GfbFurkan07
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 6 Eyl 2012
- Mesajlar
- 16
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 26
Öncelikle Selamun Aleyküm; Aşüre, kameri aylardan Muharrem Ayının 10. gününün adıdır.
Halk dilinde bu kelime aşüre şeklinde kullanılmaktadır. Hem Muharrem'in 10. gününe hem de tahıl ve kuru meyvelerden yapılan tatlıya denir.
Aşüre geleneğinin tarihi çok eskidir. Hz. İbrahim'e, Hz. Nuh'a hatta Adem (a.s.)'a kadar yükselir. Bu itibarla dinler tarihinin saygı duyduğu günler arasında aşüre kadar tarih boyunca uzanan ve milletler arası bir yeri bulunan hiç bir kutlu gün yoktur, denilebilir. Yani, aşüre günü, tarih boyunca ve çeşitli milletlerce dini yönden kutlanagelmiş bir gündür.
Buhari'nin Hz. Aişe (r.a.)'den rivayetine göre; İslamiyetten önce Cahiliyye devrinde Kureyş, aşüre günü oruç tutardı. Peygamberimiz de bu geleneğe uyarak oruç tutmuştur. Hatta Medine'ye hicret ettikten sonra da bu oruca devam etmiş ve tavsiye etmişti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca, kendisi aşüre gününde oruç tutmayı bırakmıştı. Bundan sonra müslümanlardan dileyen bu günde oruç tutmuş, dileyen tutmamıştır.
Bu rivayetten, Peygamberimizin Ramazan orucu farz kılınıncaya kadar aşüre orucu tuttuğu, Ramazan orucu farz olunca da artık onu isteğe bıraktığı anlaşılmaktadır.
Peygamberimiz aşüre orucunu tutmuş olduğu için bu orucu tutmak müstehaptır.
Ancak Yahudiler de aynı gün oruç tuttuklarından onları taklit etmemiş olmak için sadece aşüre gününü değil, Muharrem'in 9. günü ile 10. gününü veya 10. gün ile 11. günü oruç tutmak uygun olur.
Yalnız aşüre gününde oruç tutmak ise mekruh görülmüştür....
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları İslam İlmihali...
Halk dilinde bu kelime aşüre şeklinde kullanılmaktadır. Hem Muharrem'in 10. gününe hem de tahıl ve kuru meyvelerden yapılan tatlıya denir.
Aşüre geleneğinin tarihi çok eskidir. Hz. İbrahim'e, Hz. Nuh'a hatta Adem (a.s.)'a kadar yükselir. Bu itibarla dinler tarihinin saygı duyduğu günler arasında aşüre kadar tarih boyunca uzanan ve milletler arası bir yeri bulunan hiç bir kutlu gün yoktur, denilebilir. Yani, aşüre günü, tarih boyunca ve çeşitli milletlerce dini yönden kutlanagelmiş bir gündür.
Buhari'nin Hz. Aişe (r.a.)'den rivayetine göre; İslamiyetten önce Cahiliyye devrinde Kureyş, aşüre günü oruç tutardı. Peygamberimiz de bu geleneğe uyarak oruç tutmuştur. Hatta Medine'ye hicret ettikten sonra da bu oruca devam etmiş ve tavsiye etmişti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca, kendisi aşüre gününde oruç tutmayı bırakmıştı. Bundan sonra müslümanlardan dileyen bu günde oruç tutmuş, dileyen tutmamıştır.
Bu rivayetten, Peygamberimizin Ramazan orucu farz kılınıncaya kadar aşüre orucu tuttuğu, Ramazan orucu farz olunca da artık onu isteğe bıraktığı anlaşılmaktadır.
Peygamberimiz aşüre orucunu tutmuş olduğu için bu orucu tutmak müstehaptır.
Ancak Yahudiler de aynı gün oruç tuttuklarından onları taklit etmemiş olmak için sadece aşüre gününü değil, Muharrem'in 9. günü ile 10. gününü veya 10. gün ile 11. günü oruç tutmak uygun olur.
Yalnız aşüre gününde oruç tutmak ise mekruh görülmüştür....
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları İslam İlmihali...