Çaresiz ve yanlızdı
Sen'den önce Mekke
Artık son sancılarıydı belkide
Beklemişti yıllardır Sen'nin yolunu....
O zaman müjdeler olsun Sana
Geliyor Resuller RESUL'u
Birden....
Arz mı yarıldı bilmem!
Boşaldı bin bir melek gökten
Yok ses seda ıssız gecede
Nefesler tutuldu,ay tutuldu
En son yüzüne hasret güneş
Birden doğdu...
Doğdu ama utandı adeta doğmaya
Sakladı nurunu Sen'in NUR'unun ardına...
Yağdı rahmet yağmurları
Yıllardır merhamete susayan
Çölün bağrına...
Büyüyordun ey Nebi!
Büyüdükçe yeni yeni güller açıyordu
Kokusu eşsiz Bedeninde
Rahmet,merhamet,sevgi
En güzel Sen'de bulmuştu kendini
İşte bu Sen'din ya MUHAMMED!
Nur yüzü hürmetine alemin yaratıldığı,
Kimsesizlerin duası
En günahkarların bile şefaat kapısı
SEN'din...
Ve birgün tam 40 yaşında
Hira'nın kucağında
Kalbinde ilahi muhabbetin çağlayanlarıyla
Okuma bilmeksizin Sana inen ilk ayetti ''OKU!''
Sonra tam 23 yıl
Acı,zorluk,keder dolu 23 yıl.
Mekke mi üzdü Sen'i Ya Nebi!
Kimler taş attı Sana Ya Nebi!
Hangi el kalktı Sana Ya Nebi!
Hangi kırılasıca eller!
Allah'ım yoklukta toz et beni
Savur o kafirlerin gözüne,yüzüne
O'nun elinde kılıç et beni
Fırlat kaskatı bedenlere
Yada Uhud'ta taş et beni
Göm kızgın kumların altına mü'minlerle
En azından umut et beni
Mü'minlerin kalbinde filizlenen umut çiçeği.
Ya Habib-i Edip
Gözler Sana hasret
Dualar Sana köle
Diller Sen'i anar
Kalpler hasretinle yanar
Gel Ya Rasulallah
Şimdi hasret kaldık
O Nur saçan yüzüne
Eşsiz Gül kokuna
Nerdesin Gel Ey Nebi!
Sen'siz bu dünya çok karanlık ve kirli
Bahar yine döndü kışa
Nefs pusuda insanlığa yem atmakta
Bir gelsen Ya MUHAMMED MUSTAFA
Çevirsen yine hicran mevsimini bahara
Özlüyoruz,özlemekteyiz Sen'i.
Muhtacız Sana Asr-ı saadet güneşi
Umutlarımızın tazeliğiyle bekleyeceğiz Sen'i
Dindir acı ve kederlerimizi
Dindir ya RASULALLAH..
NİHAL ŞAHİN
Sen'den önce Mekke
Artık son sancılarıydı belkide
Beklemişti yıllardır Sen'nin yolunu....
O zaman müjdeler olsun Sana
Geliyor Resuller RESUL'u
Birden....
Arz mı yarıldı bilmem!
Boşaldı bin bir melek gökten
Yok ses seda ıssız gecede
Nefesler tutuldu,ay tutuldu
En son yüzüne hasret güneş
Birden doğdu...
Doğdu ama utandı adeta doğmaya
Sakladı nurunu Sen'in NUR'unun ardına...
Yağdı rahmet yağmurları
Yıllardır merhamete susayan
Çölün bağrına...
Büyüyordun ey Nebi!
Büyüdükçe yeni yeni güller açıyordu
Kokusu eşsiz Bedeninde
Rahmet,merhamet,sevgi
En güzel Sen'de bulmuştu kendini
İşte bu Sen'din ya MUHAMMED!
Nur yüzü hürmetine alemin yaratıldığı,
Kimsesizlerin duası
En günahkarların bile şefaat kapısı
SEN'din...
Ve birgün tam 40 yaşında
Hira'nın kucağında
Kalbinde ilahi muhabbetin çağlayanlarıyla
Okuma bilmeksizin Sana inen ilk ayetti ''OKU!''
Sonra tam 23 yıl
Acı,zorluk,keder dolu 23 yıl.
Mekke mi üzdü Sen'i Ya Nebi!
Kimler taş attı Sana Ya Nebi!
Hangi el kalktı Sana Ya Nebi!
Hangi kırılasıca eller!
Allah'ım yoklukta toz et beni
Savur o kafirlerin gözüne,yüzüne
O'nun elinde kılıç et beni
Fırlat kaskatı bedenlere
Yada Uhud'ta taş et beni
Göm kızgın kumların altına mü'minlerle
En azından umut et beni
Mü'minlerin kalbinde filizlenen umut çiçeği.
Ya Habib-i Edip
Gözler Sana hasret
Dualar Sana köle
Diller Sen'i anar
Kalpler hasretinle yanar
Gel Ya Rasulallah
Şimdi hasret kaldık
O Nur saçan yüzüne
Eşsiz Gül kokuna
Nerdesin Gel Ey Nebi!
Sen'siz bu dünya çok karanlık ve kirli
Bahar yine döndü kışa
Nefs pusuda insanlığa yem atmakta
Bir gelsen Ya MUHAMMED MUSTAFA
Çevirsen yine hicran mevsimini bahara
Özlüyoruz,özlemekteyiz Sen'i.
Muhtacız Sana Asr-ı saadet güneşi
Umutlarımızın tazeliğiyle bekleyeceğiz Sen'i
Dindir acı ve kederlerimizi
Dindir ya RASULALLAH..
NİHAL ŞAHİN