ve değişim.
n İnsanlar yaşlandıkça fiziksel ve ruhsal değişimlere uğrarlar İnsanın gelişim sürecinde birbirini izleyen yıllarda orgânlarda yenilenmenin yavaşlaması, durması ve yıpranma olayının başlaması ile fiziksel değişimler ortaya çıkmaktadır.
n Yaş ilerledikçe kronik hastalıklar düzenli bir biçimde artmaktadır.
Yaşlılıkta hastalıklar artar...
n Ayrıca kalp ve damar hastalıkları artmakta, duyu organlarında, fiziksel hareketlerde gerilemeler, davranış ve reflekslerde, yavaşlamalar, kemiklerde erime, kireçlenmeler görülmektedir.
n Bazılarına göre, yaşla ilgili her fiziksel değişimi hastalık olarak kabul etmek doğru değildir.
Psikolojik yönden yaşlılık...:|
Yaşlılıkta sevme içgüdüsü önemli derecede bozukluk göstermektedir.
Yaşlanan kişi kendi gençlik imajını kaybetmiştir.
Yakınların kaybı ve gençlerin öğrenim ve evlenme sebebiyle evden ayrılmasının getirdiği sevgi kaybı, uzun sürmüş evliliklerin yaşam yorgunluğu ve bezginliği, cinsel yaşamdaki durgunluk yaşlıda psikolojik bunalımların oluşmasına neden olur.
Gençlik hayalleri kaybolur..
l Yaşlılıkta önemli bir sorun: gençlik hayallerinin kaybıdır.
l İkincisi ölüme daha yaklaşmış olma kuşkusudur. Gençlik döneminde ölüm karşısında geliştirilmiş olan ölümü inkar biçimindeki savunma mekanizmaları orta yaşta yerini kaderciliğe bırakır ve bunun sonucu yok oluş sıkıntısı ortaya çıkar.
Yalnızlık
n Öte yandan, yaşlılar psikolojik olarak yalnızlık ve çevreye uyumda güçlük çekmektedirler.
n Yaşlının fiziksel gücünü, işini kaybetmesi, rol değişimi vb. yaşlıyı karamsarlığa itmektedir.
n Ayrıca yaşlanma belirtisi olarak eskiye özlem duyma, yeniliğe karşı isteksizlik; kuşaklar arası ayırımı artırmaktadır.
Yaşlılıkta uyum
n Yaşlılığa uyum sağlamada kişilik sisteminin uyumla ilgili ihtiyaçları sadece içsel istekler değildir. Bunun yanında toplumun isteklerine uyma derecesi de önemlidir. Yaşlılığa ve geç yetişkinlik dönemine uyum sağlayıcı psikolojik görevler şunlardır:
n Yaşlılığı kabullenme ve sınırlarını tanımlama,
n Toplumsal ve fiziksel yaşamı yeniden tanımlama
n Doyum sağlayıcı ihtiyaç kaynaklarının sıra ile değişmesini kabul etme
n Kendisinin değişmesini değerlendirme,
n Yaşamın amacını ve değerlerini yeniden bütünleştirme.
Dede/nine torun ilişkisi...
n Yaşlı kişiler torunları ile ilişki kurmaktan çok şey kazanırlar; yeni düşünceleri öğrenme, duygu alışverişi, kişiliğin zenginleşmesi gibi. Büyük ebeveynin torunları ile etkileşimlerine ilişkin tutumları gurur duyma, görev duygusu, hoşlanma ve zevk almayı yansıtır.
n Yaşlıların torunlarıyla etkileşimi toplumsal katılımı içermektedir. Toplumsal katılımda;
n •uzun ve kısa süreli ziyaretler,
n •armağan alış-verişi,
n •mektup, telefon ve diğer iletişim alış-verişi,
n •gençlerin gelişmesini ve başlarından geçen olayları izleme,
n •büyüklerin bilgeliğini paylaşma bulunmaktadır.
Yaşlıya saygı kendine saygıdır :|:|
Hepimiz bir gün yaşlanacağımızı düşünürsek, her bir yaşlıda kendi geleceğimizi görerek, bize nasıl davranılması gerektiğini düşünüyorsak çevremizdeki yaşlılara da öyle davranmalıyız.
Onları saygıyla karşılamalı ve gönüllerini hoşnut etmeliyiz.
Yaşlanma önlenemez...
n İnsanlık tarihi boyunca yaşlanmayı durdurma ve engellemeyi sağlayacak çalışmalar, yapılmışsa da bu biyolojik süreci geri döndürmek mümkün olamamıştır. Yaşlanma canlı varlıkların bir işlevi sayıldığına göre, yaşlanmanın durdurulması, ebedi gençliğin sürdürülmesi demek yaşamın ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.
n Hepimiz bir gün yaşlanacağımızın bilincinde olarak dedelerimize ve ninelerimize karşı hoşgörülü olmalıyız.
Gençler bilseydi, yaşlılar yapabilseydi
• Yaşlıların bilgelik yönlerinden faydalanmalı, hayat tecrübelerini öğrenmeye çalışmalıyız.
• “Gençler bilseydi, yaşlılar yapabilseydi” sözünü unutmayarak çevremizdeki yaşlıların birikimlerinden güç almalıyız.
• İkinci baharlarını yaşayan yaşlılarımızdan hürmet ve saygılarımızı eksik etmeyelim.
Yaşlılarımızı saygıyla selamlıyor B)B)B)B)B)B)B)