Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yârânlarla Sohbet Lazım (1 Kullanıcı)

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
1.HAFTA SOHBETİ

Sizden; hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” (Al-i İmran, 104)
Feridüddin Attar (k.s.): “Cennetteki nimetlerin en büyüğü -Rabbimizin cemâlini seyirden sonra- Allah dostlarıyla sohbet etmektir. Allah dostlarıyla sohbet olmasa cennet neye yarar ki!” buyurarak mekanların şerefinin mekandaki dostlarla güzelleşeceğini ifade etmişlerdir.
Ebu’l-Abbas Mürsî (k.s.) “Zâhirî ilimlerde âlim bir kimse, sıdk ile evliyânın sohbetinde bulunursa, o kimsenin ilmi artar.” buyurmakla ilim sahiplerinin ilimlerinin kendilerini Allah dostlarının sohbetlerinden müstağnî kılmaması gerektiğine işaret buyurmuştur.
“Bizim yolumuz sohbet üzeredir.” buyuran Şah-ı Nakşibend (k.s.) tasavvufî sohbetlerin ne kadar dolu ve verimli olması gerektiğini de ifade etmiş oluyor. Buradan hareketle; tasavvufî sohbetin gayesi şu beş şeyi temin etmektir diyebiliriz:
1-İtikadı Düzeltmeye Yardımcı Olmak: Ehli Sünnet ve’l-Cemaat inancı doğrultusunda yanlış inanışlardan kaçınmak. Sünnet-i seniyyeye sarılıp her türlü bidat ve hurafeden arınmak.
2-Salih Amellere Teşvik Etmek: Haramları öğretip onlardan sakındırmak, helalleri öğretip teşvik etmek.
3-Güzel Ahlâkı Elde Etmek: Allah ve Rasûlü’nün ahlakıyla ahlaklanma sırrına haiz olmak.
4-Hâlıka Tazim, Mahluka Şefkat Düsturunu Benimsetmek: Yaratılanı yaratandan ötürü sevip şefkat nazarıyla yaratılana bakış.
5-Din-i Mübin’e Hizmet Etme Ruhunu Aşılamak: Himmet kapısı hizmetle açılır.
Tasavvufun gayesi en kısa yoldan kişiyi Rabbine ulaştırmaktır.
Füyûzât-ı İlâhiyenin celbi ve üsve-i hasenenin tesisi için kişiyi Allah’a ulaştıran en kısa yol, sohbet, zikir, rabıta ve murakabedir.
“Allah’la sohbet ediniz, Allah ile sohbet edemezseniz Allah ile sohbet edenler ile sohbet ediniz.’’ buyrulmaktadır. Bunun gerçekleşmesi ise Kur’an-ı Kerim’i tefekkür ederek okuyup sırlarına nailiyetle mümkündür.
“Kim ki Rabbi ile konuşmak isterse Kur’an okusun.” hadîs-i şerifine dayanarak, Allah dostları Kur’an okurken “Ben Rabbimle konuşuyorum iç ve dış edebine dikkat edeyim derler. Allah ile sohbet etmek isteyenler Kur’an’a yönelsin. Kur’an-ı Kerimi manasını düşünerek okusun.
Sohbetler dörde ayrılır:
1. İlaç gibi sohbet
2. Gıda gibi sohbet
3. Mikrop gibi sohbet
4. Zehir gibi sohbet
1. İlaç Gibi Sohbet: Mürşid-i kâmil ile yapılan sohbettir. Mürşid-i kâmil evladının rahatsızlığı ile ilgilendiği için kalbî hastalığına göre âyetlerden, hadîslerden uygun reçeteler verir. Mürşid-i kâmilin sohbetine katılanların “Bana konuştu, bana ne lazım ise onu söyledi.” demelerinin sebebi budur. Onun sohbetindekiler muayene için bekleyen hastalar gibidir.
Ali Ramitanî (k.s.) “Mürşit ile yapılan sohbet, misk satan bir kişi ile sohbet etmek gibidir. Misk satıcısı sattığı miskten vermese bile dükkânın güzel kokusu o kimseye sirâyet eder.” buyurarak kâmil mürşit huzurunda kişi sussa bile istifade edeceğini ifade buyurmuşlardır.

2.HAFTA SOHBETİ

Hikmet ehli bir zat buyurmuştur ki âriflerin sohbeti kişiyi beş karanlıktan beş aydınlığa çıkarır:
1-Şüphe karanlığından yakîn aydınlığına,
2-Gösteriş karanlığından ihlâs aydınlığına,
3-Gaflet karanlığından zikrullah aydınlığına,
4-Dünya ve süsüne rağbet karanlığından ahirete rağbet aydınlığına
5-Kibir karanlığından mütevazilik aydınlığına çıkarır.
2. Gıda Gibi Sohbet: Aç olan insan biyolojik yaşamını devam ettirmek için gıdaya ihtiyaç duyar. Kalbin diri kalması için Mürşid-i kâmil dışında salih insanlarla, ilim ehli insanlarla, yârânlarla yapılan sohbetler de gıda gibidir. Kişinin ruhu böylece gıdasını almış olur.
Zikri sultaniye dönen
Mâ hevâ nâr turâb binan
Bütün vücut bir dil sanan
Yârânlarla sohbet lazım
(Kalemdar)
Hâris el-Muhâsibî (r.a.) buyurdular ki: “Kim cennetliklerden olmayı isterse, salih kimselerle berâber olsun.” Kişinin ilaç gibi ve gıda gibi olan sohbetleri çoğaltması lazımdır.
3. Mikrop Gibi Sohbet: Facir, zalim günaha batmış ve günahını başkalarına övünerek anlatanlarla yapılan sohbettir. Onlarla sohbet edenin ruhunu, kalbini mikrop kaplar, hastalanır. Âyet-i kerimeleri ve hadîsi şerifleri anlamaz olur. Âyetlerden, hadîslerden ve Allah dostlarının sohbetinden zevk alamaz olur ve onları inkâra kadar gider. Hakkı batılı, iyiyi kötüyü birbirinden ayıramaz hale gelir. Hakk’tan gafil insanlarla yapılan sohbetler, kalbi öldürücü mikrop üretirler.
Esad-ı Erbili (k.s.) buyurdular ki:
Letaiflere üç şey mani olur:
1- Şeriata muhalif olmak.
2- Kalbi katı gafil ile sohbet etmek.
3- Dünyanın zinetine ve süsüne muhabbet etmek.
Abdulhalik Gucdevanî (k.s.) “Gafil insanlarla sohbet etmekten, aslandan kaçar gibi kaç!” buyurmuşlardır.
Ahmed b. Âsım Antâkî (r.a.) hazretlerine “İnsanların arasına karışıp, onlarla beraber olmak hususunda ne buyurursunuz?” denilince “Eğer akıllı, her yönüyle güvenilebilen, din ve dünya işlerinde sağlam birini bulabilirsen onunla beraber ol ve arkadaşlık yap. Böyle olmayanlardan, aslandan kaçar gibi kaç.” demiştir.
Bâyezîd-i Bistâmî (r.a.) buyurdular ki: “İnsana zararı en şiddetli olan şeyin ne olduğunu bilmek istedim. Bunun, gaflet olduğunu anladım. Gafletin insana yaptığı zararı, Cehennem ateşi yapmaz. Yâ Rabbî! Bizleri gaflet uykusundan uyandır. Lütuf ve keremin ile bu duâyı kabûl eyle.” Bu duaya günümüzde canı gönülden “âmîn” demeye öyle muhtacız ki…
Büyüklerden birisi der ki:
Elli yıl ibadet ettim ta ki şu üç şeyi terk edinceye kadar ibadetlerimden hiç zevk alamadım:
1-İnsanların rızasını terk edip Hakk’ı razı etme derdine düştüm, ağzımdan Hak dışında hiçbir kelam çıkmadı.
2-Fasıkların sohbetini terk ettim, salihlerin sohbetine sarıldım.
3-Dünya lezzetlerini terk ettim, ahiret tadları almaya başladım.
4. Zehir Gibi Sohbet: İnançsız, kafir ve münafıklarla yapılan sohbettir. Bunlarla yapılan sohbet öldürücü zehir gibidir; kişinin maneviyatını öldürür. Bunlarla sohbet eden yavaş yavaş zehirlenir, çoğu zaman bu zehrin farkına bile varamaz. Bu kötü evsafa haiz insanlarla göz göze gelmek bile kişiyi olumsuz etkiler.
Sohbet, erbabı ile kaimdir.
Mürşid-i kâmil ile olan sohbet ilaç gibidir.
Saliklerle olan sohbet gıda gibidir.
Facirlerle olan sohbet mikrop gibidir.
Kafirlerle yapılan sohbet ise zehir gibidir.

3.HAFTA SOHBETİ

Sohbet Edecek Kişide Bulunması Gereken Özellikler
A- Tereddüdsüz İman: Allah’a güvenmeyen, tevekkül etmeyen tereddütsüz imana ermeyen kişinin sohbeti tesirli olmaz. Ancak yakîn sırrına ermekle imanda tereddütsüzlüğe erilir. Ebu Yakub (k.s.) “Kul, Allah ile kendisi arasındaki arşdan arza kadar bütün sebeplerden ilişkisini kesmedikçe ve (kendisi için) Allah’tan başkası kalmadıkça, yakîne ulaşamaz.”
Ayrıca Cüneyd-i Bağdadî (k.s.) “Yakîn, şüphenin ortadan kalkmasıdır.” demiştir.
Peki, bir kimsenin yakîn sırrına ulaştığı nereden belli olur? Yakînin alameti nedir?
Zunnûn-i Mısrî (k.s.) şöyle cevaplıyor bu soruyu: “Yakînin alâmeti üçtür: İnsanların arasına çokça karışmamak, halk ihsanda bulununca onları methetmemek, vermedikleri zaman onları yermeden sakınmak.”
Levh-i Mahfuz’da yazılı olanlar ancak başıma gelecektir. Bütün insanlar bir araya gelse Levh-i Mahfuz’da yazandan daha fazla bana zarar veremezler. Eğer Sen beni korumayı yazmışsan âlem bana zarar veremez, demektir tereddütsüz iman.
Ya Rab! Arz senin elinde, yedi kat sema senin elinde, senin iznin olmadan hiçbir şey olmaz, demektir tereddütsüz iman.
B -İlim; Marifet ilmidir, Marifetullahtır. Kur’an, Hadîsi Şerif, Fıkıh, Akaid vd. ilimlere dair bilgi sahibi olmak. Evvela ilim olmalı
Amel nehrinden dolmalı
İhlas bahrine dolmalı
Bu işe ihtimam lazım.
Kalemdar
"İlim, Çin’de de olsa onu alınız. Zira ilim öğrenmek, kadın-erkek her Müslüman’a farzdır." (İbn Mâce) hadîs-i şerifte geçen farz ilim hakkında çok şey söylense de gerçekten bu ilim; ilmihal ve kişiyi Allah’a yaklaştıracak hakîkat ilmidir.
C-Amel: Kişinin bildikleri ile amel etmesi.
“Kim bildiği ile amel ederse, Allah ona bilmediklerini de öğretir.” Amel olmazsa olmaz.
Yahyâ b. Muâz Râzî (r.a.) buyurdular ki: “Kalbinde dünyâ hırsı bulunan bir kimsenin ilmi, Abdullah b. Abbâs hazretlerinin ilmi kadar bile olsa, o kimse, insanlar için zararlıdır. Çünkü onun kendisine faydası yoktur ki...”
Ayrıca Ataullah İskenderî (r.a.) buyurdular ki: “İlimde esas, Allah korkusudur. İlmin yanında korku olursa, bu ilmin sana faydası vardır. Yoksa o ilim, senin için eksiklik ve vebaldir.”
İlim ikidir. Biri kalpteki ilim, diğeri ise dildeki ilimdir. İlim dilde kalır da kalbe inmezse Allah katında kendisi aleyhine delil olur. Asıl ilim kalp ilmidir.
D - Davet usûlünü, sohbet usulünü bilmek: “Vusulsüzlük usulsüzlüktendir” Yani maksada ulaşamama usulüne uygun bir yol izlenmediği içindir.
E - Hilm sahibi olmak: Hilm öyle bir manevî lezzettir ki, ancak manevi heybetten dolayı kişinin olgun ve vakarlı duruşu diyebiliriz.
F - Sohbet ve davetinde bela, musibet ve sıkıntılara karşı sabırlı olmak.
G - İkna yolu ile davet: Muhataba hakaret etmeden, küçük düşürmeden, ikna ile davet. İknanın en büyük yolu, kişinin söylediğini yaşamasıdır.
H - İhlasla davet, ihlas üzere sohbet etmek

4.HAFTA SOHBETİ

Sohbette Dikkat Edilecek Önemli Hususlar
1 -Hikmetle sohbet etmek: Hikmet, söylenen sözü yerli yerince söylemek, yapılan işi yerli yerince yapmaktır. İmam Razî’nin hikmeti “Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak” diye ifade etmesi Rabbımızın ahlakının kulunda sıfat olarak kökleşmesi manasına gelir ki bu hikmet sahibi olabilmenin temelidir, mayasıdır.
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et.” (Nahl Suresi, 125) âyet-i kerimede ilk ifade edilen hususiyet davetin hikmetle yapılması olmuştur. Şu unutulmamalıdır ki sohbet davetin en tesirli olanıdır.
Lokman (a.s.) oğluna hikmet ehlini dinlemesini tavsiye etmişti: “Yavrucuğum, alimlerin meclisinde bulun. Hikmet ehlinin sohbetlerini dinle. Çünkü Allah çorak bir toprağı yağmurla canlandırdığı gibi, ölmüş kalpleri de hikmetli sözlerle diriltir.” (Heysemî)
Hz. Hasan ve Hüseyin Efendilerimizin yaşlı bir adama abdesti öğretme metodları hikmetle öğretmektir.
2-Basiret üzere davet etmek basiretle sohbet: Âyet-i kerimede Hakk’a davet edenlerin davet ettikleri hakikatlere bizzat şahit olarak görerek davet ettiklerini hassaten bildirmeleri ifade edilmiştir. Bizzat göremese bile görür gibi haber vermesidir. Çünkü Rabbimizin ve Resulünün bize haber verdikleri haberler bizim kendi gözümüzün gördüğünden bile bize daha kesin ve bağlayıcıdır.“De ki (Habîbim Muhammedim): İşte bu benim yolumdur. Ben (insanları) Allah’a bir basîret üzere davet ediyorum. Ben de bana tâbi’ olanlar da (böyleyiz). Allah’ı (ortaklardan) tenzih ederim. Ben müşriklerden değilim”. (Yusuf, 108) Basiret baş gözüyle görülemeyeceklerin kalp gözüyle görülmesini sağlayan Rabbimiz tarafından kulunun kalbine atılmış bir nurdur. Bu nuru takva ve vera çoğaltır, şüpheler ve isyan ise zulumata çevirir, yok eder.
3 -Dinleyenlerin durumuna göre hitap etmek. “İnsanların akıllarına göre konuşunuz.” hadîs-i şerifindeki ölçü ihlal edilirse o sohbetin faydalı olması şöyle dursun zararı çok büyük olur. Çoğu zaman halinin gereği büyük hakikatleri konuşan insanlar ne söylediği anlaşılmadığı için inkar edilmişler ve söyledikleri sözlerden dolayı küfür ithamında bile bulunulmuştur.
4 -Mücadelesini güzel bir üslup ile yapmalıdır. Peygamber Efendimiz, Ebu Cehil’in kapısını yirmi yedi kez çaldı, onu irşad için.
Peygamber Efendimiz Taif’te pek çok ezaya maruz kaldıktan sonra Cebrail (a.s.) gelip “Ya Muhammed (s.a.v.) Allah’ın selamı var, istersen onları helak edeyim altlarını üstlerine çevirivereyim.” deyince Peygamberimiz (s.a.v.) “Ya Rab kavmim bilmiyor onlara hidâyet ver.” buyurmaktaydı. Bu merhametin meyvesi, belki onların birisi gelir de iman eder düşüncesiyle kendisine eza eden bir topluma bile böyle dua ediyordu.
Gaye cedel değil, insanları uzaklaştırmak değil. Gaye, uzaklaşmış olanları nasıl olur da Allah’a daha yakın olsunlar diye çaba göstermektir.
Ortaya çıkan olumsuzluklara en güzel karşılığı vermek, yumuşak ifade kullanmak şöyle ki “Sen, kötülüğü en güzel bir tutumla sav. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz.” ( Müminun, 96)
“İkiniz Firavun’a gidin, çünkü o azmış bulunuyor. Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer ve korkar.” (Taha, 43-44)
Firavun’a bile yumuşak söz tavsiyesi bulunan bir dinin mensuplarının kendi aralarında bile bu yumuşak huyluluğu gösterememesi ne kadar da acıdır!
5-Sohbetçi sohbet ettiği kimselere ülfet etmeli ve dışlayıcı yaklaşmamalıdır. Mümin sever ve sevilir. Sevmeyen ve sevilmeyende hayır yoktur, buyuran Peygamberimiz (s.a.v.) Habibullah idi. Ümmetini seven, ümmeti ve yaratan Rabbi tarafından sevilen idi.
6-Sohbet bıktırıcı olacak kadar uzatılmamalıdır. Mümkünse kırk beş dakikayı geçmemelidir.
Sohbet edecek kimse istiğfar ederek sohbet edeceği yere gelir. O “Allah’ım ben irşada, sohbete muhtaçken kardeşlerimin hürmetine ıslah olur muyum, diye istiğfar ederek sohbete geldim. Hatalarım, günahlarım gözümün önüne geliyor da azgın nefsimin ıslahı için sohbet meclisine gidiyorum.” diyerek sohbet meclisine gider.
“Sohbette gaye nedir?” denilirse, halinden istifade edilen insan olabilmektir. Sohbette gaye buysa “Bizim sükutumuzdan istifade edemeyen konuşmamızdan istifade edemez.” der büyükler. Sohbet ne kadar usulüne uygun yapılırsa, zikirden de fayda o kadar çok olur.
Herhangi bir mürşidi olmadan evrad çeken kimse, eczaneden ilaçları kendi başına alan kimseye benzer. Ehil bir doktorun yazdığı reçeteye göre alınan ilaç ancak fayda sağlar.
Sohbetten gereği gibi istifade edemediğini söyleyen bir kimse şöyle sormalıdır: Acaba ben nerede hata ediyorum ki bu irfan meclisinden, aşk menbaından istifade edemiyorum? Sohbetlerden faydalanmak için sünnete tabi olmak ve ona uygun yaşamak şarttır. Yanı sıra mürşid-i kâmile büyük bir sevgi, teslimiyet ve muhabbet göstermek gerekir.

alıntı
 

YENIDEN DOGUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
354
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Yârânlarla Sohbet Lazım

cezallahu hayran çok güzel ya umarım bu faydalı bilgiler devam eder ALLAH'IM NE OLUR İKİ CİHANDADA DOSTLARINLAN BERABER EYLE...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
RE: Yârânlarla Sohbet Lazım

SAĞOL KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN
AMİN....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt