erciyes1984
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 19 Kas 2007
- Mesajlar
- 1,019
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
"Vezirimin Oğlu!"
Türkler, tarih boyunca Müslüman kimliklerini açıklayan isimlere, özellikle Hz. Peygamber(S.A.V)'in ve yakınlarının isimlerine çok değer vermişlerdir. Çok sevdikleri Hz. Peygamber(S.A.V)'e o kadar büyük saygı duymuşlardır ki, çocuklarına O'nun en çok kullanılan ismi "Muhammed" adını verirlerse, hitapta saygısızlık yapabilecekleri endişesiyle, önce "Mehemmet" daha sonra "Mehmet" demeyi tercih etmişlerdir. Ayrıca, her "Muhammed" denildiğinde "salavât-ı şerife" getiren bir toplumun uygulamadaki güçlüğünü düşününüz...
Büyük Türk hükümdarı Gazneli Mahmut çok dindar bir Müslüman imiş. Vezirinin oğlu olan çok sevdiği Muhammed'i hiç yanından ayırmazmış. Bir gün, "Vezirimin oğlu, bana hırkamı verir misin?" dediğinde, musahibi şaşırarak "Bana neden ismimle hitap etmediniz Sultanım?" diye sorunca, "Abdestim yok, bu yüzden o mübarek ismi ağzıma alamadım" cevabını vermiş.
Sultan II. Murad Han, Edirne Sarayı'nda "Muhammed Sûresi"ni okurken, şehzâdesi olacak bir erkek çocuğunun dünyâya geldiğini müjdelediklerinde, okuduğu Kur'an-ı Kerîm'den başını kaldırarak "Bağ-ı İrem'de gül-ü Muhammed açtı" demiş ve geleceğin Fatihi'nin adını "Muhammed" yani "Mehemmed" koymuş...
Türkler, tarih boyunca Müslüman kimliklerini açıklayan isimlere, özellikle Hz. Peygamber(S.A.V)'in ve yakınlarının isimlerine çok değer vermişlerdir. Çok sevdikleri Hz. Peygamber(S.A.V)'e o kadar büyük saygı duymuşlardır ki, çocuklarına O'nun en çok kullanılan ismi "Muhammed" adını verirlerse, hitapta saygısızlık yapabilecekleri endişesiyle, önce "Mehemmet" daha sonra "Mehmet" demeyi tercih etmişlerdir. Ayrıca, her "Muhammed" denildiğinde "salavât-ı şerife" getiren bir toplumun uygulamadaki güçlüğünü düşününüz...
Büyük Türk hükümdarı Gazneli Mahmut çok dindar bir Müslüman imiş. Vezirinin oğlu olan çok sevdiği Muhammed'i hiç yanından ayırmazmış. Bir gün, "Vezirimin oğlu, bana hırkamı verir misin?" dediğinde, musahibi şaşırarak "Bana neden ismimle hitap etmediniz Sultanım?" diye sorunca, "Abdestim yok, bu yüzden o mübarek ismi ağzıma alamadım" cevabını vermiş.
Sultan II. Murad Han, Edirne Sarayı'nda "Muhammed Sûresi"ni okurken, şehzâdesi olacak bir erkek çocuğunun dünyâya geldiğini müjdelediklerinde, okuduğu Kur'an-ı Kerîm'den başını kaldırarak "Bağ-ı İrem'de gül-ü Muhammed açtı" demiş ve geleceğin Fatihi'nin adını "Muhammed" yani "Mehemmed" koymuş...