titretttinhoca
Yasaklı Kullanıcı
- Katılım
- 8 Ocak 2009
- Mesajlar
- 298
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 87
Tarihin bilinen ilk zamanlarından beri bugün “Ortadoğu” olarak nitelenen coğrafya, insanoğlunun birbirini boğazladığı ve ihtirasların zirveye ulaştığı yerdir! Yüzlerce asırdan beri sırf ihtiraslarını tatmin etmek uğrunda insan, bu coğrafyada akla gelebilecek her türlü kötülüğü yapmaktan geri durmamıştır. Denilebilir ki; insanlık menfi ya da müspet olarak bu coğrafyada şekillenmiştir!
Bu coğrafya yaygın deyimle; “Peygamberler Diyarı” olarak bilinmektedir.
Hz. Nuh (A.S)’n oğlu Şam’dan geldiğine inanılan kavimlere; “Sami” ırkı denilmiştir. Bu gün insanoğlunu, ırk açısından inceleyenler; Araplarla, İsrailoğullarının aynı kökten geldiğini göreceklerdir. Hz İbrahim (A.S.) soyundan geldiklerini iddia eden İsrailoğulları bu sebepten “İbrani” olarak tanımlanmaktadırlar. Batılılar Sami ırkını Amalika (Araplar) ve İbrani (İsrailoğulları) olarak tasnif ederler.
İsrail ya da İzrael; İbranilerin kendi inanışlarına göre Tanrının İshak oğlu Yakup’a verdiği isimdir. Bu açıdan kendilerini Yakup’un oğulları anlamında “İzrael’in oğulları” olarak isimlendirmişlerdir. Bu inanış ve buna bağlı olarak gelişen “ırkçı fanatizm” o kadar karmaşık bir süreçten geçmiştir ki, yaklaşık kırk beş asırlık bu kronolojiyi detaylarıyla izah edebilmek bu sütunlar için gayri kabildir!
İnanışa göre Hz. İbrahim’in iki oğlu vardır: İshak ve İsmail. Hz İshak’ın
oğlu Hz. Yakup (A.S.) zengin bir kişi olan, dayısı Laban’ın yanında hizmetkar olur. İlk yedi yıllık hizmetinin karşılığı olarak dayısının büyük kızı olan “Lea” ile evlenir. Bu arada Lea’nın cariyesi “Zilpa” ile de evlenir. İkinci yedi yıllık hizmeti sonrasında Dayısı Laban’ın küçük kızı “Rahel” ile evlenir. Rahel’in cariyesi Bilha’ya da nikah kıyar.
Hz. Yakup’un (A.S.) bu evliliklerinden onüç çocuğu dünyaya gelir. İlk eşi Lea’dan; tek kızı “Dina” ve oğulları, “Ruben, Şimeon, Yahuda, Levi, İssakar ve Zebulin” doğdu. Leanın cariyesi Zilpa’dan; “Aşer ve Gad” adlı oğulları doğdu. İkinci eşi Rahel’den; “Benjamen ve Jozef” (Bünyamin ve Yusuf) doğdu. Rahel’in cariyesi olan Bilha’dan; “Dan ve Naftali” doğdu. Böylece Hz. Yakub’un biri kız onüç çocuğu olmuştur. (Yazdıklarım bugün ırki boyutta insanlığı felaketlere sürükleyen Yahudi fanatizmini ve terörünü doğuran olaylardır. Yahudi inancının insanlığa nasıl kör baktığını anlamak açısından kendi inanışları penceresinden bu olayları açıklıyorum. Bu bakımdan buradaki isimler ve olaylar İslam inancına göre zıtlıklar arz etmektedir.)
İsrail ya da İzrael
Daha sonra dayısının yanından hatırı sayılır bir servetle ayrılan Hz Yakup (A.S.) Filistin’e geri döndü. Peniel (Panuel) adlı yerde Allah’tan gelen vahiyle Peygamberlik görevi kendisine tevdi edildi. Yine Yahudi inancına göre Tanrı tarafından kendisine “İsrail” adı verildi. Bu sebepten Hz. Yakup’n soyundan gelenlere “İsrailoğulları” denilmiştir.
Hz.Yakup’un on oğlunun her biri birer kabile kurdular. Hz Yusuf (A.S.) ise bir kabile kurmadı ama oğulları; “Menessa ve Efraim” ayrı ayrı birer kabile kurdular. Levi’nin bir kabile kurup kurmadığı hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Levioğullarının nereye yerleştiği ve nereye gittiği hiçbir zaman tam olarak bilinmedi. Levioğulları hakkında devamlı ütopyalar üretildi. Bugün kayıp onüçüncü Yahudi kabilesi olarak adlandırılan ve dünya üzerinde çeşitli gruplarla ilişkilendirilen kayıp İsrailoğulları, sözde Levi’nin soyundan gelenlerdir.
Hz. Davut (A.S.), Yakup (AS.) yaklaşık yirmibeş asır sonra dünyaya gelmiş ve Yüce Yaratıcı tarafından Peygamber olarak seçilmiştir. Allah (C.C.) ona “Zebur”u kitap olarak indirmiştir. Sesinin güzelliği ile ün yapan Hz. Davut; Yakup (A.S.)’ın ilk eşi Lea’dan doğan dördüncü çocuğu olan “Yahuda”nın soyundan geldiğine inanılmaktadır. Bundan dolayı onüç kabileye ayrılan İsrailoğullarının tümüne “Yahudi” ismi verilmiştir.
Görüldüğü gibi olaylar son derece karmaşıktır. Hz. İsa’dan yaklaşık yirmiüç asır önce Doğu Akdeniz sahillerinde İsrail devleti kurulmuştur. Davut Peygamber zamanında bu devlet çok güçlü idi. Daha sonraları Hz. Davut’un oğlu Hz. Süleyman (A.S.) zamanında ise İsrail bölgenin en büyük devleti olmuştur. Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra (Yahudiler Hz. Süleyman’ı bir kral olarak görürler ve onun peygamberliğine inanmazlar) İsrail devleti iç karışıklık, sapkınlık ve ihtirasların kör ettiği bencil yöneticiler elinde zayıfladı. Yaklaşık yirmidört asır önce Yahuda ve İsrail olarak iki devlete bölündüler.
İ.Ö. beşinci yüzyılda Babil Hükümdarı “Nabukadnazar” Yahuda devletine son verdi. Nabukanazar (Buhtınazır) İsrailoğullarının içerisinden seçtiği bilgili, kabiliyetli sanatkar, mimar, mühendis, vb. bir kısım halkı kendi ülkesi Babil’e getirdi ve onları çeşitli işlerde kullandı. Hatta Babil’in asma bahçelerinin bu İsrailoğulları tarafından inşa edildiği bile söylenir.
Bugün kayıp olduğu söylenen bu onüçüncü İsrail kabilesinin, bir teoriye göre Zap vadisine göç edip yerleşen Levioğulları ya da Nabukadnazar tarafından Mezopotamya’ya getirilen Yahudiler olduğu iddia edilmektedir.
Yeni Mesaj Gazetesi , Mustafa Bekaroglu
Bu coğrafya yaygın deyimle; “Peygamberler Diyarı” olarak bilinmektedir.
Hz. Nuh (A.S)’n oğlu Şam’dan geldiğine inanılan kavimlere; “Sami” ırkı denilmiştir. Bu gün insanoğlunu, ırk açısından inceleyenler; Araplarla, İsrailoğullarının aynı kökten geldiğini göreceklerdir. Hz İbrahim (A.S.) soyundan geldiklerini iddia eden İsrailoğulları bu sebepten “İbrani” olarak tanımlanmaktadırlar. Batılılar Sami ırkını Amalika (Araplar) ve İbrani (İsrailoğulları) olarak tasnif ederler.
İsrail ya da İzrael; İbranilerin kendi inanışlarına göre Tanrının İshak oğlu Yakup’a verdiği isimdir. Bu açıdan kendilerini Yakup’un oğulları anlamında “İzrael’in oğulları” olarak isimlendirmişlerdir. Bu inanış ve buna bağlı olarak gelişen “ırkçı fanatizm” o kadar karmaşık bir süreçten geçmiştir ki, yaklaşık kırk beş asırlık bu kronolojiyi detaylarıyla izah edebilmek bu sütunlar için gayri kabildir!
İnanışa göre Hz. İbrahim’in iki oğlu vardır: İshak ve İsmail. Hz İshak’ın
oğlu Hz. Yakup (A.S.) zengin bir kişi olan, dayısı Laban’ın yanında hizmetkar olur. İlk yedi yıllık hizmetinin karşılığı olarak dayısının büyük kızı olan “Lea” ile evlenir. Bu arada Lea’nın cariyesi “Zilpa” ile de evlenir. İkinci yedi yıllık hizmeti sonrasında Dayısı Laban’ın küçük kızı “Rahel” ile evlenir. Rahel’in cariyesi Bilha’ya da nikah kıyar.
Hz. Yakup’un (A.S.) bu evliliklerinden onüç çocuğu dünyaya gelir. İlk eşi Lea’dan; tek kızı “Dina” ve oğulları, “Ruben, Şimeon, Yahuda, Levi, İssakar ve Zebulin” doğdu. Leanın cariyesi Zilpa’dan; “Aşer ve Gad” adlı oğulları doğdu. İkinci eşi Rahel’den; “Benjamen ve Jozef” (Bünyamin ve Yusuf) doğdu. Rahel’in cariyesi olan Bilha’dan; “Dan ve Naftali” doğdu. Böylece Hz. Yakub’un biri kız onüç çocuğu olmuştur. (Yazdıklarım bugün ırki boyutta insanlığı felaketlere sürükleyen Yahudi fanatizmini ve terörünü doğuran olaylardır. Yahudi inancının insanlığa nasıl kör baktığını anlamak açısından kendi inanışları penceresinden bu olayları açıklıyorum. Bu bakımdan buradaki isimler ve olaylar İslam inancına göre zıtlıklar arz etmektedir.)
İsrail ya da İzrael
Daha sonra dayısının yanından hatırı sayılır bir servetle ayrılan Hz Yakup (A.S.) Filistin’e geri döndü. Peniel (Panuel) adlı yerde Allah’tan gelen vahiyle Peygamberlik görevi kendisine tevdi edildi. Yine Yahudi inancına göre Tanrı tarafından kendisine “İsrail” adı verildi. Bu sebepten Hz. Yakup’n soyundan gelenlere “İsrailoğulları” denilmiştir.
Hz.Yakup’un on oğlunun her biri birer kabile kurdular. Hz Yusuf (A.S.) ise bir kabile kurmadı ama oğulları; “Menessa ve Efraim” ayrı ayrı birer kabile kurdular. Levi’nin bir kabile kurup kurmadığı hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Levioğullarının nereye yerleştiği ve nereye gittiği hiçbir zaman tam olarak bilinmedi. Levioğulları hakkında devamlı ütopyalar üretildi. Bugün kayıp onüçüncü Yahudi kabilesi olarak adlandırılan ve dünya üzerinde çeşitli gruplarla ilişkilendirilen kayıp İsrailoğulları, sözde Levi’nin soyundan gelenlerdir.
Hz. Davut (A.S.), Yakup (AS.) yaklaşık yirmibeş asır sonra dünyaya gelmiş ve Yüce Yaratıcı tarafından Peygamber olarak seçilmiştir. Allah (C.C.) ona “Zebur”u kitap olarak indirmiştir. Sesinin güzelliği ile ün yapan Hz. Davut; Yakup (A.S.)’ın ilk eşi Lea’dan doğan dördüncü çocuğu olan “Yahuda”nın soyundan geldiğine inanılmaktadır. Bundan dolayı onüç kabileye ayrılan İsrailoğullarının tümüne “Yahudi” ismi verilmiştir.
Görüldüğü gibi olaylar son derece karmaşıktır. Hz. İsa’dan yaklaşık yirmiüç asır önce Doğu Akdeniz sahillerinde İsrail devleti kurulmuştur. Davut Peygamber zamanında bu devlet çok güçlü idi. Daha sonraları Hz. Davut’un oğlu Hz. Süleyman (A.S.) zamanında ise İsrail bölgenin en büyük devleti olmuştur. Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra (Yahudiler Hz. Süleyman’ı bir kral olarak görürler ve onun peygamberliğine inanmazlar) İsrail devleti iç karışıklık, sapkınlık ve ihtirasların kör ettiği bencil yöneticiler elinde zayıfladı. Yaklaşık yirmidört asır önce Yahuda ve İsrail olarak iki devlete bölündüler.
İ.Ö. beşinci yüzyılda Babil Hükümdarı “Nabukadnazar” Yahuda devletine son verdi. Nabukanazar (Buhtınazır) İsrailoğullarının içerisinden seçtiği bilgili, kabiliyetli sanatkar, mimar, mühendis, vb. bir kısım halkı kendi ülkesi Babil’e getirdi ve onları çeşitli işlerde kullandı. Hatta Babil’in asma bahçelerinin bu İsrailoğulları tarafından inşa edildiği bile söylenir.
Bugün kayıp olduğu söylenen bu onüçüncü İsrail kabilesinin, bir teoriye göre Zap vadisine göç edip yerleşen Levioğulları ya da Nabukadnazar tarafından Mezopotamya’ya getirilen Yahudiler olduğu iddia edilmektedir.
Yeni Mesaj Gazetesi , Mustafa Bekaroglu