kardelen2670
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 19 Ağu 2006
- Mesajlar
- 37
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Ya Rab
Ey Rab, varlığın evvelden evvel,
Nezdinde bu mânânın adı "ezel"…
Yok nihayetin, olmaz Sana hitam,
Halk eden Sen'sin, Sen'inledir devam..
Tekmil varlık, nezdindeki bir nûrdan,
"Ol" dedin, oldu bir ışık billûrdan.
Her şey o baş döndüren âhengiyle,
Göz kamaştıran nûru ve rengiyle;
Dellâldır varlığına şüphemiz yok,
Her yanda akan nûrlar oluk oluk.
Sen'dendir her çehrede parlayan nûr,
Sen'dendir rûhlarda duyulan huzûr.
Yeryüzü Sen'in ihsanlarınla var,
Tek bir lem'asıdır Cemâlin bahar.
Bir cilvesi de onun sımsıcak yaz,
Haykırır varlığını avaz avaz.
Söyler Sen'i nûruyla ay ve güneş,
Sözleri melek şehâdetine eş...
Dalga dalga denizler "Hû" der coşar,
Irmaklar durmadan hep Sana koşar.
Ormanlar uğuldar durur derinden,
Mûsıkîler yükselir her birinden.
Nağmelerle inler bahçeler, bağlar,
El kaldırır Sana tepeler, dağlar..
İsmini yâd eder burçlar, felekler,
Yâd ettiği gibi gökte melekler…
Rikkatle uçan kuşlar Sen'i anar,
Bir hür mavilikte sonsuza kadar.
* *
Bilen bilir; onların önü açık,
Bilmeyene de lütfeyle azıcık..!
Pervâne gibi ışığa koşanlar,
Her an bir korla yanıp tutuşanlar;
Başları dönmüştür Sen'in şevkinden,
Mahmûr gezinirler Sen'in zevkinden.
Sen'den gayrı her şey onlara ağyâr,
Sen'sin bu kudsîlere biricik yâr.
Duymuşsa Sen'i bir rûh candan geçer,
Nâm u şandan, inci mercandan geçer.
* *
Sen'sin her şeyi var eyleyen kudret,
Sun, hep sunduğun gibi bir inâyet!
Aç ardına kadar kapını bize,
Göster teveccühünü hepimize.
Kalmasın nûruna ermedik gönül,
Kalmadı pek çoğumuzda tahammül..
Bizler Sen'in elinde birer 'ney'iz,
Her zaman Sen'i söyleyen nağmeyiz.
Sal gönüllerimize bir inşirah,
Gelsin artık va'deylediğin sabah.
Yıllar var ki, gönüllerimiz kebap,
Rûhlarda dayanılmaz bir ızdırap.
Boynumuz tasmalı birer bendeyiz,
Artık Sen'i tam bilecek 'sin'deyiz.
Birer muzdar ve dua demindeyiz;
İki büklüm, Peygamber izindeyiz.
Doğsun ey Rab beklediğimiz felâh,
Ve dinsin artık her türlü âh u vâh!
Gelsin o nûrefşân günlerden haber,
El açıp inlediğimiz bir seher…
Arza ne hâcet, hâlimiz ayândır,
Nûr bekliyoruz bir hayli zamandır…
* * *
Ey Rab, varlığın evvelden evvel,
Nezdinde bu mânânın adı "ezel"…
Yok nihayetin, olmaz Sana hitam,
Halk eden Sen'sin, Sen'inledir devam..
Tekmil varlık, nezdindeki bir nûrdan,
"Ol" dedin, oldu bir ışık billûrdan.
Her şey o baş döndüren âhengiyle,
Göz kamaştıran nûru ve rengiyle;
Dellâldır varlığına şüphemiz yok,
Her yanda akan nûrlar oluk oluk.
Sen'dendir her çehrede parlayan nûr,
Sen'dendir rûhlarda duyulan huzûr.
Yeryüzü Sen'in ihsanlarınla var,
Tek bir lem'asıdır Cemâlin bahar.
Bir cilvesi de onun sımsıcak yaz,
Haykırır varlığını avaz avaz.
Söyler Sen'i nûruyla ay ve güneş,
Sözleri melek şehâdetine eş...
Dalga dalga denizler "Hû" der coşar,
Irmaklar durmadan hep Sana koşar.
Ormanlar uğuldar durur derinden,
Mûsıkîler yükselir her birinden.
Nağmelerle inler bahçeler, bağlar,
El kaldırır Sana tepeler, dağlar..
İsmini yâd eder burçlar, felekler,
Yâd ettiği gibi gökte melekler…
Rikkatle uçan kuşlar Sen'i anar,
Bir hür mavilikte sonsuza kadar.
* *
Bilen bilir; onların önü açık,
Bilmeyene de lütfeyle azıcık..!
Pervâne gibi ışığa koşanlar,
Her an bir korla yanıp tutuşanlar;
Başları dönmüştür Sen'in şevkinden,
Mahmûr gezinirler Sen'in zevkinden.
Sen'den gayrı her şey onlara ağyâr,
Sen'sin bu kudsîlere biricik yâr.
Duymuşsa Sen'i bir rûh candan geçer,
Nâm u şandan, inci mercandan geçer.
* *
Sen'sin her şeyi var eyleyen kudret,
Sun, hep sunduğun gibi bir inâyet!
Aç ardına kadar kapını bize,
Göster teveccühünü hepimize.
Kalmasın nûruna ermedik gönül,
Kalmadı pek çoğumuzda tahammül..
Bizler Sen'in elinde birer 'ney'iz,
Her zaman Sen'i söyleyen nağmeyiz.
Sal gönüllerimize bir inşirah,
Gelsin artık va'deylediğin sabah.
Yıllar var ki, gönüllerimiz kebap,
Rûhlarda dayanılmaz bir ızdırap.
Boynumuz tasmalı birer bendeyiz,
Artık Sen'i tam bilecek 'sin'deyiz.
Birer muzdar ve dua demindeyiz;
İki büklüm, Peygamber izindeyiz.
Doğsun ey Rab beklediğimiz felâh,
Ve dinsin artık her türlü âh u vâh!
Gelsin o nûrefşân günlerden haber,
El açıp inlediğimiz bir seher…
Arza ne hâcet, hâlimiz ayândır,
Nûr bekliyoruz bir hayli zamandır…
* * *