Dostum…buralar çok yalnız; buralar buruk…
kayboldum sokağımda dostum….
Kaldırımların soğuk bakışları içimi üşütüyor; yoksun yanımda…ışığı sönmüş evlerin, sessizlik sesi olmuş mahallenin.herkes sus pus; herkeste bir soluksuzluk, soluk bir beniz…
Buralar neden hüzün kokar ki dostum; alem yaratılırken bir buruk hal üzerine yaratılmış; insanın yalnızlığı ta o zamandan belliymiş…insanın hep özlemlerle yaşayacağı belliymiş evvelinde…buna rağmen sevmiş insan hayatı, hayranı olmuş bu alemin, bazıları da kölesi olmuş bu dünyanın…
Heyhat! dostum ne garip değil mi? hayat dediğin bir lahzacıktan ibaret iken ona duyulan sevgi zamanların, mekanların yöneticisi olmuş; insanlar dünyaya bağlanıp ölüme meydan okur olmuşlar. ayaklarının altındaki arzı yüceltip arş’ın azametine kör kalmişlar. parmaklarıyla güneşi göstermişler ama güneşten çok,ona işaret eden parmaklarını güzel bilmişler. kaleme, kelama dokunup güzel’den bahsetmişler ama bahsedileni değil bahsedeni sevmişler. aşk’tan söz eylemişler, asıl aşık’ı unutmuşlar…çok özlemişler, özlemleri içlerini kavurmuş ama kavrulan yüreklerinin sesini duyamamışlar…
Heyhat! dostum…buralar çok yalnız; buralar buruk…bir ümmet ’allahı arıyor aslında; kıvranarak…
ALINTIDIR
kayboldum sokağımda dostum….
Kaldırımların soğuk bakışları içimi üşütüyor; yoksun yanımda…ışığı sönmüş evlerin, sessizlik sesi olmuş mahallenin.herkes sus pus; herkeste bir soluksuzluk, soluk bir beniz…
Buralar neden hüzün kokar ki dostum; alem yaratılırken bir buruk hal üzerine yaratılmış; insanın yalnızlığı ta o zamandan belliymiş…insanın hep özlemlerle yaşayacağı belliymiş evvelinde…buna rağmen sevmiş insan hayatı, hayranı olmuş bu alemin, bazıları da kölesi olmuş bu dünyanın…
Heyhat! dostum ne garip değil mi? hayat dediğin bir lahzacıktan ibaret iken ona duyulan sevgi zamanların, mekanların yöneticisi olmuş; insanlar dünyaya bağlanıp ölüme meydan okur olmuşlar. ayaklarının altındaki arzı yüceltip arş’ın azametine kör kalmişlar. parmaklarıyla güneşi göstermişler ama güneşten çok,ona işaret eden parmaklarını güzel bilmişler. kaleme, kelama dokunup güzel’den bahsetmişler ama bahsedileni değil bahsedeni sevmişler. aşk’tan söz eylemişler, asıl aşık’ı unutmuşlar…çok özlemişler, özlemleri içlerini kavurmuş ama kavrulan yüreklerinin sesini duyamamışlar…
Heyhat! dostum…buralar çok yalnız; buralar buruk…bir ümmet ’allahı arıyor aslında; kıvranarak…
ALINTIDIR